Deniz Gezmiş Türkiye Devriminin en güzel 100 metresini en hızlı koşan
delikanlıydı. Büyük şair Can Yücel, “Mare Nostrum” (Bizim Deniz)
şiirinde böyle diyordu Deniz Gezmiş için…
Türkiye gibi siyaset sahnesinde nefes alıp veren ölülerin çok olduğu bir ülkede Deniz Gezmiş olabilmek hiç de kolay ulaşılabilecek bir yer değildi.
28 Şubat 2017 gecesi Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde Deniz Gezmiş’in 70. doğum günü kutlandı.
Organizasyon resmi olarak Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı tarafından düzenlenmişti. En önemli partneri ise Kadıköy Belediyesiydi.
Böylesi işlerin görünen ve görünmeyen kahramanları vardı. Ancak bu gece Deniz Gezmiş dostlarının tam bir ortaklaşa çalışmasıyla kotarılmıştı.
Deniz Gezmiş yakın arkadaşları Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte katledildikleri 6 Mayıs 1972’den bu yana geçen 44 yılda ölmek ne kelime özgürlük rüzgarı olarak ülkenin üzerinde esmeye devam ediyorlar.
Deniz Gezmiş 70 Yaşında gecesi biletli bir organizasyondu. Gecenin geliri Deniz Vakfı tarafından tahsil hayatına devam eden öğrencilere verilecekti.
•••
Gecenin sunuculuğunu Sunay Akın yapıyordu. Sunay muhteşem bir araştırmacı ve hikaye anlatıcısı olduğunu bir kez daha gösterdi. Öylesine uzak ve derinlerde kalan tarihi gerçekler ile Deniz’i bir araya getirdi ki, hepimizin ağzı bir karış açık kaldı!
Mesela 1800’lerin ikinci yarısında esir düşmüş bir Osmanlı askerinin kibrit kutusunun içine sığacak büyüklükte yazdığı anılarından Deniz Gezmiş’in büyük babasını çekip çıkarttı. 1960’larda Sivas’tan İstanbul’a kamyonla gelen Gezmiş ailesinin hikâyesini; Türkan Şoray ve Kadir İnanır ile birlikte başrolünde “kamyon” olan Selvi Boylum Al Yazmalım filmine bağladı. Sonra da bu filmin efsanevi fon müziğinin bestecisi ve icracısı Cahit Berkay’ı sahneye davet etti.
Cahit Berkay Moğollar Grubu’nun kurucusu ve halen de lideridir. Cem Karaca ile birlikte çaldı söyledi yıllar boyu… Şimdi oğlu Emrah Karaca ile çalıyor ve söylüyor. O de 1968’den günümüze erişen bir dev müzisyen olarak Deniz’in yanında yer aldı bir kez daha…
Sonra Hayko Cepkin’i sahneye çağırdı Sunay, Cahit Berkay onunla birlikte gençlik rüzgarları estirdi.
Edip Akbayram ise Can Yücel’in o unutulmaz şiirini milyonlara ezberlettiği bestesiyle “Aşk olsun sana çocuk” diyerek bütün yürekleri kabarttı. Edip tevazu sahibi kişiliğiyle yaptığı büyük işlerin altını çizmeden yürüyüp giden bir başka büyük sanatçı olarak Deniz’in yanına çok yakışmıştı.
Hüseyin Turan, Ruhi Su Dostlar Korosu ve Mazlum Çimen eski türkülerimiz ve yepyeni besteleriyle gecenin ruhunu yükselttiler.
Zuhal Olcay bir Livaneli bestesiyle herkesi kendine bağladı. Onun özel sesi ve kendine ait yorumuyla bir başka güzeldi her şiir, her şarkı, her türkü…
Bütün gece durmaksızın bütün sanatçılara Cem Öğretir orkestrası eşlik etti. En küçük bir aksama yaşamadılar, yaşatmadılar.
Sunay Akın birbirinden ilginç Deniz Gezmiş hikayelerini sıralamaya devam etti. En sonunda da idam öncesi “son isteğin nedir?” diye sorulduğunda Deniz’in ağzından çıkan sözleri Sunay aynı onun gibi telaffuz ediyordu:
“Rodrigo’nun gitar konçertosunu dinlemek istiyorum!”
•••
Gecede kısa konuşmalar da yapıldı. Deniz’in kardeşi Hamdi Gezmiş vakıf adına çok kısa bir konuşma yaptı. Avukatı Mükerrem Erdoğan, idam gecesinden bir ayrıntıyı paylaştı:
“Deniz, idam sehpasına doğru yönelirken ‘Hadi bana eyvallah’ diyerek yanımızdan ayrıldı. Bu bir film sahnesi gibiydi.”
Böylesi yiğitlerin hangi cenahtan çıkabileceğini biraz sonra sahneye gelen bu yıl 50. sanat yılını kutlayan Zülfü Livaneli söyledi:
“Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Deniz Gezmiş… Bizim arkamızda bu isimler var. Soruyoruz, sizin arkanız da kim var?”
Türkiye’de siyasi sağ böylesi başkaldıran isimlere sahip değildi. Bu yüzden, başkaldırı hikâyelerine ihtiyaç duyduklarında sola gelip, ödünç şiirler, şarkılar, cezaevi hikayelerini alıp kürsülerden seçmenlerine savuruyorlardı. Çünkü kendilerinde yoktu!
Livaneli “bizim bütün yiğitlerimiz için birlikte söyleyelim” dedi:
“Yiğidim aslanım burada yatıyor!”
Gecenin sonunda bütün sanatçılar ve gecenin hazırlayıcıları sahneye çağırıldı. Olayın orta direği olan Sunay Akın ve onun sağ kolu Can Ersal ilk kez yan yana geldiler. Sürpriz olarak Eşber Yağmurdereli de oradaydı. Ve varlığıyla çok alkışlandı. Sadece Deniz orada değildi. Ya da bütün salondakilerin kalbindeydi:
“Deniz Gezmiş 70 yaşında!”
Nazım Alpman / BİRGÜN
Türkiye gibi siyaset sahnesinde nefes alıp veren ölülerin çok olduğu bir ülkede Deniz Gezmiş olabilmek hiç de kolay ulaşılabilecek bir yer değildi.
28 Şubat 2017 gecesi Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde Deniz Gezmiş’in 70. doğum günü kutlandı.
Organizasyon resmi olarak Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı tarafından düzenlenmişti. En önemli partneri ise Kadıköy Belediyesiydi.
Böylesi işlerin görünen ve görünmeyen kahramanları vardı. Ancak bu gece Deniz Gezmiş dostlarının tam bir ortaklaşa çalışmasıyla kotarılmıştı.
Deniz Gezmiş yakın arkadaşları Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte katledildikleri 6 Mayıs 1972’den bu yana geçen 44 yılda ölmek ne kelime özgürlük rüzgarı olarak ülkenin üzerinde esmeye devam ediyorlar.
Deniz Gezmiş 70 Yaşında gecesi biletli bir organizasyondu. Gecenin geliri Deniz Vakfı tarafından tahsil hayatına devam eden öğrencilere verilecekti.
•••
Gecenin sunuculuğunu Sunay Akın yapıyordu. Sunay muhteşem bir araştırmacı ve hikaye anlatıcısı olduğunu bir kez daha gösterdi. Öylesine uzak ve derinlerde kalan tarihi gerçekler ile Deniz’i bir araya getirdi ki, hepimizin ağzı bir karış açık kaldı!
Mesela 1800’lerin ikinci yarısında esir düşmüş bir Osmanlı askerinin kibrit kutusunun içine sığacak büyüklükte yazdığı anılarından Deniz Gezmiş’in büyük babasını çekip çıkarttı. 1960’larda Sivas’tan İstanbul’a kamyonla gelen Gezmiş ailesinin hikâyesini; Türkan Şoray ve Kadir İnanır ile birlikte başrolünde “kamyon” olan Selvi Boylum Al Yazmalım filmine bağladı. Sonra da bu filmin efsanevi fon müziğinin bestecisi ve icracısı Cahit Berkay’ı sahneye davet etti.
Cahit Berkay Moğollar Grubu’nun kurucusu ve halen de lideridir. Cem Karaca ile birlikte çaldı söyledi yıllar boyu… Şimdi oğlu Emrah Karaca ile çalıyor ve söylüyor. O de 1968’den günümüze erişen bir dev müzisyen olarak Deniz’in yanında yer aldı bir kez daha…
Sonra Hayko Cepkin’i sahneye çağırdı Sunay, Cahit Berkay onunla birlikte gençlik rüzgarları estirdi.
Edip Akbayram ise Can Yücel’in o unutulmaz şiirini milyonlara ezberlettiği bestesiyle “Aşk olsun sana çocuk” diyerek bütün yürekleri kabarttı. Edip tevazu sahibi kişiliğiyle yaptığı büyük işlerin altını çizmeden yürüyüp giden bir başka büyük sanatçı olarak Deniz’in yanına çok yakışmıştı.
Hüseyin Turan, Ruhi Su Dostlar Korosu ve Mazlum Çimen eski türkülerimiz ve yepyeni besteleriyle gecenin ruhunu yükselttiler.
Zuhal Olcay bir Livaneli bestesiyle herkesi kendine bağladı. Onun özel sesi ve kendine ait yorumuyla bir başka güzeldi her şiir, her şarkı, her türkü…
Bütün gece durmaksızın bütün sanatçılara Cem Öğretir orkestrası eşlik etti. En küçük bir aksama yaşamadılar, yaşatmadılar.
Sunay Akın birbirinden ilginç Deniz Gezmiş hikayelerini sıralamaya devam etti. En sonunda da idam öncesi “son isteğin nedir?” diye sorulduğunda Deniz’in ağzından çıkan sözleri Sunay aynı onun gibi telaffuz ediyordu:
“Rodrigo’nun gitar konçertosunu dinlemek istiyorum!”
•••
Gecede kısa konuşmalar da yapıldı. Deniz’in kardeşi Hamdi Gezmiş vakıf adına çok kısa bir konuşma yaptı. Avukatı Mükerrem Erdoğan, idam gecesinden bir ayrıntıyı paylaştı:
“Deniz, idam sehpasına doğru yönelirken ‘Hadi bana eyvallah’ diyerek yanımızdan ayrıldı. Bu bir film sahnesi gibiydi.”
Böylesi yiğitlerin hangi cenahtan çıkabileceğini biraz sonra sahneye gelen bu yıl 50. sanat yılını kutlayan Zülfü Livaneli söyledi:
“Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Deniz Gezmiş… Bizim arkamızda bu isimler var. Soruyoruz, sizin arkanız da kim var?”
Türkiye’de siyasi sağ böylesi başkaldıran isimlere sahip değildi. Bu yüzden, başkaldırı hikâyelerine ihtiyaç duyduklarında sola gelip, ödünç şiirler, şarkılar, cezaevi hikayelerini alıp kürsülerden seçmenlerine savuruyorlardı. Çünkü kendilerinde yoktu!
Livaneli “bizim bütün yiğitlerimiz için birlikte söyleyelim” dedi:
“Yiğidim aslanım burada yatıyor!”
Gecenin sonunda bütün sanatçılar ve gecenin hazırlayıcıları sahneye çağırıldı. Olayın orta direği olan Sunay Akın ve onun sağ kolu Can Ersal ilk kez yan yana geldiler. Sürpriz olarak Eşber Yağmurdereli de oradaydı. Ve varlığıyla çok alkışlandı. Sadece Deniz orada değildi. Ya da bütün salondakilerin kalbindeydi:
“Deniz Gezmiş 70 yaşında!”
Nazım Alpman / BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder