2 Nisan 2017 Pazar

Tersyüz dünya - ZEYNEP ORAL





Gelin bir de şöyle düşünün: AKP milletvekillerinin birçoğu FETÖ’ye yardım ve yataklıktan hapiste...
Hırsız olduklarından kuşku duyulan dört bakan cezaevinde yargı kararını beklerken; aç olduğu için ekmek çalan çocuğu, hâkim sırtını sıvazlayarak serbest bıraktı.
Dağa taşa, yola bayıra, okullara, camilere, caddelere dev boyutlarda Hayır afişleri asıldı...
Evet broşürü dağıtmanın yasak; Hayır broşürü dağıtmanın yasak olmadığı açıklandı. Emniyet güçleri hayır diyen gençleri korumakla görevlendirildi, evet propagandası yapanların araçları taşlandı, mikrofonları kesildi, coplanarak gözaltına alındılar.
Ülkenin tarafsız Cumhurbaşkanı, her Allah’ın günü “Evet diyenler teröristtir,PKK’dir, FETÖ’dür, vatan hainidir” de
meye devam etti. Kendini şeyhülislam yerine koyanlar,
“Dinimizde Allah’tan başka kimseye biat edilmez” diye fetva verdikleri için gözaltına alındılar.
CHP lideri, AKP’nin referandum standını ziyaret edip içeridekilere “Başkanınız yalancıdır, sizler hepiniz yalancısınız” dedi...
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 5 ay hapse mahkûm olduğunu duyan Başbakan Yıldırım, “Hatalar olabilir... Kurunun yanında yaş da yanıyor olabilir” diyerek yeniden yargılama istedi, “seçilmişlere saygımız sonsuzdur” savıyla meydan okudu!
Bahçeli, önceki gün Meral Akşener’e bir buket çiçek göndererek bugüne dek yapılan haksızlıklar için özür diledi.
5 aydır cezaevinde iddianame yazılmasını bekleyen Cumhuriyet yazar ve çizerleri için tüm medya seferber olunca, Cumhurbaşkanı sinirlendi: “Eyyy savcılar, 5 aydır bir iddianame yazamıyorsanız, bırakın bu mesleği, Katar’dan savcı getirelim” diye kükredi. Böylece 16 Temmuz’dan sonra ihraç edilen 3 bin 886 hâkim ve savcı sayısının daha da yükseleceğine dair işaret fişeğini yaktı. Ardından, “Eyyy Avrupa!” diye seslenip yalnız Cumhuriyet yazarları değil, “ifade özgürlüğü adına” hapisteki 156 gazetecinin tutuksuz yargılanmasını istedi.
Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş yalakalık ve biat etme yarışına girmiş medyayı ve gazetecileri bir kez daha uyardı: “Ayağınızı denk alın” dedi ama hemen ekledi: “Bu bir tehdit değildir... Kovulmamanız, işsiz kalmamanız için sadece bir uyarıdır.”
Mart ayının ilk 20 gününde 17 ulusal kanalda Evet’e 45.5 saat, Hayır’a tam 485 saat ayrıldı... (Pınar Öğünç’ün dünkü haberinden.)
Daha böyle sayfalarca sürdürebilirim...
 
Brecht yöntemi

 
Tiyatro düşünürü, kuramcısı, yazarı, şair Bertolt Brecht’in “yabancılaştırma” yöntemidir bu...
Bir sorunu, bir durumu tersyüz ederek onlara farklı açılardan yepyeni gözlerle bakmamızı sağlar.
İnsanı, alışılandan, kanıksanandan sıyırır. Sorunları farklı açıdan ele alıp düşünmemize, yorumlamamıza ve değerlendirmemize yol açar.
Bu yöntem sadece insanı gülümsetmeye değil, asıl önemlisi yalanın arkasındaki gerçekleri görmemize; olağan sandığımızın hiç ama hiç olağan olmadığını anlamamıza neden olur. Yani eleştirel düşünceyi sağlar... Haydi hayırlısı!
Bu yazı Brecht’in “Kuralla Kural Dışı” oyununun önsözüyle bitsin:
“Ne olur olağan demeyin hemen
Her gün olup bitene
Kargaşanın egemen olduğu
Düzensizliğin düzen sayıldığı
Keyfiliğin yasalaştığı
İnsanın insanlıktan çıktığı bu kanlı çağda
Demeyin sakın ‘bunlar olağandır’
Demeyin ki değişmez bilinmesin hiçbir şey” 


Zeynep Oral / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder