Asgari Ücret Tespit Komisyonu bugün üçüncü toplantısını yapıyor. İlk iki toplantıda Türk-İş’in önerdiği rakam 2500 lira.
Bu rakamın öncesi var. Türk-İş başkanı Ergün Atalay, krizin ilk günlerinde bazı şirketlerin ücret artışı yapmasını örnek göstererek, patronlara ücretleri 2000 liraya yükseltmeleri çağrısında bulunmuştu. Oysa Eylül-Ekim gibi bazı şirketlerde yapılan “sürpriz zam” tam bir patron üçkâğıdıydı.
Bu şirketler Ocak ayında yapacakları zammı erkene çekerek hem enflasyonun çok altında ücret artışı yapmış, hem de “krizde çalışanına zam yapan şirket” olarak prestij sağlamış oldular.
Şimdi Ocak ayı geliyor ve bu şirketlerin çoğunda yeni bir zammın yapılmayacağı konuşuluyor. Burada işçiler nereden baksanız bir buçuk yıl boyunca bir kuruş zam almadan çalışacaklar. Türk-İş başkanı bu operasyonun parçası olarak hem patronlara, hem de enflasyonla mücadele adıyla siyasi propaganda yürüten AKP’ye yaranmış oldu.
Ne diyelim, görevini yaptı.
Türk-İş başkanına yeniden dönmek üzere komisyonda patronların ne yaptığına bir bakalım. Onları TİSK genel sekteri görevine yeni gelen Akansel Koç temsil ediyor. Kendisi tescilli bir işçi düşmanıdır. Kurduğu şirket, çoğunlukla işten çıkarma ve sendikasızlaştırma konusunda verdiği danışmanlık hizmetiyle ün yapmıştır. Deri ve tekstil işçileri arasında pek bir “iyi” tanınır.
Patronların asgari ücret için önerisini komisyonda bu adam açıkladı. Diyor ki, asgari ücretteki artışta 2019 yılı için hedeflenen enflasyon oranı baz alınsın. Damat Berat’ın Yeni Ekonomi Programı’nda açıkladığı bu oran sadece yüzde 15,9. Oysa daha Ekim ayı sonunda yıllık enflasyon yüzde 25’in üzerindeydi. Tam bir yüzsüzlük.
Sadece bu olsa iyi. Patronlar asgari ücret pazarlığını alacakları teşviklerin konusu yaptılar. Yüzde 2 olan işsizlik sigortası paylarının 2019 yılında alınmaması, SGK desteği olarak kendilerine verilen yüzde 5 prim desteğinin 6’ya çıkarılması, 2016 yılından buyana uygulanan işçi başına 101 lira asgari ücret desteğinin 2019 yılında da devam etmesi… Enflasyonun altında zam dayatmasının yanında bir de bunları talep ediyorlar. Sadece yüzsüz değil, aynı zamanda arsızlar da.
Dönelim komisyonda işçileri temsil eden tarafa. Türk-İş Başkanı Atalay, Ekim ayında katıldığı bir haber programında asgari ücret için “şimdi 2000 lira, Ocak ayında da yüzde 25 enflasyon artışıyla 2500 lira istiyoruz” dedikten sonra programcının “peki verilmezse?” sorusuna kem küm ediyor ve “ben şimdi bunun için genel grev yapacak değilim” diyor. Programcının boş bakışlarını fark edince de “Sendikacı zaten bunlarla ilgili ne yapar?” diye kendi sorup “meseleleri gündeme getirir” diye yine kendi yanıt veriyor: https://www.youtube.com/watch?v=aVv77JWzxzw (Program uzun. Tavsiyem aktardığım bölümü -11:00-12:10 süreleri arası- izlemenizdir. Fazlasına ben tahammül edememişken, okuru zorlamaya hiç hakkım olmaz)
İşin özü şudur ki, komisyonda asgari ücretliyi temsil eden bir “işçi tarafı” bulunmuyor.
Haksızlık mı ediyorum? Sanmam. Böyle düşünenler ayda 1602 liraya çalışan işçinin yeni ücretini belirleyecek komisyonda o işçileri temsil ettiğini ileri süren sendikacıların aylık kazançlarının ne olduğunu araştırmalı.
Atalay, 1982 yılından buyana maaşlı sendikacıdır. Halen hem Demiryol-İş Sendikası’nın hem de Türk-İş’in Genel Başkanıdır. Yani hem sendikadan hem de konfederasyondan iki ayrı başkan maaşı almaktadır. Bir de emekli maaşı elbette. Uluslararası sendikaların yönetim kurullarından aldığı ayrıca ücret-ödenek varsa onları bilmiyoruz.
Ne kadar mıdır?
Şirket CEO’larına taş çıkarır.
Türk-İş Genel Sekreterinin sendikası Türk Metal’de yöneticilerden birine kolundaki afili saatin fiyatını soran işçi, saatin değil ama aldığı ücretin 45 bin lira olduğu yanıtını aldığında yıl 2012 idi. Bu tanıklıktan hareketle adamların kazançlarını manşete taşıyan dönemin günlük soL gazetesine ne o gün ne sonra tek bir tekzip ulaşmadı. http://haber.sol.org.tr/sonuncu-kavga/turk-metalden-buyuk-vurgun-haberi-88240
Sen şu Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na bak şimdi. İşçi ücretini sosyal yardım zanneden Bakan, işçi ve sendika düşmanlığı tescilli patron, CEO maaşlı sendikacı.
Hepsini birden sırtından atmadan ne doğru düzgün zam gelir, ne de huzur.
Alpaslan Savaş / SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder