Gelir mi gelmez mi tartışılır ama ABD’de komünist örgütlenmelerin varlığı yeni değil. Hatta ABD dünyanın en eski Komünist Partisi’ne sahip bir ülke.
Alexandria Ocasio-Cortez’in ABD’nin New York eyaletinde Demokrat Parti’nin Temsilciler Meclisi üyeliği için yaptığı ön seçimde partinin ağır topu Joe Crowley’i yenerek aday olmasından sonra Florida Valiliği için solcu Andrew Gillum’un da Demokrat Parti’nin adayı seçilmesi ABD’de “sol”un yükselmesi olarak değerlendiriliyor.
Her iki isim de ABD siyasetinde en solda sayılabilecek figürler. Bu iki ismin gösterdikleri başarı ABD’de sola doğru bir eğilimin artmasının işareti olabilir gerçekten de. Ocasio- Cortez bir göçmen kadın olarak sert sol söylemlerle oy toplayabildi New York’ta. Floida gibi çok önemli bir eyalette de Gillum’un elde ettiği başarı asla küçümsenemez.
Gelişmeyi “ABD’de Sosyalizmin Topuk Sesi” başlıklı yazısında ele almış Oray Eğin, “Evet, ABD’ye sosyalizm geliyor” diyor yazısında.
Gelir mi gelmez mi ayrıca tartışılır ama ABD’de sosyalist, komünist örgütlenmelerin varlığı yeni değil. Hatta ABD dünyanın en eski Komünist Partisi’ne sahip bir ülke. ABD Komünist Partisi 1919’da Chicago’da kuruldu bilindiği gibi. Yani Büyük Ekim Devrimi’nden sadece iki yıl sonra. 31 Ağustos- 3 Eylül arası bir tarih verilir ama çoğunluk resmi olarak 2 Eylül’de kurulduğunu kabul eder. Yani bugün ABD Komünist Partisi’nin 100. Kuruluş yıldönümü.
Hem partinin hem de günlük gazetesi Daily Worker’in merkezi New York’a taşınıncaya kadar, yani 1927’ye kadar Chicago’daydı Komünist Parti. Yöneticileri de üyeleri de çok sıkıntı çektiler. Polis hiç bir zaman peşlerini bırakmadı. 1925 yılında çoğu metal ya da inşaat işçilerinden oluşan 2 bin 500 üyesye sahipti parti. Sonra demiryolu işçilerini örgütlediler, gıda sektöründeki emekçilere yöneldiler. İşçi okulları olan parti fabrikalardaki ırk ayrımcılığına karşı çok kararlı bir mücadele verdi. Hatta öyle ki 1925 Ekim’inde siyah Amerikalıları emek hareketine kazanmak için Amerikan Negro Çalışma Kongresi’ni düzenledi. (Negro sözcüğü günümüzde siyahları küçültücü anlam taşıdığı için kullanılmamaktadır).
Partinin en önemli başarılarından biri 1930’larda işsizleri de örgütlemiş olması. 1931’de polis iki siyah işçiyi katlettiğinde partinin düzenlediği cenaze törenine katılanların sayısı 60 bindi. 30’lu yılların sonlarında partinin sempatizanları arasında yüzlerce sanatçı, edebiyatçı vardı.
Nasıl kuruldu?
Komünist Parti’den önce küçük bir sosyalist partide örgütlüydü komünistler. Ama bu partinin önderliğinin Ekim Devrimi’ne karşı çıkması üzerine komünistler ayrılarak kurdular ABD Komünist Partisi’ni. Kuruluşundan çok kısa bir süre sonra da 70 bin üyeye sahip oldu.
Kurulur kurulmaz öyle büyük bir korku yaratmıştı ki parti, dönemin ABD Başkanı Woodrow Wilson’ın emriyle kurulduğu yılın sonbaharında kitlesel tutuklamalarla karşı karşıya kaldı. Bu tutuklamalara Palmer Raids tutuklamaları denir. Adını tutuklama emrini veren Başsavcı A. Mitchell Palmer’dan almıştır. Tutuklananların çoğu İtalyan ve Doğu Avrupalı göçmen parti üyeleriydi. 500’den fazla parti üyesi “yabancı” olduğu için sınırdışı edildi.
Palmer Raids 1920’de sona erdiğinde ABD komünistleri tüm baskılara rağmen daha da güçlendiler. Parti 1924’te günlük satışı 35 bin olan Daily gazetesini çıkardı. Aynı yıl bir işçi olan William Z. Foster’ı Başkan Adayı olarak gösterdi. Foster 35 binden fazla oy aldı.
Sovyetler Birliği’nin kurucusu Vladimir İliç Lenin’in ölümüyle başlayan Stalinst-Troçkist ayrımından parti de etklendi. Troçkistler ayrılarak Amerikan Komünist Cemiyeti’ni kurdular. ABD Komünist Partisi işçi sendikalarını yaygınlaştırarak, işçi haklarını koruma mücadelesine ağırlık verdi. Daha yüksek ücret, ulusal emeklilik programı ve işsizlik sigortası için çalışmalar yaptı. Büyük Kriz sırasında partinin çalışmaları emekçiler için büyük moral oldu. Parti’nin 1932 Başkanlık Seçimleri için çıkardığı aday bu kez 100 binden fazla oy almayı başardı.
İspanya’da başlayan İç Savaş ABD Komünist Partisi’ne ilgiyi daha da artırdı. Üyelerinin bir çoğu savaşta faşistlerin karşısında Cumhuriyetçilerle birlikte çarpıştı. Bu ABD egemenlerinde bir kez daha komünizm korkusunun doğmasına yol açtı. 1940’da partinin Başkan Adayı Earl Browder’in ülke içinde seyahat yapmasına izin verilmedi. Browder Başkanlık propagandasını yazılı ya da sözlü olarak kaydedip iletmek orunda kaldı seçmenlerine.
Birinci Dünya Savaşı sırasında sonradan parti üyesi olan binlerce komünist Avrupa ile Asya’daki savaşlarda antiemperyalistlerle birlikte cephede görev aldı. İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra parti radikal söyleminden uzaklaştı.1948’de İlerici Parti adayı sol liberal Henry A. Wallace’ı ABD Başkanı adayı olduğunda destekledi. Wallace, 1941-45 arası ABD Başkan Yardımcısı idi. ABD Komünist Partisi’nin 12 üyesi 1948’de hükümeti devirmeye çalışmak suçlamasıyla tutuklandı.
1960’lı yıllarda parti sivil hak hareketlerine ve savaş karşıtı kampanyalara ağırlık verdi. Kurulduğu ilk on yıldaki etkinliğini yitirdiği zamanlardır. Partinin çok uzun yıllar genel sekreterliğini yapan Gus Hall 1968’de Başkan adayı olduğunda aldığı oy sadece 1075’di. 76’da da aday oldu, bu kez 58 binden fazla oy aldı. 1988’de de siyah aktivit Jesse Jackson’ın Başkan adaylığna destek verdi parti.
Bu Gus Hall’la ilgili hatırladığım bir iki şey var, paylaşayım. Partinin kendisine aldığı araç bir limuzindi. Kaldığı ev de yine partinin aldığı çok pahalı bir lüks konut. Başka ülkelerden komünist yoldaşları bunun ilkelerine aykırı olup olmadığını sorduğunda Hall’ın verdiği yanıt şudur: “Siz ABD’de komünist olmak nedir bilemezsiniz. Komünist olduğum için kimse bana araba kiralamıyor, sadece bu limuzin şirketi buna cesaret edebildi. Kimse bana ev de kiralamıyor, parti de bu evi almak zorunda kaldı”.
Halen varlığını sürdüren ABD Komünist Partisi, Rus Devrimi ilkelerine bağlılığını koruduğunu söylüyor. Şimdi mücadele alanı ülkede sosyal adaleti sağlamak, daha iyi sağlık hizmetleri verilmesi için hükümeti zorlamak, sosyal yardımları arttırmak ve ciddi bir çevre politikasının hayata geçirilmesi için yönetime baskı yapmak.
Dünyanın en eski Komünist partilerinden biri olan ABD Komünist Partisi’nin 99’uncu yaşı kutlu olsun.
O sahte Özgürlük Heykeli’ni “işçi tulumuyla” da göreceğiz mutlaka.
Neden olmasın?
MUSTAFA K. ERDEMOL / BİRGÜN
Alexandria Ocasio-Cortez’in ABD’nin New York eyaletinde Demokrat Parti’nin Temsilciler Meclisi üyeliği için yaptığı ön seçimde partinin ağır topu Joe Crowley’i yenerek aday olmasından sonra Florida Valiliği için solcu Andrew Gillum’un da Demokrat Parti’nin adayı seçilmesi ABD’de “sol”un yükselmesi olarak değerlendiriliyor.
Her iki isim de ABD siyasetinde en solda sayılabilecek figürler. Bu iki ismin gösterdikleri başarı ABD’de sola doğru bir eğilimin artmasının işareti olabilir gerçekten de. Ocasio- Cortez bir göçmen kadın olarak sert sol söylemlerle oy toplayabildi New York’ta. Floida gibi çok önemli bir eyalette de Gillum’un elde ettiği başarı asla küçümsenemez.
Gelişmeyi “ABD’de Sosyalizmin Topuk Sesi” başlıklı yazısında ele almış Oray Eğin, “Evet, ABD’ye sosyalizm geliyor” diyor yazısında.
Gelir mi gelmez mi ayrıca tartışılır ama ABD’de sosyalist, komünist örgütlenmelerin varlığı yeni değil. Hatta ABD dünyanın en eski Komünist Partisi’ne sahip bir ülke. ABD Komünist Partisi 1919’da Chicago’da kuruldu bilindiği gibi. Yani Büyük Ekim Devrimi’nden sadece iki yıl sonra. 31 Ağustos- 3 Eylül arası bir tarih verilir ama çoğunluk resmi olarak 2 Eylül’de kurulduğunu kabul eder. Yani bugün ABD Komünist Partisi’nin 100. Kuruluş yıldönümü.
Hem partinin hem de günlük gazetesi Daily Worker’in merkezi New York’a taşınıncaya kadar, yani 1927’ye kadar Chicago’daydı Komünist Parti. Yöneticileri de üyeleri de çok sıkıntı çektiler. Polis hiç bir zaman peşlerini bırakmadı. 1925 yılında çoğu metal ya da inşaat işçilerinden oluşan 2 bin 500 üyesye sahipti parti. Sonra demiryolu işçilerini örgütlediler, gıda sektöründeki emekçilere yöneldiler. İşçi okulları olan parti fabrikalardaki ırk ayrımcılığına karşı çok kararlı bir mücadele verdi. Hatta öyle ki 1925 Ekim’inde siyah Amerikalıları emek hareketine kazanmak için Amerikan Negro Çalışma Kongresi’ni düzenledi. (Negro sözcüğü günümüzde siyahları küçültücü anlam taşıdığı için kullanılmamaktadır).
Partinin en önemli başarılarından biri 1930’larda işsizleri de örgütlemiş olması. 1931’de polis iki siyah işçiyi katlettiğinde partinin düzenlediği cenaze törenine katılanların sayısı 60 bindi. 30’lu yılların sonlarında partinin sempatizanları arasında yüzlerce sanatçı, edebiyatçı vardı.
Nasıl kuruldu?
Komünist Parti’den önce küçük bir sosyalist partide örgütlüydü komünistler. Ama bu partinin önderliğinin Ekim Devrimi’ne karşı çıkması üzerine komünistler ayrılarak kurdular ABD Komünist Partisi’ni. Kuruluşundan çok kısa bir süre sonra da 70 bin üyeye sahip oldu.
Kurulur kurulmaz öyle büyük bir korku yaratmıştı ki parti, dönemin ABD Başkanı Woodrow Wilson’ın emriyle kurulduğu yılın sonbaharında kitlesel tutuklamalarla karşı karşıya kaldı. Bu tutuklamalara Palmer Raids tutuklamaları denir. Adını tutuklama emrini veren Başsavcı A. Mitchell Palmer’dan almıştır. Tutuklananların çoğu İtalyan ve Doğu Avrupalı göçmen parti üyeleriydi. 500’den fazla parti üyesi “yabancı” olduğu için sınırdışı edildi.
Palmer Raids 1920’de sona erdiğinde ABD komünistleri tüm baskılara rağmen daha da güçlendiler. Parti 1924’te günlük satışı 35 bin olan Daily gazetesini çıkardı. Aynı yıl bir işçi olan William Z. Foster’ı Başkan Adayı olarak gösterdi. Foster 35 binden fazla oy aldı.
Sovyetler Birliği’nin kurucusu Vladimir İliç Lenin’in ölümüyle başlayan Stalinst-Troçkist ayrımından parti de etklendi. Troçkistler ayrılarak Amerikan Komünist Cemiyeti’ni kurdular. ABD Komünist Partisi işçi sendikalarını yaygınlaştırarak, işçi haklarını koruma mücadelesine ağırlık verdi. Daha yüksek ücret, ulusal emeklilik programı ve işsizlik sigortası için çalışmalar yaptı. Büyük Kriz sırasında partinin çalışmaları emekçiler için büyük moral oldu. Parti’nin 1932 Başkanlık Seçimleri için çıkardığı aday bu kez 100 binden fazla oy almayı başardı.
İspanya’da başlayan İç Savaş ABD Komünist Partisi’ne ilgiyi daha da artırdı. Üyelerinin bir çoğu savaşta faşistlerin karşısında Cumhuriyetçilerle birlikte çarpıştı. Bu ABD egemenlerinde bir kez daha komünizm korkusunun doğmasına yol açtı. 1940’da partinin Başkan Adayı Earl Browder’in ülke içinde seyahat yapmasına izin verilmedi. Browder Başkanlık propagandasını yazılı ya da sözlü olarak kaydedip iletmek orunda kaldı seçmenlerine.
Birinci Dünya Savaşı sırasında sonradan parti üyesi olan binlerce komünist Avrupa ile Asya’daki savaşlarda antiemperyalistlerle birlikte cephede görev aldı. İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra parti radikal söyleminden uzaklaştı.1948’de İlerici Parti adayı sol liberal Henry A. Wallace’ı ABD Başkanı adayı olduğunda destekledi. Wallace, 1941-45 arası ABD Başkan Yardımcısı idi. ABD Komünist Partisi’nin 12 üyesi 1948’de hükümeti devirmeye çalışmak suçlamasıyla tutuklandı.
1960’lı yıllarda parti sivil hak hareketlerine ve savaş karşıtı kampanyalara ağırlık verdi. Kurulduğu ilk on yıldaki etkinliğini yitirdiği zamanlardır. Partinin çok uzun yıllar genel sekreterliğini yapan Gus Hall 1968’de Başkan adayı olduğunda aldığı oy sadece 1075’di. 76’da da aday oldu, bu kez 58 binden fazla oy aldı. 1988’de de siyah aktivit Jesse Jackson’ın Başkan adaylığna destek verdi parti.
Bu Gus Hall’la ilgili hatırladığım bir iki şey var, paylaşayım. Partinin kendisine aldığı araç bir limuzindi. Kaldığı ev de yine partinin aldığı çok pahalı bir lüks konut. Başka ülkelerden komünist yoldaşları bunun ilkelerine aykırı olup olmadığını sorduğunda Hall’ın verdiği yanıt şudur: “Siz ABD’de komünist olmak nedir bilemezsiniz. Komünist olduğum için kimse bana araba kiralamıyor, sadece bu limuzin şirketi buna cesaret edebildi. Kimse bana ev de kiralamıyor, parti de bu evi almak zorunda kaldı”.
Halen varlığını sürdüren ABD Komünist Partisi, Rus Devrimi ilkelerine bağlılığını koruduğunu söylüyor. Şimdi mücadele alanı ülkede sosyal adaleti sağlamak, daha iyi sağlık hizmetleri verilmesi için hükümeti zorlamak, sosyal yardımları arttırmak ve ciddi bir çevre politikasının hayata geçirilmesi için yönetime baskı yapmak.
Dünyanın en eski Komünist partilerinden biri olan ABD Komünist Partisi’nin 99’uncu yaşı kutlu olsun.
O sahte Özgürlük Heykeli’ni “işçi tulumuyla” da göreceğiz mutlaka.
Neden olmasın?
MUSTAFA K. ERDEMOL / BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder