30 Mart 2018 Cuma

Susmak ya da susmamak, işte bütün sorun bu - MİNE SÖĞÜT

Mesele Meclis’teki bir temsilde kadın oyuncuların sahneye çıkıp çıkamayacağının tartışıldığı noktaya geldiğine göre... 
Ve o kadınlar olan biteni anlatırken isimlerini vermekten bile korktuklarına göre... 
Artık ya ülkeyi hep birlikte terk etmemiz gerekiyor ya da susmaktan artık vazgeçmemiz. 
Ne zaman kaçtığı deliklerden geri çıkar insan? 
Öleceğini anladığında mı? Başka şansı kalmadığını fark ettiğinde mi? Bıçak kemiğe dayandığında mı? 
Ne zaman? Ne zaman başına geleni anlar insan? 
Yıllarca “Susma! Sustukça sıra sana gelecek” sloganını duyduğu halde; 
Alman Rahip Pastör Nie Moeller’in yazdığı:
“Önce Yahudiler için geldiler 
Sesimi çıkarmadım – 
Çünkü ben Yahudi değildim 
Sonra komünistler için geldiler 
Sesimi çıkarmadım – 
Çünkü ben komünist değildim 
Sonra sendikacılar için geldiler 
Sesimi çıkarmadım – 
Çünkü ben sendikacı değildim 
Sonra benim için geldiler 
Ve artık ses çıkaracak kimse kalmamıştı...” dizelerini bıkana kadar, defalarca okuduğu halde; 
Herkesin kaderinin iktidarın iki dudağı arasında olduğuna açıkça tanıklık ettiği halde; 
Nasıl hâlâ böyle bir uysallıkla susar insan?


Cezaevlerini gazetecilerle dolduran... 
Akademisyenleri üniversitelerden kovan... 
Meclis’teki muhaliflerini tek tek hapse tıkan... 
Halkı birbirini ihbar etmeye azmettiren... 
Kendi yolunu açmak için sivilleri sokağa dökmekten çekinmeyen... 
Ortadan kaldırılmasını istediği kim varsa hepsini parmağıyla işaret eden... 
Sansürlerle her şeyi denetleyen... 
Yasaklarla herkesin ağzına fermuar çeken... 
Muhalifleri susturmak için her yolu deneyen... 
Göz göre göre seçim hilelerini meşrulaştıran... 
Hukuku avucunun içine alarak... 
Ana akım medyayı yandaşlarıyla doldurarak... 
Cumhuriyete, devrimlere, ilkelere meydan okuyarak... 
2023’te 1923’ün rövanşına hazırlandığını artık saklamayan bir iktidar... 
Bu ülkenin aydınlarını tek tek işaretledi. 
Çocuklarını, gençlerini, kadınlarını çaldı. 
Her gün yeni bir cadı avıyla coşuyor; elinde bir tabanca yoluna çıkanı vuruyor. 
Tetiği her çekişte demokrasiye ait bir değer daha yere düşüyor. 
Ve bu ülke hâlâ susuyor.
***

Ses çıkaracak kimse kalmayınca kadar susmaya devam etmekse niyetiniz.... 
Oturun kendi şiirinizi şimdiden ufak ufak yazmaya başlayın. 
Belki sizin başkalarının başına gelenlerden alamadığınız dersi, bir gün başkaları sizin başınıza gelenlerden alır. 
Sizin yazacağınız şiir... 
Kim bilir... 
Nasıl bir dizeyle başlar, nasıl bir dizeye varır?

***
İşte hâlâ susuyorsunuz. 
Çünkü yine kaybedeceğiniz şeylerin hesabını yapıyorsunuz. 
Kaybettiğiniz şeylerin hesabını doğru tutmadığınız için... 
Bu hesapta her seferinde çok fena yanılıyorsunuz.

Mine Söğüt / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder