Avrupa’da neoliberal politikalara eklemlenen merkez solun yıkıldığı son memleket İtalya oldu. Pazar günü Temsilciler Meclisi ile Cumhuriyet Senatosu seçimleri, ideolojilere prim vermez görünen ‘çıfıt çarşısı’ popülist ve radikal sağcıların zaferiyle sonuçlandı.
2013’ten bu yana ülkeyi yöneten merkez solcu Demokratik Parti çöktü. İtalya’nın ‘en genç başbakanı’ diye pohpohlanmış lideri Matteo Renzi eşliğinde... Fransa’nın Emmanuel Macron’unun öncülü Renzi, şahsi meselesi haline getirdiği 2016 sonundaki anayasa referandumu sonrası başbakanlıktan ayrılmak zorunda kalmıştı. Bu seçimde partisini de sandığa gömüp liderlikten istifa etti.
Pek hazin fakat hiç şaşırtıcı değil.
2013’ten bu yana ülkeyi yöneten merkez solcu Demokratik Parti çöktü. İtalya’nın ‘en genç başbakanı’ diye pohpohlanmış lideri Matteo Renzi eşliğinde... Fransa’nın Emmanuel Macron’unun öncülü Renzi, şahsi meselesi haline getirdiği 2016 sonundaki anayasa referandumu sonrası başbakanlıktan ayrılmak zorunda kalmıştı. Bu seçimde partisini de sandığa gömüp liderlikten istifa etti.
Pek hazin fakat hiç şaşırtıcı değil.
***
Sandıktan şöyle bir tablo çıktı:
Seçime ittifaklara dahil olmadan tek başına giren Beş Yıldız Hareketi (M5S) oylarını yüzde 25’ten yüzde 32.6’ya yükseltip birinci oldu.
Seçime ittifaklara dahil olmadan tek başına giren Beş Yıldız Hareketi (M5S) oylarını yüzde 25’ten yüzde 32.6’ya yükseltip birinci oldu.
Düzen solunun temsilcisi Demokratik Parti yüzde 30’lardan (AP seçimlerinde yüzde 40’ı aşmıştı) yüzde 18.7’ye indi. İrili ufaklı sol ve liberal gruplara öncülük ettiği Sol İttifak’ın oranı sadece yüzde 22.8. DP’den kopan daha solcu kanatın Eşit ve Özgür koalisyonu yüzde 3.4’te kaldı.
***
Muzaffer 5MS, 2008 mali krizinin kurumsal partilere isyanının tezahürü. Eski komedyen Beppe Grillo’nun kurduğu M5S, başbakan adayı Luigi Di Maio ile Avro’dan hatta AB’den çıkmaktan, göçmenleri sınır dışı etmeye uzanan bir çizgiye sahip.
27 sene önce kurulup Kuzey İtalya’yı ‘Hırsız Roma’dan geri almak arzuları etrafında şekillenmiş Lig, yakın zamana dek ‘Önce Kuzeyliler’ deyip güneyi bile dışlarken 30’larındaki lideri Matteo Salvini ile yüz değiştirip ‘Önce İtalya’ demeye başladı. Seçimlerde güneyde ikinci sırada çıkıp ‘ulusalcılığa’ evrildi.
İki hareket de Mussolini döneminin açık faşist sembollerini sahiplenen CasaPound ve Forza Nuova gibi gruplara sempatiyle yaklaşabiliyor. Giderek yükselen nefret ve yabancı düşmanlığıyla flört ediyor. Unutmamalı ki ılımlı sağ görülen Berlusconi bile başbakanken “Mussolini kimseyi öldürmedi”diyebilmişti.
Koalisyon kurabilecekleri söylenen iki yapının da halka önerileri küçük ve orta işletmeler hayrına düzenlemeler, vergileri azaltmak, emeklilik yaşını düşürmek, devletin çocuk bakımının bedellerini üstlenmesi. Ötesinde bir ufukları yok. AB’den çıkacakları da öyle. Nitekim zafeleri sonası Di Maio Avro referandumunu dışladı; Salvini, yatırımcılara korkmamaları gerektiğini telkin etti.
27 sene önce kurulup Kuzey İtalya’yı ‘Hırsız Roma’dan geri almak arzuları etrafında şekillenmiş Lig, yakın zamana dek ‘Önce Kuzeyliler’ deyip güneyi bile dışlarken 30’larındaki lideri Matteo Salvini ile yüz değiştirip ‘Önce İtalya’ demeye başladı. Seçimlerde güneyde ikinci sırada çıkıp ‘ulusalcılığa’ evrildi.
İki hareket de Mussolini döneminin açık faşist sembollerini sahiplenen CasaPound ve Forza Nuova gibi gruplara sempatiyle yaklaşabiliyor. Giderek yükselen nefret ve yabancı düşmanlığıyla flört ediyor. Unutmamalı ki ılımlı sağ görülen Berlusconi bile başbakanken “Mussolini kimseyi öldürmedi”diyebilmişti.
Koalisyon kurabilecekleri söylenen iki yapının da halka önerileri küçük ve orta işletmeler hayrına düzenlemeler, vergileri azaltmak, emeklilik yaşını düşürmek, devletin çocuk bakımının bedellerini üstlenmesi. Ötesinde bir ufukları yok. AB’den çıkacakları da öyle. Nitekim zafeleri sonası Di Maio Avro referandumunu dışladı; Salvini, yatırımcılara korkmamaları gerektiğini telkin etti.
***
İtalya’da 2008 mali kriziyle gelen yoksulluk, işsizlik, bölgesel eşitizliğe Kuzey Afrika ve Ortadoğu’dan 600 bin sığınmacının eklenmesi popülist ve radikal sağa yaradığı net görülüyor. Peki Avrupa’da Brexit sonrası Fransa ve Hollanda’da popülist partilerin reddedilmesi ile Almanya’da Merkel’in ‘batmamış olması’ neoliberal cepheyi rahatlatmışken İtalya bu eğilime bir darbe mi? Hiç sanmıyorum. Bu neoliberal cephe popülist radikal sağın taleplerini de sahiplenerek yoluna gayet güzel devam ederken, ‘popülizm’ diye bağırıp çağırmak pek manasız kaçıyor.
***
Asıl sorun solun bunca soruna rağmen sendikaları güçlendirmek, ekonomide kamunun payını artırmak, servetin yeniden dağıtımı üzerine program geliştirmek yerine neoliberal düzene eklemlenip hükümsüzleşmesi. İtalya gibi sol geleneklerin güçlü olduğu bir ülkede bile... Ortada hakiki sol olmayınca neoliberal çıfıt çarşısı eşliğinde yeni faşizmin taşları döşenebilir oluyor.
Peki liberaller ne diyor? ‘Vay alçak Rusya!’ Twitter’da değerli bir yorumcunun ifadesiyle, “Putin iki senedir ABD, Avusturya, Çekya ve şimdi de İtalya seçimlerini kazandı. Brexit’i başardı. Fansa ve Almanya’da iyi performans sergiledi. Batı’da aslında hiç sorun yok. Mesele çok geniş kitlelerin Rusya’yı mutlu etmek için oy kullanmaları.”
Peki liberaller ne diyor? ‘Vay alçak Rusya!’ Twitter’da değerli bir yorumcunun ifadesiyle, “Putin iki senedir ABD, Avusturya, Çekya ve şimdi de İtalya seçimlerini kazandı. Brexit’i başardı. Fansa ve Almanya’da iyi performans sergiledi. Batı’da aslında hiç sorun yok. Mesele çok geniş kitlelerin Rusya’yı mutlu etmek için oy kullanmaları.”
Ceyda Karan / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder