Sant Jaume Meydanı, “eski şehir” diye bilinen tarihi Barselona’nın tam kalbindedir. Katalan yerel yönetimini kapsayan idari “Generalitat” binaları ile Katalan Parlamentosu burada bulunur.
İspanya yanlısı temsilcilerin protesto jestiyle boş bıraktığı sıralara ve de 65 muhalif parlamentere karşılık 70 temsilcinin marifetiyle geçirilen bağımsızlık oylaması ardından, Katalan parlamentosunun çatısından İspanyol bayrağı önceki akşam hemen indiriliverdi. Yerel Katalan bayrağı ve AB bayrağının birlikte dalgalandığı gönderden, monarşi simgesini taşıyan İspanyol bayrağının indirilmesini seyreden kalabalıklar hep bir ağızdan; “fora, fora la bandera espanyola / dışarı, dışarı... İspanyol bayrağı dışarı” çığlıklarıyla tempo tuttular.
Dünyanın seyrettiği sırf bu sert manzara dahi, İspanya’nın girdiği Katalonya krizinin trajik katmanlarını sergilemeye yeterdi.
Korsan bir referanduma dayandırılan “Katalan bağımsızlık deklarasyonunu” İspanya tanımasa da ortaya şimdi parçalı bir tablo çıktı.
“Wikipedia”nın misal, “Katalonya” maddesi karşısında anında “anayasal statüsü tartışmalıdır” sözleri düşüldü.
Popüler internet ansiklopedisi, hükümet ve yönetim şekli olarak da Katalonya’nın yanına şu zıt tanımları ekleyiverdi: 1: “Katalonya Cumhuriyeti” (tanınmıyor) 2: (de jure olarak/ hukuken) İspanya’da özerk bölge.
Dıştan özetle, anında “çift hukuklu” bir tablo belirmiş oldu.
25 yılla yargılanacaklar
İspanya Başbakanı Rajoy, dünyada kimsenin tanımadığı Katalonya’yı böyle atik tetik “tartışmalı” olarak sınıflayan “Wikipedia”ya henüz daha sansür uygulamadı ama demokrasinin getirdiği tüm “özerk yönetim kazanımlarını” bölgede yerle bir etti.
Bağımsızlıkçı parlamenterler kendilerini kaptırmış şekilde “Madrid’den kopuş” ilan ettikleri saatlerde, İspanyol hükümeti de eşzamanlı olarak, Katalan özerk yönetimini lağvediyor; yerel hükümet başkanı Puigdemont ve yardımcılarını görevden alıyor; yerel parlamentoyu feshediyor; yurtdışında büyükelçilik gibi çalışan Katalan temsilciliklerinin kapısına kilit asıyor, özerk güvenlik güçlerini de Madrid’e bağlıyordu.
“Yeni düzenin” belirsizliklerinin bertaraf edilmesi amacıyla da seri biçimde, Katalan bölgesi seçimlerinin 21 Aralık’ta yenileneceği duyuruluyordu.
“Yeni Katalonya” öngören bu düzenlemeler yanında, Madrid’de “darbe”, “isyan” sözleriyle tanımlanan kalkışmanın elebaşları da ilaveten yargılanacaktı.
İspanyol yargıçların ellerinin hiçbir şekilde titremeyeceği belirtilen kararlarda, yerel hükümet başkanı Puigdemont başta olmak üzere Katalan liderlere, “anayasaya karşı işlenen suçlar” kapsamında 25 yıla dek varan en ağır cezalar öngörülmekte.
Korku, şok ve öfke
Bu Katalonya’nın ilk bağımsızlık tecrübesi değil.
İspanya’dan dört kez kopmaya çalışan bölge, “12” yıl süren ilk bağımsızlık hamlesini 1600’de yapmış. 1873’teki ikinci hamle, 6 ay dayanabilmiş.
Franco diktası ile son bulan kanlı iç savaşın eşiğinde Katalonya iki kez daha bu maceraya girişmiş.
1931’teki ilk serüven “üç gün” sürmüş. 1934’teki ise “12 saatte” son bulmuş.
2017’deki bu egzersiz, İspanya Başbakanı Rajoy’un “nükleer seçenek” diye bilinen “özerkliği askıya alma” operasyonu ile şimdi karşı karşıya.
İspanya Başbakanı’nın “kâğıt üzerinde” ilan ettiği operasyon maddelerinin, fiiliyatta ne kadarının nasıl uygulanabileceği henüz tam belli değil.
Batı demokrasilerinde tamamen “out” olan askeri baskıyı devreye sokmadan, direngen sivil toplumun kontrole nasıl alınacağı örneğin, bilinmiyor.
“Darbe” ve “isyan” kelimeleriyle tanımlanan olağandışı sürecin, “demokatik normlar”la nasıl toparlanabileceği her türlü soruya açık.
Madrid’de şimdi yalnız “korku”, “şok” ve bol bol “öfke” var.
İspanya bundan böyle bilinmeyen sularda seyrediyor ve “Katalonya krizi” gerçek manada asıl şimdi başlıyor.
Şimdiye dek buzdağının görülen kısmı, taraflar arasında bilek güreşi ve güç gösterisinden ibaretti. El mi yaman, bey mi yaman, asıl bundan sonra göreceğiz.
Asla vazgeçmeyeceğimiz Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum.
Nilgün Cerrahoğlu / CUMHURİYET
İspanya yanlısı temsilcilerin protesto jestiyle boş bıraktığı sıralara ve de 65 muhalif parlamentere karşılık 70 temsilcinin marifetiyle geçirilen bağımsızlık oylaması ardından, Katalan parlamentosunun çatısından İspanyol bayrağı önceki akşam hemen indiriliverdi. Yerel Katalan bayrağı ve AB bayrağının birlikte dalgalandığı gönderden, monarşi simgesini taşıyan İspanyol bayrağının indirilmesini seyreden kalabalıklar hep bir ağızdan; “fora, fora la bandera espanyola / dışarı, dışarı... İspanyol bayrağı dışarı” çığlıklarıyla tempo tuttular.
Dünyanın seyrettiği sırf bu sert manzara dahi, İspanya’nın girdiği Katalonya krizinin trajik katmanlarını sergilemeye yeterdi.
Korsan bir referanduma dayandırılan “Katalan bağımsızlık deklarasyonunu” İspanya tanımasa da ortaya şimdi parçalı bir tablo çıktı.
“Wikipedia”nın misal, “Katalonya” maddesi karşısında anında “anayasal statüsü tartışmalıdır” sözleri düşüldü.
Popüler internet ansiklopedisi, hükümet ve yönetim şekli olarak da Katalonya’nın yanına şu zıt tanımları ekleyiverdi: 1: “Katalonya Cumhuriyeti” (tanınmıyor) 2: (de jure olarak/ hukuken) İspanya’da özerk bölge.
Dıştan özetle, anında “çift hukuklu” bir tablo belirmiş oldu.
25 yılla yargılanacaklar
İspanya Başbakanı Rajoy, dünyada kimsenin tanımadığı Katalonya’yı böyle atik tetik “tartışmalı” olarak sınıflayan “Wikipedia”ya henüz daha sansür uygulamadı ama demokrasinin getirdiği tüm “özerk yönetim kazanımlarını” bölgede yerle bir etti.
Bağımsızlıkçı parlamenterler kendilerini kaptırmış şekilde “Madrid’den kopuş” ilan ettikleri saatlerde, İspanyol hükümeti de eşzamanlı olarak, Katalan özerk yönetimini lağvediyor; yerel hükümet başkanı Puigdemont ve yardımcılarını görevden alıyor; yerel parlamentoyu feshediyor; yurtdışında büyükelçilik gibi çalışan Katalan temsilciliklerinin kapısına kilit asıyor, özerk güvenlik güçlerini de Madrid’e bağlıyordu.
“Yeni düzenin” belirsizliklerinin bertaraf edilmesi amacıyla da seri biçimde, Katalan bölgesi seçimlerinin 21 Aralık’ta yenileneceği duyuruluyordu.
“Yeni Katalonya” öngören bu düzenlemeler yanında, Madrid’de “darbe”, “isyan” sözleriyle tanımlanan kalkışmanın elebaşları da ilaveten yargılanacaktı.
İspanyol yargıçların ellerinin hiçbir şekilde titremeyeceği belirtilen kararlarda, yerel hükümet başkanı Puigdemont başta olmak üzere Katalan liderlere, “anayasaya karşı işlenen suçlar” kapsamında 25 yıla dek varan en ağır cezalar öngörülmekte.
Korku, şok ve öfke
Bu Katalonya’nın ilk bağımsızlık tecrübesi değil.
İspanya’dan dört kez kopmaya çalışan bölge, “12” yıl süren ilk bağımsızlık hamlesini 1600’de yapmış. 1873’teki ikinci hamle, 6 ay dayanabilmiş.
Franco diktası ile son bulan kanlı iç savaşın eşiğinde Katalonya iki kez daha bu maceraya girişmiş.
1931’teki ilk serüven “üç gün” sürmüş. 1934’teki ise “12 saatte” son bulmuş.
2017’deki bu egzersiz, İspanya Başbakanı Rajoy’un “nükleer seçenek” diye bilinen “özerkliği askıya alma” operasyonu ile şimdi karşı karşıya.
İspanya Başbakanı’nın “kâğıt üzerinde” ilan ettiği operasyon maddelerinin, fiiliyatta ne kadarının nasıl uygulanabileceği henüz tam belli değil.
Batı demokrasilerinde tamamen “out” olan askeri baskıyı devreye sokmadan, direngen sivil toplumun kontrole nasıl alınacağı örneğin, bilinmiyor.
“Darbe” ve “isyan” kelimeleriyle tanımlanan olağandışı sürecin, “demokatik normlar”la nasıl toparlanabileceği her türlü soruya açık.
Madrid’de şimdi yalnız “korku”, “şok” ve bol bol “öfke” var.
İspanya bundan böyle bilinmeyen sularda seyrediyor ve “Katalonya krizi” gerçek manada asıl şimdi başlıyor.
Şimdiye dek buzdağının görülen kısmı, taraflar arasında bilek güreşi ve güç gösterisinden ibaretti. El mi yaman, bey mi yaman, asıl bundan sonra göreceğiz.
Asla vazgeçmeyeceğimiz Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum.
Nilgün Cerrahoğlu / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder