13 Mart 2019 Çarşamba

Zindaşti nerede? - Murat Ağırel

Cumhuriyet gazetesinin yayınladığı ve gündeme adeta bomba gibi düşen fotoğraftan sonra bu fotoğrafın ayrıntılarını araştırmaya başladım ve elde ettiğim bilgi ve belgeleri sizlerle paylaştım.

Konuyu takip eden siz değerli okuyucular bilgi sahibisiniz. Ancak ilk defa okuyacaklar için konuyu kısaca özetleyeyim.

Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan fotoğrafta Burhan Kuzu'nun bulunduğu yemek masasında İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti de yer alıyordu.
Orada dikkat çekmeyen çok önemli ayrıntı vardı.

Kısaca aktarıyorum...
Yayınlanan fotoğrafta Burhan Kuzu ve Zindaşti'nin yanı sıra bir kadın kimsenin dikkatini çekmemişti. İsmi Aliye Uzun olan bu isim AKP Beşiktaş İlçe teşkilatında görevliydi.
Zindaşti'nin ifadesine göre vatandaşlık alması için kendisinden 500 bin lira para isteyen bir isimdi Aliye Uzun. Cumhurbaşkanı ve eşi başta olmak üzere tüm AKP'li üst düzey siyasiler ile fotoğraflar çektiren, Cumhurbaşkanı'nın resmî ziyaretlerde bulunduğu ülkelerde heyette bulunan kişiydi.
Zindaşti, geçen yıllarda bir yat almak istediğini Aliye Uzun'a bildirmiş, Uzun da kendisinin Ömer Erdal Akkartal isimli bir arkadaşı olduğunu ve onun da yatını sattığını söylemişti. Zindaşti yatı almak için 1 milyon 300 bin Euroyu ayarlamıştı. Erdal Akkartal ise parayı bankadan değil de nakit isteyince işler karışmıştı.
Sonunda iş silahlı çatışmaya kadar gitmişti.

Yazdığım iki yazının en kısa özeti ancak bu kadar oluyor.

Burhan Kuzu ile konuştum
Yazılarım yayınlandıktan sonra adı geçen kişiler ile konuşma ve cevap haklarını kullandırma şansım oldu.
Sayın Burhan Kuzu ile birçok defa görüştüm. Kardeşinin vefatı nedeni ile bazı soruları soramadım. Ancak sormuş olduğum sorulara aldığım cevapları yazıyorum.
Burhan Kuzu, Zindaşti ile Ankara'da ünlü bir et lokantasında "Yatırım yapacak iş adamı" sebebi ile buluştuğunu vatandaşlık alabilmesi için yardımcı olmaya çalıştığını gelen olumsuz bilgi notu sonucunda girişimlerini durdurduğunu ve sonrasında şahıs ile bir daha görüşmediğini serbest bırakılması için de ise hiç kimseyi aramadığını anlattı.

Yine Aliye Uzun ile birlikte fotoğrafı bulunan AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin bana ulaştı. Fotoğraftaki şahsı tanımadığını. İran resmî ziyaretlerinden sonra heyet olarak yenilen bir yemek sonrasında Aliye Uzun'un yanında iki hanım ile birlikte restoranın merdivenlerinde karşılaştığını kendilerini iş kadını olarak tanıttıklarını ve iş ziyareti için İran'da bulunduklarını söyledi.
Özlem Zengin, kendileri ile fotoğraf çektirmek istediklerini nezaket icabı da fotoğraf çektirdiğini bildirdi. Adı geçen şahsı ne öncesinde tanıdığını ne de sonrasında bir daha karşılaşmadığını, yanlarına gelen ve fotoğraf çektirmek isteyen kişilerin kim olduklarını bilmesinin mümkün olmadığını anlattı. Özlem Zengin hanımefendiye medenî davranıştan ve gösterdiği nezaketten dolayı teşekkür ederim.

Zindaşti konusunu araştırmaya başladıktan sonra birçok bilgi ve belgeye ulaştım.
Aliye Uzun ve Ömer Erdal Akkartal ile de konuştum. Anlattıklarını sonraki yazılarımda aktaracağım.
Ama önce gelelim Zindaşti ve bağlantılarına.

Zindaşti nerede olduğu meçhul?
Birçok haberde nerede olduğu bilinmiyor, sırra kadem bastı deniliyor. Benim ulaştığım bilgilere göre tahliye edildikten sonra önce sahte kimlik ile İran'a sonra İspanya'ya gittiği iddia ediliyor.

Eren Erdem için tahliye kararı çıkmasına rağmen savcının itirazı ile cezaevinden tahliye edilmeden tekrar tutuklandığını göz önüne alırsak Zindaşti gibi biri cezaevinden nasıl jet hızıyla tahliye edildi anlamak mümkün değil.
Öyle ya kendisi dönemin Ergenekon savcısı olan FETÖ firarisi Zekeriya Öz tarafından Bayrampaşa Özel Tip Cezaevi'nde ziyaret edilmişti. Kumpas davaları olan Ergenekon ve Balyoz davalarında "terazi" kod adı ile gizli tanık olmasını, sunduğu ifade metnini imzalaması karşılığında da tahliye edileceğini bildirmişti. Zekeriya Öz'ün cezaevi ziyareti sonrası Zindaşti 18 Ağustos 2010 tarihinde tahliye oldu.
Peki, nasıl ifade verdi Zindaşti?
"Avukatlar Ali Hadi Emre ve Kudbettin Kaya, uyuşturucu davalarında tahliye ettirdikleri şahıslardan yüklü miktarda paralar almaktalar. Bu paralardan söz konusu mahkeme başkanları da paylarına düşeni alıyorlar. Eğer hâkimler Zafer Başkurt ve Erkan Canak'ın halledemeyeceği bir şeyse Ankara'ya gidip Seyfi Oktay gibi bazı şahıslarla görüşme yaparak davaları kendi lehlerine sonuçlandırmaktalar."
Bu ifade sonrası İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt Gebze'ye, Hrant Dink Davası'na bakan 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak da Sakarya'ya sürüldü. Zindaşti hâkimlerin, uyuşturucu davalarında sanıkların avukatlarıyla ilişkisi olduğunu iddia ederek FETÖ üyesi hâkim ve savcıların davaya atanmasına olanak sağladı.
Bir bağlantı daha vereyim...
Zindaşti, FETÖ ile bağlantısı nedeniyle tutuklanan ABD Konsolosluk görevlisi Metin Topuz'un bir dönem görev yaptığı ABD Adalet Bakanlığı Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi (DEA) yetkilileriyle görüşmüştü.
Zindaşti'nin 2009'da uyuşturucu suçundan Maltepe Cezaevi'nde yatarken yapılan bu görüşmenin gizli kalması ve tutanaklara geçirilmemesi için ise FETÖ'cü savcı Cihan Kansız talimat vermişti.
FETÖ'den tutuklu ABD Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz'un yargılandığı davada Topuz'un Zindaşti ile 35 kez yüz yüze görüştüğü, Zindaşti'nin FETÖ'nün 3 yargı imamı ile 143 defa görüştüğü belirtilmişti.
Peki...
Zindaşti'nin kızı ve yeğeninin öldürülmesinden sorumlu olarak tutuklanan Orhan Ünğan'ın avukatı Kudbettin Kaya ve eşinin de FETÖ kumpas davası Ergenekon kumpasında sanık olmasına ne diyorsunuz?

Orhan Ünğan'ın avukatlığını yaptığı davanın 131 Mart'taki 5'inci duruşmasında hayatından endişe ettiğini söyleyen Kudbettin Kaya şöyle demişti:
"Bu dava, basit bir cinayet yargılaması davası değil, başka hesaplar görülmektedir. Ergenekon'a katılan gizli tanık (Naci Zindaşti'yi kastediyor) benim hakkımda ifade verip meslek hayatımı bitirme noktasına getirdi. Bir kısım etkili siyasi kişilerin Zindaşti'ye vatandaşlık için referans olduğunu öğrendim. Yalova'da Zindaşti'nin yanındaki kişilere silah ruhsatı için referansını gördüm. Bu durumu devlete bildirdim ve vatandaşlık verilmesini engelledim. Gelecek oturumda bulunmayabilirim. Öldürülme riskim var veya ben nefsi müdafaa kapsamında birilerini öldürmek durumunda kalabilirim."
Dediği gibi de oldu.
Ailesi ile bir lokantada yemek yediği esnada öldürüldü.

Bakın uyarıyorum!

Zindaşti'nin bağlantıları ve Türkiye uzantıları deşifre edilmelidir.
Benim ulaştığım yeni iddiaları belirtmem gerekiyor. Zindaşti sadece Türkiye'de değil Uluslararası arenada da etkin olmak istiyor. Bunun için Azerbaycan'da kurulu bir danışmanlık şirketi ile çalışıyor. Hatta bu şirket Zindaşti hakkında İran'da, İsrail'de Rusya'da lobi faaliyetleri yürütüyor. Zindaşti hakkında gerek gazetelerde haberler yaptırılmakta gerek ise ikili ilişkileri yürütülüyor.
Hatta lobi faaliyetleri çerçevesinde Çeçenistan Cumhurbaşkanı Kadirov ile ikili görüşme yapmasının sağlandığı iddia ediliyor.

Bu faaliyetleri yürüten kişi ise çok genç yaşta çalıştığı erkek dergisi olan BOXER'ı satın alan, AKP'den Hakkari Milletvekili aday adayı olan, adaylığı ile ilgili İran'ın önemli iki gazetesi The Tehran Times ve Shargh, Daily Times, İsrail'de ise The Jerusalem Post'tan Seth Frantzman'a röportajlar veren Emir Ekşioğlu olduğu iddia ediliyor.
Emir Ekşioğlu 24 Aralık 2018 tarihine kadar Karar gazetesinde de köşe yazıyordu.
Kendisini defalarca aramama, mesaj yazmama rağmen cevap vermedi. Cevap hakkının saklı olduğunu tekrardan buradan da bildiririm.
Zindaşti Türkiye'den gidince buradaki faaliyetleri durdu mu?
Hayır tabii ki...
Türkiye içerisinde para aklama aracı olarak kullandığı Zindaşti'nin bindiği araçların da temin edildiği galerinin halen faaliyette olduğu ve Zindaşti'nin İran asıllı adamının işlettiği belirtiliyor.

Görüyor musunuz?

Uyuşturucu, FETÖ, İran bağlantıları olan bir kişiden bahsediyoruz.
Zindaşti'nin Türkiye'de beraber çalıştığı kişiler ve bağlantıları ortaya çıkarılmalıdır.
Hangi üst düzey siyasi yetkili ve oğlu ile Antalya'da buluşmuştur?
FETÖ firari sanığı Zekeriya Öz'ü Zindaşti ile görüştüren kimlerdir?
Cezaevinden tahliye edildikten sonra nasıl yurt dışına kaçabilmiştir?

Tüm bu soruların cevapları tek tek ortaya çıkarılmalı.


Murat Ağırel / YENİÇAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder