Yaşadığımız ülke, bir tiyatro daha kazandı.
Şevket Çoruh adlı tiyatro sanatçısının ve çilekeşinin -burada ve, çok önemli, çünkü yaşadığımız ülkede her halka sanat sunma girişiminin bir adı da serüven’dir!- evet, Şevket Çoruh’un Baba Sahne adlı tiyatro sahnesini açma girişimi mutlu sonla noktalandı.
Ezgi Atabilen’in dün kültür sayfamızda yayımlanan ve neredeyse heyecanlı bir dizi sahnesinin tadını taşıyan söyleşisinden öğrendiğimize göre Şevket Çoruh’un bu serüveni tam 755 gün sürmüş. Ve sonunda: “Baba Sahne’yi dün, yani 1 Nisan’da açtılar nihayet. Savaş Dinçel’in adını taşıyan tiyatro salonu, Savaş Dinçel’in yokluğunda 10. kez kutlanan doğum gününde ilk izleyicilerini ağırladı…”
Bahariye’de bir ‘klasik tiyatro’ salonu…
Aslında bu sahnenin yapım çalışmalarına uzak değildim. Atölyemiz öğrencilerinden Sabri Memi ve İdil Trabzonlu’dan çalışmanın evrelerine ilişkin haberleri düzenli olarak alıyordum. Bu arada Sabri, salondan çektiği bazı resimleri de göstermişti. Mekân, resimlerden görebildiğim kadarıyla tam anlamıyla ‘klasik’ bir düzenlemeyi yansıtıyordu ve bu da benim için heyecan verici bir durumdu.
Ba satırları yazarken, henüz Baba Sahne’yi doğrudan görebilmiş değilim. Ne var ki, Ezgi Atabilen’in yukarıda alıntıladığım söyleşisinden yansıyan bir zihniyetin önemini kavrayabilmem için bu yeni tiyatronun içini doğrudan görmüş olmam gerekmiyor. Tiyatromuzun büyük ustalarından Beklan Algan, ustası Muhsin Ertuğrul’un bir sözünü çok sık yinelerdi. Muhsin Ertuğrul bir defasında kendisine yöneltilen: “… öbür gün öleceğinizi bilseydiniz, yarın ne yapardınız” sorusuna şu karşılığı vermiş: “…hemen yarın bir tiyatro daha kurardım!”
Tiyatro savaşımından yılmayan Şevket Çoruh…
Şevket Çoruh’un söylediklerini okurken bir an Muhsin Ertuğrul’un söylediklerine kulak verirmişim gibi oldum. Çünkü Çoruh, 755 günlük bir tiyatro kurma serüveninin yorgunluğunu dile getirmekten çok, geleceğe yönelik bazı beklentilerini seslendiriyordu. Ve bu beklentiler arasında ağırlık noktasını oluşturanlar şunlardı: “Muammer Karaca Tiyatrosu ve AKM’nin tadilatına talibim…”
Bu söylemin ardından “Tiyatro İnsanı kimdir” sorusunun yanıtı üzerinde sanırım biraz daha düşünmemiz gerekecek!
Ahmet Cemal / CUMHURİYET
Şevket Çoruh adlı tiyatro sanatçısının ve çilekeşinin -burada ve, çok önemli, çünkü yaşadığımız ülkede her halka sanat sunma girişiminin bir adı da serüven’dir!- evet, Şevket Çoruh’un Baba Sahne adlı tiyatro sahnesini açma girişimi mutlu sonla noktalandı.
Ezgi Atabilen’in dün kültür sayfamızda yayımlanan ve neredeyse heyecanlı bir dizi sahnesinin tadını taşıyan söyleşisinden öğrendiğimize göre Şevket Çoruh’un bu serüveni tam 755 gün sürmüş. Ve sonunda: “Baba Sahne’yi dün, yani 1 Nisan’da açtılar nihayet. Savaş Dinçel’in adını taşıyan tiyatro salonu, Savaş Dinçel’in yokluğunda 10. kez kutlanan doğum gününde ilk izleyicilerini ağırladı…”
Bahariye’de bir ‘klasik tiyatro’ salonu…
Aslında bu sahnenin yapım çalışmalarına uzak değildim. Atölyemiz öğrencilerinden Sabri Memi ve İdil Trabzonlu’dan çalışmanın evrelerine ilişkin haberleri düzenli olarak alıyordum. Bu arada Sabri, salondan çektiği bazı resimleri de göstermişti. Mekân, resimlerden görebildiğim kadarıyla tam anlamıyla ‘klasik’ bir düzenlemeyi yansıtıyordu ve bu da benim için heyecan verici bir durumdu.
Ba satırları yazarken, henüz Baba Sahne’yi doğrudan görebilmiş değilim. Ne var ki, Ezgi Atabilen’in yukarıda alıntıladığım söyleşisinden yansıyan bir zihniyetin önemini kavrayabilmem için bu yeni tiyatronun içini doğrudan görmüş olmam gerekmiyor. Tiyatromuzun büyük ustalarından Beklan Algan, ustası Muhsin Ertuğrul’un bir sözünü çok sık yinelerdi. Muhsin Ertuğrul bir defasında kendisine yöneltilen: “… öbür gün öleceğinizi bilseydiniz, yarın ne yapardınız” sorusuna şu karşılığı vermiş: “…hemen yarın bir tiyatro daha kurardım!”
Tiyatro savaşımından yılmayan Şevket Çoruh…
Şevket Çoruh’un söylediklerini okurken bir an Muhsin Ertuğrul’un söylediklerine kulak verirmişim gibi oldum. Çünkü Çoruh, 755 günlük bir tiyatro kurma serüveninin yorgunluğunu dile getirmekten çok, geleceğe yönelik bazı beklentilerini seslendiriyordu. Ve bu beklentiler arasında ağırlık noktasını oluşturanlar şunlardı: “Muammer Karaca Tiyatrosu ve AKM’nin tadilatına talibim…”
Bu söylemin ardından “Tiyatro İnsanı kimdir” sorusunun yanıtı üzerinde sanırım biraz daha düşünmemiz gerekecek!
Ahmet Cemal / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder