4 Temmuz 2021 Pazar

Berlin'de 'konutlar kamulaştırılsın' talebi yükseliyor - MEHMET KAYNAK / SOL

 Berlin'de konutların bir kaç özel şirketin elinde toplanırken halk gerçek üstü kiralar ödemek zorunda bırakılıyor. Doğrudan konut tekellerini hedef alan kamulaştırma talebiyse büyük yankı buluyor.

Berlin-Brandenburg İstatistik Dairesi’nin son verilerine göre Almanya’nın ve Avrupa’nın en yüksek nüfusuna sahip Berlin kentinin sakinlerinin sayısı 2020 yılı sonunda yaklaşık 3,6 milyon kişi olarak kaydedi. Avrupa’nın en ucuz şehirlerinden birisi olmasının yanı sıra, geniş ve esnek şehir içi ulaşım ağı, İngilizce’nin Almanca kadar yaygın konuşulan bir dil olması, meşhur eğlence hayatı ve kültür-sanat merkezi olması Berlin’i hem göçmenler hem de Alman vatandaşları açısından popüler kılıyor.

Ayrıca göç dalgası ile Avrupa’ya gelen mülteciler için, şehrin ırkçılık karşıtı bir profil oluşturması ve göçmenlerle dayanışma nedeniyle Berlin ilk tercihlerden birisi olarak öne çıkıyor. Fakat bu kadar revaçta olan başkentin konut kapasitesi bu talebi karşılamaya yetiyor mu? Türkiye’de özellikle genç nüfusun hayallerini süsleyen Berlin hakkında “gezi rehberi” başlığı altında onlarca yazı bulunabilirken, bu yazıda  diğerlerinden farklı olarak “Mietenwahnsinn” yani “kira çılgınlığı” geçmişiyle birlikte kısaca ele alınacak ve “Deutsche Wohnen & Co. Enteignen” adı ile başlatılan imza kampanyası değerlendirilecek.

Berlin’de yaşayan bir kimseyle kiralar hakkında yapacağınız bir sohbette şu minvalde cümleler duymanız pek şaşırtıcı olmayacaktır:

“Geçen gün gittiğim kira görüşmesinde benim dışımda 20 kiracı adayı daha vardı... Çok pahalı ama başka bir çarem yok, çünkü başka yer bulamıyorum... Bir oda buldum fakat Anmeldung (ikametgah kaydı) yapmıyorlar... Çok güzel bir ev buldum, fakat dolandırıcı çıktı...”

Ya da yeni eve çıkmak isteyen fakat ücreti çok yüksek bulan kiracılara şu önerilerin verildiği yazılarla karşılaşabilirsiniz:

“Kira ücreti çok yüksek olabilir, fakat yine de bu evi kaçırmayın, yine de taşının. Taşınmanın ardından hukuki yollara başvurarak kirayı düşürmeye çalışın. Uyarı: Taşınmadan önce ev sahibine hukuki yollara başvurmayı düşündüğünüzü sakın söylemeyin.”

Öğrenciler için de durum çok farklı değil. Berlin’de bulunan devlet yurtlarında oda kiralayabilmek için en erken iki-üç dönem sonrasını beklemek gerekiyor. Ya da ortalama olarak 12 metrekarelik bir yaşam alanı sunan ve devlet yurtlarının çok üstünde fiyatlar biçen özel yurtlara taşınmak bir seçenek olarak beliriyor. Peki Berlin’deki bu kira çılgınlığının sebepleri neler ve hükümet buna karşı nasıl önlemler almakta?

Son verilere göre yaklaşık 1,5 milyon kiracının ikamet ettiği Berlin diğer şehirlerin aksine konutların en yüksek oranda özel şirketlere ait olduğu şehir konumunda yer alıyor. Kiracıların ikamet ettiği konutların yaklaşık yüzde 40’ı özel kişilere ve birlikte maliklere aitken, kalan kısmın yaklaşık yüzde 30’u yani yaklaşık 450 bin konut profesyonelce yönetilen Deutsche Wohnen, Vonovia, ADO Properties, BGP Gruppe, Covivo SE, Akelius, TAG İmmobilien, Grand City Properties gibi özel kira şirketlerinin mülkiyetinde bulunuyor.

Bunun geçmişini ise doğal olarak Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nin çözülüşünden bağımsız olarak düşünmemek gerekiyor. Konut sorununun olmadığı bir düzenin ortadan kalkması ve kapitalizmin Berlin’e sirayet etmesi ile birlikte ortada çok büyük bir konut pazarı oluştu. Bu pazardan ilk olarak faydalananlar ise sistemin doğası gereği büyük şirketler yani bugünkü kira sorununun doğmasına neden olan büyük emlak spekülatörleri oldu. Hızla devam eden bu özelleştirme çılgınlığı döneminde yalnızca 2004 yılında 24 bin konut Vonovia’ya, 64 bin konut ise bugünkü adı Deutsche Wohnen olarak tanınan GSW’ye düşük fiyatlara satıldı. O dönemde metre kare başına bin 100 avroya satılan konutların, bugün metre kare fiyatı üç katından daha fazlasına 3 bin 800 avroya tekabül ediyor. Aşağıdaki tablo ise konut piyasasının nasıl özel sektörün eline bırakıldığının önemli bir göstergesi. Hızlı özelleştirme, sosyal konutların fahiş fiyatlara satışı ve belediyenin konut piyasasından elini çekmesi ve bunların sonucunda oluşan kira çılgınlığı:


Berlin Senatosu’nun sol partilerin merkezde bulunduğu koalisyonlarla kurulmuş olmasına karşın sosyal konutların kademeli olarak azaltılması söz konusu krizin temel nedenlerinden birisi olarak gözüküyor. Kira çılgınlığının neden olduğu kriz ile son yıllarda hızlandırılan kamu destekli konut sayısının artışı ise talebi karşılamakta yetersiz kalmakta.

Aşağıdaki tablodaysa kiracıların gelir durumu ve talep edilen kira ücretleri arasındaki uçurum görülmektedir. 2008 yılında birbiriyle eşdeğer gibi gözüken rakamlar arasında geçen süre zarfında büyük uçurumlar oluşmuş durumda. Gelir düzeyinin artış oranı ancak yüzde 120´lerde iken yeni eve çıkmak isteyen bir kişi için ortalama teklif edilen kira ücreti ise yüzde 200´lere yaklaşıyor.


Nitekim kira fiyatlarındaki bu tutarsızlık Berlin sakinleri ve çeşitli siyasi gruplar tarafından farklı hareketlerle ele alınmaya başlandı. Bunlardan en ciddisi ise Mietenvolksentscheid Berlin (Kira Referandumu Berlin) adıyla Mietenvolksentscheid e.V. tarafından yürütülen halk oylaması talepli hareketle kaydedildi. Mart 2015’de 40 bin imzaya ulaşan kampanya halk oylaması hedefine ulaşılamamış olsa da, bu kampanya sayesinde Berlin Konut Yeri Sağlanması Kanunu'yla (Berlin Wohnungsraumversorgungsgesetz) oldukça büyük kazanımlar elde edildi. Her ne kadar bu kanunla kira artışlarına ciddi sınırlamalar getirilmiş ve belediyeye ait konut sayısının artışı öngörülmüşse de Berlin’deki kira çılgınlığını çözmekte yetersiz kaldı.

Bu kanun dışındaysa iki farklı düzenlemeden daha söz etmek gerekiyor: Mietpreisbremse (Kira bedeli freni) ve Mietendeckel (Kira Limiti). Federal düzeyde kanunlaştırılan Mietpreisbremse'yle yeni belirlenecek kira ücretinin karşılaştırmalı olarak belirlenecek yerel kiranın yüzde 10’nundan veya kira endeksinden fazla olamayacağı hükme bağlanmıştı. Söz konusu kanun yalnızca 1 Haziran 2015 tarihinden itibaren imzalanan kira sözleşmeleri için geçerliliğe sahip. Mietpreisbremse Anayasa Mahkemesi denetiminden de kiracıların lehine bir sonuçla çıkmıştı ve şu anda Almanya’daki tüm kiracılar için uygulamada olan bir kanun olarak öne çıkıyor.

Yalnızca Berlin eyaletinde 2019 yılında uygulanmaya başlanan Mietendeckel ile kira ücretinin kanunla belirlenmiş ücreti aşamayacağı, kiraların önümüzdeki beş yıl boyunca sabit kalması ve belirli bir ücretten yukarıda verilen kiraların kiracıya geri ödenmesi gibi üç başlığı düzenlendi. Berlin’deki çarpıklaşmış kira sistemi nedeniyle yürürlüğe konulan bu kanunun ömrü ise pek uzun sürmedi. Almanya Anayasa Mahkemesi’nin 20 Nisan 2021 tarihinde vermiş olduğu karar uyarınca mülkiyet hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle bu kanun iptal edilmiş, dolayısıyla kiracılar tüm kazanımlarını geri vermek zorunda kalmıştı.

                    Ödenebilir kiraların olduğu bir şehir için herkes için. Şimdi imzalayın.


Hukuki düzenlemelerin yanısıra kamulaştırma talepli bir kampanya Berlin’de büyük bir yankı uyandırmakta: Deutsche Wohnen Co. Enteignen ya da Türkçe ifade etmek gerekirse Deutsche Wohnen vd. Kamulaştırma. Yaklaşık 110 bin konut ile en fazla konuta sahip özel emlak şirketi Deutsche Wohnen’i ilk sırasına alan kampanyanın dört temel talebi bulunuyor:

  1. Berlin’de 3.000’den fazla konuta sahip özel emlak şirketlerinin Alman Anayasası’nın 15. maddesi uyarınca kamulaştırılarak malvarlıklarının kamu mülkiyetine aktarılması. Kooperatifler buna dahil değildir.
  2. İlgili şirketlere ödenecek tazminat miktarı kamulaştırılan evlerin piyasa değerinin oldukça altında olmalıdır.
  3. Varlıkların yönetimi için kamu tüzel kişiliği oluşturulmalı, tüzükte kamu tüzel kişiliğinin özelleştirilemeyeceği belirtilmelidir.
  4. Kamu tüzel kişiliği kamu mülkiyetine aktarılan varlıkları demokratik bir katılım ile şehir, kiracılar, çalışanlar ve Senato tarafından yönetilmelidir.

Doğrudan bir siyasi parti çatısı altında örgütlenmeyen DW Enteignen faaliyetlerini çeşitli dernekler, örgütler ve bağımsız gönüllüler aracılığıyla yürütmekte. Kurulan bölge ekipleri (Kiezteams) önceden belirlenen ve sosyal medya üzerinden duyurulan noktalarda gönüllülerle imzaları toplanmış ve güncel gelişmelere uygun olarak etkinlikler, yürüyüşler, toplantılar organize edilmişti.

2018’de çizilen yol haritasına uygun olarak öncelikle Nisan-Haziran 2019 arasında halk oylamasına gidilmesi için 77.001 imzaya ulaşıldı. Ardından ikinci aşamaya geçilerek 26 Şubat 2021 ile başlayan ve 24 Haziran 2021’de sona erdirilen imza kampanyasında 343 bin imza toplandı. Gelinen son aşamada Berlin Senatosu imzaların geçerlilik denetlemesini gerçekleştirdi. Yapılan resmi açıklamaya göre 359 bin 63 geçerli imza ve yabancı ülke vatandaşlığı nedeniyle reddedilen 41 bin 557 imza toplandığı tespit edildi. Böylece önümüzdeki Eylül ayında kamulaştırma talepli halk oylamasına gidileceği kesinleşti. İmzaların geçerliliği ise öncelikle vatandaşlığa, ardından ikametgahın Berlin’de olup olmamasına bakılarak belirlendi.

Yani Berlin nüfusunun yüzde 25’ini oluşturan göçmenlerin bu oylamaya gidilmesi için verdiği imzaların geçersiz sayılmasının yanı sıra halk oylamasında da bir söz hakkı bulunmayacak.

Başlangıçta “Kamulaştırma” talepli bir kampanya Almanya sermayesi tarafından ve siyasilerce pek ciddiye alınmamış gibi dursa da Deutsche Wohnen şirketinin diğer bir özel emlak şirketi Vonovia’ya satışı hareketin ne kadar ciddi bir konuma eriştiğini gösteriyor. Yaklaşık 354 bin konuta sahip Almanya’nın en büyük emlak şirketi Vonovia söz konusu birleşmenin neticesinde yarım milyondan fazla konutun tek sahibi konumuna ulaşacak.
DW Enteignen hareketinin yaklaşan genel seçimlerde de ciddi bir rol oynayacağı aşikar. Siyasi partiler Berlin’de eylül ayında gerçekleşecek olacak seçimleri kampanya malzemesi haline getirmeye çok önceden başladı.

Sol Parti (Die Linke) ve Yeşiller (Die Grünen) harekete belirli şartlar altında destek verirken, Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hristiyan Demokrat Partisi (CDU), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Almanya İçin Alternatif (AfD) kamulaştırmanın karşısında bulunduğunu belirten partiler oldu. Die Linke ve Die Grünen DW Enteignen kampanyasını “Kamulaştırma (Enteignen)” yerine “Toplumsallaştırma (Vergesellschaftung)” başlığı altında destekleyeceğini açıkladı ve imza kampanyasına destek verdi. Her ne kadar Die Linke aktif olarak destekte bulunuyor olsa da, çoğu imzacı ve destekçi Die Linke’nin süreci bugüne getiren özelleştirmeler lehine siyaset gütmüş oldğunu hafızasından henüz silmiş değil.

Şu anda Berlin Belediye Başkanlığı’nı elinde bulunduran SPD'yse kamulaştırmayı reddediyor. Berlin Belediye Başkanı Michael Müller’in açıklamasına göre yükselen kira fiyatları ile mücadelede benimsenmesi gereken yöntem yılda 15 bin ila 20 bin yeni konutun inşa edilmesi ve Müller'e göre bu hedefe ancak özel şirketler aracılığıyla ulaşılabilir. Son olarak yapımı yıllar süren Berlin Brandenburg Havalimanı’nın inşası nedeniyle ciddi tepkiler alan SPD bu kampanyanın karşısına bu kez “devlet eli”ni karıştırmak yerine büyük kapitalist şirketlere sırtını dayamış durumda. Berlin Eyaleti'nde 2016 seçimlerinde yüzde 21,6'yla birinci sıradan çıkan SPD son anketlere göre en az yüzde 4 oy kaybederek Yeşiller ve Hristiyan Demokratların arkasına düşmüş gözüküyor.

(Kiracılara gerçekten yardım. Kamulaştırmaya hayır! CDU Berlin)












CDU'ysa bu kamulaştırmanın maliyetinin 36 milyar avro gibi bir borca neden olacağını belirterek kampanyayı reddediyor. CDU Berlin Eyalet Şefi Kai Wegner yeni bir bina kampanyası oluşturarak kiraların ödenebilir olduğu ve yeni konutların yapılması gerektiğini

savunuyor. Neticede halk oylamasına gidilip gidilemeyeceği ve olası bir kamulaştırmanın veya toplumsallaştırmanın anayasaya aykırılık teşkil edip etmeyeceği konusunda büyük tartışmalar devam ediyor. Fakat Berlin sakinleri çok temel bir hak için, barınma hakkı için, uzun süredir ciddi bir mücadele veriyor ve “evlerimizi geri istiyoruz” diyor. DW Enteignen ve Berlin halkı gösterdiği dirayet ile bu mücadeleden kolayca vazgeçmeyeceği çok açık.

Önemli linkler:

DWE Türkçe broşürü: https://www.dwenteignen.de/wp-content/uploads/2021/05/online_HFlyer_tuerk_210513.pdf
DWE'nin Twitter hesabı: https://twitter.com/dwenteignen

MEHMET KAYNAK / SOL

_______________________

Kaynaklar:

https://www.berliner-mieterverein.de/aktionen-und-buendnisse/warum-der-berliner-mieterverein-die-initiative-deutsche-wohnen-und-co-enteignen-unterstuetzt.htm
https://www.zeit.de/wirtschaft/2021-06/deutsche-wohnen-co-enteignen-immobilienkonzerne-vonovia-volksentscheid#und-was-ist-mit-dem-recht-auf-eigentum
https://www.tagesschau.de/inland/mietendeckel-113.html
https://interaktiv.tagesspiegel.de/lab/mieten-und-renditen/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder