18 Eylül 2018 Salı

"Demokrasi şehidi" mi dediniz! - Selcan TAŞÇI HAMŞİOĞLU

Ölüm/öldürülme yıldönümü dolayısıyla yeni bir "Menderes ve demokrasi şehitlerini anma" sezonu açıldı...

Adnan Menderes'i sevmek başka bir şey; kimseden izin yahut onay alacak haliniz yok sevebilirsiniz...

Siyasi aidiyet duymak başka bir şey; siyaseten kendinizi onun çizgisine/çizgilerinden herhangi birine yakın hissedebilirsiniz...

"Gelenek" olarak görüp, benimseyebilirsiniz...

"Dede yadigarı" diye saygı duyabilirsiniz...

Onun üzerinden darbelerle (onun darbeye, darbe koşullarını olgunlaştıran hatalar zincirini de dahil ederek) hesaplaşabilirsiniz...

Ama her şeyin de bir oluru var.

İktidarının sicilinde;
Bilim ve fikir adamlarına getirilen yasaklar...
Köy Enstitüleri'nin kapatılması...
Tahkikat Komisyonlarıyla hukuksuzluğun hukuk kılıfına sokulması...
 "Kara Cübbeliler" çıkışı...
Üniversitelerin kapatılması...
Tarikatlaşmanın Cumhuriyet tarihinde görülmemiş seviyeye ulaşması...
 "Kütük marifetleri"...
İnönü'nün seçim bölgesi Malatya'nın ikiye bölünmesi, Bölükbaşı'nın seçim bölgesi Kırşehir'in ilçe yapılması...
Yayın yasakları ve gazetecilerin cezaevlerine atılması...
"Muhalefetin kin ve husumet cephesine karşı Vatan Cephesi kurun" çağrısıyla, toplumu kamplaştırılması...

Ve benzeri yığınla "demokrasi karşıtı" tavır bulunan bir siyasi liderden "demokrasi şehidi" olur mu?

Hiç itirazım yok;
Adnan Menderes ve arkadaşları, Yassıada'da hukuksuzluğa uğramıştır. Çok ağır hukuksuzluğa uğramışlardır.

Yassıada Mahkemesi bir "tiyatro"dur ve tekrarından ancak korunmayı dilememiz gereken bir tragedya sergilemiştir.

Menderes ve arkadaşlarının idamıyla sonuçlanan yasal görünümlü süreç Türk hukuk tarihinin en lekeli sayfalarından biridir.

Menderes, "darbe"nin "kurbanlarından biri"dir;

Ama zinhar "demokrasi" merkezli bir kahramanlık atfedilebilecek biri değildir.

Sapla samanı karıştırmadan da sahip çıkmak mümkün sanıyorum "hatıralarınıza"!

Sevdiklerimizi çarpıtmaya gerek duymadan sevebildiğimiz, savunabildiğimiz... Onlarla mesnetsiz mübalağaların desteği olmadan övünebildiğimiz...

Sevmediklerimizi çarpıtmaya gerek duymadan yerebildiğimiz...

"Ölçü"lerimizin olduğu günler geldiğinde her şey -hiç değilse- daha medeni, daha saygılı bir çizgide seyredecek...


Selcan TAŞÇI HAMŞİOĞLU  / YENİÇAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder