Yıl 1999’du. BEKSAV Tiyatro Atölyesi’ndeki
öğrencilerimle birlikte uzun süre çalışarak adını Nâzım Hikmet’in “Çok
Uzaklardan Geliyoruz” şiirinden alan bir kolajı sahnelemiştik. Sevgili
İlhan Selçuk gelip oyunu izlemiş, o gencecik oyuncularla Meyerhold
tekniğine dayanarak yaptığımız çalışmanın ürününü çok beğenmişti. Sonra
bir daha geldi oyuna. Bu ikinci gelişinde Refik Erduran’ı da beraberinde
getirmişti. İlhan Selçuk’un siyasi görüş farklılıklarının olumsuz
etkisini yanına uğratmadığı dostlarından biriydi Erduran, tıpkı Çetin
Altan gibi... En aykırı şeyleri düşünseler, en ters fikirleri savunsalar
bile, aralarındaki yıllanmış dostlukla hem birbirlerinin sohbetinden
keyif alır, hem de kıymet bilirlerdi. Benim de Refik Bey ile o gün
başlayan dostluğum bir daha hiç kesintiye uğramadı. Siyasal bakış
olarak, sanata bakış olarak çok farklı yerlerde durduk, özellikle son
dönemlerde çok tartıştık, hatta kavga ettik, ama Refik Bey aramızdaki
insan ilişkisini siyasete hiç ezdirmedi; ben de onun Nâzım Hikmet’i
kurtaran delikanlı gözü karalığını da, çok zor zamanlarımda yaptığı
dostlukları da hiç unutmadım, unutmam. Işıklar içinde yat Refik Erduran.
‘
Mucize’nin Çanakkale turnesi
İlhan Ağabey, “Çok Uzaklardan Geliyoruz”u izledikten sonra, görmeyi en çok istediği, ama sağlık durumu elvermediği için ne yazık ki göremediği “Kerbela” hariç, sahneye koyduğum hemen her oyunu takip etti. Cumhuriyet yazarları da, Kültür Sayfası da o zamanlar aynı gazetede “sütun kardeşliği” yaptıkları arkadaşlarının sanatsal yaratımları konusunda daha duyarlıydılar, her oyunumda şu veya bu şekilde buluştuk gazetemle. Nereden nerelere geldik!.. Cumhuriyet gazetesi artık Cumhuriyet’in kuruluş dönemini günümüzün tek başkan arayışıyla eşdeğer gören köşe yazılarına ev sahipliği yapıyor, ama Mustafa Kemal Atatürk’ün bu topraklarda yarattığı Kurtuluş “Mucize”sini sahneye taşıyan bir oyun Kültür Sayfası’nda bile kendine yer bulmuyor. Ne diyelim, geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer...
Ne yapalım, biz de kendi öykümüzü kendimiz anlatırız, dert değil, serde 68’lilik var, somut şartların somut tahlilinden yola çıkmayı bir kere bellemişiz zamanında, maksat sorun çözülsün, Cumhuriyet okurunun haber alma hakkı gizli sansürlerle engellenmesin.
İlker Başbuğ’un yazıp Melike İlgün’ün oyunlaştırdığı, benim de Müjdat Gezen Tiyatrosu’nda sahneye koyduğum “Mucize” 18 Ocak’ta Biga, 19 Ocak’ta da Çanakkale’de oynandı. Salonlar tıklım tıklım dolu, seyirci heyecanlıydı. Ben de heyecanlıydım. Çünkü oyunu başladığı yerde, Çanakkale’de oynuyorduk; ilk sahnenin kahramanı olan Mehmet Çavuş ise Bigalıydı. Türkiye’nin çağdaşlaşma mücadelesi açısından tabii ki daha uzun bir geçmiş söz konusu, ama Kurtuluş Savaşı ruh olarak nerede başlamıştır diye sorarsanız, bence bunun cevabı Çanakkale’dir. Çanakkale önemlidir.
Biga ve Çanakkale’nin aydınlık insanları hem oyunu, hem ekibi, hem de yazarı bağırlarına bastılar. Biga Belediye Başkanı Sayın İsmail Işık, Çanakkale Belediye Başkanı Sayın Ülgür Gökhan, binlerle sayılabilecek seyirci kitlesi aynı derdin peşinde olduğumuzu, son barikatta, Cumhuriyet’te direnmeye kararlı olduğumuzu hissettik. Düşmana inat, dosta da...
Ayşe Emel Mesci / CUMHURİYET
Mucize’nin Çanakkale turnesi
İlhan Ağabey, “Çok Uzaklardan Geliyoruz”u izledikten sonra, görmeyi en çok istediği, ama sağlık durumu elvermediği için ne yazık ki göremediği “Kerbela” hariç, sahneye koyduğum hemen her oyunu takip etti. Cumhuriyet yazarları da, Kültür Sayfası da o zamanlar aynı gazetede “sütun kardeşliği” yaptıkları arkadaşlarının sanatsal yaratımları konusunda daha duyarlıydılar, her oyunumda şu veya bu şekilde buluştuk gazetemle. Nereden nerelere geldik!.. Cumhuriyet gazetesi artık Cumhuriyet’in kuruluş dönemini günümüzün tek başkan arayışıyla eşdeğer gören köşe yazılarına ev sahipliği yapıyor, ama Mustafa Kemal Atatürk’ün bu topraklarda yarattığı Kurtuluş “Mucize”sini sahneye taşıyan bir oyun Kültür Sayfası’nda bile kendine yer bulmuyor. Ne diyelim, geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer...
Ne yapalım, biz de kendi öykümüzü kendimiz anlatırız, dert değil, serde 68’lilik var, somut şartların somut tahlilinden yola çıkmayı bir kere bellemişiz zamanında, maksat sorun çözülsün, Cumhuriyet okurunun haber alma hakkı gizli sansürlerle engellenmesin.
İlker Başbuğ’un yazıp Melike İlgün’ün oyunlaştırdığı, benim de Müjdat Gezen Tiyatrosu’nda sahneye koyduğum “Mucize” 18 Ocak’ta Biga, 19 Ocak’ta da Çanakkale’de oynandı. Salonlar tıklım tıklım dolu, seyirci heyecanlıydı. Ben de heyecanlıydım. Çünkü oyunu başladığı yerde, Çanakkale’de oynuyorduk; ilk sahnenin kahramanı olan Mehmet Çavuş ise Bigalıydı. Türkiye’nin çağdaşlaşma mücadelesi açısından tabii ki daha uzun bir geçmiş söz konusu, ama Kurtuluş Savaşı ruh olarak nerede başlamıştır diye sorarsanız, bence bunun cevabı Çanakkale’dir. Çanakkale önemlidir.
Biga ve Çanakkale’nin aydınlık insanları hem oyunu, hem ekibi, hem de yazarı bağırlarına bastılar. Biga Belediye Başkanı Sayın İsmail Işık, Çanakkale Belediye Başkanı Sayın Ülgür Gökhan, binlerle sayılabilecek seyirci kitlesi aynı derdin peşinde olduğumuzu, son barikatta, Cumhuriyet’te direnmeye kararlı olduğumuzu hissettik. Düşmana inat, dosta da...
Ayşe Emel Mesci / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder