Yakınlarda yeni bir kanun çıkabilir. Kanunun başlığı: “Kadın öldürmek serbesttir ve hiçbir cezası yoktur!” Hatta öldürenler, özellikle devlet tarafından ödüllendirilir!
Yok artık demeyin, içinde bulunduğumuz durum zaten bu, kanun onu resmileştirecek. Yani hâkimlerin, savcıların işlerini kolaylaştıracak. Çünkü o hâkimler ki 6 yaşındaki yeğenine tecavüz eden bir adamı, “Kızın göğüsleri çıkmamış” diyerek serbest bırakıyorlar. Vallahi billahi. Böylece neye ne verecekleri kanunla belirlenen adalet dağıtıcılar, tuhaf indirim halleri bulmaktan kurtulacaklar, işler çabucak bitecek. Ölmüşse bir kadın ölmüş, bir kız ya da erkek çocuğa tecavüz edilmiş, ne olmuş yani. Hâkimlerin kapı gibi indirim hakları var!
Böyle bir kanun sizi şaşırttı mı? Yapmayın, ülkede bir salgın var.
Bu salgın, adalet mekanizmasının işlerini yoğunlaştırıyor. Hemen her gün karısına, sevgilisine kızan erkekler, özellikle silahla, bu kadınları öldürüyorlar. Adeta bir ayin gibi her gün bir erkek, bir kadını öldürüyor. Ve kadınların büyük kısmının daha önceleri karakollara korunmak için başvurdukları görülüyor. Kadın daha ne yapsın, korunmak için devlete başvuruyor. Ama kadın, devletin umurunda değil.
Devlet nedir? İnsanlardan oluşan bir organizasyon. Ne için vardır? Yurttaşların öncelikle can güvenliğini korumak için. Ama devlet, kadını yurttaştan saymıyor. Onu erkekle eşit görmüyor. Öldürülmeleri gayet doğal geliyor devlete ve devleti korumayla görevli yetkililere.
Yurttaşlarını korumakla yükümlü yetkililere buradan sesleniyorum. Ama nafile. Çünkü “Kadınları öldürmek suç değildir” diye bir kanun yok ama ölseler ne olur ki. Bakın, sayın yetkililer, ülkemizde bir kadın, korunmak için devlete başvuruyorsa bu kadın gerçekten öldürülmeye çok yakındır. Aksi takdirde yüzyıllardır süren mahalle baskısı nedeniyle kadınlar öyle küçük dayaklar, küçük tehditler için karakola başvurmazlar. Batılı hemcinslerinin aksine sabırla beklerler. Ancak bıçak kemiğe dayandığında devletin kapısını çalarlar. Öyleyse karakola yapılan “Beni ve çocuklarımı koruyun” çağrısı, gerçek bir ölüm çığlığı gibidir.
Yetkilisiniz ama erkeksiniz, size şöyle söylendi: “Koca bu, karısını sever de döver de.” Kadınlar size gözleri patlamış, çeneleri kan sızarak geldiğinde bile onları korumak yerine, “Aile kutsaldır” sözüne sığınıp o kadınları evlerine gönderirsiniz. Size dilekçeler uzatıldı, ne yaptınız? “Kadın kısmının dilekçesi mi olur, hadi canım sende” diye düşündünüz, üstelik bir erkeğin kafası bozulunca bir iki tokat atmasına da içten içe hak veriyorsunuz. Öyle gördünüz, erkeğe toz kondurmamak bizim geleneklerimizde var. Sürekli haklı çıkan onlar olmalı, bu arada bir kadın ölmüş, ne olmuş yani.
Kadınlar sizin için yurttaş değil, yasalar öyle söylese de sizin için bazı eski bilgiler hiç değişmiyor. Bu devletten koruma isteyen, devlete sığınan ve sizin koruyamadığınız kaçıncı kadın ölümü?
Onları hastanelerde bile korumadınız.
Onların soluk alan canlılar bile olduğunu unuttunuz.
Onların anne olduğunu unuttunuz.
Onların kardeş olduğunu unuttunuz.
Her gün ölüm, her gün kadınlar ölüyor ve ben söyleyecek söz bulamıyorum. Kapınıza yardım için gelen bir kadının üç gün sonra ölüsünü bir gazete parçasında gördüğünüzde vicdan denen şey gelip sizi bulmuyor mu? O gün karınızın, çocuklarınız yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz? Gece uykunuz bölünmüyor mu? Ölen bir can, bir gün önce sizin karşınızda yalvarıyordu. Unuttunuz mu? Bu kadın ölümlerinde sizin de suçunuz yok mu?
Bu ülkede bir kadın öldürüldüğünde bütün kadınlar öldürülmüş demektir. Sizin karınız da sizin kardeşiniz de. O şikâyetler boşuna yapılmıyor, artık öğrenmiş olmanız gerek, bu kadar ölümden sonra!
Yok eğer şöyle diyorsanız, “kadınlar ölebilir”, öyleyse bunu açıkça ifade edin. Sizin gibi düşünen savcıları, hâkimleri indirim mazereti bulmaktan kurtarın! Ve en başta kendiniz için suç duyurusunda bulunun. Ya da geliyorum diyen bu cinayetleri engellemek için size başvuran kadınları ananız, bacınız gibi korumaya kendiniz için söz verin.
(Edvard Munch, Katil)
Ve önemli bir not: Basındaki arkadaşlarım, lütfen kadın öldürenleri “ruh hastası”, “psikopat”, “cani” diye nitelemeyin.
Onlar bu düzenin yarattığı kadın katilleri. Bu kadar: Kısaca katil!
Işıl Özgentürk / Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder