16 Kasım 2017 Perşembe

Meclis’teki ‘yasak’ kelimeler - AYŞE YILDIRIM

“Abluka”, “katliam”, “savaş”, “asimilasyon”, “gasp edilen”, “zulmedilerek”, “işkence”, “cinsel şiddet”, “cinayet”, “Kürt illeri”, “Kürdistan”, “devlet aklı”, “linç”, “göçe zorlanmak”, “toplu ölüm”, “pogrom”…
 

Bunlar AKP tarafından yeniden aday gösterilen Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın “yasak” listesindeki kelimelerden bazıları.
AKP’nin Kahraman’ı, içinde bu kelimelerin geçtiği tüm önergeleri “kaba” ve “yaralayıcı” bularak iade ediyor. Gelin görün ki bu önergelerin tümü de HDP milletvekillerine ait. 



TBMM’nin 26. yasama döneminde HDP grubu tarafından verilen 100 araştırma önergesi, 4 gensoru, 746 soru önergesi, 25 de sözlü soru önergesi bizzat İsmail Kahraman’ın imzası ile iade edildi.
Aslında AKP iktidarları döneminde soru önergelerine zamanında yanıt verilmemesi hep gündemdeydi ama 26. yasama döneminde farklı bir durum ortaya çıktı. Ve TBMM tarihinde görülmemiş bir önerge iadesinde artış rekoru yaşandı. 


Geçen günlerde HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu önergelerinin neden iade edildiğinin araştırılmasının elzem bir hale geldiğini belirterek bir Meclis Araştırması açılmasını isteyen bir teklif sundu. O önergeden öğreniyoruz ki, TBMM Başkanlığı daha önce genel kurulda görüşülmüş ve oylanmış önergeleri bile “aylar sonra iade etme ciddiyetsizliğine” düştü.
Elbette Kerestecioğlu’nun verdiği bu önerge de büyük bir hızla reddedildi.
HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, Meclis kürsüsünden bu durumu şöyle anlattı:
“Meclis Başkanlığı’na ‘Yasaklı sözlüğünüz var mıdır’ diye sorduk. Hangi sözcükler yasak, onu bize bildirin, biz buna göre davranalım dedik, o da verilmedi. Niye soru önergelerimize yanıt vermiyorsunuz diye sordum, ona da yanıt verilmedi. Ne sorarsak soralım yanıt verilmiyor.”
Haklı olarak şu soruyu sordu Beştaş, Meclis Başkanlığı’na:
“Cezaevlerinde mektup okuma komisyonları olur. Şu anda soruyoruz; acaba önerge okuma komisyonu mu var, öyle bir birim mi kuruldu?”

 
HDP’nin eş genel başkanları ve 7 milletvekili bir yıldır cezaevinde yasama faaliyetinden uzak tutuluyor, dışarıdaki milletvekillerine de bizzat Meclis başkanlığı tarafından sansür uygulanıyor.
Araştırmayın, sormayın, hele hele de hak ihlallerini, işkenceyi, yolsuzluğu, hırsızlığı Meclis kapısından sokmayın deniyor. 


Yani ‘beni denetleme’ diyor AKP iktidarı ve bunu da doğrudan Meclis Başkanlığı eliyle yapıyor.
Meclis’in üçüncü büyük partisinin önergeleri reddedilir de ana muhalefetin önergeleri reddedilmez mi? 


HDP kadar olmasa da CHP’nin de önergeleri “İçtüzüğe aykırı” bulunuyor. En son İzmir milletvekili Zeynep Altıok Akatlı’nın Sivas katliamına yönelik verdiği önergenin reddedilmesi gibi. Akatlı “Sivas Davası sanıkları nerede, kaçı firari, kaçı cezaevinde” diye sormuştu. Meclis Başkanlığı bu soruyu ‘kişisel’ buldu?


Bütün bunlara bir de süresi içinde cevaplanmayan soru önergelerini ekleyin. Pazartesi itibarıyla Meclis’in sitesinde yer alan bilgiye göre tam 260 soru önergesi süresi içinde yanıtlanmamış görünüyor.


Anlaşılan o ki 2019 itibarıyla zaten sözlü soru önergesi ve gensoru verme yetkisi ortadan kaldırılacak olan milletvekillerinin denetim yetkisi fiilen çoktan ortadan kaldırıldı.
Hem de bu açık bir sansür mekanizmasıyla yapıldı. 


Eskiden cezaevine gönderilen mektuplardaki kelimelerin sansürlenmesini bilirdik. Sonra tişörtlerdeki yazılara, fotoğraflara yasak geldi, şimdi de milletvekillerinin soru önergelerindeki kelimelerin yasaklandığı bir Türkiye’yiz.


Ayşe Yıldırım / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder