Jean-François Millet | Tane Toplayanlar - LEVENT ÖZÜBEK / SOL

Tablo çarpıcı görüntüsüyle o devirde Fransa'daki emekçilerin korkunç yoksulluğunu bir tarih kanıtı olarak ortaya çıkarıyordu.


İnsanın kendi yararı için çeşitli bitkileri ehlileştirmesiyle narinleşen, yetiştirilmesi ve üretiminin artırılması artık daha fazla bakım ve ilgi gerektiren bitki türlerinden en önemlisi hiç kuşkusuz tahıllardır. Tahıl, ondan ekmek yapmaya başlandığından beri yaşam için en önemli, vazgeçilmez bitki türü olmuştur. O zamandan beri ekmek elde etme gailesi, üzerinde yaşadığımız dünyanın her yerinde  gündemin başında yer tutmuş, insanlık için temel bir sorun ve mücadele konusu durumuna gelmiştir. İnsanın sömürüldüğü uzun çağlar boyunca mücadelelerin değişmez konularından biri ekmekti ve nihayet Fransız Devrimi gelip çattığında yoksul halk kitlelerinin dillerinde, sloganlarında, pankartlarında hep o vardı, devrimin muharrik gücüydü. Ne var ki, ekmek sorunu Fransız devrimiyle de çözülemedi. Zamanla sanayi devrimi bile başarılmış olduğu halde, yoksul halk kitleleri için ekmek bulmak hep çetin bir uğraşı ve mücadele konusu olarak kaldı.

Bu kadim mücadelenin tarih boyunca değişik sanat dallarında birçok sanatçının tema olarak ilgisini çekmesi, değişik eserlere konu olması da bir o kadar eski olmalı. Ancak bunlardan biri, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında büyük bir eser olarak ortaya çıktığında, sanatsal değerlendirmelerin yanı sıra teması, üslubu ve topluma ilettiği mesajıyla geniş muhitlerde heyecanlı tartışmalara yol açmıştı. Bu eser Fransız ressam Jean-François Millet'nin Des Glaneuses -Tane Toplayanlar- adlı tablosudur. 

Tablo çarpıcı görüntüsüyle o devirde Fransa'daki emekçilerin korkunç yoksulluğunu bir tarih kanıtı olarak ortaya çıkarıyordu. Hasattan yere düşen buğday tanelerini tek tek toplayan kadınların birkaç tahıl tanesi için çektikleri zahmet ve yorgunluğu canlı biçimde gözler önüne seriyordu. Tablo 1857'de Salon de Paris'de sergilenince çok sert eleştirilere hedef oldu. 

Tabloda görülen sahnenin uydurma olduğu, Fransa'da bu kadar yoksul insan olamayacağı, sosyalist görüşlü bu ressamın propaganda yapmak amacıyla bunu kendi kafasında canlandırmış olduğu söyleniyordu. Varlıklı tabaka rahatsız olmuştu. Zamanın tanınmış gazetecilerinden biri, “ressam ne yapmak istemektedir,” diye yazıyordu, “varlıklı insanları yeniden bir terör çağı ile mi tehdit etmektedir, bize 1793 yılını mı hatırlatmak istemektedir? Emekçi kitleler nüfus olarak çoktur, bunlar böylesi kışkırtmalar yüzünden ayaklanırlarsa, varlıklı tabakayı ortadan kaldırabilirler,” diyordu. Bir başkası, ünlü bir sanat eleştirmeni, benzer yoksullukların Avrupa'da 1848 devrimleri zamanında elbette görülmüş olduğunu ama artık o devirlerin geçtiğini, öyle yoksullukların kalmadığını ileri sürüyordu. Yere eğilmiş, tane toplayan kadınların yüzlerinin görülmüyor olması sahnenin uydurma olduğunun kanıtı olarak gösteriliyordu. Tepki çeken başka bir detay, ressamın kadınlardan biraz ileride tepeleme yığılı hasat balyalarını da tasvir ederek, varlığı ve yokluğu, zenginliği ve yoksulluğu yan yana, iç içe ve çarpıcı bir mesaj gibi göstermiş olmasıydı.

Diğer bir eleştiri konusu ise tablonun büyüklüğü ile ilgiliydi. Ebadı 84x112 santimetre olan tablo çok büyük bulunmuştu. Böyle büyük tablolar sadece dini veya mitolojik temalarda yapılmalıydı. Birkaç tahıl tanesi toplamak için çabalayan yoksulları büyük bir tabloda tasvir etmek olacak iş değildi, bir skandaldı.

Sahnenin uydurma olduğu iddialarının aksine, Jean-François Millet günün birinde Paris yakınlarındaki Barbizon beldesi kırsalında yaptığı gezintide bu sahneyi aynen görmüştü. Demek, Paris'in hemen yanı başında böyle bir yoksulluk vardı ve yoksulluğu inkâr edenleri gocunduran bir gerçeklik de buydu. Ressam o sahneyi görür görmez eskizini yapmaya başlamıştı. Tablonun yağlıboya yapımı ise sanatçının yedi yılını aldı. 

Jean-François Millet(1814-1875), sosyal realizm akımını takip eden Barbizon ekolünün öncüsü ve kurucusuydu. Yaşamı boyunca emekçileri ve onların zor yaşamlarını tasvir eden daha başka tablolar da yapacak, kendinden sonra gelen Seurat, Pissarro, van Gogh, Renoir, Léon Lhermitte ve başka sanatçıları da bu yönüyle etkileyecekti. Bir sanat tarihçisi onun için şöyle söylüyor: “Millet'nin bu resmi yüzyıl ortası sanatının repertuarına yeni oluşumlar getirmiştir. Edgar Degas'nın ve Honoré Daumier'nin aynı adlı tabloları Laundresses  (Çamaşırcılar) ve Gustave Caillebotte'un Les Raboteurs de parquet (Parke emekçileri) tablosu Millet'nin emeğe o epik methiyesi anılmadan düşünülemez.”


Des Glaneuses
 tablosu o yüzyılın sonlarında zengin koleksiyoncularca büyük paralar ödenerek el değiştirirken emekçilerin yoksulluğu, insanların ekmek mücadelesi hâlâ devam ediyordu. Sorun günümüzde de çözülmüş değildir ve çözümü insanlığın en acil görevi olarak önümüzde duruyor. Emekçilerin mücadele tarihinin bir anıtı olan tablo bugün Paris'te, Musée d'Orsay'de sergileniyor.

LEVENT ÖZÜBEK / SOL


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

soL "Köşebaşı + Gündem" -14 Ağustos 2025 -

CHP 'Aydın' krizini doğruladı: 'Çerçioğlu yolsuzluk dosyaları nedeniyle AKP'ye geçecek' CHP Aydın Büyükşehir Belediye Ba...