Rusya lideri Putin, ABD’nin ‘düşman listesine’ konulmamasından duyduğu üzüntüyü “Kırıldım, bak” diyerek beyan etmiş.
Başka ne desin?
ABD Hazine Bakanlığı’nın ‘yaptırım uygulanabilecek’ 114 Rus politikacı ve 96 işadamının bulunduğu ‘Kremlin Raporu’ isimli bu listesinde Putin dışında ülkeyi yöneten neredeyse herkes var. Başbakan Dmitriy Medvedev, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bile...
Elbette bu, Rusya’da başkanlık seçimi öncesinde düşüşteki Amerikan hegemonyasının dünya tasavvurunun tezahürü.
ABD müesses nizamının neoliberal kanadı, ülke içinde sözde ‘izolasyonist’ Donald Trump başkanlığına karşı ‘Rusyagate’ köpüğü yaratırken, dış politikada Moskova’ya böyle meydan okumakta. Moskova’nın işbirliği arayışı da Sovyetler gibi ideolojik bir konumu olmaması da fark etmiyor.
Elbette bu, Rusya’da başkanlık seçimi öncesinde düşüşteki Amerikan hegemonyasının dünya tasavvurunun tezahürü.
ABD müesses nizamının neoliberal kanadı, ülke içinde sözde ‘izolasyonist’ Donald Trump başkanlığına karşı ‘Rusyagate’ köpüğü yaratırken, dış politikada Moskova’ya böyle meydan okumakta. Moskova’nın işbirliği arayışı da Sovyetler gibi ideolojik bir konumu olmaması da fark etmiyor.
***
Amerikan tutumunu öne çıkartan iki cepheden Suriye’yi biliyoruz. Malum en sevilen radikal cihatçılık aparatı eşliğinde siyasal İslamcılık ve etnikçilik üzerinden böl-yönet taktiği. Doğu Avrupa’da ise Ukrayna var. Burada CIA’nın ‘sevgili aşırı sağcıları’.
Mevzu ABD’de ‘aşırı sağcılık’ atfedilen Trump filan değil. Eski ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, geçenlerde Ukrayna liderliğine 2016’da ülkenin başsavcısını nasıl kovdurduğunu şişinerek anlattı: “Kovmazsanız 1 milyar dolar yardımı unutun dedim, kovdular.” Biden, Rusya’ya karşı Kiev’e silah tedarikini de savundu. Trump devam ettiriyor.
ABD on yıllarca aynı ülkenin vatandaşları olarak yaşamış insanları birbirine düşürüp 2014’te parlamento darbesiyle Ukrayna’ya aşırı sağcıları ortak etmişti. Rusya’nın yakın çeperindeki krizlere olağan tepkisinin sonucu olan Donbas’la ilgili Minsk Anlaşması epeydir rafta. ABD’nin aşırı sağcılar üzerinden vekâlet savaşının hızı ise kesilmiyor.
Mevzu ABD’de ‘aşırı sağcılık’ atfedilen Trump filan değil. Eski ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, geçenlerde Ukrayna liderliğine 2016’da ülkenin başsavcısını nasıl kovdurduğunu şişinerek anlattı: “Kovmazsanız 1 milyar dolar yardımı unutun dedim, kovdular.” Biden, Rusya’ya karşı Kiev’e silah tedarikini de savundu. Trump devam ettiriyor.
ABD on yıllarca aynı ülkenin vatandaşları olarak yaşamış insanları birbirine düşürüp 2014’te parlamento darbesiyle Ukrayna’ya aşırı sağcıları ortak etmişti. Rusya’nın yakın çeperindeki krizlere olağan tepkisinin sonucu olan Donbas’la ilgili Minsk Anlaşması epeydir rafta. ABD’nin aşırı sağcılar üzerinden vekâlet savaşının hızı ise kesilmiyor.
***
Bu konuda gazeteci Max Blumenthal’in araştırma haberi ilginç detaylar içeriyor. ABD’den bir askeri heyet geçen kasımda ‘eğit-donat’ programını belirlemek üzere neo-nazilerin ‘Wolfangel’ şeritleri taşıyan Azov militanlarını ziyaret etmiş. Bu ziyaretin ve Teksas merkezli bir şirketten alınma anti-tank silahlarını deneyen militanların fotoğrafları Azov’un sitesine konulup sonra kaldırılıvermiş.
Azov dediğimiz Ukrayna’nın IŞİD/ El Kaide’si. Fransa ve Almanya ile İskandinavya’nın aşırı sağcı yabancı savaşçıları burada toplaşıyor. Aralarında eski İsveçli keskin nişancı Mikael Skillit’in bulunduğu uzmanlar eğitim veriyorlar. Avrupa’daki yeraltı Misanthropic bölüğü ile bağlantılı.
***
Azov zaten Ukrayna İçişleri bünyesinde. Darbe sonrası Neonaziler Kiev’deki Rada’da Andriy Biletsky’nin liderliğinde Sosyal Nasyonal İttifak ile temsil ediliyorlar. Elemanları polis teşkilatında. Partinin kurucusu Andriy Parubiy parlamento başkanlığına yükseldi. İçişleri danışmanı Anton Gerashchenko’ya Sosyal Nasyonel İttifak sorulunca, “Ukrayna yurtseverlerinin partisi. Zengin Batılılar bize ahlaki değerler ve siyasi bağlantı soracaklarına gelip savaşsınlar” diyebiliyor. Ukrayna’da artık Nazi işbilikçisi Stepan Bandera ‘ulusal kahraman’ kıvamına taşındı. Kiev’de meşaleli Neonazi yürüyüşleri sıradan ritüel.
Ve ABD yönetiminin Ukrayna’ya 47 milyon dolarlık silah satışına onay vermesinin eşliğinde Kiev geçen hafta Minsk sürecinin tabutuna son çiviyi çakacak yasayı çıkarttı. Poroşenko’nun imzasını bekleyen yasa Donbas’ı ‘anti-terör operasyonu’ yapılacak ‘işgal toprağı’ diye anıyor. Tüm iletişim, ulaşım, bankacılık sistemi bağları kesilmiş, maaşlar dahi ödenmeyen Don-bas alenen ‘savaş bölgesi’ ilan ediyor.
Ve ABD yönetiminin Ukrayna’ya 47 milyon dolarlık silah satışına onay vermesinin eşliğinde Kiev geçen hafta Minsk sürecinin tabutuna son çiviyi çakacak yasayı çıkarttı. Poroşenko’nun imzasını bekleyen yasa Donbas’ı ‘anti-terör operasyonu’ yapılacak ‘işgal toprağı’ diye anıyor. Tüm iletişim, ulaşım, bankacılık sistemi bağları kesilmiş, maaşlar dahi ödenmeyen Don-bas alenen ‘savaş bölgesi’ ilan ediyor.
***
Liberal ve liberal sol, Suriye’deki gibi Ukrayna’da Neonazizmi patlatan Meydan darbesini ‘halk devrimi’ zannediyor. Suriye’de cihatçıları ‘daha az aşırılıkçı’ diye sunan liberal medya Ukrayna’da Neonazileri görmezden gelmezse ‘normalleştirmekle’ meşgul. Ukrayna’yı birleştirip düzeni sağlarken sivil hakları sınırlayan cuntaya ihtiyaç duyduklarını söyleyen Azov gönüllüleri ile söyleşiler eksik olmuyor.
Eh vaktiyle Reagan Yahudi pogromunda rol oynayan Banderist Jaroslav Stetskos’u Beyaz Saray’da ağırlayıp ‘Sizin mücadeleniz bizim mücadelemiz. Rüyanız bizim rüyamız’ diyebilmişti.
Eh vaktiyle Reagan Yahudi pogromunda rol oynayan Banderist Jaroslav Stetskos’u Beyaz Saray’da ağırlayıp ‘Sizin mücadeleniz bizim mücadelemiz. Rüyanız bizim rüyamız’ diyebilmişti.
Ceyda Karan / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder