Marmaray Boğaz altından geçiyor ve Kazlıçeşme’yi Ayrılıkçeşmesi’ne
bağlıyor. . Sözleşme bedeli 860 milyon Dolar, gerçekleşme bedeli 1
milyar 750 milyon Dolar. Planladıklarının iki katına mal etmişler
tüneli. Üstelik iki ucunu bir araya getirememişler. İki uç arasında
sapma olduğu ortaya çıkınca birinin altına beton enjekte edip
düzeltmişler. Ne kadar sağlıklı bilinmiyor.
Marmaray tüp tünel projesinin toplam maliyeti 5,5 milyar dolar. Denizaltı uzunluğu 1,4 km olan bu proje için Japan Uluslararası İşbirliği Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası'na 40 yıl vade ile borçlanıldı. Yani hep birlikte 40 yıl boyunca o borcu ödeyeceğiz,
Peki, ucuz mu pahalı mı? Elimizde iki örnek var:
Japonya Seikan Tüneli: Toplam uzunluğu 53.85 km olan tünelin denizaltından geçen kısmı 23,3 kilometre. Maliyeti 3,6 milyar dolar.
İngiltere- Fransa arası Manş Tüneli: Toplam uzunluğu 50.45 km olan tünelin denizaltından geçen kısmı 37,9 kilometre. Maliyeti 10 milyar dolar. Denizaltı kısmı Marmaray'ın denizaltı kısmının yaklaşık 24 katı.
xxx
Yavuz Selim Köprüsü’nün toplam maliyeti 8,5 milyar Dolar. Yalnızca köprünün maliyeti 3 milyar Dolar. Köprü için işletmeci firmaya günlük 135 bin otomobil geçişi için Hazine garantisi verildi. Büyük bölümü ormanlık alanda inşa edildi, alanda geri dönüşü olmayan tahribatlar yapıldı. Kuzey Ormanları artık sizlere ömür. İstanbul’un son ormanları ve su kaynakları bu projeyle yok edildi.
Peki, ne işe yaradı? Şehrin trafiği köprü ulaşıma açılmadan öncekinden daha kötü. Üç köprünün trafiğinin kesiştiği Mahmutbey Bölgesi geçilmesi imkânsız bir kale görünümünde. Köprüden geçişi zorunlu kılınan kamyoncular ve otobüsçüler dertli. Çünkü köprü yolu 130 kilometre uzatıyor. Bu da maliyetlerin birkaç katı artması demek. Adı Yavuz Selim Köprüsü, gerçekte Deli Dumrul Köprüsü.
xxx
Osman Gazi köprüsünün maliyeti 2 milyar 135 milyon Dolar. Yapımına harcanan bu paranın tamamı, aralarında Halkbank ve Vakıflar Bankası gibi devlet bankalarının da olduğu 9 bankadan AKP’nin verdiği gelir garantisi karşılığı kredi olarak temin edilmiş ve müteahhidin cebinden hiç para çıkmamış. Yükleniciler doğal olarak AKP’ye yakın firmalar. Günde 40 bin araç geçeceği hesap edilmiş nasıl edildiyse ama gerçekleşen ortalama 15 bin araç. Farkı devlet ödüyor. Yapıp işleten şirketler verilen araç garanti sayıları ile yılda 550 milyon Dolar gelir elde edilecek. Yani köprünün maliyeti sadece 2 yılda karşılanıyor. Devlet işletmeye 2035 yılına kadar bu garantiyi verdi. İki yıldan ötesi net kâr. Kapitalizmin icat ettiği en karlı işlerden biri Türkiye’de köprü işletmeciliği. Uyuşturucu işine girsen bu kadar kazanamazsın!
Köprünün Dolar olarak belirlenen geçiş ücreti çok yüksek bulununca halk geçiş için denizyolunu tercih etti. Köprüde incin top oynamaya başlayınca köprü geçiş ücreti düşürüldü. Ama sadece köprüden geçtiğiniz için değil, devamındaki otoyollardan geçtiğiniz için de ücret ödüyorsunuz. Geçmenin maliyeti bu kadar astronomik olunca denizyolu rekabette avantajı ele geçirdi. Köprüye vereceğiniz ücreti denizyoluna verirseniz aracınızla bu bölgeyi bütünüyle by pass etmeniz mümkün. Özetle dünyanın en saçma köprüsünü körfez üzerine inşa etti AKP.
Yüklenici firmalara garanti edilen 550 milyon Dolara gelince; 2016 yılının devletin tüm köprü ve otoyollardan elde ettiği gelir 288 milyon 600 bin TL. Yani iki Boğaz geçişi köprüsü ve bütün otoyollar bir Osmangazi Köprüsü’nden daha az gelir getiriyor. Hesaplamaları bu kadar fahiş!
Bir de Avrasya Deliği var. Tünelin maliyeti 1,3 milyar Dolar. Yapan firma 25 yıl boyunca deliği işletecek. Firmaya tek yöne günde 35 bin araç garantisi verildi. Sayı tutmazsa aradaki farkı yine biz ödeyeceğiz.
xxx
Eskileri var elimizde. Dincinin dinciye darbe girişiminden sonra adı değiştirilen birinci Boğaziçi Köprüsü Süleyman Demirel döneminde inşa edildi. Maliyeti 21,7 milyon Dolar. İkinci Boğaziçi Köprüsü Turgut Özal döneminde yapıldı. Maliyeti 125 milyon Dolar. Tayyip Erdoğan döneminde yapılan üçüncünün maliyeti 3 milyar Dolar. Birinci köprü ile son köprü arasındaki fiyat farkı 143 kat.
xxx
Çanakkale’de de bir köprünün temelini daha attılar geçtiğimiz hafta. Dediklerine göre 2023’te tamamlanarak açılması planlanan köprü dünyanın en uzun asma köprüsü olacak. Otoyol bölümü 9 milyar 843 milyon liraya, köprüsü ise 15 milyar liraya mal olacak. Köprüsü tamamlandıktan sonra 16 yıl özel sektör işletecek. AKP’nin çağrısına uyup dövizleri bozdurmamışsanız 15 Euro artı KDV ödeyip Çanakkale’ye geçeceksiniz. Hâlihazırda karşıya feribotla otomobilinizden inmeden 35 lira vererek geçebiliyorsunuz. Bayram seyran gibi ekstra trafik yaratan günler dışında herhangi bir sıkıntı da yok.
xxx
İstanbul içinden deniz geçen şehir olarak bilinirdi. Yine geçiyor deniz ama uğradığı tecavüzlerden perişan halde. Üstüne üç köprü yaptılar, altına iki delik açtılar. Böyle böyle İstanbul Boğazı’nı bitirdiler. Çanakkale Boğazı’na el atmaları bundan. Haliyle Karadeniz’den Marmara’ya açılacak yeni bir boğaz inşası için de altyapı yavaş yavaş oluşmuş oluyor.
Ülkedeki her 4 kişiden biri İstanbul’da yaşıyor. 20 milyon insan şehirde hareket halinde. Çoğunun köyüyle, kasabasıyla ilişkisi sürüyor. Gidecek, gelecek. Tren yapsan binmez, denizyolunu tarif etsen bilmez. Doblosunu almadan çıkmaz arkadaşların çoğu. Dolayısıyla seviniyorlar cümbür cemaat köprüye, yola, asfalta, betona.
Ama işte hesap ortada: Uçakla şehirden çıkmak 50 ila 100 lira arasında. Denizyoluyla çıkmak isterseniz 20 lira. Deniz yoluyla gideyim aracımı da alayım derseniz 100 liranın altında bir rakamla gerçekleştirmeniz mümkün. Peki, nedir bu köprü merakı?
AKP’nin tek numarası saklı bunun altında. İnşaat yapacak, satacak, büyük şehrin rantını yağmalayacak, paylaştıracak. Bu arada yandaş müteahhitti kalkındıracak. Kalkınan yandaş müteahhit dönüp AKP’yi kalkındıracak. Boğaz’a beş köprü yapsa altıncısını planlayacak, mecbur. Ülkeyi beton tarlasına dönüştürmekten başka yolu kalmadı zira.
Turizm bitti, tekstil kaçtı, tarım çoktan sizlere ömür. Fabrikaları kapatıp konut yaptılar üzerine. Kamu İktisadi Teşekküllerin satıp yağmaladılar. Elde kalan tek numara bu. Deniz bitti, zamanları daraldı. Son hamleleri “Türk tipi” bir faşizm kurmak. Bir de “hayır” derseniz seyreyleyin gümbürtüyü.
Din devleti kuracaklarmış tanrıları nasip ederse. İnşaat ya resulullah!
Orhan Gökdemir / SOL
Marmaray tüp tünel projesinin toplam maliyeti 5,5 milyar dolar. Denizaltı uzunluğu 1,4 km olan bu proje için Japan Uluslararası İşbirliği Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası'na 40 yıl vade ile borçlanıldı. Yani hep birlikte 40 yıl boyunca o borcu ödeyeceğiz,
Peki, ucuz mu pahalı mı? Elimizde iki örnek var:
Japonya Seikan Tüneli: Toplam uzunluğu 53.85 km olan tünelin denizaltından geçen kısmı 23,3 kilometre. Maliyeti 3,6 milyar dolar.
İngiltere- Fransa arası Manş Tüneli: Toplam uzunluğu 50.45 km olan tünelin denizaltından geçen kısmı 37,9 kilometre. Maliyeti 10 milyar dolar. Denizaltı kısmı Marmaray'ın denizaltı kısmının yaklaşık 24 katı.
xxx
Yavuz Selim Köprüsü’nün toplam maliyeti 8,5 milyar Dolar. Yalnızca köprünün maliyeti 3 milyar Dolar. Köprü için işletmeci firmaya günlük 135 bin otomobil geçişi için Hazine garantisi verildi. Büyük bölümü ormanlık alanda inşa edildi, alanda geri dönüşü olmayan tahribatlar yapıldı. Kuzey Ormanları artık sizlere ömür. İstanbul’un son ormanları ve su kaynakları bu projeyle yok edildi.
Peki, ne işe yaradı? Şehrin trafiği köprü ulaşıma açılmadan öncekinden daha kötü. Üç köprünün trafiğinin kesiştiği Mahmutbey Bölgesi geçilmesi imkânsız bir kale görünümünde. Köprüden geçişi zorunlu kılınan kamyoncular ve otobüsçüler dertli. Çünkü köprü yolu 130 kilometre uzatıyor. Bu da maliyetlerin birkaç katı artması demek. Adı Yavuz Selim Köprüsü, gerçekte Deli Dumrul Köprüsü.
xxx
Osman Gazi köprüsünün maliyeti 2 milyar 135 milyon Dolar. Yapımına harcanan bu paranın tamamı, aralarında Halkbank ve Vakıflar Bankası gibi devlet bankalarının da olduğu 9 bankadan AKP’nin verdiği gelir garantisi karşılığı kredi olarak temin edilmiş ve müteahhidin cebinden hiç para çıkmamış. Yükleniciler doğal olarak AKP’ye yakın firmalar. Günde 40 bin araç geçeceği hesap edilmiş nasıl edildiyse ama gerçekleşen ortalama 15 bin araç. Farkı devlet ödüyor. Yapıp işleten şirketler verilen araç garanti sayıları ile yılda 550 milyon Dolar gelir elde edilecek. Yani köprünün maliyeti sadece 2 yılda karşılanıyor. Devlet işletmeye 2035 yılına kadar bu garantiyi verdi. İki yıldan ötesi net kâr. Kapitalizmin icat ettiği en karlı işlerden biri Türkiye’de köprü işletmeciliği. Uyuşturucu işine girsen bu kadar kazanamazsın!
Köprünün Dolar olarak belirlenen geçiş ücreti çok yüksek bulununca halk geçiş için denizyolunu tercih etti. Köprüde incin top oynamaya başlayınca köprü geçiş ücreti düşürüldü. Ama sadece köprüden geçtiğiniz için değil, devamındaki otoyollardan geçtiğiniz için de ücret ödüyorsunuz. Geçmenin maliyeti bu kadar astronomik olunca denizyolu rekabette avantajı ele geçirdi. Köprüye vereceğiniz ücreti denizyoluna verirseniz aracınızla bu bölgeyi bütünüyle by pass etmeniz mümkün. Özetle dünyanın en saçma köprüsünü körfez üzerine inşa etti AKP.
Yüklenici firmalara garanti edilen 550 milyon Dolara gelince; 2016 yılının devletin tüm köprü ve otoyollardan elde ettiği gelir 288 milyon 600 bin TL. Yani iki Boğaz geçişi köprüsü ve bütün otoyollar bir Osmangazi Köprüsü’nden daha az gelir getiriyor. Hesaplamaları bu kadar fahiş!
Bir de Avrasya Deliği var. Tünelin maliyeti 1,3 milyar Dolar. Yapan firma 25 yıl boyunca deliği işletecek. Firmaya tek yöne günde 35 bin araç garantisi verildi. Sayı tutmazsa aradaki farkı yine biz ödeyeceğiz.
xxx
Eskileri var elimizde. Dincinin dinciye darbe girişiminden sonra adı değiştirilen birinci Boğaziçi Köprüsü Süleyman Demirel döneminde inşa edildi. Maliyeti 21,7 milyon Dolar. İkinci Boğaziçi Köprüsü Turgut Özal döneminde yapıldı. Maliyeti 125 milyon Dolar. Tayyip Erdoğan döneminde yapılan üçüncünün maliyeti 3 milyar Dolar. Birinci köprü ile son köprü arasındaki fiyat farkı 143 kat.
xxx
Çanakkale’de de bir köprünün temelini daha attılar geçtiğimiz hafta. Dediklerine göre 2023’te tamamlanarak açılması planlanan köprü dünyanın en uzun asma köprüsü olacak. Otoyol bölümü 9 milyar 843 milyon liraya, köprüsü ise 15 milyar liraya mal olacak. Köprüsü tamamlandıktan sonra 16 yıl özel sektör işletecek. AKP’nin çağrısına uyup dövizleri bozdurmamışsanız 15 Euro artı KDV ödeyip Çanakkale’ye geçeceksiniz. Hâlihazırda karşıya feribotla otomobilinizden inmeden 35 lira vererek geçebiliyorsunuz. Bayram seyran gibi ekstra trafik yaratan günler dışında herhangi bir sıkıntı da yok.
xxx
İstanbul içinden deniz geçen şehir olarak bilinirdi. Yine geçiyor deniz ama uğradığı tecavüzlerden perişan halde. Üstüne üç köprü yaptılar, altına iki delik açtılar. Böyle böyle İstanbul Boğazı’nı bitirdiler. Çanakkale Boğazı’na el atmaları bundan. Haliyle Karadeniz’den Marmara’ya açılacak yeni bir boğaz inşası için de altyapı yavaş yavaş oluşmuş oluyor.
Ülkedeki her 4 kişiden biri İstanbul’da yaşıyor. 20 milyon insan şehirde hareket halinde. Çoğunun köyüyle, kasabasıyla ilişkisi sürüyor. Gidecek, gelecek. Tren yapsan binmez, denizyolunu tarif etsen bilmez. Doblosunu almadan çıkmaz arkadaşların çoğu. Dolayısıyla seviniyorlar cümbür cemaat köprüye, yola, asfalta, betona.
Ama işte hesap ortada: Uçakla şehirden çıkmak 50 ila 100 lira arasında. Denizyoluyla çıkmak isterseniz 20 lira. Deniz yoluyla gideyim aracımı da alayım derseniz 100 liranın altında bir rakamla gerçekleştirmeniz mümkün. Peki, nedir bu köprü merakı?
AKP’nin tek numarası saklı bunun altında. İnşaat yapacak, satacak, büyük şehrin rantını yağmalayacak, paylaştıracak. Bu arada yandaş müteahhitti kalkındıracak. Kalkınan yandaş müteahhit dönüp AKP’yi kalkındıracak. Boğaz’a beş köprü yapsa altıncısını planlayacak, mecbur. Ülkeyi beton tarlasına dönüştürmekten başka yolu kalmadı zira.
Turizm bitti, tekstil kaçtı, tarım çoktan sizlere ömür. Fabrikaları kapatıp konut yaptılar üzerine. Kamu İktisadi Teşekküllerin satıp yağmaladılar. Elde kalan tek numara bu. Deniz bitti, zamanları daraldı. Son hamleleri “Türk tipi” bir faşizm kurmak. Bir de “hayır” derseniz seyreyleyin gümbürtüyü.
Din devleti kuracaklarmış tanrıları nasip ederse. İnşaat ya resulullah!
Orhan Gökdemir / SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder