18 Eylül 2018 Salı

O uçağın 'kanadı kırık' - MURAT İDE

Türkiye Cumhuriyeti'nin en üst temsil makamına, Cumhurbaşkanlığı'na, Katar Emiri'nin 400 milyon dolarlık hediyesi (!) uçağı konuşuyoruz..

Konuşmak durumunda kalmak bile ayıp ama gerçeğimiz bu..

Bu pahada bir hediyeyi hiçbir yönetici kabul etmez.. Kaldı ki, 'Satın alma mı hediye mi?'
Çünkü, aklı başındaki her ülkede, '2.5 milyar liralık bir hediye neyin diyeti?' diye sorarlar..
Mevzu, 'Canım adamın gönlünden kopmuş' diye hafife alınabilecek bir mevzu değil..
Bakın size 10 yıl önceki olayı bir kez daha hatırlatayım..
Bir yıl önceki yazımda da aynen şöyle anlatmıştım olayı;

                                                                          ***
POLEMİK
Katar Emiri'nin hediyesini niye iade ettik..
 "2008 yılında Sky Türk Televizyonu'nun Ankara Temsilcisi olarak Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL'ün Katar ziyaretine katıldım..

Tüm gün süren temas ve toplantıları izledikten sonra yorgun argın geldiğimiz otelde odama çıktım.. Yatak üzerindeki bir paket dikkatimi çekti.. Açtım, içinden bir saat kutusu çıktı..
'Katar Emiri El Thani'nin armağanı' notu iliştirilmiş saati görünce şaşırdım.. Pahalı bir saat olduğu belliydi..


Lobiye indim, sohbet eden meslektaşlarımın yanına gidip durumdan haberdar ettim.. Saatlere ilgisini bildiğim Murat ÇELİK önce inanmadı.. Sonra oradaki gazetecilerden Bilal ÇETİN, Serpil YILMAZ, Murat ÇELİK ve Erdal SAĞLAM da odalarına çıktılar.. Birkaç dakika sonra döndüklerinde hepsi de odalarında birer saat olduğunu söylediler..

Ben saati almayacağımı, iade edeceğimi söyledim.. Orada bulunan gazeteciler de iade etmenin doğru olacağını belirttiler..

Ertesi gün gazeteciler için ayrılan araca bindiğimizde konu gündeme geldi..

Bazı gazeteciler "İade edersek Emir'e ayıp olur" dediler.. Bir gazetecinin "Diplomatik heyete dahil olduğumuz için böyle bir davranış tüm heyeti bağlar" sözü üzerine tartışma başladı..

Ben "O halde Türkiye'de Mehmetçik Vakfı'na bağışlayalım.. Vakfın Gazi sporcuları var, onlara ödül olarak verir" önerisini getirdim..

                                                                            ***
OKAN

Bu öneri üzerine o zaman ki adıyla VAKİT bugünkü adıyla AKİT Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Serdar ARSEVEN "Niye Mehmetçik Vakfı, 'Kimse Yok mu Derneği'ne verelim" dedi.. (Mehmetçik yerine F-Tipi'ne.. Bugün bi görseniz F-Tipi düşmanlığını. :)
Bazı gazeteciler ise hediyeyi iade etmeyeceklerini söyledi..

Mehmetçik Vakfı Genel Müdürü E. Tümgeneral Melih TUNCA'yı arayıp, bu hediyeleri kendilerine iletmek istediğimizi söyledim.. Melih Paşa, "Düşündüğünüz için teşekkür ederim ama o kadar çok sporcumuz var ki, bazılarına verip diğerlerine vermezsek incitiriz.." dedi..
Bunun üzerine iade edeceğimi söyledim..


Nitekim dönüşte havalimanında Türk Büyükelçiliği'nden bir görevliye, Katar Dışişleri'ne teslim edilmek üzere saatleri teslim ettik.. Nezaketsizlik olmasın diye iliştirdiğimiz notu da bizzat ben yazdım;
"EKSELANSLARINA BU GÜZEL HEDİYE İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ.. ANCAK, MESLEK AHLAKI VE KURALLARIMIZ GEREĞİ BÖYLE BİR HEDİYEYİ ALMAMIZ DOĞRU DEĞİLDİR.. NEZAKETİNİZE TEŞEKKÜR EDER, ANLAYIŞINIZI İSTİRHAM EDERİZ.."

Orada teslim eden gazeteciler; (Olayın seyrine göre gazetelerde bu sıralamayla yer aldığı için.)
- SKY Türk Ankara Temsilcisi Murat İde
- Bugün gazetesinden Murat Çelik
- Vatan'dan Bilal Çetin
- CNNTürk'ten Yavuz Oğhan
- NTV'den Murat Akgün
- Hürriyet gazetesinden Erdal Sağlam
- Milliyet Gazetesi köşe yazarı Serpil Yılmaz
- Sabah Gazetesi köşe yazarı Okan Müderrisoğlu

Türkiye'ye dönüşte tartışma devam edince birkaç meslektaşım daha bilmediğim bir yöntemle saatleri iade etti..

Ancak, bugün ekranlarda yandaş yandaş boy gösterip, herkese ahlak dersi vermeye kalkan bazı iktidar kalemşorları 5-6 bin dolarlık saatleri keyifle kabullendiler..

"Söz hakkımı koruyorum"
Türkiye'ye dönüşte televizyonlarda ve gazetelerde bu konu tartışılmaya devam etti.. Görüşüm sorulduğunda şu yanıtı vermiştim;
"Ben o saati alamazdım.. Alsaydım, bundan sonra Katar Emiri'nin ülkemde atacağı her adımı, o hediyenin gölgesi altında değerlendirmek zorunda kalırdım.. İade ederek, Katar Emiri ülkem için iyi bir şey yaptığında ALKIŞLAMA, kötü bir şey yaptığında da SÖZ SÖYLEME hakkımı korudum.. Hepsi bu.."
                                                                           **
İşin Türkçesi şu;
Ben olan bitenlere MASKELİ BALO dediğimde, sayın Savcılarımız hemen soruşturma açtı ama bunların ki vallahi de billahi de tallahi de MASKELİ BALO..
Ben o saati almadığım için bugün özgürce yazıp konuşabiliyorum.. Ama bakıyorum alanlar, neredeyse Katar vatandaşlığına geçecek.. Keşkeeee..
Onlar, o saatle başlayan fikri mahkumiyetin diyetini ödüyor bugün..
Ülkeyi yönetenler de henüz bilmediğimiz alış-verişlerin diyetini ödüyor bugünlerde..
Demem o ki, balo her alanda devam ediyor.. Bu kadar basit..

                                                                             **

İşte yeni Katar Emiri'nden, Erdoğan'a hediye edilen uçakla ilgili tartışmayı bu olay üzerinden yorumluyor vicdanım..

Türkiye, birkaç bin dolarlık saati "ahlaki" sorun haline getirebilen gazetecilerin ülkesiydi..
Bugün 400 milyon dolarlık (2.5 milyar lira) bir uçak hediye edilmesi, o gün o saati alan kafalar tarafından "Ne var ki bunda" diye yorumlanıyor..

Ve dikkat buyrun, bütün bunlar, sözüm ona 'Hira Dağı kadar Müslüman' edasındakilerin marifeti..

Atatürk, uçak hediye eden liderdi..
Konuyu yıllardır kavga ettikleri Cumhuriyetin bir gerçeğiyle kapatayım..
Yıl 1932.. Mustafa Kemal Atatürk, İran Şahı'na bir uçak hediye ediyor..
İran dediğiniz bugünkü 'Mollaların İran'ı' değil, Şah'ın kardeş ülkesi..

                                                                                      ***
UÇAK
Beğenmediğiniz o Cumhuriyet 9 yaşındayken uçak hediye ediyordu..
Siz 95 yıl sonra hediye uçak alıyorsunuz..
Nerdeeeeen nereye değil mi?

"E o uçakla bu uçak bir mi?"
Bir değil tabii ki, onur kurtaran uçak, size hediye edilen ve onurumuzu yerle bir eden uçağın yanında tel maşa..

Ama zaten Gazi sizin gibi düşkün değildi lükse, şatafata..

Temsil ettiği makam adına, sofranın da, mekanın da, giyimin de hakkını veren ama şatafata uzak bir liderdi.. Görgülüydü yani..


                                                                          ***

Bazı büyüklerim bana söylenecek ama Atatürk'ün hediye ettiği uçağın yapıldığı Kayseri'deki uçak fabrikamız kimin döneminde kapandı biliyor musunuz; Bu abilerin yere göğe sığdıramadığı Adnan Menderes döneminde..

Amerika'nın meşhur Marshall yardımları dolayısıyla kapatılan birçok tesisimiz oldu o dönemde..
O gün Amerikan hediyesiyle sanayi kuruluşlarımızı tasfiye eden zihniyet, bugün Katar'dan hediye uçağa balıklama atlıyor..

Cumhuriyetimizi getirdikleri hal bu işte..

Murat İde / YENİÇAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder