Son zamanlarda Bulgar turist yoğunluğuyla gündem olan Edirne'deki manzarayı kentteki işçiler ve emekçilerle konuştuk.
Son günlerde Bulgaristan’dan gelen günlük turistlerin Edirne’de yarattığı alışveriş yoğunluğu ülke gündeminde konuşuluyor. Türk Lirası'nın değer kaybı, özellikle komşu AB ülkelerinden ciddi sayıda insanın her gün sınırı geçmesine sebep oluyor.
Aslında Edirneli yurttaş için son üç yıldır bu yoğunluk olağan bir durum. Fakat son aylarda döviz kurunda yaşanan yüksek artışla bu yoğunluk katlanarak artmış durumda. Buna bir de yüksek enflasyon ile düşen alım gücü eklenince kentte trajik bir durum oluştu. Bir tarafta neredeyse yok pahasına istediği her şeyi alan turistler, diğer tarafta ise zamlar karşısında artık tezgaha bile bakamayan Edirneli emekçiler.
‘Tezgahı Bulgarca hazırlar olduk’
Bu oluşan tabloyu Edirneli emekçilere ve esnafa sormak için Cumartesi Pazarına gittik. Geçen yıla kadar Bulgar turist yoğunluğu Çarşı Merkez ve Cuma Pazarı’ndaydı. Fakat TL’nin değer kaybı ile Cumartesi Pazarı ve Margi AVM de bu yoğunluktan nasibini almış durumda. Cumartesi Pazarının esnaflarından Altay ailesinin çalıştığı tezgahı ziyaret ettik. Uzun yıllardır bu tezgahta pazarcılık yapan Ahmet Altay “Özellikle son 4 – 5 aydır müşterilerin yüzde 70’i Bulgarlar oldu. Tezgahı Bulgarca hazırlar olduk. Bu krizde Edirne esnafını ayakta tutan Bulgarlar oldu” dedi.
‘Fiyatlar dolardan beter yükseliyor’
Eski müşterilerinin de gelmeye devam ettiğini belirten Altay “Fakat kriz ortada. Fiyatlar dolardan beter yükseliyor. Yerli müşteriye fiyat söylerken utanır olduk. Örneğin eskiden 2 kg mandalina alan müşteri yarım kilo alıyor” diye konuştu.
'1 kg meyve almaktan bile çekinmemiz utandırıyor insanı’
Tezgahta alışveriş yapan Edirneli bir yurttaş ise “Ben devlet memuruyum. Daha geçen yıl gelip çeşit çeşit meyve alırdık evimize şimdi 3 çeşit seçip yarım kilo ver diyoruz. Yani dedikleri gibi porsiyonları küçülttük. Bulgarların akın etmesi çok normal. İnsanların parası kıymetli. Fakat onlar buradan kilolarca meyve sebzeyi bedava fiyata alırken bizim 1 kg almaktan bile çekinmemiz utandırıyor insanı. Bu utancın kaynağı ise iktidardır” dedi.
‘Burada çalışır gidip Bulgaristan’da tatil yapardık, şimdi durum tersine dönmüş durumda'
Yine pazarcılık yaparak geçinen 1989 göçmeni yurttaş ise “Biz göçten sonra burada çalışır gidip Bulgaristan’da tatil yapardık. Şimdi durum tersine dönmüş durumda. Aslında bu tablo Bulgaristan ile alakalı değil. Bulgaristan’da da ciddi bir ekonomik zorluk var. Fakat Türkiye batmış durumda. Batan geminin mallarını alıyorlar” ifadesini kullandı.
Tekstil fabrikasında çalışan Seçil Yumlu adlı yurttaş ise “Adamların parası değerli gelip her şeyi alıyorlar. Onlara kızmıyorum ama biz tezgahları ancak gezebiliyoruz. Haliyle birileri poşet doldururken bu ülkenin insanı olarak sadece bakmak gücüme gidiyor” dedi.
‘AVM’de otomobillerin neredeyse hepsi Bulgaristan plaka’
Cumartesi Pazarının bitişiğinde olan Margi AVM’ye geçiyoruz. Henüz öğlen olmasına karşın otoparkları dolu. Otomobillerin neredeyse hepsi Bulgaristan plaka. Arada tek tük Türk plakalı araç görüyoruz. Mağazalar dolup taşmış durumda. Bizde mola sırasında mağaza emekçileri ile konuştuk.
‘Sırbistan, Romanya gibi ülkelerden bile gelen var’
Giyim mağazasında çalışan bir emekçi son bir ayda mağazada Türk müşteri görmenin zorlaştığını söylüyor ve ekliyor “Bazen depodan ürün yetiştirmekte zorlanıyoruz. Artık Bulgaristan’ı aşmış durumda. Sırbistan, Romanya gibi ülkelerden bile gelen var. Ciddi yol yapmalarına karşın bu ucuzluk onları tatmin ediyor”.
Başka bir mağaza çalışanı ise şöyle diyor yaşananlara ilişkin:
“Ben 2020 yılında çalıştığım mağazadan dört defa alışveriş yaptım. Aslında hâlâ indirimim var ama yapamıyorum artık. Fakat Bulgaristan’da benzer mağazalarda çalışan insanlar buradan çuvalla kıyafet alıyor. Bir yıl içinde ne kadar fakirleştiğimizi düşünün.”
AVM içinde restaurantta çalışan bir emekçi ise “Eskiden yemek molasında AVM çalışanları bizden yemek yerdi şimdi insanlar ekmek arası ile gün geçiriyor. Fakat Edirne’de her gün yeni bir mekan açılıyor. Turistler bedavaya iyi yemek yerken bizim durumumuz belli” diyerek dert yanıyor.
‘Çalıştığım şube bir yılda satışlarını 3 kat arttırdı, aldığım ücret asgariyi geçemiyor’
AVM içinde büyük bir fastfood zincirinde çalışan başka bir emekçi ise “Çalıştığım şube bir yılda satışlarını 3 kat arttırdı. Bu benim için üç kat enerji demek. Fakat aldığım ücret asgariyi geçemiyor. Bulgarlar Edirne’yi ayakta tutuyor diyorlar. Ben çalışan olarak buradan elde edilen gelirden pay alamıyorum işte. Durum bu” diyor.
‘AB’nin en fakir ülkesi için cennet olduk’
Kent merkezine giderken mahalle arasında bir A101 marketine giriyoruz. Merkeze uzak bir mahalle arası olmasına rağmen içeride Bulgar turist sayısı fazla. Kasada ailesi 1989 yılında göçmüş bir emekçi var. Nuray bir yıllık çalışan ve işlerinin son beş ayda iki kata yakın arttığını söylüyor. “Yerli müşteri değişen fiyatlardan dolayı kasada almak istediği bir ürünü bırakmak zorunda kalıyor. Çünkü parası çıkışmıyor. Böyle vakalar arttı. Fakat Bulgarların alışverişi bagajlara sığmıyor” diyen Nuray ekliyor “Benim köyüm Bulgaristan’da aslında zengin bir ülke değiller. Aksine genç nüfusun çoğu Batıya gitti işsizlikten. Sanki Bulgaristan ekonomik olarak iyi durumda gibi konuşuluyor, oysa büyük sorunları var. Biz Türkiye olarak öyle kötü duruma geldik ki AB’nin en fakir ülkesi için cennet olduk.”
‘Dolar bizi ilgilendirmez diyen AKP’liler gelsin görsün bu manzarayı’
Çarşı merkezde ise Bulgar turist yoğunluğu olağan hale gelmiş durumda. Son dönemde Edirne’nin en bilinen lezzeti tava ciğere gelen zamlar gündem olmuştu. Tava ciğercide çalışan Kerim artan maliyetlerle yeni yılda bir porsiyon ciğerin 50 TL’yi bulacağını düşünüyor. Kerim “İşler turist sayesinde iyi gidiyor. Yoksa bu maliyetlerden oluşan zamlardan dolayı iş yapmak mümkün değil. Ben 9 yıldır bu sektörde çalışırım. 5 kişilik bir ailem var. Ailecek gelip ciğer yesek yanına birer ayran söylesek bize maliyeti 250 tl olur. Edirneli için doğal olan ciğer yemek artık lüks olmuş durumda. Bulgar turist ise ailece gelip bozuk para bırakıp gidiyor. Dolar bizi ilgilendirmez diyen AKP’liler gelsin görsün bu manzarayı” dedi.
Vakalar artıyor
Kentte her geçen gün turist sayısı artarken aynı oranla Covid-19 vaka sayıları da artış gösteriyor. Sağlık Bakanlığı’nın son verilerine göre ülkemizin en yüksek oranlı üç ili Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ oldu. Artan turistle doğru orantılı artan vakaları Edirne Tabip Odası Başkanı Gürcan Altun’a sorduk. Altun daha önce defalarca uyarılmasına rağmen kontrolsüzlüğün sürdüğünü söylerken “Seyahat özgürlüğü en temel haklardan biridir. Fakat sağlık sebebi ile bunun pandemi döneminde kontrollü olması gerekir. Doğru olmamasını diliyoruz ama Bulgaristan’da sahte PCR testinin yaygın olduğu söylentisi var. Vaka ve ölüm oranlarında ise en üst sıralardalar. Bulgaristan’da çift doz aşı olanların oranı yüzde 26 civarında. Gelen turistlerin kapalı alanda bile maske takmadığı gerçeği var. Edirne ve Kırklareli’nde bulunan üç sınır kapısı var. Buralardan girerek alışveriş için Çorlu’ya kadar gidiyorlar. İşte bunun sonucunda da bu üç il vakalarda en yüksek orana erişiyor” diye konuştu.
Altun vaka fazlalığına karşın Edirne’de yoğun bakım ve ölüm oranlarının düşük olduğunu vurguladı. Gürcan Altun “Edirne’de yüksek aşılama sayesinde vakalar ölüm ve yoğun bakımı arttırmadı. Bu da aşılanmanın önemini bizlere gösteriyor. Fakat yeni varyantlarla birlikte bunun böyle gideceğinin bir garantisi yok. Yurttaşlarımız maske takmaya devam etsinler tabii bu iş kişisel önlemlerle halledilemez. Mutlaka denetim arttırılmalı. Bu konuda il hıfzıssıhha kurulu da adım atabilir. Buna yetkileri var. Bulgaristan’dan gelen turist için çift aşı kuralı getirilebilir. Bu önlemlerin kritik olduğunu düşünüyorum. Bu ekonomik krizde esnafın bu turist girişine ihtiyacı olduğu doğrudur. Fakat uzun vadede bu durum halk sağlığı için tehlike arz eder. Yetkililerin önlem alması şart” dedi.
ÇAĞLAR AKYÜZ / SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder