Uluslararası Yatırım Pozisyonu’nun (UYP) dış yükümlülükleri yeni bir rekorla 714 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ise ancak 233 milyar dolar. Böylelikle net UYP pozisyonu eksi 481 milyar dolara fırladı.
Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) bir ülkenin yurtdışı âleme olan tüm varlıklarını ve yükümlülüklerini gösterir. Bir ekonominin dış bağımlılığının en yaygın bilinen ölçütü, Türkiye için şu anda 438 milyar dolar düzeyinde bulunan dış borçlardır. Halbuki finansal küreselleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte, özellikle doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını ve portföy hareketlerini de içeren UYP’nin daha anlamlı bir gösterge haline geldiği söylenebilir.
Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) bir ülkenin yurtdışı âleme olan tüm varlıklarını ve yükümlülüklerini gösterir. Bir ekonominin dış bağımlılığının en yaygın bilinen ölçütü, Türkiye için şu anda 438 milyar dolar düzeyinde bulunan dış borçlardır. Halbuki finansal küreselleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte, özellikle doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını ve portföy hareketlerini de içeren UYP’nin daha anlamlı bir gösterge haline geldiği söylenebilir.
Her 1 varlığa 3 yükümlülük
Dün açıklanan UYP’nin dış yükümlülükleri, yeni bir rekorla 714 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin yurtdışı varlıkları ise ancak 233 milyar dolar. Böylelikle daha önemli bir kriter olan, net UYP pozisyonu eksi 481 milyar dolara fırladı. Kaba taslak her 1 dolarlık dış varlığımıza karşın 3 dolarlık yükümlülüğümüz bulunuyor. 2016 yılına göre, yükümlülükler tam 132 milyar dolar, net pozisyon ise 115 milyar dolar artmış görünüyor. Bu, haliyle çok vahim bir gidişata işaret ediyor.
Rakamların ayrıntılarına girmeden önce metodolojik bir açıklama yapmakta yarar olabilir. Örneğin 2016 sonuyla kıyaslayınca, yabancıların hisse senedi portföyünün 35.5 milyar dolardan 2018’de 54.8 milyar dolara yükselerek, 19.3 milyar dolar sıçramasının üç açıklaması olabilir: Birincisi, yabancıların borsaya taze yatırım yapması; ikincisi, borsa endeksindeki artış; üçüncüsü TL/dolar paritesindeki hareket. Fiilen de üçünün kombinasyonu sonucu bu noktaya ulaşılmış durumda.
Şimdi rakamların biraz ayrıntısına girersek:
»Türkiye’nin 233 milyar dış varlığının yarısını Merkez Bankası’nın 115.3 milyar dolarlık rezerv varlıkları oluşturuyor. Rezervlerde, son 1 yılda parasal altın stokunun 11.2 milyar dolar artarak, 25.3 milyar dolara sıçraması dikkat çekiyor.
»Yurtdışına yapılan doğrudan yatırımların tutarı 42.5 milyar dolar. 3.1 milyar çok sınırlı bir portföy yatırımının yanı sıra, yurtdışındaki mevduatları ve açılan kredileri içeren “diğer” kalemi de eklenince 232.7 milyar dolarlık varlık toplamına ulaşılıyor.
»Türkiye’nin yükümlülüklerindeki 132.1 milyar dolarlık artışın; 54.1 milyar doları doğrudan yatırımlardan, 42.5 milyar doları portföy yatırımlarından, 35.5 milyar doları ise kredilerden kaynaklanıyor.
»Doğrudan yatırımların 2017’de hız kestiğini biliyoruz. Değişim daha çok, yabancı şirketlerin ve yabancıların gayrimenkullerinin dolar cinsinden değerinin artışından kaynaklanıyor.
»Portföy yatırımlarının bileşenlerine gelince: 54.8 milyar dolar hisse senedi (son 13 ayda 19.3 milyar dolar artış), 130.7 milyar dolar borç senedi bulunuyor (Aynı dönem 24.2 milyar dolar artış). Ayrıca, bankaların 93.1, hükümetin 25.9, dış ticaret sektörünün ise 47.1 milyar dolar kredi borcu bulunuyor.
‘Sıcak para’ tavan yaptı
»Sıcak parayı; yabancıların hisse senedi yatırımları, elde tuttukları yurtiçi borçlanma senetleri ve mevduatlarının toplamı olarak tanımlayabiliriz. Bu hesaba göre uçar-kaçar nitelikli, ülkeyi terk ettiğinde döviz kurlarını ve piyasa faizlerini sarsabilecek sıcak para tutarı tam 142 milyar dolarla tavan yapmış durumda.
Son söz: AKP’nin iktidara geldiği dönemde UYP eksi 85.5 milyar dolardı. 5 yıllık sürede, “yerli ve milli” hükümetler dış yükümlülüğümüzü 5.6 kat artırarak, eksi 481 milyar dolara fırlattılar.
Yorum sizin…
HAYRİ KOZANOĞLU / BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder