Şiddetsiz Toplum Derneği’nden geldi haber...
2018 yılı Şiddetsiz Yaşam Ödülleri’ni açıklamışlar. İnsan Hakları, Çevre Hakları, Hayvan Hakları, Çocuk Hakları ve spor dallarında verilen ödüllerin anlamı büyük.
İnsan Hakları dalında bu yıl verilecek ödüller için, terör ve şiddet eylemleri ile katledilen 8 bilim insanı, siyasetçi ve yazar seçilmiş.
1 Şubat 1979’da silahlı şiddete uğrayarak yaşamını yitiren Milliyet gazetesi başyazarı Abdi İpekçi...
21 Ekim 1999’da aracının üzerine bırakılan bombalı paketin patlaması sonucu can veren bilim insanı, yazar, eski Kültür Bakanı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı...
31 Ocak 1990’da silahlı şiddet yüzünden aramızdan ayrılan bilim insanı, hukukçu ve yazar Prof. Dr. Muammer Aksoy...
6 Ekim 1990’da evine gönderilen bombalı paketin patlaması sonucu katledilen ilahiyatçı akademisyen, yazar ve tarihçi Doç. Dr. Bahriye Üçok...
18 Aralık 2002’de silahlı şiddete uğrayarak yaşamını yitiren bilim insanı, tarihçi, yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu...
11 Nisan 1980’de silahlı şiddet sonucunda yaşamı elinden alınan gazeteci, yazar Ümit Kaftancıoğlu...
28 Şubat 1996’da silahlı şiddet yüzünden bu dünyadan ayrılan İsveç Başbakanı Olof Palme...
27 Aralık 2007’de uğradığı silahlı saldırı yüzünden hayata veda eden Pakistan Başbakanı Benazir Butto...
Alçakça suikastlar nedeniyle nice öncü aydınlarımızı kaybettik! Her biri insanlık adına yeri doldurulmayacak bir kayıp olarak tarihe yazıldı; yüreğimizde açılan yaralar hiç kapanmadı.
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, üniversitede çok sevdiğim, saygı duyduğum bir hocamdı; Siyaset Bilimi derslerini ondan aldım. Bombayla bedenini yok ettiler ama düşünceleri hiç ölmedi.
Bir ödülden daha fazlası
Şiddetsiz Toplum Derneği’nin yöneticileri, beni de Hayvan Hakları dalında ödüle değer bulmuş. Ödül töreninin sonbaharda Ankara’da yapılacağını söylediler.
Şiddetsiz Toplum Derneği’nin yöneticileri, beni de Hayvan Hakları dalında ödüle değer bulmuş. Ödül töreninin sonbaharda Ankara’da yapılacağını söylediler.
Kışlalı Hocam ile aynı ödül nedeniyle adımın geçmesi, bende karışık duygular yarattı. Hem tarifsiz bir onur duydum hem de içim çok buruk...
Hocamın bize demokrasiyi anlattığı dersler sırasında da Türkiye’de demokrasi yoktu ama ülkenin bugünkü acınası halini görebilse neler derdi!
Akit adlı gazete müsveddesi, fotoğrafının üzerine çarpı atarak basmasa, hedef göstermese, Kışlalı Hocam yaşıyor olsa, gericileri nasıl da ifşa ederdi!
Dinci yobazlar tarafından katledilmese, Cumhuriyet’teki köşesinde nasıl da korkusuzca yazardı olanları!
Hayattaki en büyük direniş
Yaşam hakkı ve hayvan özgürlüğü mücadelesi içinde geçen onca yılın ardından bana da şiddetsizlik ödülünün verilmesi, benim için bir ödülün ötesinde anlam taşıyor. Çünkü hayatından şiddeti çıkarmayı hedeflemiş bir insanım.
Yaşam hakkı ve hayvan özgürlüğü mücadelesi içinde geçen onca yılın ardından bana da şiddetsizlik ödülünün verilmesi, benim için bir ödülün ötesinde anlam taşıyor. Çünkü hayatından şiddeti çıkarmayı hedeflemiş bir insanım.
“Yaşadığımız toplumda bu mümkün mü” diye soranları duyar gibiyim. Haksız değiller.
Çoğu insan hoyrat, çoğu ilişki çıkarcı ve yüzeysel.
Bunların içinden sıyrılıp yozlaşmamayı başarabilir mi insan? İçtenlik, adalet, sevgi ve saygı dolu kendine özel bir dünyası olabilir mi?
Adalet ve özgürlüğü insan, hayvan ve yeryüzü için talep eden biri, her yerinden şiddet fışkıran bir toplumda ayakta kalabilir mi?
Yoksa zorunlu olarak ortama uyum sağlayıp dönüşür mü?
Asıl mesele bu.
Hayattaki en büyük direniş bu.
Zülal Kalkandelen / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder