19 Mart 2017 Pazar

Madem insanlık öldü, yaşasın eşeklik! - Mine G. Kırıkkanat

Ana akım medya gazeteciliği bırakıp iktidarın dümen suyuna girdiğinden yasanın da yasağın da sözünü hiç etmedi. Bağımsız birkaç gazete ve blog haber verdi, o da yayılmadı. Dolayısıyla tekrarlıyorum:
AKP iktidarı 2008 yılında seçimlerin temel hükümlerini belirleyen 298 sayılı yasanın 94. A maddesini değiştirerek, yurtdışında ve yurtdışı temsilciliklerde seçim propagandası yapılmasını yasakladı.
Sonra kendi koyduğu yasağı kendi deldi ve 2008’den öteye her seçimde, 2014’teki cumhurbaşkanlığı referandumu dahil; Türk göçmenlerin yaşadığı Avrupa ülkelerinden “kültürel faaliyet” adı altında izin alıp oy toplamak üzere mitingler yaptı.
Ama bu ülkeler 2017 referandumuna, kuşkusuz anayasa değişikliğinin anti-demokratik içeriğinden dolayı tavır koydular. AKP hükümetine kendi yaptığı yasayı anımsatarak, “kültürel faaliyet” adı altında seçim propagandasına izin vermeyeceklerini belirttiler.
Ne var ki Türkiye’deki muhalefet, iktidara Avrupa’nın gösterdiği tepkiyi veremedi. Çünkü onlar da yıllardır, tıpkı AKP gibi aynı ülkelerde “kültürel faaliyet” adı altında seçim propagandası yapmışlardı.
298 sayılı yasayı birlikte delmenin, hem de uzun süredir delmenin suç ortaklığıyla suspus olundu.


***

Zaten CHP ve milletvekillerinin yarısı hapiste HDP’den ibaret siyasal muhalefet, delinen yasayı hık mık bile etmeden görüp duymazdan gelince; Almanya’dan sonra Hollanda krizinde iktidar aldı sazı eline.
Mahalle kabadayısı üslubuyla yağdırılan hakaret ve tehditler sayesinde; Türkiye’nin devlet ciddiyeti bizzat o ciddiyeti korumakla yükümlü kişiler tarafından yok edildi.
İmam geğirir de cemaat kusmaz mı?



Hollanda’yla kapışılan gece, AKP’nin sosyal medya milisleri Aktroller, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ı soyadından dolayı Hollandalı sanıp, Twitter’daki @fhollande resmi hesabına: “Kimsiniz siz lan hırbo!”, “Korktuğunuz olacak merak etme! Biz unuttuk siz unutmadınız Osmanlı’yı..hadi bismillah” gibi mesajlar gönderdiler. Birisi hızını alamamıştı, hem Cumhurbaşkanı Hollande, hem de Fransız Liberation gazetesine, “Az kaldı sizi sandığa gömecez osmanlı kurulacak sizi de hollandaya gömecez ve hollandaya tr plakası 83 olacak bekleyin” diye yazdı.

***

Yetmedi, bazıları Hollanda polisini aradığını sanarak ABD’deki bir telefon santralını arayıp mehter marşını dinletti ve “Akıllı olun yola çıktık geliyoruz bak!” diye mesaj bıraktı.
Kimileri Hollanda temsilcilikleri önünde Kangal köpeklerini havlattı. Kimileri portakal sıkıp suyunu içti.
Aktrol hacker’lar, Hollanda başta bir sürü ülkedeki sosyal medya hesaplarını ele geçirip sanki cenk kazanmış gibi yeniçeri naraları attılar.
Askeri darbeler haricindeki tarihinde, Türkiye tüm dünyada ilk kez bunca olumsuz habere konu oldu.
Takke düştü, kel göründü.
Cila sıyrıldı, foyalı mal ortaya çıktı.
Artık bütün dünya hangi kalibrede kişilerin Türkiye’de iktidar olduğunu ve nasıl tehlikeli bir cehaleti beslediklerini gördü, biliyor.
Avrupa’dan koptuk da, bundan böyle Araplar da kesmez bizi, çünkü onlar bile diplomaside rezilliğin böylesini başaramadı; artık Afrika’nın kabile cumhuriyetleriyle ahbap çavuşluk kurabiliriz ancak...
Ama siz, yine de umutsuzluğa kapılmayın.
Çünkü bu cinnet ülkede sadece bu insanlar değil; güzel gözlü, çilekeş, inatçı eşekler de yaşıyor ve bazen onların zekâsından ders almak şahsen benim için bir zül değil. Hatta bugünlerde şu öyküdeki eşeğe benzediğimi düşünerek teselli oluyorum:



***
Çiftçinin eşeği kör kuyuya düşer.
Çaresizlikle, umutsuzlukla anırmaya başlar.
Çiftçi onu nasıl kurtaracağını bilemez.
Sonunda eşeğin yaşlı olduğuna, kurtarmaya değmeyeceğine, kör kuyunun da zaten kapanması gerektiğine karar verir.
Konu komşuyu yardıma çağırır. Herkes birer kürek alıp kuyuya toprak atmaya başlar.
Eşek başından aşağı boca edilen toprağı görünce durumu anlar, daha beter anırmaya koyulur. O anırdıkça, kürekler de bir an önce bitsin diye daha hızlı çalışmaktadır.
Bir süre sonra sesi kesilir, sus pus olur hayvancık.
Sahibi çiftçi, nihayet öldü mü, toprağa gömüldü mü diye kuyunun içine bakar merakla.
Ve gördüklerine inanamayan gözleri faltaşı gibi açılır, şaşkınlıktan küçük dilini yutayazar.
Canlı canlı gömmeye çalıştıkları eşek, üstüne atılan her kürek toprağı silkeleyerek ayaklarının altına düşürmekte, yükselen toprağı basamak yaparak yukarı doğru çıkmaktadır.
Çiftçi ve konu komşunun attığı toprak hayvanın aşabileceği eşiğe gelince, bir hamlede kuyudan fırlayıp koşar gider...

***

Umutsuzluğa HAYIR dostlar, HAYIR! Adam sandıklarımızı izleyerek düştüğümüz kuyudan çıkmanın bir sandık yolu var!

Mine G. Kırıkkanat / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder