26 Mart 2017 Pazar

‘Bizimle alay mı ediyorsun?’ - ALİ SİRMEN

AKP tarafından verilmiş olan ilan gazetenin en arka sayfasının bütününü kaplıyor.
Koca koca şimşir puntolarla ve büyük harflerle “BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ YARGI” yazılmış. Altında da şunlar yer alıyor:
“Yargının bağımsız olması yetmez, tarafsız da olması gerekir diyoruz, tarafsızlığı anayasal hüküm haline getiriyoruz.
Tarafsızlık yargının kararlarında ve denetiminde bir anayasa kriteri oluyor, yargıya güven artıyor, vesayet son buluyor. Kuvvetler ayrılığı güçleniyor.
Daha iyi işleyen, vesayetten kurtulan,
gruplaşmaların değil, uyumun hâkim olduğu
bağımsız ve tarafsız bir yargı için EVET.
Güçlü demokrasi, büyüyen ekonomi
güven ve istikrar için EVET”
Bunun altına da anayasanın yürürlükte olan 9 . maddesi yazılmış:
“Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.”
Sonra bir de halkın oyuna sunulan eklenen şekliyle yeni 9. madde konmuş:
“Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.”

***
İşte ilan bu.
İlanı okuyan, kuvvetler ayrılığından, bağımsız yargıdan yana olan herkes tabii ki, bu öneriye “evet” diyecek ve de ekleyecektir.
- Adamlar “bağımsız”a, bir de “tarafsız” eklemişler. Hani körün istediği bir göz Allah vermiş iki göz.

Son iki günde bana ulaşmış iki kitap var: Av. Ece Güner Toprak’ın “Çare Başkanlık mı?” adlı yapıtı ve dostum Av. Enis Coşkun’un “Anayasa Değişikliğinin İçeriği ve Anlamı, 2017 Referandumu.”
İlanın içeriğinin ne derecede doğru olduğunu bir kez daha görmek için ikisinin de yargı ile ilgili bölümlerini açıyorum ve yargıçlar ile savcıları atayacak, tayin ve terfilerine gerektiğinde meslekten çıkarılmalarına karar verecek olan Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na bakıyorum. Eğer AK Parti’nin öne sürdüğü değişiklik kabul edilirse, bu kurul 13 üyeli daireden oluşacak. Cumhurbaşkanı’nın seçtiği Adalet Bakanı kurulun başkanı, Adalet Bakanlığı Müsteşarı da tabii üyesi olacak. Kalıyor geriye seçimle gelecek 11 üye. Bunların dördünü Cumhurbaşkanı doğrudan seçecek. Bu altı üyenin, sistemin egemeni Cumhurbaşkanı karşısında bağımsız olmaları söz konusu değil.
Geri kalan yedi üye, çoğunluk partisinin üyesi, lideri ve büyük olasılıkla resmi genel başkanı olan Cumhurbaşkanı’nın sıkı denetimi altında olan TBMM tarafından seçilecek.
Eğer bu yedi üyenin seçimi için muhalefet partilerinin de mutabakatını zorunlu kılan nitelikli çoğunluk aransaydı, Cumhurbaşkanı karşısında bağımsızlıkları söz konusu olabilirdi. Gerçi AKP’nin teklifinde gerek karma komisyonda, gerek genel kurulda yapılacak oylamalarda ilk turda üçte iki, ikinci turda beşte üç çoğunluk aranıyorsa da bu iki turda gerekli çoğunluk sağlanamadığında yapılacak üçüncü turda artık salt çoğunluğun yeterli olması ve iktidar partisi kendi çoğunluğunun oylarıyla, bu yedi üyeyi seçebilmeleri öngörülüyor. 

***
Görülüyor ki hâkim ve savcıların tayin terfileri ve gerekli hallerde meslekten çıkarılmaları konusunda karar verecek olan yargı bağımsızlığının kilit kurumu HSK’nin on üç üyesinin altısını, Cumhurbaşkanı doğrudan seçmekte, kalan 7 üyeyi de, parlamentoya aday gösterilmeleri konusunda, son karar yetkisinin kendisinde olduğu TBMM’deki çoğunluk partisi üyeleri aracılarıyla istediği doğrultuda seçtirebilmektedir.
Bu durumda, kuvvetler ayrılığından da bağımsız yargıdan da söz etme imkânı yoktur.
Yeni 9. madde ile getirildiği iddia edilen “bağımsız ve tarafsız yargı”, 159. maddedeki Hâkimler ve Savcılar Kurulu ile fiilen ortadan kaldırılmakta, 9. madde hükmü, hoş ve boş bir aldatmaca olmaktan öteye geçememektedir.
Bu durumda, ilanı veren AKP’ye dönüp sormak gerek:
- Arkadaş sen bizimle alay mı ediyorsun?
Galiba bir okul arkadaşımın, geçen gün sözünü ettiğim şu saptaması doğru çıkıyor:
- 16 Nisan’da bize soracaklar “Aptal mısın” diye, biz de sandıkta cevap vereceğiz.
Bu soruya evet diyecek, bir çoğunluk olabilir mi?

Ali Sirmen / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder