Ankara Tabip Odası, SES ve Dev-Sağlık-İş Şehir Hastanelerinin zararlarına ilişkin bir broşür hazırladı. Buna göre Ankara’da açılması planlanan Etlik Şehir Hastanesi için 6 hastane ve 17 semt polikliniği kapatılacak. Böylece kentteki iki Şehir Hastanesi için toplam 13 hastane, 5 bin 645 yatak, 816 yoğun bakım yatağı kapatılmış olacak.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Ankara Tabip Odası ve Dev-Sağlık-İş, “Şehir Hastaneleri Gerçeği; Sağlık Hakkı Ablukası” başlığıyla bir çalışma hazırladı.
Çalışmada, şehir hastanelerinin neden olduğu zararlar anlatıldı. Buna göre, şehir hastaneleri sağlık çalışanları için, iş yükünün artmasına, esnek ve belirsiz görev tanımlarına, güvencesizliğe, idari mobbinge, ulaşım sorunlarına ve ödeme sorunlarına, yurttaşlar için ise artan vergilere, ek katkı paylarına, sağlık hizmetlerinin piyasalaşmasına, şehir merkezinde ulaşımı kolay hastanelerin kapanmasına ve kamu kaynaklarının israfına neden oldu.
Aşı bedelleri ve şehir hastanelerine giden kira parası artık tabloda gösterilmiyor.
Sağlık Bakanlığı bütçe giderleri tablosunda ilaç şirketlerine ödenen aşı bedelleri ile müteahhitlik şirketlerine ödenen şehir hastanelerinin kira ve hizmet bedelleri artık gösterilmiyor.
Hekimler Ergün Demir ve Güray Kılıç “5 Nisan tarihinde yayımlanan mart dönemine ait mali tabloda bütçe gider türü ayrıntıları ve hangi kaleme ne kadar harcama yapıldığı bilgisi ortadan kaldırılmıştır. Tabloda kaldırılan bütçe gider türünde iki önemli kalem dikkat çekmektedir: Sağlık Bakanlığı tarafından 2020 yılında aşı/ilaç şirketlerine aşılama hizmetleri için öden miktar ile müteahhitlik şirketlerine şehir hastaneleri kira ve hizmet bedelleri için ödenen miktar” dediler.
2020 Aralık ayı tablosunda aşılama hizmetleri için 1.816.112.284,63 TL harcandığı görülüyor.
Şehir hastanelerinde kiracı olan Sağlık Bakanlığı, müteahhitlik şirketlerine 2018’de 2,2 milyar TL, 2019’da 5 milyar TL, 2020’de 8.7 milyar TL kira ve hizmet bedelleri olarak ödedi. 2021 için de kira ve hizmet bedellerinin karşılığı olarak bakanlık bütçesinde 16.4 milyar TL ödenek ayrıldı.
ŞEFFAF OLMALI
Dr. Demir ve Dr. Kılıç, özetle şöyle devam etti: “Önce kargo uçaklarıyla aşı gelişleri canlı yayımlandı, daha sonra ise gelen aşı miktarının açıklanmayacağı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından ilan edildi, şimdi ise bakanlık bütçe tablolarında aşıya ödenen miktar kaldırıldı. Gelen aşı miktarı ve ödenen ücret ile yine şehir hastanelerinin kira ve hizmet bedelleri için 25 yıl boyunca enflasyon ve döviz kuruna bağlı olarak müteahhitlik şirketlerine ödenecek miktar artık kamuoyu tarafından bilinmeyecek. Salgında aşı politikası açık ve şeffaf olarak yürütülmelidir. Aşı bedelini siyasiler cebinden ödememektedir. Ücretler vatandaşlardan alınan vergilerden oluşan genel bütçeden karşılanmaktadır. Onun içindir ki her bir doz aşının maliyeti topluma açıklanmalıdır. Vatandaşlar can derdine düşmüş iken AKP iktidarı salgını ranta dönüştürme çabasında. Sayın Koca vatandaştan neyi saklamaya çalışıyorsunuz?”
(Sibel Bahçetepe-CUMHURİYET)
***
Genel Sağlık-İş: Şehir hastaneleri üzerinden yandaş şirketlere ödenen milyar dolarlar gizleniyor.(CUMHURİYET)
Sağlık Bakanlığının 2021 yılı mali tablolarında kira ve hizmet bedellerine yer verilmemesine ilişkin Genel Sağlık-İş Sendikası "Şehir Hastaneleri Üzerinden Yandaş Şirketlere Ödenen Milyar Dolarlar Gizleniyor" başlıklı bir açıklama yaptı.
AKP'nin sağlıktaki "çılgın" projesi şehir hastanelerinin kira ve hizmet bedellerine Sağlık Bakanlığının 2021 yılı mali tablolarında yer verilmiyor.
Genel Sağlık-İş Sendikası, yıllık ödemeleri milyar dolar bulan şehir hastaneleri üzerinden yapılan harcamaların gizli tutulmasına ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Genel Sağlık-İş olarak Sağlık Bakanlığının bütçe harcamaları konusunda şeffaf olmasını ve hesap vermesini talep ediyoruz" denildi.
Genel Sağlık-İş Sendikası Başkanı Zekiye Bacaksız imzalı açıklamada şöyle denildi:
SANSÜRLEME ÇABASI MI: "16.10.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kanun değişikliği ile kamu idarelerinde program bütçe sistemine geçilmiştir. 5018 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikten önce kamu harcamaları fonksiyonel sınıflandırma düzeyinde sınıflandırılıyordu. Bu çerçeve Sağlık Bakanlığı strateji Geliştirme Başkanlığı internet sitesinde yayınlanan Bütçe Giderlerinin Fonksiyonel Sınıflandırılması Tablolarında, aylık olarak “yap kirala devret” modeli ile yaptırılan şehir hastanelerinin kira ve hizmet bedelleri için ödenen tutar izlenebiliyordu.
Getirilen düzenlemeyle birlikte Bütçe Giderlerinin Fonksiyonel Sınıflandırılması tablolarında “yap kirala devret” modeli ile yaptırılan şehir hastanelerinin kira ve hizmet bedelleri için ödenen tutarlar artık yer almamaktadır. Bütçe Giderlerinin Fonksiyonel Sınıflandırılması tablosunda Yap Kirala Devret Modeli ile Yapılan Hastanelere Yönelik Faaliyetler, Genel Hastane Hizmetleri fonksiyonel kodu içerisinde yer almakta, detaylara yer verilmemektedir. Öte yandan Sağlık Bakanlığı 2020 yılı dönem sonu mali tablolarında da Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) yöntemiyle yapılan şehir hastanelerine ödenen milyarlarca liralık kira bedellerine yer verilmedi.
Sağlık Bakanlığı 2021 yılı mali tablolarında şehir hastanelerinin kira ve hizmet bedelleri için ödenen tutarlara artık yer verilmemesi yıllık ödemeleri milyar doları bulan şehir hastanelerinin kira ve hizmet bedelleri için ödenen tutarları sansürleme çabası mıdır? Genel Sağlık-İş olarak Sağlık Bakanlığının bütçe harcamaları konusunda şeffaf olmasını ve hesap vermesini talep ediyoruz.
16.3 MİLYAR ÖDEYECEK: 2020 yılında şehir hastaneleri kira ve hizmet bedeli için 8,7 milyar TL ödenirken, 2021 yılı bütçesinde şehir hastaneleri için 16 milyar 392 milyon TL ödenek ayrılmıştır. Bu tutarın 6 milyar 415 milyon TL’sini hastanelerin hizmet alımı yoluyla sunduğu hizmetler karşılığı oluşturmaktadır. Sağlık Bakanlığı, 2021 yılında şehir hastanelerinin kira bedelleri için 9 milyar 977 milyon TL ödeyecektir. Şehir hastanelerinin açılmasıyla birlikte kamuya ait onlarca hastane kapatılmasaydı devletin bütçesinden milyarlar şirketlere aktarılmayacak, bu kaynak devletin kasasında kalacaktı.
SÖZÜNÜZÜN GEREĞİNİ YAPIN, YANLIŞTAN GERİ DÖNÜN: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Mart’ta ekonomi reform paketinin detaylarını açıkladığı Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı'nda, “Ağırlıklı olarak kendi paramızla borçlanacak, Türk Lirası cinsi senetleri kullanacağız" açıklamasında bulunmuştur. Siyasi iktidara bu açıklama çerçevesinde, başta şehir hastaneleri olmak üzere kamu özel işbirliği (KÖİ) adı altında yap-işlet-devlet usulüyle yapılan projelerinde döviz ile kira ve garanti bedellerinin hemen hepsinin dolara endeksli olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Yapılması gereken, zaman kaybetmeksizin bu yanlıştan geri dönülmesidir. Döviz üzerinden borçlanmanın kamu zararı olduğu çok açıktır. KÖİ projeleri ile halkın parası, ülkemizin gelecek 25 yılı ipotek altına alınmaktadır. Bir yandan vatandaşlardan ellerinde tuttukları altın ve dövizleri finans kuruluşlarına götürerek ekonomiye kazandırması çağrısı yapılırken, döviz üzerinden yandaş şirketlere kira ödenmesi akıllara durgunluk vermektedir.
ŞEHİR HASTANELERİ KAMULAŞTIRILMALI: Şehir hastanelerinin sözleşmelerinin bilgileri, “ticari sır” gerekçesiyle açıklanmamaktadır. Bütçeden yandaş müteahhitlere aktarılan milyarlarca dolarlar buzdağının sadece görünen kısmıdır. Şehir hastanelerinin sözleşmeleri ivedilikle feshedilmeli, Sayıştay tarafından tespit edilen kamu zararları tahsil edilmeli ve şehir hastaneleri kamulaştırılmalıdır.
MİLLETİN CEBİNDEN YANDAŞLARIN CEBİ DOLDURULUYOR: Devlet bütçesini büyük zararlara uğratan Kamu Özel İşbirliği yöntemini uygulamaktan vazgeçen siyasi iktidar, şehir hastanelerinin genel bütçeden yapılacağını açıklamıştı. Ancak burada da ihale kanununun deprem, afet gibi önceden öngörülemeyen olağanüstü durumlar için öngördüğü, “21b-Pazarlık” maddesini kullanan iktidar, istediği ihaleyi istediğine vermektedir. Samsun, Antalya, Aydın, Trabzon, Ordu ve Şanlıurfa şehir hastaneleri ihaleleri pazarlık (21/b) usulü ile yapılmış, yine bilindik şirketler kapalı kapılar ardında ihaleleri almıştır. Şehir Hastaneleri ihalelerinin pazarlık (21/b) usulünün kapalı oluşu, açık ihaleye göre kamu kaynaklarının daha çok tüketilmesi dolayısıyla artan kamu zararı demektir. Rekabete kapalı olduğu gibi gizli kapaklı yapılan pazarlık (21/b) usulü ile yapılan ihaleler ile yine yandaş şirketlerin cebi doldurulmakta yine milyarlar milletin cebinden çıkmaktadır." (CUMHURİYET)
"Şehir hastaneleri Cumhuriyet tarihinin en büyük kara deliği" (CUMHURİYET)
Şehir hastaneleri için "Cumhuriyet tarihinin en büyük kara deliği" nitelendirmesinde bulunan CHP Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin, "18 şehir hastanesinin bir an önce kamulaştırılarak devlet hastanesi statüsünde çalıştırılması" talebinde bulundu.
İTHAL SÖMÜRÜ SİSTEMİ: Şehir hastaneleriyle sağlığın ticari bir alana çevrildiğine işaret eden Şahin, kamunun hizmet vermesi gereken sağlıkta, şirketlerin hizmetlerinin her geçen gün arttığını, yerli ve milli bir sistem yerine ithal bir sömürü sisteminin hayata geçirildiğini söyledi.11 şehir hastanesinin genel bütçeden yapılacağını, 13'ü hizmete geçen 18 şehir hastanesinin ise Yap-İşlet-Devret modeliyle işletileceğini ifade eden Şahin, parti olarak, şirketlerce işletilen şehir hastanelerin kamulaştırılmasını istediklerini dile getirdi.
52 HASTANE YAPILABİLİRDİ : Sağlık Bakanlığı verilerine göre, hizmette olan 13 şehir hastanesi için Ekim 2017- Ekim 2020 döneminde 15 milyar 587 milyon lira ödendiğini aktaran Şahin, "Bunun yerine, 500 yataklı 52 tane devlet hastanesi yapılabilirdi. Böylece 25 bin 978 yatağımız olacaktı. Şu anda Kovid-19 salgınıyla çok daha etkili mücadele etmiş olacaktık." değerlendirmesinde bulundu.CHP'li Şahin, şehir hastaneleri için "Cumhuriyet tarihinin en büyük kara deliği" nitelendirmesinde bulunarak, "Çocuklarımızın üzerine çok büyük yük bindirmektedir. Bu kambur en az 25 yıl daha bu milletin sırtındadır. 18 şehir hastanesinin bir an önce kamulaştırılarak devlet hastanesi statüsünde çalıştırılması uygun olacaktır." görüşünü savundu.
Türkiye'ye ilişkin dünkü Covid-19 salgın verilerine işaret eden Şahin, Covid-19 için kullanılabilecek kamu ve özel hastanelerde toplam 28 bin 353 erişkin yoğun bakım yatağı bulunduğunu, dün itibarıyla bunların yüzde 73,7'sinin dolu olduğunun bildirildiğini anlattı.
Yurttaşların yoğun bakım yatağı bulamadığını anlatan Fikret Şahin, "Sayın Bakan'ın dün akşamki açıklamasına göre, 20 bin 896 yoğun bakım yatağı dolu demektir. Kovid-19 nedeniyle kamunun sahip olduğu tüm yoğun bakım yataklarının hepsi, özel hastanelerin de bir kısmı doludur." diye konuştu.
(CUMHURİYET)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder