Bazen bir cümle; onlarca yıla, sayısız yazıya, tartışmaya, stratejik öngörülere bedeldir...
"Aslında bizim müttefiklerimiz yoktur. Uşaklarımız vardır" dedi...
ABD'li eski diplomat Jim Jatras, "Türkiye, Rus S-400 hava savunma sistemlerini alıyor" tartışması sırasında söyledi bu sözü:
"ABD'nin müttefikleri yoktur, uşakları vardır... "
Eski diplomat Jatras'tan önce ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert, Rus füzelerini kullanması halinde Türkiye'nin yaptırımlara uğrayacağını bir kez daha dile getirmişti. Jatras'ın ABD'nin müttefikleri ile ilgili "uşak" açıklaması ABD'li yetkililerin Türkiye'ye yönelik yaptığı çok sayıda uyarının sonucunda gerçekleşti:
"Uşaklarımız var. Bir de iyi uçağımız var. İyi uşak, ona söylenenleri yapandır. Ama eğer bir ülke iyi uşak gibi hareket etmek istemiyorsa biz elimize büyük sopa alıyor tehdit etmeye başlıyoruz. Sanırım, ABD'nin zorlama politikası için en iyi ifade 'yaptırım hiddeti' olur."
ABD'nin "uşak" gibi davrandığı ülkeler bizim komşularımız... Özellikle tek adamlıkla yönetilen anti demokratik ülkeler...
Hatırlayın; Saddam Hüseyin'e "Kuveyt'e saldır" diyen de, bu saldırı nedeniyle Irak'ı işgal eden de ABD idi...
Ya da Suudi Arabistan'ın haline bakın... Patronlarına sormadan 1 dolar para harcayacak özgürlükleri yok!
Türkiye'ye yönelik yaptırımlar sırasında kullanılan "uşaklık" tanımı, bizim bünyemizin kaldıramayacağı kadar ağır bir hakarettir!
"Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir" diyen bir kurucu iradenin, emperyalizme karşı verilmiş en büyük mücadele ve en görkemli zaferin sahibi olan bir ulusa "uşaklığı" asla kabul ettiremezsiniz!
ABD'li Jatras'ın küstah açıklaması, Beyaz Saray'ın müttefiklerine nasıl baktığının da bir itirafıdır...
*
Türkiye çok ciddi bir yol ayrımında... Ya emperyalizme uşaklığa devam edilecek ya da Atatürk'ün tam bağımsızlık temeli üzerine inşa ettiği Cumhuriyet, kurucu ayarlarına geri dönecek!
Bir ABD Projesi olarak ortaya çıkmış görünen AKP iktidarının, Washington/Pentagon prangalarını kıracağına inanmak zor. Özellikle ekonomi ve dış politikada 15 yıldır izlenen yol; Türkiye'yi hem sıcak parada hem de en temel gıda ürünlerinde bile dışa bağımlı hale getirmişken!
Ekonominiz, tarımınız, silah sanayiniz dışa bağımlı ise, bağımsızlıktan söz edemezsiniz!
Üretim ekonomisini reddeden ve yok eden, Türkiye'de "yerli tohum" ekmeyi dahi yasaklayan bir zihniyetin, bağımsızlık açıklamalarına da şüpheyle yaklaşıyoruz...
*
Bir NATO üyesi olmasına rağmen Türkiye'ye yönelik yakın tehditlerin kaynağı da NATO'nun en büyük ortağı ve koç başı olan ABD'den başkası değil...
Dünyada kartlar yeniden karılıyor... ABD'nin diğer ülkelere karşı küstah ve tepeden bakan yaklaşımı Trump ile birlikte iyice gün yüzüne çıktı.
Binlerce kilometre uzaktan gelip Türkiye sınırlarında bir terör devleti kurmaya çalışan ABD'nin bölgemizde ne yapmak istediği artık bir sır değil!
Türkiye; ulusal çıkarlarını zerre dikkate almayan bir yönetime ve bölgede; kandan, çatışmadan, savaştan beslenen bir siyaset ve arkasındaki şirketlere karşı; barışı tesis edecek işbirliklerine öncülük yapmalıdır.
Türkiye ABD'nin uşağı olmamak için; bir an önce tüm kurum ve kuralları ile demokrasiyi ve hukuk devletini yeniden inşa etmelidir...
* Kimin hapse atılacağından, kimin serbest bırakılacağına,
* kime hangi ihalenin verileceğine,
* kimin rektör olacağına, kimin terfi alacağına,
* kimin yargıç- hakim-savcı, kimin onbaşı- general- vekil olacağına,
* kimin para kazanacak kimin batacağına,
* kimlerle dost, kimlerle düşman olunacağına tek bir kişi karar veriyorsa ABD için bundan daha güzel bir yönetim olamaz...
Yine hatırlayacaksınız; ABD 1 Mart tezkeresinde sopasını kullanmaya çalışmış, "uşak" muamelesi yaptığı Türkiye'den, TBMM'nin tezkereyi reddetmesi üzerine gereken yanıtı almıştı.
O gün bugünkü düzen olsaydı, yani Meclis bir kişinin iki dudağı arasında hareket etseydi, Irak'ı kana bulayan tecavüzlere, katliamlara Türkiye ortak olacaktı!
ABD'nin müttefiklerine uşak muamelesi yapan küstahlığına karşı hukuku, demokrasiyi, barışı ve işbirliğini savunacağız...
Uşaklığa giden yol, demokrasiyi ve hukuku öldürmekten geçiyor...
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU / YENİÇAĞ
"Aslında bizim müttefiklerimiz yoktur. Uşaklarımız vardır" dedi...
ABD'li eski diplomat Jim Jatras, "Türkiye, Rus S-400 hava savunma sistemlerini alıyor" tartışması sırasında söyledi bu sözü:
"ABD'nin müttefikleri yoktur, uşakları vardır... "
Eski diplomat Jatras'tan önce ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert, Rus füzelerini kullanması halinde Türkiye'nin yaptırımlara uğrayacağını bir kez daha dile getirmişti. Jatras'ın ABD'nin müttefikleri ile ilgili "uşak" açıklaması ABD'li yetkililerin Türkiye'ye yönelik yaptığı çok sayıda uyarının sonucunda gerçekleşti:
"Uşaklarımız var. Bir de iyi uçağımız var. İyi uşak, ona söylenenleri yapandır. Ama eğer bir ülke iyi uşak gibi hareket etmek istemiyorsa biz elimize büyük sopa alıyor tehdit etmeye başlıyoruz. Sanırım, ABD'nin zorlama politikası için en iyi ifade 'yaptırım hiddeti' olur."
ABD'nin "uşak" gibi davrandığı ülkeler bizim komşularımız... Özellikle tek adamlıkla yönetilen anti demokratik ülkeler...
Hatırlayın; Saddam Hüseyin'e "Kuveyt'e saldır" diyen de, bu saldırı nedeniyle Irak'ı işgal eden de ABD idi...
Ya da Suudi Arabistan'ın haline bakın... Patronlarına sormadan 1 dolar para harcayacak özgürlükleri yok!
Türkiye'ye yönelik yaptırımlar sırasında kullanılan "uşaklık" tanımı, bizim bünyemizin kaldıramayacağı kadar ağır bir hakarettir!
"Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir" diyen bir kurucu iradenin, emperyalizme karşı verilmiş en büyük mücadele ve en görkemli zaferin sahibi olan bir ulusa "uşaklığı" asla kabul ettiremezsiniz!
ABD'li Jatras'ın küstah açıklaması, Beyaz Saray'ın müttefiklerine nasıl baktığının da bir itirafıdır...
*
Türkiye çok ciddi bir yol ayrımında... Ya emperyalizme uşaklığa devam edilecek ya da Atatürk'ün tam bağımsızlık temeli üzerine inşa ettiği Cumhuriyet, kurucu ayarlarına geri dönecek!
Bir ABD Projesi olarak ortaya çıkmış görünen AKP iktidarının, Washington/Pentagon prangalarını kıracağına inanmak zor. Özellikle ekonomi ve dış politikada 15 yıldır izlenen yol; Türkiye'yi hem sıcak parada hem de en temel gıda ürünlerinde bile dışa bağımlı hale getirmişken!
Ekonominiz, tarımınız, silah sanayiniz dışa bağımlı ise, bağımsızlıktan söz edemezsiniz!
Üretim ekonomisini reddeden ve yok eden, Türkiye'de "yerli tohum" ekmeyi dahi yasaklayan bir zihniyetin, bağımsızlık açıklamalarına da şüpheyle yaklaşıyoruz...
*
Bir NATO üyesi olmasına rağmen Türkiye'ye yönelik yakın tehditlerin kaynağı da NATO'nun en büyük ortağı ve koç başı olan ABD'den başkası değil...
Dünyada kartlar yeniden karılıyor... ABD'nin diğer ülkelere karşı küstah ve tepeden bakan yaklaşımı Trump ile birlikte iyice gün yüzüne çıktı.
Binlerce kilometre uzaktan gelip Türkiye sınırlarında bir terör devleti kurmaya çalışan ABD'nin bölgemizde ne yapmak istediği artık bir sır değil!
Türkiye; ulusal çıkarlarını zerre dikkate almayan bir yönetime ve bölgede; kandan, çatışmadan, savaştan beslenen bir siyaset ve arkasındaki şirketlere karşı; barışı tesis edecek işbirliklerine öncülük yapmalıdır.
Türkiye ABD'nin uşağı olmamak için; bir an önce tüm kurum ve kuralları ile demokrasiyi ve hukuk devletini yeniden inşa etmelidir...
* Kimin hapse atılacağından, kimin serbest bırakılacağına,
* kime hangi ihalenin verileceğine,
* kimin rektör olacağına, kimin terfi alacağına,
* kimin yargıç- hakim-savcı, kimin onbaşı- general- vekil olacağına,
* kimin para kazanacak kimin batacağına,
* kimlerle dost, kimlerle düşman olunacağına tek bir kişi karar veriyorsa ABD için bundan daha güzel bir yönetim olamaz...
Yine hatırlayacaksınız; ABD 1 Mart tezkeresinde sopasını kullanmaya çalışmış, "uşak" muamelesi yaptığı Türkiye'den, TBMM'nin tezkereyi reddetmesi üzerine gereken yanıtı almıştı.
O gün bugünkü düzen olsaydı, yani Meclis bir kişinin iki dudağı arasında hareket etseydi, Irak'ı kana bulayan tecavüzlere, katliamlara Türkiye ortak olacaktı!
ABD'nin müttefiklerine uşak muamelesi yapan küstahlığına karşı hukuku, demokrasiyi, barışı ve işbirliğini savunacağız...
Uşaklığa giden yol, demokrasiyi ve hukuku öldürmekten geçiyor...
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU / YENİÇAĞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder