Kilis'te ve sınırda yaptığımız incelemelere kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Bir önceki yazımızda, kentteki Suriyeli sığınmacı sayısının Türk nüfusunu geçtiğini ve şehrin artık asıl kimliğini yitirdiğini vurgulamıştık.
Bu durumu biraz daha açmak gerekiyor. Kilis'in seçmen sayısı 85 bin kişi. Sandığa giden kişi sayısı ise 72 bin. Şu anda 6 bin Suriyelinin kesin olarak oy kullanacağı belirtilirken, bu sayının daha da yukarılara çıkabileceği konuşuluyor.
Suriyeli seçmenin neredeyse tamamı sandığa gidiyor. Bir önceki seçimlerde Suriyeliler otobüslere bindirilerek oy kullanmaya götürüldü. Kilis'te, 31 Mart seçimlerinde Suriyeli sığınmacıların sandığa etkisinin en az yüzde 10 olacağı belirtiliyor. Verilen vatandaşlık
sayısının artması durumunda bu etki yüzde 13-14'ü bulabilir.
Kilis'e gelen Suriyeliler, kent yaşamında farklı bir durumu da tetiklemiş. Kilis'te kime sorsanız "sığınmacılardan şikâyetçiyiz" sözünü duyuyorsunuz. Ancak durum uygulamada pek öyle gözükmüyor.
Örneğin, vatandaşlığı olmayan Suriyeliler, işçi olarak çalıştırılmak istendiğinde herhangi bir sigorta ödemesi yapılmıyor. Yanında 3 kişiyi çalıştıran bir işveren sigorta ödemediği için aylık 2 bin liranın üzerinde bir parayı kendisine ayırabiliyor. Bu yüzden kentin yerlisi olanlar da Suriyelileri ucuz iş gücü olarak görüyor.
Bir diğer konu da evlilikler... Durumu iyi olan ve feodal bir yaşamın tam ortasında bulunan birçok erkek Suriyeli eş alıyor. Bu durum bölgede her geçen gün yaygınlaşıyor.
Vatandaşlıklar konusunda ise çok çarpıcı bir iddiaya ulaştım. Vatandaşlık başvuruları önce İl Göç İdaresi'nde yapılıp belirli notlarla birlikte Ankara'daki Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ne gönderiliyor. Son sözü de burası söylüyor. Suriye'den gelen Arap ve Kürtler için vatandaşlık almak sorun olmazken, Türkmenler için aynı durum geçerli değil. Birçoğuna ret cevabı veriliyor.
Öncüpınar Sınır Kapısı'nın hemen yanındaki konteyner kent kapanmak üzere. İçinde kalan Suriyelilere kişi başı 1.750 TL ödeniyor. Kamptan çıkanlar Suriye'ye geri dönmek yerine, Türkiye'de istedikleri her yere gidebiliyorlar. Aralarında az sayıda Suriye'ye dönenler de var.
Sınırdaki en büyük sorun ise kaçak geçişlerde yaşanıyor. 3 metrelik yüksek duvarları aşmak son derece kolay. Öte yandan ne yazık ki belirli noktalarda rüşvet karşılığı geçişler de yaygınlaşmış durumda. Bunun acilen önüne geçilmesi gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın, kayıt dışı 1.2 milyon olarak beyan ettiği sığınmacılar, Türkiye'ye bu şekilde giriş yapıyor. Olası bir suça karışmaları durumunda kayıtları da olmadığı için genelde ellerine "15 gün içinde ülkeyi terk etmelerini" talep eden bir yazı tutuşturuluyor. Ancak birçoğu bu yazıyı dikkate almıyor ve "kayıt dışı" bir şekilde ülkemizde bulunmaya devam ediyor. Suçun ağırlığına göre bazıları ise "kayıtlı" veya "kayıtsız" olmasına bakılmaksızın cezaevine gönderiliyor.
Bölgedeki bir diğer sorun da gelenlerin tam olarak neci olduğu bilinmediği için, Suriye'nin istihbarat birimi El Muhaberat'ın çok sayıda elemanının Türkiye'ye sızmış olma ihtimali. Özellikle Kilis ve çevre illerde bu durumla ilgili nasıl bir önlem alındığı bilinmiyor. Gelecek adına son derece tehlikeli bir durum.
Öncüpınar Sınır Kapısı'nda Birleşmiş Milletler'in ofisi bulunuyor. Türkiye'yi gönüllü olarak terk etmek isteyen Suriyelilere onay veriliyor. BM ofisi, gönüllü dönmediğini düşündüğü ya da Suriye'ye gitmesini uygun görmediği sığınmacıları Türkiye'ye geri gönderiyor.
Tüm bu olumsuzlukların yanında Suriyeli sığınmacılardan önce de var olan silah ticareti ne yazık ki hâlâ devam ediyor.
Kilis'te gördüklerimiz özetle bu şekilde... İlerleyen dönemlerde Kilis dışında birçok ilde de benzer manzaralara şahitlik edebiliriz.
Demografik yapımız, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir göç hareketiyle tarumar oluyor.
Batuhan Çolak / YENİÇAĞ
NOT:
-Gaziantep'te evlerinin önünde Suriyeli sığınmacılarla çıkan kavgada boğazından bıçaklanan Necati Bağcı ne yazık ki hayatını kaybetti. Allah mekânını cennet eylesin.
-Türk sinemasının tarihi, Yeşilçam'ın gülen yüzü Ayşen Gruda'yı kaybettik. Hepimizin başı sağ olsun.
Bir önceki yazımızda, kentteki Suriyeli sığınmacı sayısının Türk nüfusunu geçtiğini ve şehrin artık asıl kimliğini yitirdiğini vurgulamıştık.
Bu durumu biraz daha açmak gerekiyor. Kilis'in seçmen sayısı 85 bin kişi. Sandığa giden kişi sayısı ise 72 bin. Şu anda 6 bin Suriyelinin kesin olarak oy kullanacağı belirtilirken, bu sayının daha da yukarılara çıkabileceği konuşuluyor.
Suriyeli seçmenin neredeyse tamamı sandığa gidiyor. Bir önceki seçimlerde Suriyeliler otobüslere bindirilerek oy kullanmaya götürüldü. Kilis'te, 31 Mart seçimlerinde Suriyeli sığınmacıların sandığa etkisinin en az yüzde 10 olacağı belirtiliyor. Verilen vatandaşlık
sayısının artması durumunda bu etki yüzde 13-14'ü bulabilir.
Kilis'e gelen Suriyeliler, kent yaşamında farklı bir durumu da tetiklemiş. Kilis'te kime sorsanız "sığınmacılardan şikâyetçiyiz" sözünü duyuyorsunuz. Ancak durum uygulamada pek öyle gözükmüyor.
Örneğin, vatandaşlığı olmayan Suriyeliler, işçi olarak çalıştırılmak istendiğinde herhangi bir sigorta ödemesi yapılmıyor. Yanında 3 kişiyi çalıştıran bir işveren sigorta ödemediği için aylık 2 bin liranın üzerinde bir parayı kendisine ayırabiliyor. Bu yüzden kentin yerlisi olanlar da Suriyelileri ucuz iş gücü olarak görüyor.
Bir diğer konu da evlilikler... Durumu iyi olan ve feodal bir yaşamın tam ortasında bulunan birçok erkek Suriyeli eş alıyor. Bu durum bölgede her geçen gün yaygınlaşıyor.
Vatandaşlıklar konusunda ise çok çarpıcı bir iddiaya ulaştım. Vatandaşlık başvuruları önce İl Göç İdaresi'nde yapılıp belirli notlarla birlikte Ankara'daki Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ne gönderiliyor. Son sözü de burası söylüyor. Suriye'den gelen Arap ve Kürtler için vatandaşlık almak sorun olmazken, Türkmenler için aynı durum geçerli değil. Birçoğuna ret cevabı veriliyor.
Öncüpınar Sınır Kapısı'nın hemen yanındaki konteyner kent kapanmak üzere. İçinde kalan Suriyelilere kişi başı 1.750 TL ödeniyor. Kamptan çıkanlar Suriye'ye geri dönmek yerine, Türkiye'de istedikleri her yere gidebiliyorlar. Aralarında az sayıda Suriye'ye dönenler de var.
Sınırdaki en büyük sorun ise kaçak geçişlerde yaşanıyor. 3 metrelik yüksek duvarları aşmak son derece kolay. Öte yandan ne yazık ki belirli noktalarda rüşvet karşılığı geçişler de yaygınlaşmış durumda. Bunun acilen önüne geçilmesi gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın, kayıt dışı 1.2 milyon olarak beyan ettiği sığınmacılar, Türkiye'ye bu şekilde giriş yapıyor. Olası bir suça karışmaları durumunda kayıtları da olmadığı için genelde ellerine "15 gün içinde ülkeyi terk etmelerini" talep eden bir yazı tutuşturuluyor. Ancak birçoğu bu yazıyı dikkate almıyor ve "kayıt dışı" bir şekilde ülkemizde bulunmaya devam ediyor. Suçun ağırlığına göre bazıları ise "kayıtlı" veya "kayıtsız" olmasına bakılmaksızın cezaevine gönderiliyor.
Bölgedeki bir diğer sorun da gelenlerin tam olarak neci olduğu bilinmediği için, Suriye'nin istihbarat birimi El Muhaberat'ın çok sayıda elemanının Türkiye'ye sızmış olma ihtimali. Özellikle Kilis ve çevre illerde bu durumla ilgili nasıl bir önlem alındığı bilinmiyor. Gelecek adına son derece tehlikeli bir durum.
Öncüpınar Sınır Kapısı'nda Birleşmiş Milletler'in ofisi bulunuyor. Türkiye'yi gönüllü olarak terk etmek isteyen Suriyelilere onay veriliyor. BM ofisi, gönüllü dönmediğini düşündüğü ya da Suriye'ye gitmesini uygun görmediği sığınmacıları Türkiye'ye geri gönderiyor.
Tüm bu olumsuzlukların yanında Suriyeli sığınmacılardan önce de var olan silah ticareti ne yazık ki hâlâ devam ediyor.
Kilis'te gördüklerimiz özetle bu şekilde... İlerleyen dönemlerde Kilis dışında birçok ilde de benzer manzaralara şahitlik edebiliriz.
Demografik yapımız, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir göç hareketiyle tarumar oluyor.
Batuhan Çolak / YENİÇAĞ
NOT:
-Gaziantep'te evlerinin önünde Suriyeli sığınmacılarla çıkan kavgada boğazından bıçaklanan Necati Bağcı ne yazık ki hayatını kaybetti. Allah mekânını cennet eylesin.
-Türk sinemasının tarihi, Yeşilçam'ın gülen yüzü Ayşen Gruda'yı kaybettik. Hepimizin başı sağ olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder