İzmir’de sonsuzluğa uğurladığımız, Türkiye’nin ilk kurumsal tarih çalışması olan “Tariş Tarihi” projesinin genç akademisyenlerinden, kooperatifçilik sevdalısı ve gönüllüsü kardeşimiz Dr. Oktay Gökdemir’in anısına…
Yıllardır tarımsal kooperatifçilik alanında ve özellikle de geçmişte Tariş’te verdiğimiz uğraşılarda, her daim kooperatifçilik örgütlenmesinin önemini ve erdemlerini geniş kitlelere anlatmaya çalıştık. Bu bağlamda, sonraki yıllarda, İzmir’de her yıl düzenlediğimiz “Kooperatifçilik Günleri” etkinliğiyle, bu çabaları kalıcılaştırmaya ve gelenekselleştirmeye uğraştık.
Neo-liberal rüzgârların estiği o dönemlerde, bu çabalarımızda doğrusu zorlanırdık. Konuya ilgili ve duyarlı olması gerektiğini düşündüğümüz birçok çevrenin, kooperatifçilik hareketini küçümsediğine tanık olur ve üzülürdük. Ancak son dönemlerde, ülkemizde kooperatifçiliğin adeta yeniden keşfedildiğini gözlemliyoruz. Bu duruma da oldukça seviniyoruz.
BİRLİKTELİĞİN VE DAYANIŞMANIN SİMGESİ
Dünyada ve Türkiye’de kooperatifçiliğin oldukça eski ve köklü bir geçmişi var. Özünde birlikteliği ve dayanışmayı simgeleyen kooperatifçilik, önce Batı’da tüketim kooperatifçiliği olarak başlamış ve giderek hayatın diğer alanlarına uzanmıştır. Ülkemizde kooperatifçilik girişimleri, ilk olarak tarımsal alanda, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Aydın yöresinde görülmüştür. O dönemde Milli Aydın Bankası’nın kurulması da bu çabaların bir ürünüdür. Kooperatifçilik, bir asır önce, Egeli üreticilerin emperyalist tahakküme karşı bir direniş hareketi olarak ortaya çıkmıştır.
Kooperatifçilik hareketleri, öncelikle Büyük ve Küçük Menderes havzalarındaki incir üreticileri ile Gediz havzasındaki üzüm üreticileri arasında başlamış ve giderek Ege’ye yayılmıştır. Ülkemizde modern anlamda ilk tarım satış kooperatifleri birliği olarak kabul edilen Aydın Zirai Satış Kooperatifleri Birliği, daha sonra farklı ürünleri de kapsayacak biçimde Tariş’e dönüşmüştür. Birçok bölgede farklı işlevler ve ürünler temel alınarak oluşturulan birliklerle, üretimden tüketime kadar uzanan büyük bir kooperatifçilik hareketi gerçekleştirilmiştir.
TOPLUMSAL KALKINMANIN KALDIRACI
Günümüzde ekonomi alanında yaşanan sorunların temelinde üretimsizlik, yani yeterli üretim elde edilememesi ve dolayısıyla toplumsal kalkınmanın sağlanamaması gerçeği vardır. Bu temel meselenin çözümü için hayatın hemen her alanında güçlü bir üretim seferberliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Dolayısıyla toplumsal kalkınmanın yolu üretim seferberliğinden geçmektedir.
Etkili ve sonuç alıcı bir üretim seferberliği için de ekonomide en geniş üretici kesimlerin örgütlülüğü ve üretim sürecine katılımı önem kazanmaktadır. Bunlar birbiri ile sıkı sıkıya bağlı sorunlar ve konulardır. Hem üretim ekonomisi ve hem de toplumsal kalkınma için kooperatifçiliğe ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda, kooperatifçilik, üretimin ve toplumsal kalkınmanın kaldıracı olabilir.
EKONOMİYİ DEMOKRATİKLEŞTİRMEK
Üretim sorunları kadar ekonomide bir başka temel mesele de paylaşım sorunudur. Ekonomik kazanımların adaletli ve hakça biçimde paylaşılması, günümüzün en başat ekonomik ve politik konusudur. Dolayısıyla üretimin artırılması kadar paylaşımın da hakça olması önem kazanmaktadır. İşte bütün bu sorunların çözümüne yönelik olarak, toplumsal muhalefetin yeni ekonomik ve sosyal politikalar oluşturması gerekiyor. Tabii aynı zamanda, hayatın somut pratiğinde, yeni düzenekler, aygıtlar ve örgütlenmeler geliştirmek görevi de öne çıkıyor.
Sermayenin, birikimin ve ulusal hâsılanın daha geniş kesimlere yaygınlaştırılmasını da hedefleyecek, bizim kısaca “ekonominin demokratikleştirilmesi” olarak tanımladığımız bütün çalışmalar için kooperatifçilik önemli bir seçenek olmaktadır. Kooperatifçiliğin günümüzde etkin ve yararlı olabileceği bir başka alan, “dayanışma ekonomisi”nin örgütlenmesidir. Yoksulluğun, ekonomik sorunların tırmanışa geçtiği günümüz koşullarında, dayanışmayı örgütlemek ve yaygınlaştırmak yaşamsaldır. Bunun için de kooperatifçilik önemli bir seçenektir.
BELEDİYELER YOL GÖSTERİCİ OLABİLİR
Başta büyük kentlerdeki sosyal demokrat belediyeler olmaak üzere, son dönemde birçok belediye kooperatifçiliği halkın örgütlenmesinde önemli bir araç olarak değerlendirmektedir. Özellikle ev kadınlarının üretime ve hayata katılımında kadın kooperatifleri önemli başarılar elde etmiştir. Yine başta İzmir ve Ege’deki belediyeler olmak üzere, yerel yönetimlerin katkıları ile tarımda ve kırsal kesimin yerel kalkınmasında, örnek kooperatif örgütlenmeleri yaratılmıştır. Şimdi önemli olan, bu yerel örnekleri ve başarılı modelleri, hem farklı alanlarda da uygulayabilmek ve hem de ulusal düzeye taşıyabilmektir. Belediyeler bu konularda yol gösterici ve yardımcı olabilir.
İçinde bulunduğumuz günler, 17 Şubat 1923 tarihinde başlayıp 4 Mart 1923 tarihinde tamamlanan İzmir İktisat Kongresi’nin (İİK) 98’inci yıldönümüdür. İİK’yi anarken, dünyada ve ülkemizde yaşanan gelişmelerin ışığında, yeni bir iktisadi ve siyasi modele ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu politikaların oluşturulup hayata geçirilmesinde, kooperatifçilik önemli bir işlev görebilir.
Mehmet Şakir ÖRS / Cumhuriyet (Olaylar ve Görüşler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder