10 Ocak 2022 Pazartesi

Erdoğan, 1 milyon gence asgari ücretin yüzde 30'u kadar ücret vadetti + Patronlar ve iktidarın gençliğe yeni vaadi: Okumayı bırak çırak ol kurtul! / EVRENSEL

 Erdoğan, 1 milyon gence asgari ücretin yüzde 30'u kadar ücret vadetti (EVRENSEL)

"Bu ülkenin gençleri her alanda en iyisine en güzeline layıktır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesleki eğitim merkezindeki çırak öğrencilere asgari ücretin yüzde 30'unun ödenmesini layık gördü.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yıl sonuna kadar 1 milyon gencin meslek eğitim merkezlerine dahil edileceğini, çırak öğrencilere asgari ücretin yüzde 30'u kadar ödeme yapılacağını, kalfalık yeterliliğini kazanan 12. sınıf öğrencilerine ise asgari ücretin yarısı kadar ödeme yapılacağını söyledi. Din eğitimi tartışmalarına dair konuşan Erdoğan, "Hangi yaşta olursa olsun bu ülkenin evlatlarının, dinini, diyanetini, kültürünü öğrenmesinin engellenmesine rıza göstermeyiz" dedi. Erdoğan muhalefete de bir kez daha "15 Temmuz" göndermesi yaptı.

Erdoğan, Beştepe'de düzenlenen 'Organize Sanayi Bölgeleri Mesleki Eğitim Merkezleri Açılış Programı'nda konuştu

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"ÇIRAK ÖĞRENCİLERE ASGARİ ÜCRETİN YÜZDE 30'U ÖDENECEK"

"Açacağımız uluslararası mesleki ve teknik Anadolu liseleriyle hem kendi evlatlarımıza hem de gönül coğrafyamızdan gençlere eğitim imkanı sağlayacağız. Mesleki eğitim merkezindeki çırak öğrencilere asgari ücretin yüzde 30'unun ödenmesini sağlayan düzenleme tamamlandı. Yıl sonuna kadar 1 milyon gencimizi mesleki eğitim merkezlerimize dahil ederek istihdamlarını sağlamayı hedefliyoruz. Mesleki eğitim gören tüm öğrencilerimizin okurken en az asgari ücret kadar gelir elde edebilmelerini sağlamayı amaçlıyoruz. Devletimizin mesleki eğitim alanında yürüttüğü, maddi bakımdan yük aldığı projelerde özel sektörümüzün de elini taşın altına koyması şarttır."

"Aynı şekilde kalfalık yeterliliğini kazanan 12. sınıf öğrencilerine asgari ücretin yarısı kadar ödeme yapılacak. İşletmelerce üstlenilecek olan bu ücretlerin tamamı devlet katkısı olarak tamamlanacak. İş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı öğrencilerimize sigortalarını yapacağız."

"KÖY ENSTİTÜLERİ İLE İDEOLOJİ DAYATILDI"

"Köy enstitüleri gibi denemeler, asli amacı dışında milletin değerlerimize karşı ideoloji yükleme aracı haline getirdiği için hüsranla sonuçlandı. Milletimizin sıkı sıkıya sarıldığı imam hatip okulları tehdit olarak değerlendirildi. Endüstri meslek ve teknik liseler ise ağır darbelere maruz bırakıldı. 28 Şubat zihniyetinin hançer gibi eğitim sistemimize sapladığı kat sayı uygulamasının olumsuz etkilerini bugün bile hissediyoruz. Anti demokratik müdahalelerle eğitim sistemimiz çıkmaza sürüklendi. İktidara geldiğimizde ülkemizin tepesinde karabulutlar dolaşıyor, insanlarımızın geleceğe dair umutları zayıflıyordu. Toplumumuzun tüm kesimleri kan ağlıyordu. Milletimize Türkiye'yi dört ana sütun üzerinde yükseltme sözü verdik. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet olduğunu ifade ettik. Hamdolsun bu sözümüzü de hep sadık kaldık. Eğitim meselesinin ikinci plana itilmesine müsaade etmedik. Bu ay sonunda 15 bin öğretmen ataması daha yapıyoruz."

"Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun eğitim meselesinin ikinci plana itilmesine müsaade etmedik, bütçede aslan payı hep eğitime ayırdık. Halihazırda temel eğitimde kız ve erkek çocuklarımız eşit oranda eğitime erişmiş durumdadır. Ancak ülkemizde halen bazı çevrelerin kız çocuklarımızın eğitim-öğretim haklarını özgürce kullanmasından rahatsızlık duyduğunu da biliyorum. İkna odaları ve katsayı utancını bu ülkeye yaşatan zihniyetin son günlerde tehdit diline yeniden sarıldığını görüyoruz. Buradan dikta hevesleri yeniden depreşenlere şu ikazı yapmak istiyorum; 15 Temmuz'da şahit olduklarımız milletimizin hak ve özgürlüklerini korumak konusundaki kararlılığını açıkça göstermiştir. O gece bir kez daha gördük ki Türkiye'yi 28 Şubat karanlığına geri döndürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Tek parti faşizminin geride bıraktığı o acı hatıraları aziz milletimize bir daha kimseye yaşatamaz. İdeolojik saplantılar veya başka sebeplerden dolayı, kız çocuklarımızla okulları arasına yeni duvarların örülmesine kesinlikle izin vermeyiz. Aynı şekilde hangi yaşta olursa olsun bu ülkenin evlatlarının dinini, diyanetini, kültürünü öğrenmesinin engellenmesine rıza göstermeyiz" 

"Bu ülkenin gençleri her alanda en iyisine en güzeline layıktır. Milletimizin küresel ölçekte iddia ve imkan sahibi bir konuma gelmesinin yolu eğitim-öğretimden geçiyor. Bu anlayışla ülkemiz ekonomisinin güçlenmesi ve istihdamın artırılması için mesleki eğitime özel önem veriyoruz. Ancak eğitim gibi yıkmanın ve bozmanın kolay, yapmanın ve ihya etmenin zor olduğu bir meselede geçmişin hatalarını telafi etmek zaman alıyor” diye konuştu.

                                                                         ***

Patronlar ve iktidarın gençliğe yeni vaadi: Okumayı bırak çırak ol kurtul! (İhsan Çaralan-Evrensel) - 22 KASIM 2021

Gazetemizin 20 Kasım günü çıkan sayısında manşetten verilen, gençlere “Okulu bırak çırak ol” çağrısı yapılması ile ilgili haber, burada anlatılması manidar bir ilk gençlik yılları anısını aklıma getirdi.

“Demirci Hasan, kasabanın demirciler arasında kendi halinde bir demirci ustasıdır.

Kasabada, hemen herkesin, özellikle de gençlik çağının başındaki çocukların tanıdığı Sıcak Demirci Ustası Hasan, 2 metreye yaklaşan boyu, geniş omuzları, günümüzün ‘vücutçularını’ kıskandıracak bir kas yapısı, demirci ocağından yayılan isin, kurumun yüzü ve vücudunun açıktaki her yerini siyaha boyamasıyla, sadece parlayan gözleriyle kasabanın çocukları için masal kitaplarından fırlamış kötü bir dev gibiydi!

Hasan’ın çocuklar üstünde bıraktığı bu “korkulan dev” imajını kullanan babalar, dedeler, okula gitmek yerine haylazlık eden, şu ya da bu nedenle okulu savsaklayan, karnede bol zayıf getiren çocuklarını, torunlarını, “Eğer okumazsan seni Demirci Hasan’a çırak veririm” diye tehdit ederlerdi.

Çünkü, o korkunç görünüşlü adama çırak olmak herhangi bir zanaatkara çırak olmaktan çok daha kötüydü!

Yani “Demirci Hasan’a çırak olmak” ihtimali çocukları okuldan vazgeçirmeye değil okumaya teşvik etmek içindi.

Ancak önceki gün Berfin Türkmen arkadaşımızın Antep’ten yaptığı haber, Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin, Valilik ve okul idarelerinin iş birliği ile açtığı kampanya tam tersine o çocuklara, gençlere, “Okumayı bırakın gelin çırak olun!” derken 60 yıl önce çocuklarını “Oku yoksa seni çırak veririm” diyen sıradan vatandaşların ne kadar gerisine düştüklerini göstermesi bakımından ilginçtir.

GENCE ‘ÇIRAK OL’ DEMEK NE ANLAMA GELİYOR?

Üstelik de Antep Büyükşehir Belediyesi, gençleri çırak olmaya çağırırken, kendisi de emekçi olan Demirci Hasan’a, demirci Hasanlara değil, tek amacı genç hatta çocuk emeğini sonuna kadar sömürmek olan aç gözlü kapitalistlere, asgari ücretin üçte biri karşılığında bir ücretle çırak olmaya çağırmaktadır.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in imzasını taşıyan, “Gençler, geleceğimiz çıraklık geleneğimizde”, “Geleceğin ustalarını arıyoruz” diye gençleri okumaktan vazgeçmeye çağıran afişlerde gençlere cazip gelecek vaatler de yer alıyor.

Antep’in billboardlarını donatan afişlerde, okuduğu okulu bırakıp mesleki eğitim merkezlerine (MESEM) gelecek gençlere; “haftada 4 gün iş, 1 gün okul”a gidileceği, “ayda 767 TL net maaş” verileceği, sonunda “lise diploması”nın ceplerinde olacağı vadediliyor.

Böylece bu afişlerde;

1) Gence: Haftanın beş günü servisti, okul harçlığı idi, kitaptı, defterdi, okula katkı payıydı… binbir zorlukla uğraşmak yerine, bir gün okula gideceksin sonunda lise diplomasını da cebine koyacaksın denilerek genç, hemen MESEM’e başvurmaya teşvik edilmektedir.

2) Emekçi ailesine: Zaten açlık sınırında yaşarken bir de bir okul masrafı yükü altında kalıyorsun; çocuğunu kolundan tut, “Eti senin kemiği benim” diyerek MESEM’in kapısına bırak, okul masraflarından, gelecekteki üniversite masraflarından, muhtemel işsizlik endişelerinden… kurtul. Bir de eve 767 TL de para girsin denilerek çocuğunu derhal okuldan alıp MESEM’e getir deniyor.

Gaziantep Valisi Davut Gül ise “Çocuklarımız hem eğitim alacak hem harçlığı olacak hem de meslek sahibi olacak” diyerek çocukların okuldan alınıp MESEM’e verilmesine tam destek veriyor.

ÜNİVERSİTE VE LİSE EĞİTİMİNİN BİR İŞE YARAMADAĞININ İTİRAFI

Afişlerin altında Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in imzası var. Ama, Berfin Türkmen’in haberinden anlıyoruz ki MESEM, Valilik, okul idareleri ve patronların tam bir iş ve güç birliği içinde oluşturmuş bir proje. Ve tabii bu girişim, sadece Gaziantep’e has olmayıp tüm ülkede hayata geçirilen bir iktidar politikasının bir uygulamasıdır.

Açıkça olan, “çıraklık” adı altında genç, hatta çocuk emeğinin, çocukların çalıştırılmasını yasaklayana yasaların arkasından dolanarak patronların vahşi sömürüsüne resmen açılmış olmasıdır.

Ancak, MESEM girişimiyle; çıraklık eğitimine giren öğrencilere haftada 1 gün birkaç saatlik Türkçe ve matematik dersiyle lise diploması vererek, lise diplomasının, dolayısıyla lise eğitiminin de boş bir eğitim olduğunu ilan etmiş olmaktadır.

Sadece bu kadar da değil; gençlerin MESEM’in eğitimine girmesini teşvik ederken, zaten üniversite mezunlarının da iş bulamadığını, bu yüzden de üniversite okumanın bir anlamı olmayacağını propaganda ederek, aynı zamanda AKP iktidarının ”Her ile bir üniversite” ve onlarca vakıf üniversitesine de destek verilmesi politikasının iflas ettiğinin itirafı olmaktadır.

LAİK DEMOKRATİK EĞİTİM VE GENÇLİĞİN GÜVENLİ GELECEK TALEBİ

MESEM girişimi, elbette bir yandan genç-çocuk emeği sömürüsüne meşruiyet kazandırmanın yeni bir adımı olmanın yanı sıra iktidarın az çok laik temelli pozitif bilim eğitimini itibarsızlaştırma girişimlerinin de devamıdır.

Gençliğin ileri kesimleri ve sınıf partisi, MESEM girişiminin sadece Antep sermayesinin değil tüm sermaye güçlerin politikası olduğunu bilerek davranmak durumundadır.

Bu amaçla; Laik, demokratik, parasız, nitelikli, ana dilinde eğitim talepleri ile gençliğin güvenli bir gelecekle ilgili talepleri arasındaki bağı güçlendirmek,Mesleki eğitimle pozitif bilim eğitiminin karşı karşıya getirilmesine karşı mücadele etmek, Sendikaların, dahası ileri işçilerin ve mücadeleci sendikacıların meslek edindirme adı altında işçilerin kazanılmış haklarını gasbetmenin bir dayanağına dönüştürülmesine karşı mücadeleyi de gündemlerine almaları önemli olacaktır.

İktidarın emekçi sınıfların gençliğine, “şehitlik”ten sonra şimdi de “Çırak ol kurtul” çağrısı iktidarın sınıfsal kimliğinin açık ifadesi olmuştur.

(İhsan Çaralan-Evrensel) - 22 KASIM 2021


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder