4 Kasım 2017 Cumartesi

Nurofil! - ORHAN GÖKDEMİR

Pedofile pedofil demek yasak. Bir mahkeme pedofile pedofil demenin suç olduğuna karar verdi çünkü.
Mahkûm olduk pedofile pedofil dediğimiz için.
Pedofil, “paid-pedo” çocuk ve “düşkünlük-sapma” philia-fil sözcüklerinin birleşmesinden oluşuyor. Ergen veya henüz ergen olmamış çocuklara duyulan cinsel eğilim demek. Halk diliyle sübyancılık. 18 yaşın altındaki çocuklara duyulan cinsel eğilime dikkat çekiyor bilim. Dünya üzerinde bilinen en ağır ve kabul edilemez suçtan söz ediyor hukuk.

Ama dinin arkasına saklanan bir takım sapıklar 5-6 yaşa indirdi çocuklara dadanma sınırını. Sonra aralarından çıkan bir başka sapık bir yaş da olabilir dedi. Olabilir tabii; bir kez ölçü, akıl, izan kalktı mı ana rahmine düşmüşse tamam. İşte bu sapıklığı “düşünce özgürlüğü” sayan mahkemeler “pedofil”i ağır hakaret saydı.

Dillendirmiyoruz öyleyse bundan böyle o yasak kelimeyi. E ama sapıklık devam ediyor, mecburuz durumu karşılamaya, anlatacak bir kelime bulmaya. “Nurofil”i öneriyorum ben pedofil yerine. “Nuro” bildiğiniz Nuro, “fil” düşkünlük, sapma. Yobaz söyledi yargı onayladı. Sonuç ortada; pedofile pedofil diyemeyeceğiz artık.
                                                                              ***

Ne diyor Nurofiller? “Altı yaşında çocukla evlenilebilir”, “Çalışan kadınlar fuhşa hazırlık yapan sürece destek oluyor”, “3 yaşında kız çocukları amcalarının yanına külotla çıkmamalı”, "Kadınlar dayak yedikleri için sabaha kadar şükretmeli”… Nedir Nurofilin böylesine ağır sapkınlıkları böyle uluorta zikretmesindeki dayanağı. Kutsal kitabı bu sapkınlıkları yasaklamamış. O halde? Her şey mümkün, her şey serbest!

Yobaz bunu söyledikten sonra nasıl toparlayacaksın? Sapkına dini bir gerekçe sağlıyorsun. İmam kılığında dolaşan sapkın da o tarikatta, bu yurtta, şu kursta kendisine teslim edilen çocuğa dadanıyor haliyle. Yasak yok nasıl olsa.
Kutsal kitaptan hukuk türetmeye kalktın mı böyle sapkınlaşırsın. Bakın insanlık tarihine, bu sapkınlığı önleme mücadelelerinin de tarihidir aynı zamanda.
Çocuk istismarı konusunda ülkemiz dünyada üçüncü sırada. Türkiye Psikiyatri Derneği, ülkemizde istismara uğramış çocuk oranını yüzde 33 olarak tespit etti. Bu rakam her 3 çocuktan 1'i demek. Tablo bu kadar ağır.
O zaman yapılması gereken ne?
Nurofili konuşturmayacaksın, Nurofillere engel olacaksın.
Görev devletin, yargının, toplumun. Hiçbiri üstlenmiyorsa bizim. Sapıklığı meşrulaştıran otorite mi olur?
Sapkınlığa cevaz veren kutsallık mı olur?
Nereden ve nasıl gelirse gelsin, hangi otoriteden feyz alırsa alsın sapığa engel olacaksın, karşı duracaksın, hesap soracaksın.
Diyelim ki bu sapıklığa kutsal metinleri cevaz veriyor, yırtıp atacaksın o metni. İnsanlığın gereği ve insanlığın görevidir bu.
Çocuklarımızı koruyacağız, çocuklarınızı koruyacaksınız. Yobaza geçit vermeyeceksiniz, vermeyeceğiz.
Pedofil davasının esası budur.

                                                                         ***

Yüce göğe çok şükür, bu konuda çalışanlar sapkın Nurofillerden ibaret değil. Bu karanlıkta yolunu bulan araştırmacılar da var. Eski imam, yazar Arif Keskin bunlardan biri. Çalışmalarını ağırlıklı olarak kutsal kitap tarihçesi üzerine. Elimizdeki son çalışması “Kuran’ın Tarihçesi ve Yazım Serüveni” adını taşıyor. Söylediği özetle şu; Elimizde bu konuda ne varsa bir söylentiler derlemesinden ibaret. Birbirinden pek de farklı olmayan söylentilerin bir kısmı ayet olarak kaydedilmiş, bir kısmı hadis. Çoğunun kaynağı belirsiz. 20’ye yakın versiyonu olan kitabı teke indirenlerin kimliği de tartışmalı. Nurofiller işte bu söylentileri emir telakki ediyor, cahil kalabalıkları tanrı kelamı diye aktarıyor. Olan çoluk çocuğa oluyor. Altıncı yüzyılın çöl ahlakına 21. yüzyılın 80 milyonluk ülkesine sığdırmaya çalışmak gibi beyhude bir çabadan söz ediyoruz.
Özeti şu; laikliği tepeledin mi geride bir tarikatlar, yobazlar cehennemi kalır. Kimi çocuğa dadanır, kimi üflenmiş terlik satar. Hayır, şaka değil; bu Nurofillerden biri “Nal-ı Şerif” adını verdiği okunmuş terlikleri satışa çıkarmış, hatırı sayılır bir fiyatla pazarlamıştı. Terliği ederi karşılığı alıp giyen peygamberi rüyasında görüyordu.
Terliği alıp hazreti göremedin ve biraz da günah işledin diyelim, tuttun cehennemin yolunu. Kolayı var onun da. Veriyorsun parayı bir yanmayan kefen ediniyorsun. Cehennem ateşi ne kadar harlansa boşuna. Ayrıca kabirde azap yok, sorgu meleklerinin bütün soruları kefende şifreli. Nereden buldularsa peygamberin yıkandığı suyu paketleyip satmak üzere paketleme tesisi bile açmıştı hazret. Akıbetini bilemiyoruz. Çocuklara dadanan sapkınlığın bir başka hali bu. Şarlatanlığın bini bir para koca ülkede. Devlet destekli çünkü.
Bilim diyor ki çocuğa cinsel eğilim duyuyorsun, bu konuda yazıp çiziyorsan, video izliyorsan, paylaşıyorsan, çocuğu bir cinsel obje olarak gösteriyorsun pedofilsin, sapıksın. Aklı evvel Nurofil diyor ki “bana 6. yüzyıldan mesaj geldi. Çocuklarla yaşı ne olursa olsun evlenebilirsin. Ancak sen istersen aldığın çocukla yatma, büyümesini bekle.” Bekleyeceği ne? Çocuğun dokuz yaşına ulaşması. E bilimi göre hala sapıksın.
Yıkılmış cumhuriyetin, tepelenmiş laikliğin toplumda yarattığı travmalardır bunlar. Cumhuriyet yoksa, yargı yobazın eline geçmişse Nurofil kural koymaya, yasa yapmaya kalkar. Bugün çoluk çocuğa dadanır, yarın kadını aşağılar, öbür gün saçına sakalına karışır. Beceremezse namaz kılmadı, oruç tutmadı diye boğazlamaya gelir sıra.

                                                                            ***

Kutsal kitaptan hukuk türetmeye kalktın mı böyle sapkınlaşırsın.
Laikliği tepeledin mi geride bir tarikatlar cehennemi kalır.
Kimi çocuğa dadanır, kimi üflenmiş terlik satar.
Ya izleyeceksin, ya mücadele edeceksin bu sapkınlığı. Çocuklarımızı koruyacağız, çocuklarınızı koruyacaksınız.
Yobaza geçit vermeyeceksiniz.
Pedofil davasının esası budur.

Orhan Gökdemir / SOL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder