30 Mayıs 2017 Salı

Müşteriye göre fetva - ŞÜKRAN SONER

Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu’nun dünkü Hürriyet’te yayımlanan “Ortalığı serbest pazar mantığıyla fetva arayan, müşteri memnuniyetine göre fetva verenler kapladı” saptamasını çerçeveletsek mi? 50 küsur İslam ülkesinin paramparça hallerinden, İslamın barış dini olduğunu kimselere inandıramaz konuma düştüğümüzden dem vuran Prof. Bardakoğlu, İslamofobinin mahalleye indirilişini anlatıyor...
“Kuranıkerim ile aramız açıldı. Kendi yanlışlarımıza kendimiz fetva verir olduk... İslam dünyası bilgi, çalışma, üretme, temizlik, sosyal barış, sosyal adalet, insan hakları, kadın hakları, çevre, özgürlükler, ötekinin hakkı gibi temel konularda mesafe almak zorunda.
Sadece melankoli, menkıbe, gözyaşı, ötekileştirme, öfkenin yer aldığı bir din anlatımı İslamofobi’yi mahallemize indirecektir. Çocuklarımız, torunlarımız artık bunları görüyor...”

Yine dünün tarihi ile BirGün gazetesinde yayımlanan, Sözcü ve kumpas davalarının ünlü avukatı Celal Ülgen ile yapılmış, “FETÖ benzeri yeni bir paralel yapı doğdu” başlıklı söyleşiye bir göz atalım...
“Darbe Komisyonu Raporu, siyasi iktidarın FETÖ’ye ‘ne istediniz de vermedik’ sürecinin bir devamı. Yalanlar, iftiralar, FETÖ’cü suçlamaları yakın zaman zarfında CHP’ye yönelecek. CHP’nin muhalefetini içine sindiremeyen bir iktidar ve iktidarın altında çay toplayan bir yargı var. Çay toplayan yargı, iktidar için daha neler yapmaz?” 



CHP’nin komisyon üyelerinin dün yaptıkları açıklamalarda, Meclis Komisyon raporunun kendilerinin bilgileri dışında imzaları olmadan hazırlandığı, İktidarları ortaklıkları sürecinde AKP hükümetlerinin FETÖ’cülerle siyasal, TSK, yargı, eğitim en yaşamsal kamu kurumlarındaki yönetim ortaklıklarına yer verilmediğinin altı çiziliyor. 

***

Yeniden AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ilk merkez karar yönetim kurulu toplantısı dün gerçekleştirildi. Kabine değişikliği, parti yönetiminde atılacakyeni adımlar gündemdeydi. Üst yönetim kadrolarında 50 kişilik listeden söz edilirken, parti içi tartışmalar bizi çok da ilgilendirmiyor. Yeni dönem örgütlenmesi sloganı ile FETÖ’cülerle hesaplaşmanın kamuoyuna yansıtılmamasına, iktidar erki içindeki ortak siyasal, iktidar icraatlarındaki suçlarla hesaplaşmanın gündem dışında kalmasına fazlasıyla özen gösteriliyor.
 
16 Temmuz gecesi yaşanan FETÖ’cü darbenin zamanlama olarak AKP içindeki yeni dönem siyasal, kamusal yönetim değişiklikleriyle, operasyonlarıyla çakıştırılan yargılamalarının iddianameleri, isimler üzerinden sorgulamaları, görsel kanıtlar olsa da, kurgular, karşılıklı suçlamalarıyla şimdiden çok ilginçleşiyor... Erdoğan liderliği odaklı, referandum, AKP kampanyalarında, yarım kalan darbede ölenler, şehitler, öldürenler üzerinden çok fazla görsel kanıt olsa da... Yargılama başladıktan sonra sanıklar üzerinden bire bir sorgulamalarla, kimin eli kimin cebinde olduğunun altından çıkılamaz bir tabloyu, kişiler gerçek suçluluklar anlamında iç içe geçilmişliğin, yalanlar ve kirliliklerle donatılmış senaryolar üzerinden kafa karmaşalarını katlıyor. 
 
AKP lideri Erdoğan’ın haziran seçim sonuçlarını yok saydırma, çok olasılıklı hükümet kurulmasını engelleyerek yeniden seçimle AKP’nin gücünü toparlanması, yürürlükteki anayasal, hukuk devleti düzeni icraat, yönetim yetkileri ayaklar altına alınarak, fiili liderlik dayatması gücüyle elde edilmişti. Eşitsiz, haksız, hukuksuz iktidarları gücü, kaynaklarıyla güdümlü medya destekli referandum sonuçları, şaibe, hukuksal tartışmalar bitmeden ve asla kamu vicdanında tarihi süreçte aklanma şansı olamayacağı biline biline, bu kez referandumun olumsuz sonuçlarına karşı ataklar gündeme girmiş bulunuyor. 
 
Sonuçta az farkla evetçiler kazanmış tablosu olsa da, evet oylarının beklenenin altında kalmış olması yanında, siyasal partiler yelpazesini oynattığı, her partinin en çok da AKP ve MHP’nin içinden hayırcıların çıkmış olması sonucu kaygılandırıyor. Bu koşullarda referanduma gidilse en iyimseri ile lider kazansa da, parlamentodaki siyasal dağılımın haziran seçim sonuçlarından çok daha düşük AKP oyları ile birlikte, çok daha geniş bir siyasal yelpaze temsili kaçınılmaz görülüyor. Katmerli öfke, haksız, hukuksuz suçlama, şantajlar, sınır tanımaz otoriterleşmeyle, sınır tanımaz cezalandırmalar... 

Hepsi bundan..

Şükran Soner / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder