Ağla sevgili yurdum,
Bütün tersanelerine girildi, bütün limanlarına el kondu.
Derelerin boğuldu.
Bütün madenlerine el kondu.
Bütün ormanlarına el kondu.
Doğmuş ve doğacak yavrularının geleceğine el kondu.
Genç kızlarının, genç erkeklerinin en haklı rüyalarına el kondu.
Kadınlarının, kadınlıklarını yaşamalarına el kondu.
Erkeklerin horon tepmelerine el kondu.
Bütün türkülerin kara bir çarşafla kapatıldı.
Bütün şarkılarının sesi kısıldı.
Bütün denizlerinin bereketine el kondu.
Bütün masallarına, söylencelerine el kondu.
Mangal sefalarına, kaldırılan kadehlerine el kondu.
Sürüsünü otlatan çobanın sürüsünü kurtlar kaptı.
Marangozların elleri köreldi.
Küçücük kızlarının ırzına geçildi.
Bebeler sessizce ölümü bekler oldular.
Baharda açan bademlere ölüm suyu yürüdü.
Çamlar boyunlarını büker oldular.
Zeytin ağaçları kesilirken incecik ağladılar.
Gök maviyi unuttu.
Ağla sevgili yurdum,
Ey vakitsiz ve haksız ölümlerin ülkesi.
En güzel hayallerine veda etmişsin,
Ağla sevgili yurdum, ağla
Sen ki, güzeller güzelisin
Aşksın, sevdasın, hayatsın
Mavinin en güzeli sensin
Yeşilin en kuzgunu sensin
Sen kırlangıçların yurdusun
Masum serçelerin
Mavi yunusların yurdusun
Bahar en çok sana yakışır
Kış seninle güzel
Sararmış yaprakların şiir yazdığı bir yurtsun sen
Ağla sevgili yurdum, ağla...
Şahin Akdemir, yangını söndürmeye çalışanlara can suyu götürürken öldü. Adı bir ormana verilsin!
Kusura bakmayın, içimden sadece bu sözler geldi. Ağlamak, bir yurt için ağlamak, işte bugünlerde yaptığım bu.
Not: Yangın, tıpkı deprem gibi yok edicidir. Ve bir ülkede 60 yerde alevler ormanları, hayvanları, börtü böceği öldürüyorsa bu ulusal bir afettir. Bu nedenle şimdilik kim yaptı, nasıl oldu gibi soruları bir yana bırakıp tüm ülke afet bölgesi ilan edilmelidir. Ayrıca yangınlar sadece o ülkede yaşamı söndürmez, gezegenimizi de usul usul öldürür. Bu nedenle komşularımız yardıma çağrılmalıdır. Ayrıca tüm sivil kurtarma ekipleri ve askerlerimiz yangın söndürme işine koşmalıdırlar. Ülke ölürken saç taranmaz. Milli yas ilan edilmelidir. Teknelerde erik dalıyla göbek atanlara izin verilmemelidir. Ölen hayvanların çığlıkları gökyüzünü doldururken, kumlara uzanmış ayak fotoğraflarının, deniz kıyısında ağzını burnunu büzerek çekilen fotoğrafların insanda yarattığı aşağılanma duygusu yıllarca tedavi edilemez. Ülke olarak toparlanma, insan olduğumuzu anımsama zamanlarındayız. Tüm bunlar olurken Konya’da sadece Kürt oldukları için öldürülen ve evleri yakılan yedi yurttaşımız hepimizin yurttaşıdır.
Aman dikkat, iç savaş böyle başlar ve ne yazık ki kimseye hayrı olmaz! Örneklerle sabittir: Irak, Suriye, Afganistan.
Işıl Özgentürk / Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder