Tuz koktu!..
Daha bunun ötesi berisi, şurası burası yok...
Hukuk öğrencisi, kopya yakalayan hocasını öldürdü. Ankara Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Araştırma Görevlisi olan Ceren Damar, 4'üncü sınıf öğrencisi Hasan İsmail Hikmet'i önceki gün kopya çekerken yakaladı. Sınavı iptal edilen Hikmet, öğleden sonra odasını bastığı öğretmenini tabancayla iki el ateş ederek vurdu, ardından 10 yerinden bıçakladı.
Eğitim şehidi talihsiz Ceren Damar yeni evliydi. Dün gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurlandı. Tek suçu ve günahı, bu ülkede işini doğru dürüst ve namusluca yapmaktı. Geleceğe namuslu, dürüst nesiller yetiştirmekti gayesi... Kopyaya göz yumsaydı, bana ne, ne hali varsa görsün deseydi, kopyacı katil, çok değil bir yıl sonra hâkim, savcı veya avukat olacaktı. Sahtekârlıkla aldığı diploması sayesine hak hukuk, adalet dağıtacaktı!..
Zamana, konjonktüre uygun davranmadı... Dürüstlüğün, hak ve adaleti savunmanın bedelini ağır ödedi Ceren Damar. Tartışılan adalet mekanizmasına bir kirli ürünün daha sızmasına müsaade etmedi. Canıyla, geride kalan sevdiklerine gözyaşı ve acı bırakarak bedel ödedi. Mekanı Cennet olsun Ceren öğretmenin.
Tuzun koktuğunun ilan edildiği gün, biz neyi tartışıyorduk?..
Poşet ücretlerini... Market alışverişlerinde kullanılan poşetlerin 25 kuruşunu...
Anlayamadıysanız, rakamla yazayım; Yirmi beş kuruş!..
Çevre Bakanlığı duyurmuş; poşet kullanım ücreti 25 kuruş olunca, ilk günde tüketim yüzde 70 azalmış.
Vayy be!..
Üstelik, bizim çok bilinçli tüketicilerimiz, duyarlı vatandaşlarımız, poşetlerde market logosu olmasına da çok fena tepkiliymiş. Vayy be!.. Televizyonlar, gazeteler, ellerinde poşetlerle poz veren bilinçli vatandaş fotoğraf ve haberleriyle doluydu. Ama ne hikmetse bu poşetin maliyeti ne kadar, bize niye 25 kuruşa kakalıyorlar, arada kimler zengin ediliyor, buradan toplanan paraları kimler hortumlayacak diye sual edene rastlanmıyordu...
Önümüze poşeti koydular, haşır huşur uğraşırken haber akışı devam ediyordu. Aralık ayı enflasyon rakamları açıklandı. Enflasyon da müthiş düşmüştü. TÜİK'in usta bürokratları bu işi nasıl beceriyorlar hâlâ akıl sır erdirebilmiş değilim ama zam şampiyonu patlıcanmış. Fiyatı düşen ürünlerin başında domates ve portakal geliyormuş. Terörist başı soğanın üstüne giderler diye düşünürken düşen enflasyonun günahkârı patlıcan oluverdi. Ne duruyoruz o zaman?.. Patlıcanı içeri tıkalım, domatese madalya takalım!..
Verin mehteri!..
Nasıl olsa, bu milleti, üzerinden geçmedikleri otoyollar ve köprülere yüzlerce lira ödemeye mahkûm ederken 25 kuruşluk poşeti sorgular hale getirdiniz. Haşır huşur bir poşet gündemi!.. Dolar 1 ayda 5 liradan 7 liraya çıktı, bugünlerde yine 5 buçuk lira seviyelerine indi. Nasıl olsa millet, dolmuş ve doğal gaz kuyruğunda beklerken borsayı takip ediyor!.. Ekonomik krizin suçlusu da papaz Brunson ile kuru soğan... Dolarda 3 ay içinde yaşanan bu iniş çıkışlarda malı kim götürdü diye merak edene de pek rastlanmıyor... Poşet de poşet... Poşet de poşet... Hem tamı tamına 25 kuruş... Haşır huşur... Haşır huşur...
Gündem poşet!..
Sahtekârlık, ahlaksızlık, kokuşmuşluk, hırsızlık değil... Gündem poşet... Haşır huşur yaşıyoruz.. Gül gibi... Çevre kirliliğine karşı mücadele veriyoruz. Pek duyarlıyız maşallah!.. Poşetler çevremizi kirletmesin istiyoruz. Hasan İsmail Hikmet'ler yetiştiriyoruz. Kokuşmuş eğitim sistemimizin çevreye verdiği, vereceği zararları düşünen, hesaplayan, sorgulayan var mı?... Üniversite sayımız her geçen gün artıyor nasıl olsa. Öyle mi?.. Bu işte de bir hikmet vardır o zaman!.. Sen, patlıcana, poşete bak esas...
Öyle mi?..
İçine düştüğümüz toplumsal kirlilik. Sahtekâr egemen bir toplum yapısı... Kimin umurunda?.. Ceren öğretmenim, sahtekârlığa karşı verdiği mücadelede canından oldu.
Kimin umurunda?..
İktidar açıkladı. Enflasyonda yıl sonu hedeflerini tam olarak tutturmuşlar. Hedefi tutturduğunuz ve açıklamada eksik bıraktığınız yeri de ben ekleyeyim o zaman;
Eğitim sistemi!.. Biz, haşır huşur poşet işi ile uğraşırken siz hedefe yürüdünüz. Nice, Hasan İsmail Hikmetler yetiştirilmesine hayırlısı(!) ile vesile oldunuz!.. Toplumun tüm sorunlarını çözdünüz, Hasan İsmail Hikmetlerinizin dağıttığı adalet sayesinde tek derdimiz 25 kuruşluk poşet oldu!..
Bu satırları kaleme alırken rahmetli Barış Manço'nun şarkısını mırıldanıp durdum;
Domates biber patlıcan
Domates biber patlıcan
Bir anda bütün dünyam karardı
Bu sesle sokaklar yankılandı
Domates biber patlıcan
Keşke hislerimi sana açıkça anlatabilseydim
Sana deli gibi aşık olduğumu söyleyebilseydim
Göz göze geldiğimiz o anda
Sanki dilim tutuldu bir anda
Konuşamadım karşında
Oysa bütün cesaretimi toplayıp sana gelmiştim
Senin için çarpan şu kalbi gör istemiştim
Tam elini tutmak üzereyken
Aşkımı itiraf edecekken
Sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyam
Domates biber patlıcan
Domates biber patlıcan
Bir anda bütün dünyam karardı
Bu sesle sokaklar yankılandı
Domates biber patlıcan
Şimdi benden çok uzaklardasın biliyorum
Belki bir gün dönersin diye dualar ediyorum
Seni bir defa görsem yeter
İnan ki bu bir ömre bedel
Yeter ki bitmesin bu rüyam
Nereye gitsem ne yana baksam hep seni görüyorum
Biliyorum artık çok geç ama yine de bekliyorum
Her şey boş geliyor bana
Sarılacağım sımsıkı sana
Yeter ki yıkılmasın bir daha dünyam
Domates biber patlıcan
Domates biber patlıcan
Bir anda bütün dünyam karardı
Bu sesle sokaklar yankılandı
Domates biber patlıcan
Ahmet Takan / YENİÇAĞ
Daha bunun ötesi berisi, şurası burası yok...
Hukuk öğrencisi, kopya yakalayan hocasını öldürdü. Ankara Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Araştırma Görevlisi olan Ceren Damar, 4'üncü sınıf öğrencisi Hasan İsmail Hikmet'i önceki gün kopya çekerken yakaladı. Sınavı iptal edilen Hikmet, öğleden sonra odasını bastığı öğretmenini tabancayla iki el ateş ederek vurdu, ardından 10 yerinden bıçakladı.
Eğitim şehidi talihsiz Ceren Damar yeni evliydi. Dün gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurlandı. Tek suçu ve günahı, bu ülkede işini doğru dürüst ve namusluca yapmaktı. Geleceğe namuslu, dürüst nesiller yetiştirmekti gayesi... Kopyaya göz yumsaydı, bana ne, ne hali varsa görsün deseydi, kopyacı katil, çok değil bir yıl sonra hâkim, savcı veya avukat olacaktı. Sahtekârlıkla aldığı diploması sayesine hak hukuk, adalet dağıtacaktı!..
Zamana, konjonktüre uygun davranmadı... Dürüstlüğün, hak ve adaleti savunmanın bedelini ağır ödedi Ceren Damar. Tartışılan adalet mekanizmasına bir kirli ürünün daha sızmasına müsaade etmedi. Canıyla, geride kalan sevdiklerine gözyaşı ve acı bırakarak bedel ödedi. Mekanı Cennet olsun Ceren öğretmenin.
Tuzun koktuğunun ilan edildiği gün, biz neyi tartışıyorduk?..
Poşet ücretlerini... Market alışverişlerinde kullanılan poşetlerin 25 kuruşunu...
Anlayamadıysanız, rakamla yazayım; Yirmi beş kuruş!..
Çevre Bakanlığı duyurmuş; poşet kullanım ücreti 25 kuruş olunca, ilk günde tüketim yüzde 70 azalmış.
Vayy be!..
Üstelik, bizim çok bilinçli tüketicilerimiz, duyarlı vatandaşlarımız, poşetlerde market logosu olmasına da çok fena tepkiliymiş. Vayy be!.. Televizyonlar, gazeteler, ellerinde poşetlerle poz veren bilinçli vatandaş fotoğraf ve haberleriyle doluydu. Ama ne hikmetse bu poşetin maliyeti ne kadar, bize niye 25 kuruşa kakalıyorlar, arada kimler zengin ediliyor, buradan toplanan paraları kimler hortumlayacak diye sual edene rastlanmıyordu...
Önümüze poşeti koydular, haşır huşur uğraşırken haber akışı devam ediyordu. Aralık ayı enflasyon rakamları açıklandı. Enflasyon da müthiş düşmüştü. TÜİK'in usta bürokratları bu işi nasıl beceriyorlar hâlâ akıl sır erdirebilmiş değilim ama zam şampiyonu patlıcanmış. Fiyatı düşen ürünlerin başında domates ve portakal geliyormuş. Terörist başı soğanın üstüne giderler diye düşünürken düşen enflasyonun günahkârı patlıcan oluverdi. Ne duruyoruz o zaman?.. Patlıcanı içeri tıkalım, domatese madalya takalım!..
Verin mehteri!..
Nasıl olsa, bu milleti, üzerinden geçmedikleri otoyollar ve köprülere yüzlerce lira ödemeye mahkûm ederken 25 kuruşluk poşeti sorgular hale getirdiniz. Haşır huşur bir poşet gündemi!.. Dolar 1 ayda 5 liradan 7 liraya çıktı, bugünlerde yine 5 buçuk lira seviyelerine indi. Nasıl olsa millet, dolmuş ve doğal gaz kuyruğunda beklerken borsayı takip ediyor!.. Ekonomik krizin suçlusu da papaz Brunson ile kuru soğan... Dolarda 3 ay içinde yaşanan bu iniş çıkışlarda malı kim götürdü diye merak edene de pek rastlanmıyor... Poşet de poşet... Poşet de poşet... Hem tamı tamına 25 kuruş... Haşır huşur... Haşır huşur...
Gündem poşet!..
Sahtekârlık, ahlaksızlık, kokuşmuşluk, hırsızlık değil... Gündem poşet... Haşır huşur yaşıyoruz.. Gül gibi... Çevre kirliliğine karşı mücadele veriyoruz. Pek duyarlıyız maşallah!.. Poşetler çevremizi kirletmesin istiyoruz. Hasan İsmail Hikmet'ler yetiştiriyoruz. Kokuşmuş eğitim sistemimizin çevreye verdiği, vereceği zararları düşünen, hesaplayan, sorgulayan var mı?... Üniversite sayımız her geçen gün artıyor nasıl olsa. Öyle mi?.. Bu işte de bir hikmet vardır o zaman!.. Sen, patlıcana, poşete bak esas...
Öyle mi?..
İçine düştüğümüz toplumsal kirlilik. Sahtekâr egemen bir toplum yapısı... Kimin umurunda?.. Ceren öğretmenim, sahtekârlığa karşı verdiği mücadelede canından oldu.
Kimin umurunda?..
İktidar açıkladı. Enflasyonda yıl sonu hedeflerini tam olarak tutturmuşlar. Hedefi tutturduğunuz ve açıklamada eksik bıraktığınız yeri de ben ekleyeyim o zaman;
Eğitim sistemi!.. Biz, haşır huşur poşet işi ile uğraşırken siz hedefe yürüdünüz. Nice, Hasan İsmail Hikmetler yetiştirilmesine hayırlısı(!) ile vesile oldunuz!.. Toplumun tüm sorunlarını çözdünüz, Hasan İsmail Hikmetlerinizin dağıttığı adalet sayesinde tek derdimiz 25 kuruşluk poşet oldu!..
Bu satırları kaleme alırken rahmetli Barış Manço'nun şarkısını mırıldanıp durdum;
Domates biber patlıcan
Domates biber patlıcan
Bir anda bütün dünyam karardı
Bu sesle sokaklar yankılandı
Domates biber patlıcan
Keşke hislerimi sana açıkça anlatabilseydim
Sana deli gibi aşık olduğumu söyleyebilseydim
Göz göze geldiğimiz o anda
Sanki dilim tutuldu bir anda
Konuşamadım karşında
Oysa bütün cesaretimi toplayıp sana gelmiştim
Senin için çarpan şu kalbi gör istemiştim
Tam elini tutmak üzereyken
Aşkımı itiraf edecekken
Sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyam
Domates biber patlıcan
Domates biber patlıcan
Bir anda bütün dünyam karardı
Bu sesle sokaklar yankılandı
Domates biber patlıcan
Şimdi benden çok uzaklardasın biliyorum
Belki bir gün dönersin diye dualar ediyorum
Seni bir defa görsem yeter
İnan ki bu bir ömre bedel
Yeter ki bitmesin bu rüyam
Nereye gitsem ne yana baksam hep seni görüyorum
Biliyorum artık çok geç ama yine de bekliyorum
Her şey boş geliyor bana
Sarılacağım sımsıkı sana
Yeter ki yıkılmasın bir daha dünyam
Domates biber patlıcan
Domates biber patlıcan
Bir anda bütün dünyam karardı
Bu sesle sokaklar yankılandı
Domates biber patlıcan
Ahmet Takan / YENİÇAĞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder