Sağlık eğitiminde özerklik bitiyor, sektörde sermayeye geniş bir oyun alanı açılıyor. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemeye yönelik madde bomboş. 5. madde ise bunlara itiraz edenleri düşmanlaştırıp, izole etmeyi amaçlıyor.
“Hekime şiddeti önlemeye yönelik yasa teklifi” olarak sunulan pakette en çok 5. madde tartışıldı. Maddeye göre terör örgütleri ile irtibatlı ya da iltisaklı olduğu iddia edilen hekimler tam anlamıyla toplumdan izole ediliyor. Özellikle 2 grup risk altında. İlki, söz konusu iddialar nedeniyle ihraç edilen hekimler, ikincisi eğitimlerini tamamladıktan sonra kamu görevine atanırken gerçekleştirilen güvenlik soruşturmasına takılıp sektörün dışında kalacak olanlar.
Ancak pakette gözden kaçan başka önemli maddeler de var. Aslında 4 başlık önemli. Bu başlıklara göre; “Sermayeye büyük imtiyazlar sağlanmış olacak ve ucuz işgücü yaratılacak”, “Sağlıkta özerk eğitim ortadan kalkacak”. “Hekime yönelik şiddet çözümsüz kalacak.” İktidar, bu başlıkları uygulayabilmek için 5. maddeye ihtiyaç duydu. 5. madde ile diğer başlıklara itiraz edenler, “terörist ve terörle iltisaklı” sayılacak, sektörün dışına itilecek.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hukuk Danışmanı ve Sağlık Hukukçusu Avukat Ziynet Özçelik, paketi, “Sağlık sermayesine bir tür ucuz işgücü ortamı hazırlama operasyonu olarak tanımlıyor.” Hem gözden kaçan hem de tartışılan konu başlıkları ile ilgili değerlendirme yapıyor…
Sektör özel sektöre bağlanıyor
Paketin, 38-39 ve 40.maddeleri şehir hastaneleri ile ilgili. Özçelik şunları aktarıyor: “Şehir hastanelerinin kurulmasına yönelik yeni bir sistem hayata geçti. Aslında sağlık hizmetleri sermayenin denetimine veriliyor. Bir tür özelleştirme. Kamu hastaneleri atıl hale getirilirken, kamuya ait olması gereken yeni alanlar da “şehir hastaneleri” adıyla özel sektöre devrediliyor. Yeni yasa tasarısı hasta ve ödeme garantisi vererek, sistemi sermaye lehine biraz daha iyileştiriyor, önünü daha da açılıyor. Onlara, yıllarca sağlık bakanlığına ait hastaneleri işletme imtiyazı veriyor.”
Hekimin işgücü yöneticinin emrinde
20. madde sağlık eğitim kurumlarının yeniden düzenlenmesini içeriyor. Üniversitelerin mütevelli heyetleri yeniden teşkil ediliyor. Bununla iş güvencesi ortadan kalkıyor. Hekimin kaderi ve iş gücü yöneticilerin emrine veriliyor.
İktidar, şiddeti uygun buluyor
Sağlık Hukukçusu Avukat Ziynet Özçelik “Şiddeti önlemeye yönelik 24. maddeye ise “hiçbir çözüm ve yeni düzenleme getirmiyor, bomboş bir madde” diye tepki gösteriyor: “Olumsuz vakalarda sadece hekimin ve tanıkların sağlık kuruluşunda ifadesinin alınmasına yönelik bir düzenleme getirildi. Adeta sağlıkta şiddetin önlenmesine değil sürmesine yönelik düzenlenmiş.
5. madde bir sopa
Bu noktada AKP 5. maddeye ihtiyaç duyuyor. Kötü çalışma koşullarına, emeğin ucuzlatılmasına, hekimliğin sağlık sermayesine para kazandırmak üzerine bir meslek haline getirilmesine itiraz edebilecek olanlar ihraç ediliyor ya da güvenlik soruşturması ile önleri tıkanıyor.
Toplum sağlığı tehlikede
Sorun hekim işsizliğinin ötesinde. Çünkü toplum sağlığı da tehdit ediliyor. Avukat Özçelik; “Hekimlerimiz kendini savunma hakkından yoksun bırakılarak işsizliğe mahkum edildi. Böylece toplumun da sağlık hizmeti alması engellendi” diyor: “Aynı zamanda kalifiye hekimlerin becerilerini daha genç sağlık personeline aktarma şansları ellerinden alınıyor.
Üstelik izole edilenlerin büyük çoğunluğu kamu dışında sağlık hizmeti vermeyen hekimlerdi. Toplumun daha yoksul, sağlık hizmetine daha muhtaç kesimlerine hizmet veriyorlardı.”
Erk Acarer / BİRGÜN
“Hekime şiddeti önlemeye yönelik yasa teklifi” olarak sunulan pakette en çok 5. madde tartışıldı. Maddeye göre terör örgütleri ile irtibatlı ya da iltisaklı olduğu iddia edilen hekimler tam anlamıyla toplumdan izole ediliyor. Özellikle 2 grup risk altında. İlki, söz konusu iddialar nedeniyle ihraç edilen hekimler, ikincisi eğitimlerini tamamladıktan sonra kamu görevine atanırken gerçekleştirilen güvenlik soruşturmasına takılıp sektörün dışında kalacak olanlar.
Ancak pakette gözden kaçan başka önemli maddeler de var. Aslında 4 başlık önemli. Bu başlıklara göre; “Sermayeye büyük imtiyazlar sağlanmış olacak ve ucuz işgücü yaratılacak”, “Sağlıkta özerk eğitim ortadan kalkacak”. “Hekime yönelik şiddet çözümsüz kalacak.” İktidar, bu başlıkları uygulayabilmek için 5. maddeye ihtiyaç duydu. 5. madde ile diğer başlıklara itiraz edenler, “terörist ve terörle iltisaklı” sayılacak, sektörün dışına itilecek.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hukuk Danışmanı ve Sağlık Hukukçusu Avukat Ziynet Özçelik, paketi, “Sağlık sermayesine bir tür ucuz işgücü ortamı hazırlama operasyonu olarak tanımlıyor.” Hem gözden kaçan hem de tartışılan konu başlıkları ile ilgili değerlendirme yapıyor…
Sektör özel sektöre bağlanıyor
Paketin, 38-39 ve 40.maddeleri şehir hastaneleri ile ilgili. Özçelik şunları aktarıyor: “Şehir hastanelerinin kurulmasına yönelik yeni bir sistem hayata geçti. Aslında sağlık hizmetleri sermayenin denetimine veriliyor. Bir tür özelleştirme. Kamu hastaneleri atıl hale getirilirken, kamuya ait olması gereken yeni alanlar da “şehir hastaneleri” adıyla özel sektöre devrediliyor. Yeni yasa tasarısı hasta ve ödeme garantisi vererek, sistemi sermaye lehine biraz daha iyileştiriyor, önünü daha da açılıyor. Onlara, yıllarca sağlık bakanlığına ait hastaneleri işletme imtiyazı veriyor.”
Hekimin işgücü yöneticinin emrinde
20. madde sağlık eğitim kurumlarının yeniden düzenlenmesini içeriyor. Üniversitelerin mütevelli heyetleri yeniden teşkil ediliyor. Bununla iş güvencesi ortadan kalkıyor. Hekimin kaderi ve iş gücü yöneticilerin emrine veriliyor.
İktidar, şiddeti uygun buluyor
Sağlık Hukukçusu Avukat Ziynet Özçelik “Şiddeti önlemeye yönelik 24. maddeye ise “hiçbir çözüm ve yeni düzenleme getirmiyor, bomboş bir madde” diye tepki gösteriyor: “Olumsuz vakalarda sadece hekimin ve tanıkların sağlık kuruluşunda ifadesinin alınmasına yönelik bir düzenleme getirildi. Adeta sağlıkta şiddetin önlenmesine değil sürmesine yönelik düzenlenmiş.
5. madde bir sopa
Bu noktada AKP 5. maddeye ihtiyaç duyuyor. Kötü çalışma koşullarına, emeğin ucuzlatılmasına, hekimliğin sağlık sermayesine para kazandırmak üzerine bir meslek haline getirilmesine itiraz edebilecek olanlar ihraç ediliyor ya da güvenlik soruşturması ile önleri tıkanıyor.
Toplum sağlığı tehlikede
Sorun hekim işsizliğinin ötesinde. Çünkü toplum sağlığı da tehdit ediliyor. Avukat Özçelik; “Hekimlerimiz kendini savunma hakkından yoksun bırakılarak işsizliğe mahkum edildi. Böylece toplumun da sağlık hizmeti alması engellendi” diyor: “Aynı zamanda kalifiye hekimlerin becerilerini daha genç sağlık personeline aktarma şansları ellerinden alınıyor.
Üstelik izole edilenlerin büyük çoğunluğu kamu dışında sağlık hizmeti vermeyen hekimlerdi. Toplumun daha yoksul, sağlık hizmetine daha muhtaç kesimlerine hizmet veriyorlardı.”
Erk Acarer / BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder