Bağımsız denetçi raporlarında; “belgeleri incelemedik ama yağmalandığı izlenimi edinmedik” yazıyor.
İnanmayabilirsiniz, 2015 yılı raporundan kısa bir alıntı yapalım;
“Fon yönetimi, Sayıştay raporuna dayanarak, bilgilerin güncel tutarlarının bildirilmesi için defalarca SGK’na başvurmuş olmasına karşın yanıt alamamıştır. SGK ile Fon yönetimi arasında mutabakat sağlanmadığı görülmektedir. Bununla birlikte mali tabloların gerçeği doğru ve dürüst bir biçimde yansıtmadığı konusunda herhangi bir hususa rastlanılmamaktadır.”
İşsizlik Sigortası Fonunu hem bağımsız denetçi sıfatıyla yeminli mali müşavirler hem de Sayıştay denetliyor. Sonucu görüyorsunuz…
Rapora konu edilen olay kısaca şöyle:
İşsizlik sigortası prim hesaplarının sigortalı ve işyeri bazında tutulması; tahsil edilmesi; Fon hesabına yatırılması görevlerini, 4447 sayılı Yasa gereği SGK yürütüyor. İki Kurum arasında yapılan bir protokole göre bu bilgileri içeren ayrıntılı cetvelleri İŞKUR’a vermesi gerekiyor.
Sayıştay denetçileri 2006 yılında cetvellerle, Fon hesabına yatırılan tutarları karşılaştırmış; 553 milyon lira eksik yatırıldığını görmüşler. Nedeni araştırılınca, patronlardan tahsil edilemediği için yatırılmadığı anlaşılmış. Denetçiler bunu sorgu konusu yapmış. SGK’dan ses çıkmamış. Üstelik o tarihten sonra bir daha cetvel falan da vermemişler.
Sayıştay, 12 yıl boyunca hem cetvelleri istemiş hem de 553 milyon liranın tahsil edilip edilmediğini; edilmemişse nedenini; edilmişse Fon hesabına yatırılıp yatırılmadığını sormuş. SGK bu soruları her seferinde; “tahsil edilip aktarılmayan para yoktur” sözleriyle yanıtlamakla yetinmiş.
Ocak-Haziran/2018 dönemi bağımsız denetim raporunda, Fonun 553 milyon lira alacağının, İŞKUR yönetim kurulunun Şubat/2018 tarihinde aldığı bir karar uyarınca silindiği belirtiliyor.
Sayıştay’ın 2017 yılı raporunda ise “silme” sözcüğü kullanılmıyor. Fon yönetimi 2017 yılındaki Sayıştay sorgusunu; “düzeltme kaydı yapılarak fark 14 milyon liraya düşürülmüştür” diye yanıtlamış.
Fonun yarım milyar lirayı aşan parasının iç edildiği anlaşılıyor.
İŞKUR yönetim kuruluna Fon alacaklarını silmek yetkisi tanındığını düşünemeyiz.
Burada biraz duralım:
Kurum yönetim kurulu 6 kişiden oluşuyor. Genel Müdür, doğal üyesi. Çalışma ile Maliye Bakanlıklarından birer temsilci görevlendiriliyor. Kalan üç üyesinden birini TESK, kalan ikisini ise en çok üyesi olan işveren ve işçi konfederasyonları seçiyor. İşveren temsilcisi olarak atanan üye TİSK ve aynı zamanda MESS üyesi. İşçileri ise geçtiğimiz Ekim ayında bir milyon liralık makam aracı almasıyla ünlenen Şeker İş Genel Başkanı temsil ediyor.
Yukarıdaki bileşimden, hiç kuşkunuz olmasın, işçilerin çıkarına olacak bir karar çıkmaz.
Fonun 553 milyon lira alacağını hangi yasadan aldığı yetkiye dayanarak ve neden sildiğinin hesabını, Yönetim Kurulunun doyurucu biçimde vermesini dileyip bu konuyu geçelim.
Daha önemli konuya odaklanalım: SGK’nın, söz konusu edilen ayrıntılı cetvelleri, Sayıştay’ın ısrarla istemesine karşın vermekten kaçınmasını hayra yoramayız. İşsizlik Fonunun el konulan parası, büyük bir olasılıkla bundan ibaret değildir.
Sayıştay raporlarından anlaşıldığına göre güvenilir bilgilere ne Fon ne de SGK kayıtlarından ulaşılabiliyor. Kendi içlerinde bile çelişiyor. Tahsil edilmemiş prim anapara ve gecikme cezalarına ilişkin bilgiler muhasebeye değil, SGK bilgi sistemlerine işleniyor, bu yüzden doğru olup olmadığı anlaşılamıyor.
Kısaca söylersek, işsizlik fonu primlerinin nasıl izlendiğini; tahakkuk ve tahsil edilmesinde kaçaklar olup olmadığını; paraların Fon hesabına eksiksiz ve zamanında yatırılıp yatırılmadığını Sayıştay da merak ediyor.
Kadir Sev / SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder