13 Kasım 2018 Salı

Tamamen insanî ziyaret! - SERVET AVCI

Diyanet İşleri Başkanlığı açıklama yaptı: "Tamamen insanî duygularla yapılan bir hasta ziyareti..."

Açıklama oldukça aydınlatıcı olmuş... Özellikle de 'insanî' kısmı!.. Sanki birileri bu ziyaretin 'hayvanî' veya 'bitkisel' gerekçelerle yapıldığını mı söylemiş de böyle gereksiz bir açıklama yapılmış, ilginç doğrusu...

İşin aslı şu: Seçilen kişinin siciline ve ziyaret tarihine bakıldığında bu bir 'meydan okuma'ydı ama gelen tepkilerin yoğunluğu ürküttü...

Bu ziyaretin, açıklamada ifade edildiği gibi masumane bir ziyaret olduğuna inanmak, Tarım Bakanı'nın kişi başı et tüketiminin 14 kiloya çıktığına dair sözlerine inanmak gibi bir şey!..

'İnsanî ziyaret' tamam... O gün memlekette milyonlarca hasta vardı... Neden insanlık Kadir Mısıroğlu'na söktü? Neydi onu bunların gözünde farklı üstün kılan? Ziyaretin bizzat kendileri tarafından fotoğraflanarak basına duyurulmasını önemli hale getiren neydi? Üstelik kendisine bu devletin verdiği cüppe eşliğinde!..

                                                             ***

Arıza bende mi bilmiyorum... Böyle üçüncü sınıf gerekçeler üretmek yerine, canımızı sıkacak da olsa, doğrudan inandıklarını söyleseler ve arkasında dursalar daha saygın olacaklar gibi hissediyorum...

Biri çıkıp "Ben de aynısını düşünüyorum... Gerçekten Yunan kazansaydı fena olmazdı" dese ikiyüzlülükten daha iyi bir iş çıkarmış olurdu... Ama Kadir Mısıroğlu tashih etmediği halde, çıkıp da "Hocamız yanlış anlaşıldı, ironi yaptı" filan türünden açıklamalar yapanlar yok mu, işten onların makamı Mısıroğlu'nun da altında...

Yine o dediğimizin şu ana kadar hiç kimsenin gündeme getirmemesine şükretmek lâzım... Hani şu iddaa meselesini... "Hocamız 'Keşke Yunan kazansaydı' derken meğer Yunanistan-Portekiz maçını kastetmiş!.. Bütün parayı Yunanistan'a basıp, maçı da Portekiz kazanınca üzüntüden öyle söylemiş" de diyebilirlerdi ve bu da çok 'insanî" bir açıklama olurdu!..

                                                              ***

İnsan, düşmanlığını bile mertçe yapacak... İnanmıyorsa sözümüz olmaz elbette ama eğer inanıyorsa diyecek ki "Bu ziyaretim bilerek, isteyerek ve planlıydı... Kimin ne tepki göstereceğini hiç umursamadan gittim... Ziyaretim onun fikirlerine de sonuna kadar katıldığım anlamına gelir... En kısa zamanda yine gideceğim... Ölürse ve ailesi izin verirse cenaze namazını da ben kıldıracağım... Bundan şeref duyacağım... Atatürk için de, Yunan için de, Mehmet Akif için de ne demişse aynen katılıyorum..."

Sinir katsayımızı ne kadar yükseltirse yükseltsin bu tavır daha saygın bir tavır olurdu... Öyle "Tamamen insanîydi... Geçerken öylesine uğradım, zaten kendisini tanımazdım... Yaptım ama niye yaptım, ben de bilmiyorum... Tezgâha geldim... Yemedi, o yüzden kıvırmak zorunda kaldım" gibi mazeretler olmaz tabii...

                                                              ***

Kimi insanlar, çok akıllı olabilirler... Kimisi o kadar da akıllı olmadığı hâlde akıllı taklidi de yapabilir... Buna itirazımız yok ama kimse başkalarını aptal yerine koymayacak... Gevelemenin âlemi yok... Bu ziyaret, sıradan bir hasta ziyareti değildi... Anlamlıydı, sembolik niteliği vardı, açık bir mesaj teşebbüsüydü... Ağır tepki dalgası, içeride tutulan niyeti püskürttü ve 'insanî' açıklamasını yaptırttı...
Önceki Diyanet İşleri Başkanı, o lânetli çözüm sürecinde 'helâlleştirme memurluğu'na soyunmuştu... Asr-ı Saadet'ten zorlama örneklerle 'barış'ı oynuyor, sözde kanın durması için "Hırkayı yere sereceğiz!.. İçerisine bugüne kadar kırılan bütün kalpleri ve onurları koyacağız!.. Her birimiz ucundan tutup, Kâbe'nin şerefli köşesine yerleştireceğiz!.." edebiyatına sarılarak mazlumla suçluyu eşitlemeye çalışıyordu... 

Halefi de fena bir performans sergilemiyor!.. Cuma hutbelerinde millî günlerin neredeyse hepsi özenle ıska geçiliyor, düğün adabı gibi konulara yer verilebiliyor!..  

Şu sorularımızın cevabı olmayacak ama biz yine de tekrar soralım: 'İnsanî ziyaret' tamam... O gün memlekette milyonlarca hasta vardı... Neden insanlık Kadir Mısıroğlu'na söktü? Neydi onu bunların gözünde farklı üstün kılan? Ziyaretin bizzat kendileri tarafından fotoğraflanarak basına duyurulmasını önemli hale getiren neydi? Üstelik kendisine bu devletin verdiği cüppe eşliğinde!..


Servet Avcı / YENİÇAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder