3 Kasım 2018 Cumartesi

İşte bunlar hep farz-ı ayn* - Mine Söğüt

Cumhuriyetin devrimleri bu ülkenin insanlarını köklerinden kopardı.
Ve hatta onları dini inancına da yabancılaştırdı ve maneviyattan uzaklaştırdı (bkz. Türkçe ezan zulmünün genetik hafızalarımızdaki derin travmaları). 
O kadar ki Cumhuriyet nesli başlangıçta mezar taşlarını okuyamıyordu;
Sonunda bir üniversite rektörünün dilini ve düşünce yapısını anlayamayacak hale geldi. 
Koskoca bir rektör “İslami olarak şu anda Cumhurbaşkanı’na itaat etmek farzıayn’dir, karşı gelmek de harpten kaçmak manasında haramdır” dediğinde biz hiçbir şey anlamadıysak;
Ya da anladığımız şeyi aklımız almadıysa... 
Hele hele onun bu sözü iktidar tarafından onaylanmayınca, Erdoğan’a zarar vermemek için hemen istifa ettiğini açıklamasına şaşırıp kaldıysak... 
Bunun sorumlusu; 
Bundan yüzyıl önce halkın ümmet bilincini yok edip yerine ulus bilincini dayatan darbeci, isyankâr bir avuç medeniyet budalası devrimcidir. 
Onların hunharca ve vahşice kurduğu Cumhuriyet rejimidir. 
İki ayyaş tarafından yazılmış, temeli dini değil medeni kaynaklara dayanan evrensel ve rezil yasalardır. 
Yıllarca çocuklarımıza zorla “Andımız”ı söyleterek onların beynini yıkayan, din derslerini gevşek tutan, felsefe, sosyoloji, matematik, sanat tarihi gibi ileride ne işe yarayacağı belirsiz dersler okutmaktan kaçınmayan, kızlı erkekli eğitimi yücelten eğitim sistemidir. 
Yüzünü Batı’ya dönmekte ahlaksızca ısrar eden, ilerici, aydınlanmacı, rasyonel Atatürkçü ideolojidir.
Bugün bu ülke cumhurbaşkanından rektörlerine, hukukçularından sanatçılarına kadar elbirliğiyle köklerine, cahilliğine, dogmatikliğine, geri kalmışlığına, içe kapanmışlığına, sömürülüşüne, bağımlılığına, demokrasi anlayışından uzak ama dine yakın çağlarına geri dönmek için büyük bir mücadele veriyor. 
Anaokullarından itibaren çocuklarına önce dinlerini ve mezheplerini öğretiyor. 
Onları üniversitelerinden kindar ve dindar gençler olarak mezun etmeyi ilke ediniyor. 
Mevkilerine atanmış eğitimciler hem öğrencilere hem de topluma biat kültürünü yeniden öğretebilmek için canla başla çalışıyorlar.
Gerekirse bu uğurda işi mesleki intihara kadar vardırıyorlar ve şehitlik mertebesine yükseliyorlar.

Harran Üniversitesi Rektörü’nün yaptığı da budur. Biatta altın vuruş yapmış, aşırı dozdan gitmiştir. 
Farz, Müslümanlıkta özür olmadıkça yapılması mecburi ve sevap, yapılmaması günah sayılan emirlerdir. 
Farz-ı ayn da her Müslümanın zamanı gelince bizzat kendisinin yapması gereken farz demektir. 
Mesela yeni Müslüman olan kimsenin, aptesin ve namazın farzlarını öğrenmesi, hemen farz olur. 
Ramazan gelince, orucun farzlarını öğrenmesi farz olur. 
Zengin olunca, zekâtı öğrenmesi farz olur. 
Haccı öğrenmesi, hacca gideceği zaman farz olur. 
Şimdi de tek adam rejimine geçildi, zamanı geldi ve kendisini bu uğurda ateşe atan gerici, itaatkâr, dogmatik fikirlerin savunucusu, bilimselliğe sırt dönmüş, iktidar uğruna canını vermeye hazır bir rektörden öğrendik: 
Akademik başarı için iktidarın gözüne girmek farzdır.
O mevkide kalabilmek için biat ederken dozunu ayarlamak farzdır. 
Ve doz kaçarsa, cumhurbaşkanını daha fazla yıpratmamak için mesleki intihar farzdır. 
Bu yolda şehit olan hocaya, El Fatiha. 
Hamiş: Zamanı geldi, farz oldu, ben de TRT’de program yapmak istiyorum. 


Mine Söğüt / CUMHURİYET

*Bu yazı, baştan sona ironidir, lütfen “Cumhuriyet bizi köklerimizden koparmadı Liboş yazar” minvalinde mesaj ve tweet atmayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder