Yaşamın sinsi çelişkileri nefes alınan her yerde kol geziyor...
Mücadelenin, kavganın ve kaosun yaşandığı her alanda, kendini tüm çarpıcılığıyla dışa vurmaya devam ediyor çelişkiler...
Dünyanın hazin halleridir bazen yaşamın içerisinde debelenen çarpık ve mesaj veren manzaralar... "Ders" doludur kimi zaman işte o sarsıcı görüntüler!..
Uygarlık çatışmasında; metropoller ile çöller arasındaki çelişkide, güç zehirlenmesinin gaflet çukurunda bocalayanların sonu gelirken, ortaya çıkan manzaralar bazen kahramanlar yaratıyor, bazen de tüm ihanetleri deşifre ediyor...
İşte tam bu sırada; zaman sahradan denizlere, metropollerden köylere ve kırsaldan uygarlığın tam merkezine kadar karşımıza öylesine ilginç figürler çıkartıyor ki, ne kimsenin ahı kimsede kalıyor, ne de kimse hak etmediği yerde durabiliyor!..
Baksanıza; bu "ders" verici manzaraların ortasında, kimileri polis araçlarında boynu bükük gözaltına gidiyor, kimileri de "çöl" ortasında parlayan bir ışık gibi topluma yol gösteriyor...
Velhasıl, "darbe" direnişinin ardından cemaate "hizmet" zanlılarıyla, uzaklardaki darbeye direnişin figürleri kendi yaşamlarının ortasında ya çöküyorlar ya da ayağa kalkıyorlar!..
İşte Türkiye ve Sudan'dan yansıyan "iki fotoğraf", tüm bu çelişkileri anlatması bakımından, hafızalara kazınmaktan da öteye gidiyor...
ÖSYM'DEN SIZAN HAZİN MANZARA!..
Yazının başlığında "Sudan, Türkiye ve darbe"ye dikkat çekilmesinin çok anlamlı işaretlerini gösteren o iki fotoğraf günlerdir medyada arz-ı endam ediyor...
Gençlerin kaderleri ile oynayanların fotoğraflarıyla toplumların kaderlerinin üzerine giden gençlerin görüntüleri yaşamın içerisinde derin bir çelişkiyi gösterse de, yenilgi ve zaferin en net gerçeğini tasvir etmekten geri durmuyor...
İşte Sudan, işte Türkiye... Konunun "darbe" kısmı aslında bu iki coğrafyayı da oldum olası çok ilgilendiriyor... Çünkü bu iki coğrafya da darbelerden kurtulamadı...
Gericiliğin ve dahası siyasal İslam'ın her zaman toplumu kuşatmaya çalıştığı bu coğrafyalarda, ülkelerin geleceği olan gençleri hezimete uğratanlarla vatanlarının özgürlüğü için direnen gençlerin arasındaki çelişki insanlığa "fotoğraflar" üzerinden ilginç manzaralar sunmaya devam ediyor...
Türkiye'den başlayalım... 15 Temmuz 2016'da Fethullahçıların "darbe" girişiminin ardından deşifre olan sosyo- politik ilişkiler birçok devlette hem bürokratik örgütlenmeleri kıskandıracak boyutta, hem de ekonomik yapılarla birçok ülkenin devlet bütçesini geride bırakacak nitelikteydi...
Olayın ekonomik yönü bir tarafa; bürokrasi içerisinde oynanan oyunlarda, en çok da "sınav" sahtekarlığını konuştu bu ülke...
Yetim hakkı yiyenler, mazlumların ahını alanlar cezaevlerinde... Kaderleri ve gelecekleri ile oynananların acıları, ıstırapları ve günahları da işte bir cemaatin "sınav" oyunlarında figüran olanların üzerinde...
Askeriyeye, polise, devletin diğer birimlerine personel alımı sırasında, "sınav" sorularını cemaat müritlerine sızdıranlarla ilgili çok sayıda operasyon yapıldı, binlerce kişi cezaevinde, binlercesi de kamudan atıldı...
Ancak hiç bir operasyon eski ÖSYM başkanı Ali Demir'e yapılan kadar anlamlı değil... Çünkü gelecek nesillerin kaderlerinin çizildiği kurumun başındaydı ve orası şaibelerin merkezi haline getirilmişti...
Evet; çünkü sınavlarda, başarıyla başarısız arasındaki hak ve hukuku bulan kurumların başında ÖSYM vardı...
Ve ne yazık ki cemaatin etkin olduğu dönemlerde bu kurum üzerinden sınava giren milyonlarca insanın hakkı yenildi, "altın nesil" diye yutturulan molla- mürit kafalı çok sayıda FETÖ fedaisi de buralardan nemalanarak, yani önceden aldıkları soruları yanıtlayarak başarılıymış gibi devletin en kritik noktalarına sızdırıldı...
Birkaç gün önce gözaltına alınan eski ÖSYM başkanı Ali Demir'in hem iki polisin arasında, hem de bir polis aracında tüm acı serzenişi ile dışa vuran fotoğrafları toplumların ve gençlerin kaderleriyle oynayan bir yıkımın son çöküntüsü olarak ibret vericiydi...
ALAA SALAH'IN ÖZGÜRLÜK DANSI!..
Metropollerden çöllere uzanan çelişkilerin bir başka "portre"si de yine "darbe"lerle sarsılan, aynı zamanda bağnazlık, yoksulluk, açlık, sefalet, vurgun kıskacındaki Sudan'dan...
Yani, milyonların sokaklarda özgürlük naraları attığı sırada yansıdı medyaya oradaki muhteşem "fotoğraf..."
Bu ülkede yaşananlar sırasında, toplumun geleceği olan gençlerin önünü açan bir kadın, tüm dünya medyasının dikkatini çekti, milyonlarca kez paylaşıldı meydanlardaki coşkulu görüntüleri...
Sudan'da, ordunun yönetime el koymasının ardından muhaliflerin meydanlarda kutlamaları sürerken yıldızı parladı o genç kızın...
22 yaşındaki mimarlık öğrencisi Alaa Salah, okuduğu "devrim şiiri"yle gösterilerin sembolü oldu...
Salah, Sudan meydanlarında bir yandan adeta isyan şarkıları söylerken dans ediyor, diğer yandan da on binlerce insan ona alkışlarla eşlik ederken, bir özgürlük ateşi gibi parlıyordu...
Evet; bir yanda Türkiye gibi aydınanmanın gerisine atılmaya çalışılan bir ülkede, sözde "altın nesil" için cumhuriyet nesli "gençler"i feda edenlerin fotoğrafları…
Diğer yanda; sefalet ve gerciliğin esir aldığı Sudan gibi coğrafyada, bir "genç" kız üzerinden parlayan özgürlük ateşinin, bir Afrika ülkesinde gelecek nesiller için umut olmasının görüntüleri... Kim aslında çölde söyler misiniz?..
Mehmet Faraç / YENİÇAĞ
Mücadelenin, kavganın ve kaosun yaşandığı her alanda, kendini tüm çarpıcılığıyla dışa vurmaya devam ediyor çelişkiler...
Dünyanın hazin halleridir bazen yaşamın içerisinde debelenen çarpık ve mesaj veren manzaralar... "Ders" doludur kimi zaman işte o sarsıcı görüntüler!..
Uygarlık çatışmasında; metropoller ile çöller arasındaki çelişkide, güç zehirlenmesinin gaflet çukurunda bocalayanların sonu gelirken, ortaya çıkan manzaralar bazen kahramanlar yaratıyor, bazen de tüm ihanetleri deşifre ediyor...
İşte tam bu sırada; zaman sahradan denizlere, metropollerden köylere ve kırsaldan uygarlığın tam merkezine kadar karşımıza öylesine ilginç figürler çıkartıyor ki, ne kimsenin ahı kimsede kalıyor, ne de kimse hak etmediği yerde durabiliyor!..
Baksanıza; bu "ders" verici manzaraların ortasında, kimileri polis araçlarında boynu bükük gözaltına gidiyor, kimileri de "çöl" ortasında parlayan bir ışık gibi topluma yol gösteriyor...
Velhasıl, "darbe" direnişinin ardından cemaate "hizmet" zanlılarıyla, uzaklardaki darbeye direnişin figürleri kendi yaşamlarının ortasında ya çöküyorlar ya da ayağa kalkıyorlar!..
İşte Türkiye ve Sudan'dan yansıyan "iki fotoğraf", tüm bu çelişkileri anlatması bakımından, hafızalara kazınmaktan da öteye gidiyor...
ÖSYM'DEN SIZAN HAZİN MANZARA!..
Yazının başlığında "Sudan, Türkiye ve darbe"ye dikkat çekilmesinin çok anlamlı işaretlerini gösteren o iki fotoğraf günlerdir medyada arz-ı endam ediyor...
Gençlerin kaderleri ile oynayanların fotoğraflarıyla toplumların kaderlerinin üzerine giden gençlerin görüntüleri yaşamın içerisinde derin bir çelişkiyi gösterse de, yenilgi ve zaferin en net gerçeğini tasvir etmekten geri durmuyor...
İşte Sudan, işte Türkiye... Konunun "darbe" kısmı aslında bu iki coğrafyayı da oldum olası çok ilgilendiriyor... Çünkü bu iki coğrafya da darbelerden kurtulamadı...
Gericiliğin ve dahası siyasal İslam'ın her zaman toplumu kuşatmaya çalıştığı bu coğrafyalarda, ülkelerin geleceği olan gençleri hezimete uğratanlarla vatanlarının özgürlüğü için direnen gençlerin arasındaki çelişki insanlığa "fotoğraflar" üzerinden ilginç manzaralar sunmaya devam ediyor...
Türkiye'den başlayalım... 15 Temmuz 2016'da Fethullahçıların "darbe" girişiminin ardından deşifre olan sosyo- politik ilişkiler birçok devlette hem bürokratik örgütlenmeleri kıskandıracak boyutta, hem de ekonomik yapılarla birçok ülkenin devlet bütçesini geride bırakacak nitelikteydi...
Olayın ekonomik yönü bir tarafa; bürokrasi içerisinde oynanan oyunlarda, en çok da "sınav" sahtekarlığını konuştu bu ülke...
Yetim hakkı yiyenler, mazlumların ahını alanlar cezaevlerinde... Kaderleri ve gelecekleri ile oynananların acıları, ıstırapları ve günahları da işte bir cemaatin "sınav" oyunlarında figüran olanların üzerinde...
Askeriyeye, polise, devletin diğer birimlerine personel alımı sırasında, "sınav" sorularını cemaat müritlerine sızdıranlarla ilgili çok sayıda operasyon yapıldı, binlerce kişi cezaevinde, binlercesi de kamudan atıldı...
Ancak hiç bir operasyon eski ÖSYM başkanı Ali Demir'e yapılan kadar anlamlı değil... Çünkü gelecek nesillerin kaderlerinin çizildiği kurumun başındaydı ve orası şaibelerin merkezi haline getirilmişti...
Evet; çünkü sınavlarda, başarıyla başarısız arasındaki hak ve hukuku bulan kurumların başında ÖSYM vardı...
Ve ne yazık ki cemaatin etkin olduğu dönemlerde bu kurum üzerinden sınava giren milyonlarca insanın hakkı yenildi, "altın nesil" diye yutturulan molla- mürit kafalı çok sayıda FETÖ fedaisi de buralardan nemalanarak, yani önceden aldıkları soruları yanıtlayarak başarılıymış gibi devletin en kritik noktalarına sızdırıldı...
Birkaç gün önce gözaltına alınan eski ÖSYM başkanı Ali Demir'in hem iki polisin arasında, hem de bir polis aracında tüm acı serzenişi ile dışa vuran fotoğrafları toplumların ve gençlerin kaderleriyle oynayan bir yıkımın son çöküntüsü olarak ibret vericiydi...
ALAA SALAH'IN ÖZGÜRLÜK DANSI!..
Metropollerden çöllere uzanan çelişkilerin bir başka "portre"si de yine "darbe"lerle sarsılan, aynı zamanda bağnazlık, yoksulluk, açlık, sefalet, vurgun kıskacındaki Sudan'dan...
Yani, milyonların sokaklarda özgürlük naraları attığı sırada yansıdı medyaya oradaki muhteşem "fotoğraf..."
Bu ülkede yaşananlar sırasında, toplumun geleceği olan gençlerin önünü açan bir kadın, tüm dünya medyasının dikkatini çekti, milyonlarca kez paylaşıldı meydanlardaki coşkulu görüntüleri...
Sudan'da, ordunun yönetime el koymasının ardından muhaliflerin meydanlarda kutlamaları sürerken yıldızı parladı o genç kızın...
22 yaşındaki mimarlık öğrencisi Alaa Salah, okuduğu "devrim şiiri"yle gösterilerin sembolü oldu...
Salah, Sudan meydanlarında bir yandan adeta isyan şarkıları söylerken dans ediyor, diğer yandan da on binlerce insan ona alkışlarla eşlik ederken, bir özgürlük ateşi gibi parlıyordu...
Evet; bir yanda Türkiye gibi aydınanmanın gerisine atılmaya çalışılan bir ülkede, sözde "altın nesil" için cumhuriyet nesli "gençler"i feda edenlerin fotoğrafları…
Diğer yanda; sefalet ve gerciliğin esir aldığı Sudan gibi coğrafyada, bir "genç" kız üzerinden parlayan özgürlük ateşinin, bir Afrika ülkesinde gelecek nesiller için umut olmasının görüntüleri... Kim aslında çölde söyler misiniz?..
Mehmet Faraç / YENİÇAĞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder