23 Şubat 2017 Perşembe

‘Yenikapı ruhu’ ABD’ye sıçradı - Nilgün Cerrahoğlu

Diplomat bir dostum “Irish Times”dan bana bir yazı yollamış...
“Donald Trump ABD Başkanlığı’na ne kadar dayanır?” başlığını taşıyan yazı;
Washington’daki gazetecilerle, “Müslüman yasağına” karşı çıkan ABD’li yargıçların, tıpkı Putin Rusya’sında olduğu gibi “anonim ölüm tehditleri” aldığını belirtiyor ve ekliyor: “Gidişat gidişat değil. Bu tehlikeli sarmal nerede durur? Ya Başkan’a karşı güçler onu sonunda devirecek ya da Başkan bu mevcut düzeni yıkacak!” 



Eskiden yalnız “üçüncü dünya demokrasileri” için yapılan bu çözümlemeler, Trump Amerika’sında sıradanlaştı.
Bir ABD Başkanı’nın “alaşağı edilmesi” ya da “devrilmesi” ihtimalinden uluorta böyle söz edilmesi, çok yakın zamanlara dek şoke edici bir şeydi.
Artık değil.
Trump, demokrasinin asli unsuru medyayı “halk düşmanı” ilan ediyor...
Medya da Beyaz Saray’a adım attığından beri “Başkanın görevden alınması/impeachment” olasılığından, şaşırtıcı olmayan, olağan bir alternatifmiş gibi bahsediyor.
 
‘Derin devlet’in başkanla imtihanı 
 
Bundan daha birkaç gün önce “New York Times”ın manşetinde de “(İstihbarat örgütlerinden sürekli akan) sızıntılar, ABD’de bir derin devlet oluşumu korkusuna işaret ediyor” başlığını taşıyan bir yazı vardı.
Devlet kurumları arasındaki bu bilek güreşinin “Türkiye, Mısır, Pakistan gibi ülkelerde rastlanan derin devlet olgusunu” andırdığına işaret eden yazı, Trump’ın başkanlık güçlerini en abartılı sınırlara dek kullanmasının, bir anayasal çıkmaza yol açabileceğinden söz ediyordu.
Konu sırf ABD’nin “Türk usulü bir derin devlet sendromu ithalinden” ibaret değil.
Trump Amerika’sı, “bizden olanlar”ı “olmayanlar”a karşı sürekli tansiyonu yüksek bir miting atmosferinde gaza getiren devasa bir “Yenikapı ruhu” dalgasından da etkilenmiş görünüyor.
Cuma akşamı Trump’ın first lady Melania ile yaptığı Florida mitingini izledim.
Çiçeği burnunda Başkan ve karısı, gülücükler dağıtarak “Air Force One”dan inip apronun yanında kurulan miting alanındaki kürsüye yürüdüler.
Nar kırmızısı giysisiyle göz kamaştıran Melania konuştu önce. Ağzını açarken hemen, Hıristiyanlığın en bilinen dualarından olan “Göklerdeki Pederimiz”i okudu. Yeni bir Evita edasında “kadınlar ve çocuklar için çalışacağını” müjdeledi. Ve pop şarkıcılarını andıran bir alkış tufanıyla kürsüden indi.
Başkan Trump ise tam bir “Yenikapı üslubuyla” esip gürledi.
Ayağının tozuyla basına saldırdı. Kalabalıklara “Medya halk düşmanı” dedi ve ekledi: “Okuduklarınızın hepsi yalan. Hiçbirine inanmayın. Basının kendisi başlı başına bir problem haline geldi!”
 
Evrensel değerlerin çöküşü
 
Trump’ın niyeti, “basının aracılığını” giderek devreden çıkarıp kalabalıklara bundan böyle Florida’da yaptığı gibi seçim kampanyaları dışında da “doğrudan” hitap etmek.
Dünyanın en güçlü ülkesinin başındaki liderin yerleşik demokrasi kurallarını bu şekilde boşlayarak mayınlaması, şimdiye dek görülmemiş bir durum.
Dünyanın lider ülkesindeki düzenin yıkılmasıyla eş anlama gelen bu durum, birkaç gün önce sona eren Münih Güvenlik Konferansı’nda da pek çok yanıyla ele alındı.
Trump’ın Cumhuriyetçi kamptaki baş muhaliflerinden, eski başkan adayı John McCain, Münih Konferansı’nın anahtar oturumlarından birinin açılışını yaparken, 40 yıldır katıldığı toplantıda benzeri bir tabloyla hiç yüzleşmek zorunda kalmadığını söyledi ve dünyanın gelişmiş demokrasilerindeki gidişatı şöyle özetledi:
1.Evrensel değerlerden kopup eski kan, ırk bağlarına geri dönmek.
2.Müslümanlar başta olmak üzere tüm göçmenler, sığınmacılar, azınlık gruplarına artan kinle bilenmek.
3.Kalabalıkların gitgide artan şekillerde otoriterleşme ile flörtleşmesi...
 Bilinen uluslararası düzenin çöküşünü ilan eden dünyanın bu en etkili jeo-politik forumu da evrenin görülmemiş bir belirsizlik evresine girdiğini tescil ediyor.
Belirsizlik ortamları ne yazık ki hemen hiç istisnasız, hep “tek adam”ların işine yarıyor.

Nilgün Cerrahoğlu / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder