Bekir Bozdağ’ın bu göreve yeniden getirilmesinin nedeni tarikat üyelerinin çoğunlukta olduğu yargı kadrolarına hâkim olması gösterildi. Halbuki giden de hakimdi, gelen de...
AKP’nin yeni Adalet Bakanı, AKP’nin eski Adalet Bakanı oldu. Böylece Bekir Bozdağ, adalete bakmaya üçüncü kez memur edildi.
Bozdağ, 2013 yılında Sadullah Ergin'in yerine bu göreve ilk kez atandı. 2015'te 8 ay süreliğine koltuğunu Kenan İpek'e bıraktı. Aynı yıl tekrar geri geldi, 2017'ye kadar Adalet Bakanı görevini sürdürdü. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte oluşan yeni kabinede koltuğunu Abdülhamit Gül'e devretti. Gül’ün istifasıyla koltuğu yine ona teslim ettiler. O, AKP’nin bir tür nöbetçi Adalet Bakanı.
İlahiyatçı bir hukukçu o. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Yüksek lisansını Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dinler Tarihi Anabilim Dalında yaptı. Az hukukçu çok dinci!
2011'de AKP'nin Grup Başkanvekilliği görevini yürüttüğü sırada TBMM'de yaptığı bir konuşmada Fethullah Gülen hakkında, “Bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. Seversiniz, sevmezsiniz ama değerli bir insandır, bilge bir insandır. Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmet yapıyor. Her şeyi de açık, devletin denetimi, gözetimi altında açık, her şeyi gözünün önünde olan” dedi. Bu konuşmadan beş yıl sonra Fethullah darbe yapıp hükümeti devirmeye kalkıştı. Hizmet adı altında kamufle ettikleri de devlette kadrolaşmaydı.
Bakan ama hep başka yere bakıyor. 15 Temmuz şeyinin ardından bu sözleri hatırlatılınca Bozdağ, “Ben o konuşmayı inanarak yaptım. Şimdi yaptığım konuşmaları da inanarak yapıyorum. Çünkü o dönemde Fetullahçı terör örgütünün suç, ihanet şebekesi olduğuna dair bir bilgim yoktu” diyerek savundu kendini. Halbuki bunu ilk bilmesi gereken oydu, çünkü en çok onun gözetimindeki Adalet Bakanlığında ve yargıda örgütlenmişlerdi.
Olmayan şeyin bakanı
Önceki görevine 17-25 Aralık sürecinde tam olarak 25 Aralık 2013’te atanan Bekir Bozdağ bu dönemde yargı içerisindeki FETÖ’cülerin temizlenmesi amacıyla kritik bir görev üstlenmişti.
Yıl 2014… Adalet Bakanı Bozdağ bir heyetle birlikte Doğu illerine gitti. Amaç yargıdaki seçimlerde AKP’li gruba destek çıkmaktı. Hazır gitmişken Başsavcı Ramazan Solmaz'ı makamında ziyaret etti. Ziyaret sırasında çekilen bir fotoğraf, yargı çevrelerince tepkiyle karşılandı. Fotoğrafta, Bakan Bozdağ, Solmaz'ın makamında oturuyor, Solmaz da Bakan Bozdağ'ın yanı başında ayakta duruyordu. Bu, yargının AKP’ye bağlandığının ilk fotoğrafıydı.
Darbe girişimi bahanesiyle ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) döneminde de Adalet Bakanlığı görevini yürüttü. OHAL hukuksuzluğunun baş yürütücüsü oldu. Bu dönem Türkiye’de pek çok adaletsizlik yaşandı. Parti başkanları, gazeteciler, akademisyenler ya tutuklandı ya da ihraç edildi. Ülke OHAL döneminde KHK ile yönetilirken, Bozdağ adalet arayanların samimi olmadığını iddia edebildi.
Adalet Bakanı iken, "aile içi şiddet vakalarında devletin, kadınla erkeğin arasına girmesinin ne kadar doğru" olduğunun, kadın örgütlerinden çekinmeden tartışılması gerektiğini söyledi. Bakan Bozdağ, "Acaba kadınla erkeğin yuvasını kurtarmasına, şiddetin son bulmasına, aile birlikteliğinin daha iyi hale gelmesine mi katkı sağlıyor, yoksa bu uygulamalar kadın ve erkeği bir araya getiremez hale mi getiriyor?" diye sordu. Devleti karı-koca arasında arabulucu olmaya davet etti.
2016’da yaptığı açıklamada, cinsel istismar suçunda mağdurla failin evlenmesi durumunda cezayı ortadan kaldıran yasayla ilgili “küçüğün rızası var” diyerek gerekçelendirmeye kalkıştı. Çıkardıkları yasayı savunurken, “bunlar tecavüzcü değil, bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Bunlar tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” dedi. Hukukla ilgisi işte bu kadardı.
2019 yılında işsizlikten sıkıldı, Adalet Bakanlığı’nın düzenlediği Arabuluculuk Sınavı’na girmeye karar verdi. Sınav sonuçları açıklanınca AKP’lilerin hukuk dersinden sınıfta kaldığı anlaşıldı. Bunlar arasında 72 puanla sınavı geçemeyen AKP eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da vardı.
AKP yargısını o inşa ediyor
CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, bakanlığı döneminde çok eleştirilen Bekir Bozdağ için şu soruyu sordu: “Adalet Bakanlığını iyi yaptıysa niye gitti, kötü yaptıysa niye geldi?” Bunun bir cevabı yok tabii. Aslında yargıyı tasfiye etmek için geldi, görevine devam ediyor.
Onun döneminde hâkim ve savcı olabilmek için hukuk fakültesi diplomasından daha çok AKP kartviziti önemli hale geldi. Bazı isimleri hatırlatalım:
-Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün kızı Gonca Hatinoğlu, Elazığ’a hâkim olarak atandı. Hatioğlu’nun daha önce Cumhurbaşkanlığında çalıştığı ortaya çıkmıştı.
-Ensar Vakfı Ankara Şube Başkanı Ercan Poyraz, Antep’e savcı olarak atandı.
-Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) Tokat İl Başkanı olan Aykut Kağnıcı, Gebze’ye savcı olarak atandı.
-AKP Zonguldak İl Gençlik Kolları Başkanlığı yapan Abdullah Akbaş, Mersin’e savcı olarak atandı.
-Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Avukatı Acer Hacer Alan Kars’ın Digor ilçesine hâkim olarak atandı.
-AKP Trabzon İl Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Anıl Köksal Böke, Bakırköy’e savcı olarak atandı.
-Eski AKP Milletvekili Mustafa Zeydan’ın torununun eşi olan Emina Alatlı, İstanbul’a savcı olarak atandı.
-Milli Savunma Bakan Yardımcısı ve 24. Dönem AKP Elazığ Milletvekili Şuay Alpay’ın kardeşi olan Kasım Alpay, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesine hâkim olarak atandı.
-AKP Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlığını da yapan Sema Cansu Bozkurt Sütçü, Gümüşhane’ye hâkim olarak atandı. Bozkurt Sütçü, aynı zamanda AKP İzmir İl Yönetim Kurulu üyesi olarak da görev yapmış.
-Kayseri’deki yolsuzluk iddialarıyla ilgili Mehmet Özhaseki’ye takipsizlik kararı veren Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı’nın yeğeni olan Serkan Başok, Samsun’a savcı olarak atandı.
Bir tarikatçı gitti bir tarikatçı geldi
Yönettiği bakanlıkta adalet bırakmamıştı ama “görevden affını isteyen” eskisinin gidişinde adalet bulmayı başardı birileri. İddialara göre, Abulhamit Gül MOBESE görüntüleri nedeniyle Tayyip Erdoğan ile karşı karşıya gelmiş, tartışmış ve bu nedenle istifa etmişti.
Halbuki Abdülhamit Gül de en az Bozdağ kadar hukuktan bihaber. “Pelikan” yapılanması, Süleyman Soylu ile olan tartışmaları, Sedef Kabaş için söylediği sözler, Hakyol tarikatı ilişkileriyle gündeme gelmiş bir adalet bakanıydı. Sedef Kabaş’ın gözaltına alınmasının ardından, “Edepten nasipsiz, çirkin sözleri lanetliyorum. Haset ve nefretten doğan bu hadsiz ve hukuksuz ifadeler, milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır” diyerek Kabaş’ı açıkça hedef gösterebilmişti.
Bekir Bozdağ’ın bu göreve yeniden getirilmesinin nedeni tarikat üyelerinin çoğunlukta olduğu yargı kadrolarına hâkim olması gösterildi. Halbuki giden de hakimdi, hatta tarikatçıydı, Hakyolcular gurubuna mensuptu. Yani bir tarikatçı gitti, bir tarikatçı geldi. (SOL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder