Ne Digiturk'müş kardeşim be...
Katarlılar öyle bir firma aldılar ki her taraftan sıkıp yağını, balını süzüyorlar. Yanlış anlamayın süzdükleri iş başarıları ile kazandıkları paralar değil. Senin benim verdiğimiz vergileri süzüyorlar .
Anlatayım...
Hafızalarımızı tazeleyelim.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), yetkilerini kullanarak Çukurova Grubu'ndan alacaklarının tahsili amacıyla, aralarında Digiturk'ün de olduğu, gruba ait 10 şirketin yönetimini devraldı. Bu şirketlerin biri de Digiturk'tü.
TMSF Digiturk'ün satışı için ihaleye dahi çıkmadan(!) Katarlı iş adamı Nasser Al-Khelaifi'nin şirketi beIN Media Group LLC ile 30 Haziran 2015 tarihinde hisse alım sözleşmesi yaptı. Bu sözleşme daha sonra 02 Haziran 2016 yılında değiştirildi.
Sayıştay raporlarında aktarılan rakamlara göre Digiturk'ün nihai satış bedeli 937 milyon dolar olarak belirlendi. Bu satıştan TMSF'nin payına, azami 292 milyon dolar düşüyordu.
Fakat beIN Media Group, Digiturk'ün bazı kamu kurumlarına olan vergi ve benzeri mali yükümlülüklerine ilişkin borçları ile ilgili olarak Fon'a herhangi bir kanıtlayıcı belge sunmadan 75 milyon 495 bin dolar kesinti yaptı. Sonra reklam gelirleri bahanesi ile de 1 milyon 526 bin dolar daha kesinti yaptı.
Yani Katarlı beIN Media Group tamamen kafasına göre toplamda 77 milyon dolar kesinti yapmış oldu.
Bitti mi?
Hayır.
Daha yeni başlıyor.
Katarlılara satış esnasında Digiturk'ün 135 milyon 582 bin dolar tutarında sözleşme tarihi kuru ile hesaplandığında ise (kur 2,95) 399 milyon lira ÖİV (Özel İletişim Vergisi) borcu olduğu belirtilmiş ve bu borcu alıcının ödeyeceği sözleşmede ifade edilmişti.
Üstüne üstlük beIN Media Group bu borcun ödemesini belirtilen sürede yapmadığı için de 22 milyon lira faiz işletildi. Toplam ödenmesi gereken ÖİV tutarı faizi ile birlikte borç, 422 milyon liraya çıktı.
Sonrasında anlaşma imzalandı, beIN Media Group Digiturk'ün devralma işlemleri bitince soluğu vergi dairesinde aldı.
Katarlılar, "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırmasına İlişkin 6736 Sayılı Af Kanunundan" yararlanmak için başvurdu ve bu aftan yararlandırıldı.
Faizi ile birlikte 422 milyon Türk lirası olan ÖİV borcu af kanunu sayesinde 258 milyon Türk lirasına düşürüldü.
beIN Media Group'un vergi dairesine ÖİV borcu nedeni ile yaptığı ödeme 258 milyon lira ama TMSF'den ÖİV borcu nedeni ile kestiği rakam 399 milyon lira!
Yani beIN Media Group, göz göre göre TMSF'ye kalması gereken 141 milyon Türk lirasını yok etti. TMSF yetkilileri ise bu duruma sessiz kaldı.
beIN Media Group, vergiler ve diğer kamu kurumlarına ödeme gerekçesi ile 77 milyon dolar, ÖİV gerekçesi ile de 141 milyon Türk lirası (Sözleşme günü kur 2,69) yani 52 milyon dolar daha kesinti yaptı.
Yani...
beIN Media Group TMSF'ye ödemesi gereken tutardan toplam olarak 129 milyon dolar kesinti yaptı.
Herhangi bir belge sunulmadan emrivaki ile devletin kasasından, sokaktaki vatandaşın cebinden kesilen 162 milyon dolar Türk lirası karşılığı ise o günün kuru ile 435 milyon 780 bin Türk lirası (eski para ile 435 trilyon 780 milyar lira) rakam söz konusu.
Demirören ne alaka derseniz...
Yıldırım Demirören ile ne alakası var diyeceksiniz?
Hemen onu da anlatayım.
Dün Odatv'de bir haber yayınlandı. Sporx adlı site haberi yapmış ancak haber yayınlanmasının ardından kaldırılmış.
Habere göre...
Digiturk'ün sahibi Katarlı beIN Media Group, 2010 yılında yıllık 424 milyon dolar bedel karşılığı imzaladığı 4+1 yıllık sözleşmenin, 2011'deki şike sürecinde gördüğü zararı öne sürerek yaptığı ihalesiz iki yıllık uzatma talebinin Yıldırım Demirören yönetimindeki TFF tarafından kabul görmesiyle start aldı.
Yayıncı kuruluş, 2010 yılında imzalanan bu sözleşmenin, ilk anlaşmadan kaynaklı bir yıllık opsiyon (2014-15) hakkının kullanılmasının ardından, gelen iki yıl daha (2015-16 ve 2016-17) ihalesiz uzatılmasını talep etmiş, federasyon da bunu kabul ederek 2010 yılında imzalanan yayın sözleşmesi Rekabet Kurulu'nun da onayıyla 2017 yılına dek uzatılmış oldu.
Ancak 2012'de TFF ile yayıncı kuruluş arasında yapılan protokolle iki yıl daha uzayan yayın paketi içine o dönemki TFF hukukçuları B ve C paketini eklemeyi unutmuş.
TFF, 2016-17 ve 2017-18 sezonu B ve C paketine ilişkin Katarlı firmadan talepte bulununca "Bu konuda anlaşma gereği bir yükümlülüğümüz bulunmamaktadır" cevabını almış. Bunun üzerine soluğu yargıda almış tabii ama beklemediği bir şokla karşılaşmış.
Tahkim Mahkemesi üç hakem nezdinde esastan incelediği dosya sonunda TFF'nin haksız talepte bulunduğuna karar vermiş.
Yani devasa rakamların yazıldığı sözleşme, metinlere bazı paketlerin eklenmesi unutulmuş(! ) ve bu sayede Katarlı firma, Yıldırım Demirören ve yönetiminin sayesinde yaklaşık 80 milyon dolar, yani 430 milyon TL daha Türk ulusunun vergilerini kasasına koymuş.
Bu kesilen rakamlara TMSF itiraz etmemiş. TFF itiraz etmiş ama o da reddedilmiş. Bakalım bu Katarlı firma daha ne kadar Türk ulusunun sırtından para kazanacak.
Bu son yaşanan zarar, TFF'den değil o maddeleri koymayı unutan(!), kontrol etmeyen ve bunlardan sorumlu olan kişilerden tahsil edilmelidir.
Murat AĞIREL / YENİÇAĞ
Katarlılar öyle bir firma aldılar ki her taraftan sıkıp yağını, balını süzüyorlar. Yanlış anlamayın süzdükleri iş başarıları ile kazandıkları paralar değil. Senin benim verdiğimiz vergileri süzüyorlar .
Anlatayım...
Hafızalarımızı tazeleyelim.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), yetkilerini kullanarak Çukurova Grubu'ndan alacaklarının tahsili amacıyla, aralarında Digiturk'ün de olduğu, gruba ait 10 şirketin yönetimini devraldı. Bu şirketlerin biri de Digiturk'tü.
TMSF Digiturk'ün satışı için ihaleye dahi çıkmadan(!) Katarlı iş adamı Nasser Al-Khelaifi'nin şirketi beIN Media Group LLC ile 30 Haziran 2015 tarihinde hisse alım sözleşmesi yaptı. Bu sözleşme daha sonra 02 Haziran 2016 yılında değiştirildi.
Sayıştay raporlarında aktarılan rakamlara göre Digiturk'ün nihai satış bedeli 937 milyon dolar olarak belirlendi. Bu satıştan TMSF'nin payına, azami 292 milyon dolar düşüyordu.
Fakat beIN Media Group, Digiturk'ün bazı kamu kurumlarına olan vergi ve benzeri mali yükümlülüklerine ilişkin borçları ile ilgili olarak Fon'a herhangi bir kanıtlayıcı belge sunmadan 75 milyon 495 bin dolar kesinti yaptı. Sonra reklam gelirleri bahanesi ile de 1 milyon 526 bin dolar daha kesinti yaptı.
Yani Katarlı beIN Media Group tamamen kafasına göre toplamda 77 milyon dolar kesinti yapmış oldu.
Bitti mi?
Hayır.
Daha yeni başlıyor.
Katarlılara satış esnasında Digiturk'ün 135 milyon 582 bin dolar tutarında sözleşme tarihi kuru ile hesaplandığında ise (kur 2,95) 399 milyon lira ÖİV (Özel İletişim Vergisi) borcu olduğu belirtilmiş ve bu borcu alıcının ödeyeceği sözleşmede ifade edilmişti.
Üstüne üstlük beIN Media Group bu borcun ödemesini belirtilen sürede yapmadığı için de 22 milyon lira faiz işletildi. Toplam ödenmesi gereken ÖİV tutarı faizi ile birlikte borç, 422 milyon liraya çıktı.
Sonrasında anlaşma imzalandı, beIN Media Group Digiturk'ün devralma işlemleri bitince soluğu vergi dairesinde aldı.
Katarlılar, "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırmasına İlişkin 6736 Sayılı Af Kanunundan" yararlanmak için başvurdu ve bu aftan yararlandırıldı.
Faizi ile birlikte 422 milyon Türk lirası olan ÖİV borcu af kanunu sayesinde 258 milyon Türk lirasına düşürüldü.
beIN Media Group'un vergi dairesine ÖİV borcu nedeni ile yaptığı ödeme 258 milyon lira ama TMSF'den ÖİV borcu nedeni ile kestiği rakam 399 milyon lira!
Yani beIN Media Group, göz göre göre TMSF'ye kalması gereken 141 milyon Türk lirasını yok etti. TMSF yetkilileri ise bu duruma sessiz kaldı.
beIN Media Group, vergiler ve diğer kamu kurumlarına ödeme gerekçesi ile 77 milyon dolar, ÖİV gerekçesi ile de 141 milyon Türk lirası (Sözleşme günü kur 2,69) yani 52 milyon dolar daha kesinti yaptı.
Yani...
beIN Media Group TMSF'ye ödemesi gereken tutardan toplam olarak 129 milyon dolar kesinti yaptı.
Herhangi bir belge sunulmadan emrivaki ile devletin kasasından, sokaktaki vatandaşın cebinden kesilen 162 milyon dolar Türk lirası karşılığı ise o günün kuru ile 435 milyon 780 bin Türk lirası (eski para ile 435 trilyon 780 milyar lira) rakam söz konusu.
Demirören ne alaka derseniz...
Yıldırım Demirören ile ne alakası var diyeceksiniz?
Hemen onu da anlatayım.
Dün Odatv'de bir haber yayınlandı. Sporx adlı site haberi yapmış ancak haber yayınlanmasının ardından kaldırılmış.
Habere göre...
Digiturk'ün sahibi Katarlı beIN Media Group, 2010 yılında yıllık 424 milyon dolar bedel karşılığı imzaladığı 4+1 yıllık sözleşmenin, 2011'deki şike sürecinde gördüğü zararı öne sürerek yaptığı ihalesiz iki yıllık uzatma talebinin Yıldırım Demirören yönetimindeki TFF tarafından kabul görmesiyle start aldı.
Yayıncı kuruluş, 2010 yılında imzalanan bu sözleşmenin, ilk anlaşmadan kaynaklı bir yıllık opsiyon (2014-15) hakkının kullanılmasının ardından, gelen iki yıl daha (2015-16 ve 2016-17) ihalesiz uzatılmasını talep etmiş, federasyon da bunu kabul ederek 2010 yılında imzalanan yayın sözleşmesi Rekabet Kurulu'nun da onayıyla 2017 yılına dek uzatılmış oldu.
Ancak 2012'de TFF ile yayıncı kuruluş arasında yapılan protokolle iki yıl daha uzayan yayın paketi içine o dönemki TFF hukukçuları B ve C paketini eklemeyi unutmuş.
TFF, 2016-17 ve 2017-18 sezonu B ve C paketine ilişkin Katarlı firmadan talepte bulununca "Bu konuda anlaşma gereği bir yükümlülüğümüz bulunmamaktadır" cevabını almış. Bunun üzerine soluğu yargıda almış tabii ama beklemediği bir şokla karşılaşmış.
Tahkim Mahkemesi üç hakem nezdinde esastan incelediği dosya sonunda TFF'nin haksız talepte bulunduğuna karar vermiş.
Yani devasa rakamların yazıldığı sözleşme, metinlere bazı paketlerin eklenmesi unutulmuş(! ) ve bu sayede Katarlı firma, Yıldırım Demirören ve yönetiminin sayesinde yaklaşık 80 milyon dolar, yani 430 milyon TL daha Türk ulusunun vergilerini kasasına koymuş.
Bu kesilen rakamlara TMSF itiraz etmemiş. TFF itiraz etmiş ama o da reddedilmiş. Bakalım bu Katarlı firma daha ne kadar Türk ulusunun sırtından para kazanacak.
Bu son yaşanan zarar, TFF'den değil o maddeleri koymayı unutan(!), kontrol etmeyen ve bunlardan sorumlu olan kişilerden tahsil edilmelidir.
Murat AĞIREL / YENİÇAĞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder