1 Mart 2018 Perşembe

CHP’nin tüzük kurultayı - ALİ SİRMEN

AKP kongrelerini birbiri ardından toplayarak, Cumhurbaşkanı Genel Başkanı’nın önderliğinde var gücüyle 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanır, bir yandan da TBMM’den bu oylama ile ilgili yasal düzenlemeyi geçirmeye çalışırken CHP de 9-10 Mart’ta toplanacak tüzük kurultayının son hazırlıklarını tamamlıyor. 2019 seçimlerinde CHP’nin kendisine düşeni yerine getirebilmesi için tüzük kurultayının kuruluşun yeni örgütlenme modelini yaşama geçirecek bir yapının önünü açma başarısını göstermesi şart.

Yeni tüzük ve yeni örgütlenme modeli konularına, yeri geldiğinde tekrar değineceğim. Bu konular, yaşamsal öneme sahip, 2019 seçimlerini de aşıp daha geniş sorunları kapsıyor ama aynı zamanda partinin gelecek seçimlerde kendine düşeni yerine getirebilmesini sağlayacak yapının önkoşulunu da oluşturuyor. Çünkü CHP’nin işlevini sürdürebilmesi artık yeni bir örgütlenme modelini zorunlu kılıyor. Bakalım yeni tüzük bu gelişmenin önünü açabilecek mi?
***

Ama dilerseniz önce öne alınmaması halinde, 2019’da yapılacak seçimde CHP’ye düşen rolün ne olduğuna bakalım.
AKP’nin MHP ile Cumhuriyet’e karşı oluşturdukları Cumhur ittifakı ile girecekleri seçimlerin, demokrasinin yolunu açması ancak son referandumda oyların hemen hemen yarısını almış olan “tek adam rejimine hayır” cephesinin yüzde elli artı bir ile “demokrasiye evet” cephesine dönüşmesiyle mümkün olabilecektir. 
Tek adam rejimine evet cephesinin bir arada durması, birlikte yürümesi mümkün bir cephe oluşturmasına karşılık, tek adam rejimine hayır cephesinin uzun süre bir arada gitmesinin mümkün olmaması uzun soluklu bir ittifakın önünü tıkıyor. İyi Parti ile HDP ve CHP’nin, AKP- MHP’nin karşısında blok oluşturmaları gerçekçi olmadığı gibi seçmen üzerindeki etkileri açısından fazla yararlı da görünmüyor. 
Ama tek adam rejimine hayır blokunun da önemli bir ortak noktası var: Demokrasi. 
“Tek adama hayır” cephesinin demokrasi asgari müştereğinde birleşebilmesi mümkündür. Bu da ancak seçimin ikinci turunda gerçekleşebilir. 
Bu gerçeğin farkında olan AKP bütün gücünü seçimi birinci turda almaya yöneltmektedir. Tek adama hayır cephesinin daha ilk turdan ortak bir aday çıkarması mümkün olmadığından, başlangıçta her parti kendi adayıyla yarışacak, son turda tek adamın karşısına çıkacak adayda birleşilmesi amaçlanacaktır. 
Eğer gerçekleşirse ikinci turun ilk adayı birinci oylamada en yüksek sonucu alacağı kesin olan Tayyip Erdoğan’dır. 
CHP işte burada devreye girecektir. Çünkü bugünden seçime kadar beklenmedik bir değişiklik olmadığı takdirde, ikinci sırayı CHP’nin adayı alacaktır.

***
İşte bu noktada CHP’nin kendisine düşen tarihi misyonu yerine getirebilmesi, kendi adayını belirlemedeki ustalığına bağlı olacaktır. 
Kesinlikle yeni bir Ekmeleddin skandalına düşmemesi gereken CHP, hem seçimin ikinci tura sarkması hem de ikinci turda adayının tek adama hayır cephesini çevresinde birleştirebilmesi için, kararlı ilkelilik ile faydacı uzlaştırıcılığı bir arada yürütebilecek bir adayı seçme ve bu amaca uygun, çok fazla olacağından kimsenin kuşkusu bulunmaması gereken, kışkırtmalara kapılmayan, bir kampanyayı yürütme konusunda başarı göstermesi gerekmektedir. 
Hem CHP’nin temel ilkelerini temsil eden, hem de bütün tek adam karşıtı cephenin üstünde birleşeceği bir adamı CHP’nin kendi kadroları içinden de bulması imkânsız değildir. Bu konuda daha şimdiden birden fazla isim saymak mümkün ise de şu an için gerekli ve de yararlı değildir. 
Önümüzdeki hafta toplanacak tüzük kurultayının işlevini layıkıyla yerine getirebilmesi partiyi bu usta işi politikayı oluşturacak örgütlenme modeline kavuşturmasıyla mümkün olacaktır. 
Kimse alınmasın ama doğrusunu söylemek gerekirse, şimdiye kadar yaşananlar, henüz bu modele erişilememiş olduğunu gösteriyor.

Ali Sirmen / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder