Nejat Eslen hatırlattı; "ABD'nin güncel hale getirdiği 'Fırat'ın doğusu' tabiri, 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Antlaşması'nda var" dedi.
Konuyu geçmişte defalarca inceledim ama yeniden bir durum değerlendirmesi yapmak gerekiyor.
Sevr Antlaşması'nın 62 ve 64'üncü maddelerine göre "İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon, Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne plebisit yaparak bağımsızlık ilân etmek için başvurabilecek..."ti...
Sevr'in 88-93. maddelerine göre de Osmanlı, Ermenistan Cumhuriyeti'ni tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecekti. ABD Başkanı Wilson, 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerinin Ermenistan'a verildiğini açıklamıştı.
***
Aslında Fırat'ın siyaset dilindeki yeri çok daha eskidir! Tahrif edilmiş Tevrat'ta Yahudilerin vatanı olarak gösterilen yer, Nil'den Fırat'a kadar uzanan topraklardır.
Tevrat'ta çok açık bir şekilde İsrailoğullarına, en Batı'da Akdeniz kıyısındaki bugünkü İsrail topraklarından, doğuda Fırat'a kadar olan bölgeyi işgal etmeleri çağrısında bulunuluyor. Bugünkü planların ana temasını bu ideoloji oluşturuyor ve ABD'nin çıkarları ile bütünleştirilip başka bir renge boyanarak dünya kamuoyuna sunuluyor!
O başka renk Büyük Orta Doğu Projesidir. BOP haritasında "Free Kürdistan" denilen hayali devletin kuzey sınırlarını, Türkiye'den başlamak üzere Fırat oluşturuyor. Yani, o hayali devletin haritası, Erzurum'a hatta Hopa limanına kadar uzanıyor. (Şimdi Ovit ve yeni Zigana tünelleri ile ulaşım da kolaylaştı!) Bu hayali devletin kuzey sınırları, Barzani'nin İnternet sitesinde yayınlanan harita ile birebir örtüşüyor. Ayrıca ADML adıyla Türkiye'de kurulan şirketin "Doğu Anadolu maden arama imtiyaz haritası" ile de tıpatıp aynı! Bu şirketin, "Doğu Karadeniz maden arama imtiyaz haritası"yla da Wilson'a sunulan "Pontus haritası" da birebir aynı... Doğu Karadeniz'deki PKK girişimlerinin stratejik sebebi budur.
***
Bu haritaların hayata geçirilmesi için Türk kimliğinin çözülmesi şarttı. BOP'u geliştiren ve Amerikan devlet stratejisi haline getiren, ünlü tarihçi, Yahudi asıllı Bernard Lewis, 1996 yılında İstanbul'da "Orta Doğu kimliği oluşturmak" üzerine konferans vermiş, Türk, Arap, Fars gibi kimliklerin yerini Orta Doğu kimliğinin alabileceğini savunmuş, hatta bir harita da göstermişti. Harita, Tevrat'taki Büyük İsrail topraklarını gösteriyordu.
İşte Anayasa'dan "Türk kimliği"nin çıkarılarak yerine "Türkiye vatandaşlığı" kimliğinin getirilmek istenmesi, T.C. ibaresinin resmi tabelalardan kaldırılması, "Ne mutlu Türk'üm diyene" felsefesine savaş açılması, "Türk'üm Doğruyum" andının ilkokullardan kaldırılmasının asıl sebebi, BOP haritasını uygulamaktır.
BOP haritasında, "Free Kurdistan" yani "Bağımsız Kürdistan" diye gösterilen bölgede Afrin ve El Bab'ın yer almadığı açıkça görülüyor. Buna karşılık Kürdistan denilen bölgenin, Türkiye'nin de topraklarını kapsayacak şekilde ve "Fırat'ın doğusunda" yer aldığı görülüyor. Haritada Afrin ve El Bab yer almadığı için, Kürdistan'a deniz çıkışı Karadeniz'den; Hopa Limanı'na denk gelecek şekilde veriliyor. Güncel hale gelen İdlip ise daha yeni haritalarda özerk bir devlet olarak gösteriliyor!
***
Bu haritaların hayata geçirilmesi için TSK'ya operasyon yapılması, Doğu ve Güneydoğu illerinde yığınak yapılması, hendekler kazılarak kurtarılmış şehirler oluşturulması da gerekiyordu. Yani Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi FETÖ operasyonları ile Kürt açılımı, Ermeni açılımı gibi süreçler, doğrudan doğruya, BOP haritasının hayata geçirilmesine hizmet ediyor; böylece Tevrat ve Sevr'deki hedefler takip ediliyordu.
Kısacası, Tevrat'tan Sevr'e, Sevr'den BOP'a kadar oyun hep aynı! Sadece kullanılan aktörler ve taktikler değişiyor!
Arslan BULUT / YENİÇAĞ
Konuyu geçmişte defalarca inceledim ama yeniden bir durum değerlendirmesi yapmak gerekiyor.
Sevr Antlaşması'nın 62 ve 64'üncü maddelerine göre "İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon, Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne plebisit yaparak bağımsızlık ilân etmek için başvurabilecek..."ti...
Sevr'in 88-93. maddelerine göre de Osmanlı, Ermenistan Cumhuriyeti'ni tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecekti. ABD Başkanı Wilson, 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerinin Ermenistan'a verildiğini açıklamıştı.
***
Aslında Fırat'ın siyaset dilindeki yeri çok daha eskidir! Tahrif edilmiş Tevrat'ta Yahudilerin vatanı olarak gösterilen yer, Nil'den Fırat'a kadar uzanan topraklardır.
Tevrat'ta çok açık bir şekilde İsrailoğullarına, en Batı'da Akdeniz kıyısındaki bugünkü İsrail topraklarından, doğuda Fırat'a kadar olan bölgeyi işgal etmeleri çağrısında bulunuluyor. Bugünkü planların ana temasını bu ideoloji oluşturuyor ve ABD'nin çıkarları ile bütünleştirilip başka bir renge boyanarak dünya kamuoyuna sunuluyor!
O başka renk Büyük Orta Doğu Projesidir. BOP haritasında "Free Kürdistan" denilen hayali devletin kuzey sınırlarını, Türkiye'den başlamak üzere Fırat oluşturuyor. Yani, o hayali devletin haritası, Erzurum'a hatta Hopa limanına kadar uzanıyor. (Şimdi Ovit ve yeni Zigana tünelleri ile ulaşım da kolaylaştı!) Bu hayali devletin kuzey sınırları, Barzani'nin İnternet sitesinde yayınlanan harita ile birebir örtüşüyor. Ayrıca ADML adıyla Türkiye'de kurulan şirketin "Doğu Anadolu maden arama imtiyaz haritası" ile de tıpatıp aynı! Bu şirketin, "Doğu Karadeniz maden arama imtiyaz haritası"yla da Wilson'a sunulan "Pontus haritası" da birebir aynı... Doğu Karadeniz'deki PKK girişimlerinin stratejik sebebi budur.
***
Bu haritaların hayata geçirilmesi için Türk kimliğinin çözülmesi şarttı. BOP'u geliştiren ve Amerikan devlet stratejisi haline getiren, ünlü tarihçi, Yahudi asıllı Bernard Lewis, 1996 yılında İstanbul'da "Orta Doğu kimliği oluşturmak" üzerine konferans vermiş, Türk, Arap, Fars gibi kimliklerin yerini Orta Doğu kimliğinin alabileceğini savunmuş, hatta bir harita da göstermişti. Harita, Tevrat'taki Büyük İsrail topraklarını gösteriyordu.
İşte Anayasa'dan "Türk kimliği"nin çıkarılarak yerine "Türkiye vatandaşlığı" kimliğinin getirilmek istenmesi, T.C. ibaresinin resmi tabelalardan kaldırılması, "Ne mutlu Türk'üm diyene" felsefesine savaş açılması, "Türk'üm Doğruyum" andının ilkokullardan kaldırılmasının asıl sebebi, BOP haritasını uygulamaktır.
BOP haritasında, "Free Kurdistan" yani "Bağımsız Kürdistan" diye gösterilen bölgede Afrin ve El Bab'ın yer almadığı açıkça görülüyor. Buna karşılık Kürdistan denilen bölgenin, Türkiye'nin de topraklarını kapsayacak şekilde ve "Fırat'ın doğusunda" yer aldığı görülüyor. Haritada Afrin ve El Bab yer almadığı için, Kürdistan'a deniz çıkışı Karadeniz'den; Hopa Limanı'na denk gelecek şekilde veriliyor. Güncel hale gelen İdlip ise daha yeni haritalarda özerk bir devlet olarak gösteriliyor!
***
Bu haritaların hayata geçirilmesi için TSK'ya operasyon yapılması, Doğu ve Güneydoğu illerinde yığınak yapılması, hendekler kazılarak kurtarılmış şehirler oluşturulması da gerekiyordu. Yani Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi FETÖ operasyonları ile Kürt açılımı, Ermeni açılımı gibi süreçler, doğrudan doğruya, BOP haritasının hayata geçirilmesine hizmet ediyor; böylece Tevrat ve Sevr'deki hedefler takip ediliyordu.
Kısacası, Tevrat'tan Sevr'e, Sevr'den BOP'a kadar oyun hep aynı! Sadece kullanılan aktörler ve taktikler değişiyor!
Arslan BULUT / YENİÇAĞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder