3 Kasım 2018 Cumartesi

Yalnız ölüler dönmez - ALİ SİRMEN

1962 yılının o ilkbahar gününde, İstanbul Hukuk Fakültesi’nin anfisinde çıt çıkmıyordu. 
Sessizliği Prof. Dr. Halit Kemal Elbir’in şu sözleri bozdu: 
-Siyasette ünlü bir söz vardır, ‘yalnız ölüler dönmez’ derler. 
Hoca bu tümceyle, 147’ler olayı diye adlandırılan operasyonla uzaklaştırıldığı üniversiteye dönüşünü bildiriyordu. 
27 Mayıs hareketinin yürüttüğü ve kanıtlanmamış, yalan yanlış söylentilere dayanarak, çeşitli nedenlerle 147 öğretim üyesinin 28 Ekim 1960’da Milli Birlik Komitesi kararıyla, üniversitedeki görevlerinden uzaklaştırılması olayı, siyasal yaşamımızın densizliklerinden biriydi. Neyse ki 1.5 yıl sonra bu saçmalık onarıldı ve uzaklaştırılanlar kürsülerine döndüler. 

Son günlerde, bir yıl önce siyaset sahnesinden kesin olarak silindiği sanılan Melih Gökçek’in değere binmesi üzerine Prof. Halit Kemal Elbir’in sözlerini anımsadım. 
Hocam haklıydı, dönmeyenler yalnız ölülerdi. Sağ kaldıkça ikbalin kapınızı çalmasının en olmadık zamanlarda bile mümkün olduğunu, birden MHP-AKP arasında paylaşılamayan adam haline gelen Melih Gökçek bir kez daha kanıtlamıştı.

***

Oysa başlangıçta Gökçek’in MHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olduğu haberi üzerine AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, ellerinde Gökçek’i zor duruma düşürebilecek bilgiler olduğu imasını hissetiren şu çıkışı yapmıştı: 
-Melih Gökçek’in görevden ayrılması iş olsun diye istenmedi. 
Evet, Gökçek’in Tayyip Erdoğan’ın isteği üzerine “gitmiyor, emirle gönderiliyorum, bizde itaat asıldır, boynum kıldan ince!” diye ağlarcasına istifasının üstünden ancak bir yıl kadar bir zaman geçmişti. 


AKP’nin ağır toplarından Bülent Arınç’ın Gökçek’i, Ankara’yı parsel parsel sattığı iddiaları hâlâ belleklerde canlıydı. 

Herkes bunları anımsarken, MHP lideri Bahçeli, Gökçek’i yere göğe koymayan, partilerinden adaylığa talip olmasından onur duyacaklarını söyleyen bir açıklama yaptı. 
İş bununla da bitmedi. Bir yıl önce, istifasını dayatarak, Gökçek’in beş kez üst üste seçim kazanarak geldiği Ankara Belediye Başkanlığı koltuğundan gönderen Tayyip 
Erdoğan da, ona şu sözlerle sahip çıktı: 
-Melih Gökçek 1994’ten beri yol ve dava arkadaşımızdır, yol arkadaşlığımızın bu şekilde yürüyeceğini sanıyorum, beraber geldiğimizi beraber gideceğimizi değerlendiriyorum. 
Cumhurbaşkanı ve AKP’nin Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın bu sözlerinin kimilerince, AKP’nin de bir yıl önce hoyratça ayırdığı göreve yeniden aday gösterilmesi olarak yorumlanması şaşırtıcı değildir.
 
Kısa süre önce siyasi hayatı bitti sanılan Gökçek şimdi paylaşılamayan değer durumuna gelmiş bulunuyor. Şimdi partilerden parti beğenmek lüksü Gökçek’in elinde. 
Hatta, MHP’den aday olması halinde, AKP’nin Ankara’yı CHP’ye kaptırması ihtimalinin çok güçlü olduğunu söyleyenler, Gökçek’in iki partinin ortak adayı olması olasılığını da ileri sürüyorlar.
***

İşte siyasi mevta sanılan Gökçek böyle 2019 seçiminin yıldız adaylarından biri haline geldi yeniden. 
Gariptir siyaset sahnemizde, Melih Gökçek kadar çok çeşitli çevrelerin tepkisini çeken ve adı yıpranmış olan politikacı azdır. Buna karşın yıldızının nasıl sönmediğini anlamak ilk bakışta pek kolay görünmüyor. 
Gökçek, çok geniş ve değişik kesimlerin tepkilerini çekmekle birlikte Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini yirmi yıl içinde üst üste beş defa kazanarak tarihe geçmiştir. 
Seçim kazanma yetisinin siyasette bütün erdemlerden önce geldiği göz önünde bulundurulunca, Gökçek’in başarısının nedeni olan hüneri kolayca anlaşılıyor. 
Ama Gökçek’in hüneri yalnız bununla sınırlı değil. O siyasette gelmeyi bilmek gibi, gitmeyi de ağlayarak da olsa itirazsız kabullenebilirken, AKP hareketinin onsuz olmazı biat kültürüne bağlılığını da kanıtladığı için bugün “yalnız ölüler dönmez” ilkesi rahatlıkla işleyebilmiştir.

Ali Sirmen / CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder