27 Temmuz 2021 Salı

Ankara'da asbest alarmı | ASUD Başkanı Ensari: Denetim yok, raporlar sahte - Ramis SAĞLAM / Evrensel

 ASUD Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari: Görevini kötüye kullanan bazı uzmanlar sahte asbest raporu vererek belediyeleri yanıltmaktadır.

Kentsel dönüşümde, asbestli su borularının sökümü sırasında uyulması gereken yasal zorunluluklara uyulmaması çevresel zararlara neden olurken İstanbul ve İzmir’den sonra Ankara’da da asbest tehlikesi alarm veriyor. Asbest Söküm Uzmanları Derneği Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari ile Ankara asbest haritasını ve tehlikeleri konuştuk.

Yıkılacak binaların ‘Yıkım Ruhsatı’nın, binanın sınırları içinde bulunduğu belediye tarafından verildiğini söyleyen ASUD Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından Ankara’daki belediyelere gönderilen 2 Temmuz 2018 tarihli yazıda; ‘Yapı Yıkımlarındaki Tehlikeli Madde/Atık-Asbest’ konusunda bilgilendirme yapılmış. İnsan sağlığını tehlikeye düşürecek etkiler konusunda uyarılar yapılmıştı” dedi.

DENETİM KAĞIT ÜZERİNDE

ASUD’a gelen şikayetler, sahadan topladıkları bilgiler ve araştırmalar doğrultusunda Ankara için asbest haritası çıkardıklarını ifade eden Ensari, kâğıt üzerinde asbest kontrolü yapıldığını ancak yıkılacak binalardan asbest raporu istenmediğini söyledi.

Bakanlığın denetimleri belediyelere bıraktığını hatırlatan Ensari, yalnız Ankara’da değil tüm Türkiye ve hatta dünyada içme suyu borularının önemli bir kısmının asbestli eski borulardan oluştuğunu iddia etti. Polatlı, Beypazarı gibi ilçelerin içme suyu borularının değiştirilmesi için bütçe ayrılması önergesine Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinde AKP ve MHP’li üyelerin karşı çıktığını söyleyen Ensari, “Asbest farkındalığının sıfır olduğunu, konunun siyasi çekişmeler arasında kaybolduğunu görüyoruz. ASUD olarak o dönemde Mansur Yavaş’a destek olacağımızı ve örnek bir çalışmada gönüllü olacağımızı bildirdik. Olumlu cevap alamadığımız gibi bir de o çalışmalar sırasında asbest önlemi alınmadı, çalışanlar asbeste maruz kaldı. Ayrıca asbestli borular normal atıkmış gibi gelişi güzel etrafa bırakılmıştı. Bertaraf tesislerine gönderildiği bile şüpheli” dedi.



ASKİ ASBEST KONUSUNDA SINIFTA KALDI

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya ve Yenimahalle belediyelerine gerekli ziyaret ve uyarılarda bulunduklarını ancak bir dönüş alamadıklarını belirten Ensari, ASKİ’nin de asbest konusunda sınıfta kaldığını söyledi. Ensari, “Görevini kötüye kullanan bazı uzmanlar sahte asbest raporu vererek belediyeleri yanıltmaktadır. Birçok belediye ise yıkımlarda asbest tehlikesini göz ardı ederek halkına ölümü solutmaktadır” diye konuştu.

Ensari son olarak müteahhitlerin veya yıkım firmalarının “asbest yoktur” belgesi düzenleyen uzmanlara iş verdiklerini, dolayısıyla etik çalışan uzmanların iş bulamadıklarını da ekledi.

DİĞER İLLER İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

Bugüne kadar İstanbul, Kocaeli ve Ankara için haritalar oluşturduklarını söyleyen Ensari, diğer illere yönelik çalışmaların da sürdüğünü ifade ederek “Rapordan memnun olmayan belediyeler itirazlarını yazılı olarak göndermeleri halinde, haritalarımızı periyodik olarak güncelleyeceğiz” dedi.

Belediyelerin gönderecekleri belgelerde, kaç binaya yıkım ruhsatı verildiği, asbest envanter raporunun hangi tarihten beri istendiği, kaç binaya asbest envanter raporu alındığı, kaç binada asbest çıktığı ve hangi yapı malzemelerinde asbest bulunduğu, ilçe sınırları içerinde kaç ton asbestin bertaraf edildiği gibi bilgilerin yer alması gerektiğini söyleyen Ensari, asbest raporu istenen ilçelerde raporların büyük çoğunluğunun formalite olarak düzenlendiğini söyledi.

‘PROSEDÜRLER UYGULANSIN’

Asbeste maruz kalmanın hava yoluyla insanların sağlığını riske attığını ve kansere sebebiyet verebildiğini ifade eden Ensari, risklerin yıkım öncesi teknik incelemeler yapılarak ortaya çıkartılması gerektiğini söyledi. Yıkım sırasında mevzuattaki hukuki ve teknik kurallara uyulması gerektiğini ifade eden Ensari, “Yıkılacak binaların asbest ve benzeri malzemelerden temizlenmeden ana yıkıma geçilmesine kesinlikle izin verilmemelidir. Bu uyarı sadece derneğimizin değil ilgili mevzuatlarının yasal zorunluluğudur” dedi.

‘ASBEST GÖRMEZDEN GELİNEMEZ’

Ensari, “Bu durumdan belediyelerin ve müteahhitlerin memnun olduğunu, çevre ve halk sağlığına gereken önemin verilmediğini görmekteyiz. Asbest meselesinin teknik konudan çıkıp hukuki konulara dönüşecek olmasını üzülerek belirtmekteyiz. Asbest tehlikesini görmezden gelerek bu işten kurtulamazsınız” dedi.

                                                                           ***

Kentsel yıkımlardaki tehlike: Asbest (Ramis SAĞLAM / Evrensel) - 06 Mayıs 2021

Asbest Söküm Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, kentsel yıkımlarda ortaya çıkan gözümüzün göremeyeceği küçüklükte lifsi iğnemsi 1. derece kanserojen tozlarına karşı vatandaşları uyardı.


İstanbul’da daha önce camları patladığı için boşaltılan 5 katlı bina çöktü. Ankara'da da çökme riski bulunduğu gerekçesiyle kontrollü yıkılan 8 katlı Açelya Apartmanı'nın yıkımında ortaya çıkan görüntüler sonrası Asbest Söküm Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari ile yaşanan tehlikeyi konuştuk. Ensari, kentsel yıkımlarda ortaya çıkan asbest lifleri mikrometre ve hatta nanometreye kadar küçülebilen gözümüzün göremeyeceği küçüklükte lifsi iğnemsi 1. derece kanserojen tozlarına karşı vatandaşları uyardı.

Hafif ve lifsi yapısı nedeniyle havada askıda kalabilmekte ve rüzgarlanmayla birlikte çevreye ve kilometrelerce uzaklıktaki bölgelere çok kolay yayılabilme özelliği olduğunu söyleyen Ensari, “Asbestin 1200 °C üzerinde yakamadığımız sürece yok edilemez” dedi. Tozumaya başlayan asbestten tek korunma yolunun uzak durmak ve solumamak olduğunu ifade eden Ensari, “Asbestin ne aşısı mümkündür ne de bağışıklık hücrelerimiz asbesti yenebilmektedir. İyi huylu hastalıkları süründürerek kötü huylu hastalıkları acı çektirerek ölüme götürür” dedi.

“KİTLESEL ASBEST MARUZİYETİ ORTAYA ÇIKMAKTADIR”

Ensari, ayrıca kentsel dönüşümden veya deprem hasarlı yapılardan kaynaklı yıkımlarda Türkiye'nin asbestle tehlikesi her geçen gün daha da büyüdüğünü söyledi. Asbest maruziyetinin en aza indirmesi gerektiğinin altını çizen Ensari, “Başta yetkili bakanlıklar ve belediyeler vatandaşın asbest solumasını seyrediyorlar. Tüm iş birliği çağrımıza rağmen bugüne kadar sadece Mersin Yenişehir Belediyesi dışında olumlu cevap alamadık. Bakanlıklar Mevzuattan dolayı kendilerini sorumlu tutmuyorlar ve tüm hukuki sorumluluğu yıkım ruhsatı düzenleyen belediyelere veriyorlar” dedi.

Belediyelerin, bu tehlikenin farkında olmadığını ve yeterli bilgiye sahip olmadığını iddia eden Ensari, “Birçok yıkımların asbest envanter raporu yıkımı hurda karşılığı yapacak firmalardan istenmekle çok büyük hata yapılmaktadır. Asbest raporu sahte olan yapıların yıkımından kaynaklı ortama yayılan asbest tozlarının önlenmesi için gerekli ne ‘toz bastırma’ ne de ‘toz perdeleme’ sistemleri kullanılmamaktadır. Bu nedenle Asbest envanter raporları istenmeyen veya kağıt üzerinde yapılarak tehlike göz ardı edilmekte ve dünyada eşi benzeri görülmeyecek kitlesel asbest maruziyeti ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.

YIKIMDA ASBEST DIŞINDAKİ TEHLİKELİ PARTİKÜLLER

Bina yıkımlarında asbest tozlarının dışında cıva, kurşun, Pcb, Pbb, kadmiyum, Cr6, küf mantarı ve silika tozları gibi tehlikeli atık partiküllerinin ortama salındığına da dikkat çeken Ensari, vatandaşların kendilerini koruması için önerilerde bulundu. Ensari, öncelikle bölgeden uzaklaşılmasını, yıkım süresince başka semtlerde kalmayı önerirken, yıkımların yakınına gidip izlemenin tehlikeye direk maruz kalmak olduğunu söyledi.

Ensari, “Asbeste maruz kalmamak için mümkün mertebe evlerden dışarı çıkılmaması, pencere açılmaması gerekir. Tek kullanımlık FFP3 toz maskesi kullanalım. Kıyafetlerimizi binamıza girmeden çırpalım, eve girince banyoda çıkaralım, ters çevirelim ve bir poşete koyalım tozun ev ortamına yayılmasını önlemiş oluruz. Bundan sonra makinede yıkayalım. Yıkım süresince evimize girmiş olan tozları hepa filtreli elektrik süpürge ve ıslak bezle (bezi tekrar kullanmamak gerekir) temizleyebiliriz. Ayrıca yıkım ekiplerinde çalışan işçi, operatör, teknik eleman vb. çalışanların birer meslek hastası ve kanser adayı olduğunu göz ardı etmiyoruz” diye konuştu.

Ramis SAĞLAM / Evrensel

 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder