17 Haziran 2021 Perşembe

O tweet’leri neden şimdi attı? - Barış Pehlivan / Cumhuriyet

Biliniyordu: Saadet Partisi’nde Genel Başkan Temel Karamollaoğlu ile Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk arasında gerilim vardı. 

Biliniyordu: İki isim dünürdü ama her şey güllük gülistan değildi. 

Biliniyordu: Karamollaoğlu’nun gönlü Millet, Asiltürk’ün gönlü Cumhur İttifakı’ndan yanaydı. 

Tüm bunlara rağmen, Asiltürk’ün tweet’le kongre kazanını ateşe vermesi bekleniyor muydu? Karamollaoğlu cephesi aslında ne düşünüyor? Saadet Partisi koridorlarında neler konuşuluyor? 

Tüm bu sorulara yanıt aradım. 

Öncelikle, parti genel merkezindeki büyük çoğunluğun açıklamayı ilk Twitter’dan gördüğünü vurgulayayım. “Böyle bir çıkışın belirtisi yoktu ve şaşırdık” sözünü duydum. 

Normal takvime bakarsak, Saadet Partisi’nin olağan kongresi Kasım 2022’de. Asiltürk ise “Önümüzde kongre var” diyordu.“Benim gözetimimde, geniş istişarelerle bir liste hazırlanacak ve kongre başkanlığına sunulacak” diye devam ediyordu. Evet, Saadet’te olağanüstü kongre beklentisi vardı ama Asiltürk’ün mesajlarına kadar partinin herhangi bir yetkili kurulunda konuşulmadığını öğrendim. 

Peki, neden şimdi? 

Temel Karamollaoğlu dün “parti meselelerimizi kamuoyunda tartışmam” dedi. Perde arkasında ise o cephenin tezi şu: 

“Bu ay partinin Genel İdare Kurulu toplantısı toplu halde yapılmadı. Karamollaoğlu herkesi genel merkezde tek tek dinliyor şu sıralar. Bu rahatsızlık oluşturdu Asiltürk cephesinde. Genel Başkan’a bağlılığın da göstergesiydi bu onlara göre. İşte bu desteği ve o özel görüşmelerin içeriğini baltalamak için zamanlamanın özellikle seçildiğini düşünüyoruz.” 

Asiltürk, yeteri kadar oy alınmamasından da dertliydi. Saadet Partisi’ne oy vermediğini iddia ettiği inançlı gençlerin “O partinin de bizim inançlarımızı savunduğunu duymadık. O parti de diğer partiler gibi sadece iktidarı tenkit ediyor” dediğini söylüyordu. 

Karamollaoğlu’nun yakın çevresi ise bu eleştiriye şu yanıtı veriyordu: 

“AKP’nin gençlik kuruluşları ile Anadolu Gençlik Derneği’ni (AGD) yan yana getirmeye çalışılan bir süreç vardı. Bu süreçte AGD, TÜGVA’nın kuruluşunda kendi mensuplarının görev almasına göz yumdu ve engelleyemedi. Gençlik anketinden bahsediliyor ya... Tamamen düzmece bir anketi, Oğuzhan Bey’e güya ‘bu haldeyiz’ diye sunmuşlar.” 

Son bir not... 

Partinin yayın organlarından Milli Gazete Asiltürk’e, TV5 ise Karamollaoğlu’na yakın diye biliniyor. Bu satırların yazıldığı ana kadar, Asiltürk’ün kazan kaldırmasını iki mecranın da görmezden geldiğini not edeyim. 

SBK: Herkes öğrenecek

Önce Fatih Altaylı yazdı. 

Veyis Ateş’in Sezgin Baran Korkmaz’dan 10 milyon Avro istediğini duyurdu. 

SBK’nin “ablası gibi sevdiği bir gazeteciye” bu talebin kaydını dinlettiğini de ifşa etti. 

Sonra “abla” Sevilay Yılman dinlediği o kaydın bir bölümünü köşesine taşıdı. 

Veyis Ateş, “Seninle uğraşan bir klik ve lobi var ama bu arkadaşlarla işi tersine çevirmek mümkün” diyordu. “Samimiyetini göstermeni bekliyorlar” diyordu. “Talep ettikleri meblağı yollayacaksın” diyordu. 

Herkesin merak ettiği soru için Sezgin Baran Korkmaz’ı aradım. Açmadı. Sorumu mesaj olarak attım: “Veyis Ateş sizden almak istediği parayı kime vereceğini vaat etti? 

Kim o ‘arkadaşlar’ dediği ve sizin için görüştüğü kişiler?” 

Aradan bir süre geçtikten sonra telefonum çaldı. Arayan Sezgin Baran Korkmaz’dı. 

Öfkeli bir şekilde konuşuyordu. Hakkındaki suçlamaların doğru olmadığını iddia ediyordu. “Her şeyi açıklayın o zaman, yazayım” dediğimde ise “hayır” diyordu. Halbuki, yanıt bekleyen çok soru vardı. Veyis Ateş’in kimlerle kendisi için lobi yaptığını ve 10 milyon Avro’yu kimlere vereceğini sordum tekrar. Israr edince şöyle dedi SBK: 

“Bu soruya cevap vermek istemiyorum. Bu konunun muhatabı Veyis Ateş’tir. Avukatlarım savcılığa suç duyurusunda bulundukları zaman, Türkiye’de herkes öğrenecek.” 

Sıra dışı günlerden geçiyoruz. Uykusu kaçan siyasetçiler, bürokratlar ve elbette medya mensupları var. Yıllardır kokladığımız lağım çukurunu görmeye başladık. 

Gülen ne kadar kazanıyor?

Süleyman Soylu’ya çok yakın bir Emniyet müdürüydü. Koruma Daire Başkanıydı. Adı Silivri Emniyet Müdürü’nün intiharıyla gündeme geldi. Şimdi de Türkiye İş Bankası’nda görev yapmasıyla konuşuluyor... 

Ekrem Gülen’i kastediyorum.  Sedat Peker’in kendisiyle ilgili iddialarından sonra CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel bir çağrıda bulundu: 

“İş Bankası’ndaki görevinden derhal alınmalıdır. Nasıl göreve başladığı açıklanmalıdır.”

Şimdi... 

Gülen’in İş Bankası’nda görev almasının perde arkasını araştırırken çok ilginç bir nokta gözüme çarptı. 

O da şu: Sabah gazetesinin Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek’in herkesin bildiği sırları vardı. Onlardan biri de “Son TV” adlı sitesiydi. Gazetesinde basılmayan bazı operasyonel metinleri orada yayımlıyordu. İşte o sitede 28 Şubat 2019’da “İçişleri Bakanlığı’nda ses getiren istifa” başlıklı bir haber yayımlandı. 

Bakın ne yazıyordu o haberde: 

“Ekrem Gülen’in 35-40 bin lira maaş ve ek ödenek ile Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin koruma ekibinin başına geçeceği ileri sürüldü.” 

Nedendir, bilinmez ama bu haber birdenbire silindi. 

Bir süre sonra başka bir içerik yayına sokuldu. Gelin görün ki bir önceki haberin aksine, orada Gülen’in alacağı paralar yoktu. Yakın arkadaşlarına attığı şu mesaj vardı: 

“Nisan ayının 20’si itibarı ile Türkiye İş Bankası’na güvenlik müşaviri olarak göreve başlayacağım. Hakkınızı helal edin. Benim hakkım sizlere helal olsun. Orada teşkilatımız adına başarılı olmam için benden desteğinizi eksik etmeyin.” 

Sahi, Soylu’nun en yakınındaki isme “para” üzerinden şüpheler yükleyen haberi kim, neden sildi? 

Barış Pehlivan / Cumhuriyet 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder