“Özgürlük her zaman ve istisnasız farklı düşünene tanındığında özgürlüktür.” R. Luxemburg (1)
Klişeler ahmaklık üretir. Voltaire’e mal edilen ve sayısız defa kullanılan bir cümle vardır:
“Fikrinize katılmıyorum ama fikrinizi açıklamanız için canımı veririm.”
Toktamış Ateş ve Abdurrahman Dilipak 1995 yılında bir basın toplantısında birbirlerine buna benzer bir cümle söylemişti (2).
Binlerce insan bunu huşu içinde izledi: Demokrasinin doruğu!
Ne kadar da demokratlardı!
Ama gerçek hayatta hiç de öyle olmadı. 2013’te öldüğünde Toktamış Ateş, söylediği bu cümlenin ne kadar gülünç ve ne büyük bir palavra olduğunu görecek kadar uzun yaşamıştı. Anlayıp anlamadığını ise bilemiyorum. Abdurrahman Dilipak cephesinin ise “fikrine katılmadıklarına” nasıl muamele ettiğini uzun uzun yazmaya gerek yok, her şey ortada.
*
Voltaire böyle bir cümle söyledi mi?
Ne zaman solcu/sosyalist/ilerici/cumhuriyetçi insanlara bir saçmalık yutturulmaya çalışılsa önce bu klişe cümle söylenir:
“Fikrinize katılmıyorum ama fikrinizi açıklamanız için canımı veririm.”
*
Yalnız ortada küçük bir sorun vardır.
Voltaire’in böyle bir cümlesi yoktur.
Voltaire’in hiçbir kitabında geçmez.
Bu yalan, Voltaire’in bir papaza yazdığı mektupta bambaşka bir bağlamda geçen “yazdıklarınızdan nefret ediyorum ama yazmaya devam etmeniz için canımı veririm.” ifadesinden çıkmıştır (3).
*
Bu ülkede hiçbir iktidar sosyalistlere “fikrinize katılmıyorum ama fikrinizi açıklamanız için canımı veririm.” demedi.
“Fikirlerine katılmadıklarını fark ettikleri” sosyalistler hapse atıldı, öldürüldü, toplumdan kazındı.
2012 yılında Birinci Meclis’e gitmek isteyen “fikirlerine pek katılmadıkları” cumhuriyetçileri gazla ve copla dağıttılar ama sağ olsunlar öldürmediler (4)!
“Fikirlerine katılmadıkları” kişilere ne iftiraların atılabildiğini, haklarında ne sahte deliller üretilebildiğini, yıllarca nasıl hapislerde çürütüldüklerini, nasıl da her türlü kumpas kurulabildiğini gözü, ortalama bir zekâsı ve birkaç molekül büyüklüğünde vicdanı olan herkes görmüştür.
Örnekleri sayfalarca yazılabilir; ancak bu ülkede yaşayan herkes bilir ki iktidardaki egemen ideoloji, “fikrine katılmadıkları”nın fikrini açıklaması için can falan vermez ama kolayca can alır. En iyimser bakışla “katılmadıkları fikirler” görmezden gelinir, engellenir ya da yasaklanır.
*
Hangi fikir?
Voltaire’e mal edilen bu cümlenin pratikte iktidar karşısında muhalefeti uyuşturması dışında hiçbir işlevi yoktur.
Muhalefet açısından bakıldığında buradan bugüne kadar sadece “demokrasi budalalığı” çıkmıştır. Liberal ahmaklığın yaydığı tehlikeli bir virüstür bu.
Toplumdaki güç dengesini ve iktidarda kimin olduğunu dikkate almadan “her görüş özgürce açıklansın ilkesi” savunulduğunda ortada kalacak olan tek şey iktidarın görüşüdür.
“Herkes için fikir özgürlüğü” demek, özgürlük konusunda daha en baştan eşit olmayan iktidar ve muhalefeti aynı kefeye koymaktır. İktidardaki gücün fikir özgürlüğü ile muhalefetin kısıtlanmış fikir özgürlüğünü eşit derecede savunmak, Koç Holding ile bir simitçiden aynı miktarda vergi almakla eşdeğerdir.
*
İktidardaki fikrin özgürlüğe ihtiyacı var mıdır?
İktidarın fiili özgürlüğü, ‘fikir özgürlüğü’ne sığmaz. Eski çağlardan bu yana iktidarda olan, elindeki silahlı güç ve propaganda aygıtları ile zaten muazzam bir “ifade özgürlüğü”ne sahiptir. Günümüzde de, ortaçağda da, antik Yunan’da da, Hititler’de de bu böyledir. İktidardaki görüşün kendini ifade etmesi için demokrasiye veya bu ilkeye ihtiyacı yoktur.
Bu “fikir özgürlüğü” ilkesi adı altında iktidarın, kendini zaten fiilen her yerde ifade edebilenin, güçlünün ifade özgürlüğünü savunmak, su katılmamış bir liberal ahmaklıktır.
*
Bu ahmaklık, Nazi Almanya’sında Nazilere karşı mücadele edenleri “Ama Nazilerin de sizin kadar görüşlerini ifade etmeye hakkı var” diyerek despotlukla suçlayabilir, Nazilerle Nazi karşıtlarını eşitleyebilir, Nazi karşıtlarının Nazilere karşı mücadelesini “baskıcı” ve “totaliter” bulabilir. “Naziler sizin görüşünüzü engelliyor ama siz de Nazilerin görüşünü engelliyorsunuz. Aslında iki taraf da despotik” diyerek ahmaklığın doruğuna çıkabilir.
Nazi Almanya’sında fikir özgürlüğünün anlamı nedir? 1942’de Adolf Hitler’in bir radyo konuşmasını kesmek, A. Hitler’i bir tartışma programında protesto edip konuşturmamak fikir özgürlüğünü kısıtlamak mıdır?
*
Liberal ahmaklık, birkaç yüz korumayla geldiği bir üniversitede protesto edilen bir bakanın fikir özgürlüğünü savunur. Elinin altında devletin tüm kolluk kuvvetleri ve devasa propaganda aygıtları olan bir görüş ile bunun karşısında duran diğer bir görüşün ifade imkânları eşit midir?
Liberal ahmaklara göre, her cümlesi onlarca medya organında anında yayımlanan bakan “fikir özgürlüğü mağduru” iken protesto sonrası gözaltına alınan ve bir kısmı okuldan uzaklaştırılan ya da atılan öğrenciler despottur. Liberal ahmak için onlarca TV’de istediği an konuşma olanağı olan bir bakanın fikir özgürlüğü ile protestosunun 30. saniyesinde ters kelepçeyle gözaltına alınan bir öğrencinin fikir özgürlüğü aynıdır.
Bu ahmaklığın doğal sonucu “tamam, iktidar fikir özgürlüğüne düşman ama muhalifler de düşman”, “her iki taraf da despot” çıkarımlarıdır.
*
Gücün ve güçlünün “fikir özgürlüğü”
Liberal ahmak, Suriye savaşında ABD ve NATO güçlerinin tezlerini savunan savaş kışkırtıcısı mektubu nedeniyle Orhan Pamuk’u protesto eden öğrencileri “fikir özgürlüğü”nü çiğnemekle suçlar. Liberal ahmağa göre Fransa’nın en önemli gazetelerinden Liberation’da bir devlet başkanını “istifa etmezsen sonun Saddam Hüseyin ya da Kaddafi gibi olur” diye tehdit eden bir mektup yayımlatabilen O. Pamuk mağdurdur (5,6).
Bütün ideolojik gücüyle sonuna kadar iktidarı destekleyen, bu ülkede ve dünyada daima güçten ve güçlüden yana tavır koyan ve öksürse en az 10 uluslararası gazeteye haber olabilen O. Pamuk, liberal ahmağa göre fikir özgürlüğü çiğnenen kişidir (7-9).
Savaş kışkırtıcılığını sadece bir pankartla protesto eden ve şayet O. Pamuk toplantıya gelse muhtemelen polisin yaka paça gözaltına alacağı öğrenciler ise despottur (10).
*
Güçlünün, her yerde konuşabilenin fikir özgürlüğünü savunmak ahmaklıktır.
Liberal ahmak’ın “fikir özgürlüğü” ilkesi, fikrini zaten her yerde ifade etme olanağı elinde olanı savunur. Bu açıdan liberal ahmak her zaman iktidardakine ve güçlü olana hizmet eder.
*
Liberal ahmaklık Nazi Almanyası’nda “Nazilerin fikir özgürlüğü”nden, İsrail’de antisemitizmden, Suudi Arabistan’da islamofobiden söz eder.
Oysa özgürlük Nazi Almanya’sında Yahudilerin, İsrail’de Filistinlilerin, Suudi Arabistan’da gayrimüslimlerin ifade özgürlüğüdür.
*
Liberal ahmaklık muhalifler için bir felç edicidir.
Kendini sol / ilerici / sosyalist / cumhuriyetçi görenlerin özgürlük, demokrasi, fikir özgürlüğü gibi kavramları gördüğünde şu soruyu sormaları zorunludur:
Kimin için?
*
Hangi fikirlerin özgürlüğü?
Kafa kesme özgürlüğü?
Okullara “dünya düzdür” dersi koyma özgürlüğü?
300 korumayla, 15 TV kanalıyla gezen bakanın fikir özgürlüğü?
Embriyoloji karşısına “bebekleri leylekler getirdi görüşü”nü okutma özgürlüğü?
Fikir özgürlüğü…
Bu kavram, liberal ahmaklığın elinde kirletilmiş bir kavramdır ve yıkamadan kullanmamak gerekir.
Taylan Kara / SOL
taylankara111@gmail.com
Kaynaklar
1. Rus Devrimi, Rosa Luxemburg, Yazılama yayınları, 2009, İstanbul.
2. Düşünceye Özgürlük 2000, yayına hazırlayan Şanar Yurdatapan, 2000, İstanbul.
3. http://www.malumatfurus.org/voltaire-etkisi-ve-kose-yazarlarimiz/
4. http://www.radikal.com.tr/politika/gazli-sulu-cumhuriyet-kutlamasi-1105750/
5. https://www.ntv.com.tr/dunya/orhan-pamuktan-esada-kaddafi-gibi-olursun,j...
6. http://www.boualem-sansal.de/Open%20letter%20_engl._to%20Bachar%20Al%20A...
7. http://odatv.com/orhan-pamukun-akpye-en-derin-elestirisi-bakin-neymis-11...
8. http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/orhan-pamuk-akp-destani-yazdi-...
9. http://haber.sol.org.tr/toplum/orhan-pamuk-ile-elif-safak-guardian-icin-...
10. http://ilerihaber.org/icerik/protestocu-fasistler-ve-magdur-savas-kiskir...
Klişeler ahmaklık üretir. Voltaire’e mal edilen ve sayısız defa kullanılan bir cümle vardır:
“Fikrinize katılmıyorum ama fikrinizi açıklamanız için canımı veririm.”
Toktamış Ateş ve Abdurrahman Dilipak 1995 yılında bir basın toplantısında birbirlerine buna benzer bir cümle söylemişti (2).
Binlerce insan bunu huşu içinde izledi: Demokrasinin doruğu!
Ne kadar da demokratlardı!
Ama gerçek hayatta hiç de öyle olmadı. 2013’te öldüğünde Toktamış Ateş, söylediği bu cümlenin ne kadar gülünç ve ne büyük bir palavra olduğunu görecek kadar uzun yaşamıştı. Anlayıp anlamadığını ise bilemiyorum. Abdurrahman Dilipak cephesinin ise “fikrine katılmadıklarına” nasıl muamele ettiğini uzun uzun yazmaya gerek yok, her şey ortada.
*
Voltaire böyle bir cümle söyledi mi?
Ne zaman solcu/sosyalist/ilerici/cumhuriyetçi insanlara bir saçmalık yutturulmaya çalışılsa önce bu klişe cümle söylenir:
“Fikrinize katılmıyorum ama fikrinizi açıklamanız için canımı veririm.”
*
Yalnız ortada küçük bir sorun vardır.
Voltaire’in böyle bir cümlesi yoktur.
Voltaire’in hiçbir kitabında geçmez.
Bu yalan, Voltaire’in bir papaza yazdığı mektupta bambaşka bir bağlamda geçen “yazdıklarınızdan nefret ediyorum ama yazmaya devam etmeniz için canımı veririm.” ifadesinden çıkmıştır (3).
*
Bu ülkede hiçbir iktidar sosyalistlere “fikrinize katılmıyorum ama fikrinizi açıklamanız için canımı veririm.” demedi.
“Fikirlerine katılmadıklarını fark ettikleri” sosyalistler hapse atıldı, öldürüldü, toplumdan kazındı.
2012 yılında Birinci Meclis’e gitmek isteyen “fikirlerine pek katılmadıkları” cumhuriyetçileri gazla ve copla dağıttılar ama sağ olsunlar öldürmediler (4)!
“Fikirlerine katılmadıkları” kişilere ne iftiraların atılabildiğini, haklarında ne sahte deliller üretilebildiğini, yıllarca nasıl hapislerde çürütüldüklerini, nasıl da her türlü kumpas kurulabildiğini gözü, ortalama bir zekâsı ve birkaç molekül büyüklüğünde vicdanı olan herkes görmüştür.
Örnekleri sayfalarca yazılabilir; ancak bu ülkede yaşayan herkes bilir ki iktidardaki egemen ideoloji, “fikrine katılmadıkları”nın fikrini açıklaması için can falan vermez ama kolayca can alır. En iyimser bakışla “katılmadıkları fikirler” görmezden gelinir, engellenir ya da yasaklanır.
*
Hangi fikir?
Voltaire’e mal edilen bu cümlenin pratikte iktidar karşısında muhalefeti uyuşturması dışında hiçbir işlevi yoktur.
Muhalefet açısından bakıldığında buradan bugüne kadar sadece “demokrasi budalalığı” çıkmıştır. Liberal ahmaklığın yaydığı tehlikeli bir virüstür bu.
Toplumdaki güç dengesini ve iktidarda kimin olduğunu dikkate almadan “her görüş özgürce açıklansın ilkesi” savunulduğunda ortada kalacak olan tek şey iktidarın görüşüdür.
“Herkes için fikir özgürlüğü” demek, özgürlük konusunda daha en baştan eşit olmayan iktidar ve muhalefeti aynı kefeye koymaktır. İktidardaki gücün fikir özgürlüğü ile muhalefetin kısıtlanmış fikir özgürlüğünü eşit derecede savunmak, Koç Holding ile bir simitçiden aynı miktarda vergi almakla eşdeğerdir.
*
İktidardaki fikrin özgürlüğe ihtiyacı var mıdır?
İktidarın fiili özgürlüğü, ‘fikir özgürlüğü’ne sığmaz. Eski çağlardan bu yana iktidarda olan, elindeki silahlı güç ve propaganda aygıtları ile zaten muazzam bir “ifade özgürlüğü”ne sahiptir. Günümüzde de, ortaçağda da, antik Yunan’da da, Hititler’de de bu böyledir. İktidardaki görüşün kendini ifade etmesi için demokrasiye veya bu ilkeye ihtiyacı yoktur.
Bu “fikir özgürlüğü” ilkesi adı altında iktidarın, kendini zaten fiilen her yerde ifade edebilenin, güçlünün ifade özgürlüğünü savunmak, su katılmamış bir liberal ahmaklıktır.
*
Bu ahmaklık, Nazi Almanya’sında Nazilere karşı mücadele edenleri “Ama Nazilerin de sizin kadar görüşlerini ifade etmeye hakkı var” diyerek despotlukla suçlayabilir, Nazilerle Nazi karşıtlarını eşitleyebilir, Nazi karşıtlarının Nazilere karşı mücadelesini “baskıcı” ve “totaliter” bulabilir. “Naziler sizin görüşünüzü engelliyor ama siz de Nazilerin görüşünü engelliyorsunuz. Aslında iki taraf da despotik” diyerek ahmaklığın doruğuna çıkabilir.
Nazi Almanya’sında fikir özgürlüğünün anlamı nedir? 1942’de Adolf Hitler’in bir radyo konuşmasını kesmek, A. Hitler’i bir tartışma programında protesto edip konuşturmamak fikir özgürlüğünü kısıtlamak mıdır?
*
Liberal ahmaklık, birkaç yüz korumayla geldiği bir üniversitede protesto edilen bir bakanın fikir özgürlüğünü savunur. Elinin altında devletin tüm kolluk kuvvetleri ve devasa propaganda aygıtları olan bir görüş ile bunun karşısında duran diğer bir görüşün ifade imkânları eşit midir?
Liberal ahmaklara göre, her cümlesi onlarca medya organında anında yayımlanan bakan “fikir özgürlüğü mağduru” iken protesto sonrası gözaltına alınan ve bir kısmı okuldan uzaklaştırılan ya da atılan öğrenciler despottur. Liberal ahmak için onlarca TV’de istediği an konuşma olanağı olan bir bakanın fikir özgürlüğü ile protestosunun 30. saniyesinde ters kelepçeyle gözaltına alınan bir öğrencinin fikir özgürlüğü aynıdır.
Bu ahmaklığın doğal sonucu “tamam, iktidar fikir özgürlüğüne düşman ama muhalifler de düşman”, “her iki taraf da despot” çıkarımlarıdır.
*
Gücün ve güçlünün “fikir özgürlüğü”
Liberal ahmak, Suriye savaşında ABD ve NATO güçlerinin tezlerini savunan savaş kışkırtıcısı mektubu nedeniyle Orhan Pamuk’u protesto eden öğrencileri “fikir özgürlüğü”nü çiğnemekle suçlar. Liberal ahmağa göre Fransa’nın en önemli gazetelerinden Liberation’da bir devlet başkanını “istifa etmezsen sonun Saddam Hüseyin ya da Kaddafi gibi olur” diye tehdit eden bir mektup yayımlatabilen O. Pamuk mağdurdur (5,6).
Bütün ideolojik gücüyle sonuna kadar iktidarı destekleyen, bu ülkede ve dünyada daima güçten ve güçlüden yana tavır koyan ve öksürse en az 10 uluslararası gazeteye haber olabilen O. Pamuk, liberal ahmağa göre fikir özgürlüğü çiğnenen kişidir (7-9).
Savaş kışkırtıcılığını sadece bir pankartla protesto eden ve şayet O. Pamuk toplantıya gelse muhtemelen polisin yaka paça gözaltına alacağı öğrenciler ise despottur (10).
*
Güçlünün, her yerde konuşabilenin fikir özgürlüğünü savunmak ahmaklıktır.
Liberal ahmak’ın “fikir özgürlüğü” ilkesi, fikrini zaten her yerde ifade etme olanağı elinde olanı savunur. Bu açıdan liberal ahmak her zaman iktidardakine ve güçlü olana hizmet eder.
*
Liberal ahmaklık Nazi Almanyası’nda “Nazilerin fikir özgürlüğü”nden, İsrail’de antisemitizmden, Suudi Arabistan’da islamofobiden söz eder.
Oysa özgürlük Nazi Almanya’sında Yahudilerin, İsrail’de Filistinlilerin, Suudi Arabistan’da gayrimüslimlerin ifade özgürlüğüdür.
*
Liberal ahmaklık muhalifler için bir felç edicidir.
Kendini sol / ilerici / sosyalist / cumhuriyetçi görenlerin özgürlük, demokrasi, fikir özgürlüğü gibi kavramları gördüğünde şu soruyu sormaları zorunludur:
Kimin için?
*
Hangi fikirlerin özgürlüğü?
Kafa kesme özgürlüğü?
Okullara “dünya düzdür” dersi koyma özgürlüğü?
300 korumayla, 15 TV kanalıyla gezen bakanın fikir özgürlüğü?
Embriyoloji karşısına “bebekleri leylekler getirdi görüşü”nü okutma özgürlüğü?
Fikir özgürlüğü…
Bu kavram, liberal ahmaklığın elinde kirletilmiş bir kavramdır ve yıkamadan kullanmamak gerekir.
Taylan Kara / SOL
taylankara111@gmail.com
Kaynaklar
1. Rus Devrimi, Rosa Luxemburg, Yazılama yayınları, 2009, İstanbul.
2. Düşünceye Özgürlük 2000, yayına hazırlayan Şanar Yurdatapan, 2000, İstanbul.
3. http://www.malumatfurus.org/voltaire-etkisi-ve-kose-yazarlarimiz/
4. http://www.radikal.com.tr/politika/gazli-sulu-cumhuriyet-kutlamasi-1105750/
5. https://www.ntv.com.tr/dunya/orhan-pamuktan-esada-kaddafi-gibi-olursun,j...
6. http://www.boualem-sansal.de/Open%20letter%20_engl._to%20Bachar%20Al%20A...
7. http://odatv.com/orhan-pamukun-akpye-en-derin-elestirisi-bakin-neymis-11...
8. http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/orhan-pamuk-akp-destani-yazdi-...
9. http://haber.sol.org.tr/toplum/orhan-pamuk-ile-elif-safak-guardian-icin-...
10. http://ilerihaber.org/icerik/protestocu-fasistler-ve-magdur-savas-kiskir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder