KISA KISA GÜNDEM (16 ŞUBAT 2022)

 


1-OGS bedelleri KGS gibi buhar olmasın (Yeniçağ)

İlk çıktığında 40 dolardı. Sonra fiyatları düştü ama 1 Milyon 200 binin üzerine kayıtlı OGS var. Mart sonunda OGS’ler kullanımdan kalkıyor. 31 Mart’tan sonra HGS kullanılacak. Peki OGS’lerin bedelleri ne olacak. Şimdi bu soru gündemde.
Mart ayı sonunda artık OGS cihazları tarih oluyor,HGS’ler kullanılacak. Cihazlar yıllardır kullanılıyor. Ancak OGS’ler bir bedel karşılığı alındı. Şimdi bu tartışma konusu oldu. İlk başlarda 40 dolardı.Bundan 23 yıl önce uygulamaya konulduğunda 40 dolar bedelle satışa çıkarılmıştı. Sonradan özel bankaların devreye girmesiyle birlikte OGS’nin fiyatı 15 doların altına düştü.Bankalar HGS’nin çıkmasının ardından OGS’den çıkmak isteyen vatandaşlara bedelleri ödenmişti.Yürürlükten kalkan bir sistem daha var. O da kartlı geçiş sistemi vardı. Bu sistem kaldırıldığında vatandaşlar o kartların bedelini alamamıştı.Sadece karttaki bakiye HGS’ye aktarılmıştı.Bu olayı gölgesinde herkes birbirine soruyor “bizim ödediğimiz paralar ne olacak” diye. Kartlı geçiş sistemindeki gibi ödedikleri bedelleri geri alamama şüphesi yaşayan vatandaşlar çözüm bekliyor.Ulaştırma Bakanlığı’ndan gelen bilgilere göre çalışma yapılıyor. Herkes sonucu merakla bekliyor. Bununla ilgili iki formül var. İlki cihaz bedelinin geri ödenmesi diğeri ise OGS bedelinin HGS’ye kullanım bedeli olarak aktarılması.Bu arada Karayolları ile özel bankalar arasında OGS krizi çıkabilir. Onun nedeni de iddiaya göre bankalar OGS’leri vatandaşlara bedel karşılığı sattı, bedelini de bankalar ödemeli. Bunun yanında OGS kullanan vatandaşlar bedelleri tahsil etmek için Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurma hakkı var.

2-Avrasya Tüneli’nin kamuya zararı tam 935 milyon(Yeniçağ)

Avrasya Tüneli’nde geçen araç sayılarının verilen garanti geçişleri karşılamaması nedeniyle tünelin kamuya zararı 935 milyon lirayı buldu.  Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu yaptığı konuşmasında Yap-İşlet-Devlet modeli ile yapılan Avrasya Tüneli sayesinde ülke ekonomisine 8.1 milyar lira katkıda bulunulduğunu ifade etti Bakan, konuşmasında “Kozyatağı-Bakırköy koridoru dikkate alınarak yapılan hesaplamalarda, Avrasya Tüneli’ni kullanan sürücülerin, 2021 yılında 25 milyon saat zaman tasarrufu, 35 bin ton yakıt tasarrufu, 10 bin ton emisyon azalımı, 65 milyon araç-km azalması ile oluşan kaza maliyeti tasarrufu elde etmesi sonucunda ülke ekonomisine 5 yıllık toplam katkısı 8,1 milyar liraya ulaştı" ifadelerini kullandı.Avrasya Tüneli'nde geçiş ücret bedeli arttıkça araç geçiş sayısında azalma yaşandı: (2020 YILINDA 456 MİLYON LİRA) Sayıştay raporlarına göre, 2020 yılında Avrasya Tüneli için 25 milyon 376 bin 878 araç geçiş garantisi verildi. Ancak sadece 12 milyon 609 bin 103 araç geçti. Geçmeyen araçlar için de devlet kasasından Avrasya Tüneli’ni işleten şirkete tam 456 milyon 310 bin TL ödeme yapıldı. (KAMU PARASI ŞİRKETE GİDİYOR)  2017 yılında şirkete geçiş garantisi olarak 25.6 milyon araç sayısı verildi. Ancak tüneli kullanan araç sayısı 15.6 milyonla sınırlı kaldı. Aradaki 10 milyon araçlık fark ise devlet kasasından 123 milyon lira olarak şirkete ödendi. Odatv’de yer alan habere göre, 2018 yılında verilen araç geçiş garantisi 25 milyon 125 bin araçtı. Geçen araç sayısı ise 17 milyon 91 bin 747’de sınırlı kaldı. 2018 yılında şirkete ödenen para 155 milyon 684 bin lira oldu. 2019 yılında ise yine verilen garanti geçiş sayısının altında kalan Avrasya Tüneli için hazineden yaklaşık 200 milyon lira şirkete ödendi. Sayıları topladığımızda ise Avrasya Tüneli açıldığı tarihten itibaren şu ana kadar açıklanan verilere göre yaklaşık olarak 935 milyon liranın devlet kasasından şirkete verilmesine sebep oldu. 2019 yılı Sayıştay raporunda ayrıca, “Bildirim formunda yer alan tahminlerde 2026 yılından itibaren garanti edilen araç sayısına ulaşılacağı ve 2019-2025 dönemi için toplam 963 milyon 167 bin 225 TL garanti ödemesinin yapılacağı öngörüldüğü halde söz konusu tahminlerin muhasebe kayıtlarına alınmadığı görülmüştür” tespiti yer aldı. Tünelin kamuya aktarımı ise 20 yıl sonra, 2042 senesinde olacak.(ARADAKİ FARK 40 MİLYON) Yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen 14,6 kilometre uzunluğundaki Avrasya Tüneli, 22 Aralık 2016'da hizmet vermeye başladı. 2017’de günlük 68 bin olan geçiş garantisi yıllar itibariyle arttı. Sayıştay raporuna göre, 2020’de garanti edilen yıllık araç sayısı 25 milyon 376 bin 878 oldu. Ancak 2020 yılında, tünelden bunun yaklaşık yüzde 50'si oranında, yani 12 milyon 609 bin 103 araç geçti. Avrasya Tüneli için verilen garantilere göre; 2017-2021 arasındaki 5 yılda tünelden 120 milyonun üzerinde aracın geçmesi gerekiyordu. Bakan Karaismailoğlu’nun açıkladığı verilere göre ise söz konusu sürede geçen araç sayısı 79 milyonda kaldı. Aradaki fark yaklaşık 40 milyon.

3- Isparta’daki elektrik kesintisi araştırılsın önergesini AKP ve MHP reddetti (İsmail Akın-SÖZCÜ)

Muhalefetin, Isparta'da yaşanan elektrik kesintileri ile ilgili sunduğu araştırma önergesi AKP ve MHP oyları ile reddedildi.















4- Adana Avrupa'nın plastik çöplüğü oldu: 'Topraktaki kanserojen miktarı normalin 400 bin katı' (SOL)

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, verimli tarım arazileriyle anılan Adana’nın Avrupa’nın plastik çöplüğü haline geldiğini söyledi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi veren Bulut, Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye gönderilen plastik atıkların miktarının 2004-2021 yılı arasında 196 kat arttığını kaydetti.  (Avrupa’nın plastik çöpünü en çok alan ülke) Çin’in ardından Malezya, Vietnam ve Tayland'ın plastik atık ithalatına kısıtlama getirmesiyle birlikte Türkiye’nin, Avrupa'nın yeni plastik çöp rotası haline geldiğini belirten Bulut,  Avrupa’nın plastik çöpünü en çok alan ülke olan Türkiye’nin 2019 yılında 582 bin 296 ton, 2020'de de yaklaşık 660 bin ton plastik atık ithal ettiğini bildirdi. ('Toprakta rapor edilen en yüksek toksik düzey') Çevre örgütü Greenpeace'in yayınladığı 'Atık Oyunu' başlıklı raporun Adana’nın verimli topraklarının kanserojen maddelerle kirletildiğini ortaya koyduğunu kaydeden Bulut, “Verimli tarım arazileriyle anılan Adana, Avrupa’nın plastik çöplüğü haline geldi. Topraklarımıza, insanlarımıza, doğamıza yazık oluyor. Denetimi yapılmayan plastik atıklar Adana’da yasa dışı olarak çevreye dökülmekte ve açıkta yakılıyor. Adana’nın verimli tarım, hayvancılık ve sulama arazileri içinde yer alan 5 farklı çöp döküm alanlarından alınan toprak, kül, su ve tortu örnekler üzerinde yapılan incelemede kanserojen maddelerden dioksin ve furan miktarının, kirletilmemiş toprak numunesinin 400 bin katı üzerinde olduğu saptanmıştır. Bu saptama Türkiye’de toprakta rapor edilen en yüksek toksik düzeydir” dedi.   Kimyasal kirleticilerin çoğunun besin zinciri yoluyla hayvan ve insanlara geçebildiğine dikkat çeken Bulut, plastik atıkların yasa dışı yakılması sonucu ortaya çıkan ağır metal, dioksin, furan ve kalıcı organik kirleticilerin toprağa, suya, havaya ve besin zincirine karışarak kansere neden olduğunu, insan sağlığına geri dönüş olmayan zararlar verdiğini bildirdi. ('Hangi ülkelerden ithal ediliyor, hangi atıklar geliyor?') CHP’li Bulut, Bakan Kurum’un yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti: *Plastik atıklar hangi ülkelerden ithal edilmektedir? *Son 3 yıl ayrı ayrı belirtilmek üzere hangi gümrük kapısından hangi, atıklar gelmektedir? Bu plastik atıklar hangi şehirlere gitmektedir? *Söz konusu plastik atıkların takibi yapılmakta mıdır? Nasıl yapılmaktadır? ('Ceza uygulandı mı?') *Plastik atıkların ne kadarı geri dönüştürülmektedir? Geri dönüştürme işleminin takibi yapılmakta mıdır?*Şimdiye kadar Türkiye’ye alınmadan geri gönderilen atık var mıdır? Bu atıkları hangi firmalar ithal etmektedir? *Ülkeye zararlı atık soktuğu için herhangi bir firmaya cezai işlem uygulanmış mıdır? ('Hangi firmalar?') *Adana’da, Bakanlığınız tarafından kimyasal kirleticilere yönelik herhangi bir araştırma yapılmış mıdır? Bu araştırmanın sonuçları ne olmuştur? *Adana’da yasa dışı bir şekilde çevreye plastik atık döken ve yakanlar belirlenmiş midir? Bu firma ve kişilere yönelik herhangi işlem yapılmış mıdır?

5- TKP'den usulsüz burslarla ilgili suç duyurusu(SOL)

Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Örgütü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden aldıkları fahiş miktardaki usulsüz burslarla gündeme gelen üç AKP'li kadın ve bu usulsüzlüğe göz yuman yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.

AKP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Rabia İlhan Kalender, eski AKP Milletvekili Ravza Kavakçı Kan ve AKP'li eski bakan Fatma Betül Sayan Kaya ile dönemin KİPTAŞ ve İSBAK yöneticileri hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunan TKP İstanbul İl Örgütü adına yapılan açıklamada "Hayatlarında tek birgün emek harcamamışların, milyonlarca lira bursu, çalışma karşılığında aldığı iddiası tam bir fiyaskodur... Siz ancak benzerlerinizi kandırırsınız. İstanbul Örgütü olarak ensenizdeyiz. Nasılsa unutulur diye düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. İstanbul halkından çaldığınız, çırptığınız her kuruşun hesabını soracağız, bu 3 kadın hakkında suç duyursunda bulunduk. Tüm ülke yoksullukla, faturalarla boğuşurken, bu arkadaşlar, milyonların alın teriyle sefahat sürmüşler... Yok öyle yağma, hiç merak etmeyin, burnunuzdan fitil fitil getireceğiz.
Bu da bizim İstanbul halkına sözümüz olsun." denildi.

TKP İstanbul İl Örgütü adına iletilen suç duyurusunda şu ifadelere yer verildi:

1-Türkiye Komünist Partisi 16/08/1993 yılında kurulmuş olan her dönem seçimlere giren yasal bir partidir. Müvekkil parti, halkın daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilmesi için mücadele yürütmektedir.

2-İstanbul Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu'nun KİPTAŞ AŞ’deki yapmış oldukları inceleme sonucunda, AKP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Rabia İlhan Kalender'in 5 Şubat 2007’de KİPTAŞ AŞ.'de avukat olarak işe alındığı, 7 Kasım 2008’de ise Belçika’nın Brüksel şehrinde bulunan VRIJE Üniversitesi Avrupa ve Uluslararası Hukuk bölümünde, doktora eğitimi için kabul alması üzerine, KİPTAS AŞ'den burs alarak doktora eğitimine devam ettiği basında yer alan haberlerde belirtilmiştir. Söz konusu burs miktarının: 671 euro (GBP), 9 bin 940 dolar, 123 bin 722 lira ve 128 bin 247 euro (bugünkü kurla 2 milyon 92 bin 56 TL) olduğu yine haberlerde yer alan bir diğer bilgidir. Ayrıca söz konusu burs karşılığında KİPTAŞ AŞ.'de, Rabia İlhan Kalender çalışmadığı da iddia edilmiştir. Bursun miktarı yönünden sözleşmeye aykırı davranıldığı açıktır. KİPTAŞ'ın kamu yararını gütmesi gereken ve kamunun kaynakları ile kurulan bir kurumdur. Söz konusu kurumun, tüm kaynaklarının kamu yararı amacıyla değerlendirilmesi gerekir. Buna rağmen, Rabia Kalender İlhan'dan sözleşmeye aykırı davranarak kamuyu zarara uğratması nedeniyle hem Rabia Kalender İlhan'dan hem de 2008-2013 döneminde Rabia Kalender İlhan hakkında hukuki yollara başvurmayarak görevlerini ihmale den ve bu suretle kamuyu zarara uğratan 2008-2013 yılları KİPTAŞ yöneticiliğini yapan yetkililerden şikayetçiyiz.

3-Yine, AKP Milletvekili Ravza Kavakçı Kan'ın ABD'deki Howard Üniversitesi’nde sürecek olan 4 yıllık doktora eğitimi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden 155 bin dolar ve 59 bin lira eğitim bursu aldığı basında yer alan diğer iddialar arasındadır. Ravza Kavakçı Kan'ın doktora eğitimini, sözleşmeye aykırı olarak 1 yıl uzattığı ve yine doktora eğitimi bittikten sonra da zorunlu olarak İBB'de çalışması gerekirken çalışmadığı iddia edilmiştir. Ravza Kavakçı Kan'ın Türkiye'ye döndükten sonra bir süre Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nde çalıştığı, daha sonrasında ise milletvekili olduğu belirtilmiştir. Ravza Kavakçı Kan'ın sözleşmeye aykırı davranarak İBB'de çalışmaması nedeniyle kamuyu zarara uğratması ve bu sebeple hakkında hukuki soruşturma başlatmayan İBB yöneticilerinin de görevlerini ihmal etmek suretiyle kamuyu zarara uğrattıkları açıktır.

4-Basında yer alan diğer haberlerde, Fatma Betül Sayan Kaya'nın 14 Kasım 2008 tarihinde, İSBAK AŞ’de Elektrik/Elektronik Mühendisi olarak işe alındığı, aynı tarihte ABD’nin New York şehrinde bulunan NYU-Polytechnic Üniversitesi’nde yüksek lisans için kabul aldığı, aynı tarihte İBB şirketinden talep ettiği burs uygun görüldüğü, yurtdışı eğitim bursu sözleşmesi imzalandığı iddia edilmiştir. Yine Sayan Kaya'nın 2010 tarihinde, İSBAK AŞ Genel Müdürlüğü’ne başvurarak “özel nedenlerden dolayı” ücretsiz izin talep ettiği; 1 Nisan-21 Mayıs 2010 arası özel izin verildiği aynı haberlerde yer almıştır. İş akdi sözleşmesi bir yıl süreyle askıya alındı. Ek sözleşme ile de yurtdışı eğitim sözleşmesinin süresi de bir yıl uzatıldığı ve buna rağmen süresinde işe başlamayarak toplam 85 bin 791 dolar ve ayrıca 20 bin 289 lira kamuyu zarara uğrattığı iddia edilmiştir. Kamuyu zarara uğratması nedeniyle Fatma Betül Sayan Kaya'dan ve bu sebeple hakkında hukuki soruşturma başlatmayan İSBAK yetkilileri'nin de görevlerini ihmal etmek suretiyle kamuyu zarara uğrattıkları açıktır.

5-Türkiye Komünist Partisi olarak, haksız ve hukuka aykırı olarak İBB'den burs alan, süresi içerisinde işe başlamayarak kamuyu zarara uğratan, Ravza Kavakçı Kan, Rabia Kalender İlhan ve Fatma Betül Sayan Kaya'dan şikayetçiyiz. Ravza Kavakçı Kan, Rabia Kalender İlhan ve Fatma Betül Sayan Kaya'ya haksız ve hukuka aykırı olarak burs veren, söz konusu şahısların sözleşmeye ve hukuka aykırı fiillerine bilmesine rağmen haklarında herhangi bir hukuki işlem başlatmayan 2008-2013 yılları arasında KİPTAŞ ve İSBAK yetkililerinden görevlerini kötüye kullanmaları nedeniyle şikayetçiyiz.

6- Gazeteci Hülya Kılınç tahliye edildi (SOL)

Haklarında verilen hapis cezasının onanmasının ardından dün yeniden cezaevine giren gazetecilerden Hülya Kılınç tahliye edildi.

MİT görevlisinin cenazesini haber yaptıkları için yargılanan ve cezanın onanmasıyla dün tutuklanan gazeteci Hülya Kılınç tahliye edildi. Kılınç'ın denetimli serbestlikle serbest bırakıldığı belirtildi. İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 9 Eylül 2020’de Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel’in “istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek” suçlamasıyla 4 yıl 8 ay 7’şer gün, Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç’ın ise 3 yıl 9’ar ay hapis cezalarına çarptırılmasına ilişkin karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından 28 Ocak 2022’de onanmıştı. Söz konusu onama kararı üzerine haklarında verilen hüküm kesinleşen Hülya Kılınç, dün cezaevine cezaevine sevk edilmişti. Aynı dava kapsamında Barış Pehlivan ve Murat Ağırel de dün cezaevine girip tahliye olmuşlardı. Gazetecilere denetimli serbestlik hükümleri uygulanmıştı.

7- Trabzon'da deniz dolgusundaki çökme uydudan tespit edildi: Üzerine şehir hastanesi yapılıyor(BİRGÜN)

Trabzon'da, stadyum ve şehir hastanesi inşaatının yer adlığı deniz dolgusu üzerine araştırmalar yürüten Prof. Dr. Ertan Gökalp ile öğretim üyesi Fırat Altıntaş'ın uluslararası dergide yayımlanan bilimsel makalesinde, Avrupa Uzay Ajansı’na ait ‘Sentinel-1’ uydusundan elde edilen 3 yıllık verilere göre, dolgunun yılda 9,7 milimetre çöktüğü, bazı alanların ise yılda 3,9 milimetreye kadar yükseldiğine yer verildi.
(https://www.birgun.net/haber/trabzon-da-deniz-dolgusundaki-cokme-uydudan-tespit-edildi-uzerine-sehir-hastanesi-yapiliyor-377394)

8- TOKİ: Yatay mimariden bir gram ödün vermedik, bununla da iftihar ediyoruz(BİRGÜN)

TOKİ Başkanı Ömer Bulut, Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un açıklamalarına cevap vererek, “Yatay mimariden bir gram ödün vermedik, bununla da iftihar ediyoruz” dedi. Son üç yıldır TOKİ Başkanı olduğunu ve bu süreçte 250 bine yakın sosyal konut yaptıklarını dile getiren Bulut, "Son üç yıldır TOKİ Başkanıyım. 250 bine yakın sosyal konut yaptık. Cumhurbaşkanımız görevi tevdi ettikten sonra, yatay mimariden bir gram bile ödün vermeyeceksin direktifinin dışına çıkmadım. Bu görevi inanarak yerine getirdim. Ve o kadar güzel konutlar yapıldı ki, şimdi televizyonlarda konutlarla ilgili bir konu olduğunda TOKİ'nin konutlarını gösteriyorlar ve bununla da iftihar ediyoruz.

9-Arkeolojik alana bina yapacaklar (İsmail Arı-BİRGÜN)

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tuzla’da 3’üncü Derece Arkeolojik Sit Alanı’nın da içerisinde yer aldığı araziyi yapılaşmaya açtı. Arazide yapılan çalışmalarda Bizans dönemine ait kalıntılar bulunmuştu.
Megakent İstanbul’da arkeolojik alana konut yapılmasının önü açıldı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tuzla’daki Merkez (İstasyon) Mahallesi’nde yer alan binlerce metrekare büyüklüğündeki arazinin imar planlarını değiştirdi. Bakanlığın ranta kapı aralayan plan değişikliğiyle birlikte, Üçüncü Derece Arkeolojik Sit Alanı’nın da içerisinde yer aldığı 206 bin metrekare büyüklüğündeki arazi yapılaşmaya açıldı. Yapılaşmaya açılan arazi üzerinde Sahil Güvenlik Komutanlığı’na ait atıl halde bulunan yapıların yer aldığı belirtildi. Denize yakınlığıyla dikkat çeken arazinin hemen yanı başında da Viaport Marina yer alıyor. Yapılan plan değişikliğine göre, arazinin 5 bin 16 metrekarelik kısmı özel eğitim alanı, bin 628 metrekarelik kısmı sağlık alanı, 85 bin 388 bin metrekarelik kısmı ise park ve millet bahçesi alanı olarak belirlendi. Arazinin 26 bin metrekarelik kısmı yol, 84 bin 760 metrekarelik bölümü de ticaret-turizm-konut alanı olarak belirlendi. İmar planında konut alanı olarak belirlenen 84 bin 760 metrekarelik alanın 7 bin 20 metrekarelik kısmının da 3'üncü Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak belirlendiği ifade edildi. İmar planı raporunda, 3'üncü Derece Arkeolojik Sit Alanı’nda arkeolojik kazı çalışmalarına ilk olarak 1972 yılında başlandığı ve bu kazılar sonucunda Bizans dönemine ait kilise kalıntıları bulunduğu belirtildi. (KAPSAMLI KAZI YAPILMAMIŞ) İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ise Bakanlığın Arkeolojik Sit Alanı’nı yapılaşmaya açmasında bir sakınca görmedi. Kuruldan yapılan açıklamada, “Arkeolojik Sit Alanı olan taşınmaza ilişkin, mevcut bulgular, fotoğraflar doğrultusunda henüz alanda kapsamlı kazı çalışmaları da yapılmadığından bu aşamada arkeolojik sit derecesi 3 olarak belirlendi. Diğer parsellerdeki çalışmalarda da kültür varlığına rastlanması halinde 3863 Sayılı Kanunun 4’üncü maddesi gereği çalışmalar durdurularak gerekli belgelerle birlikte ilgili müze ve kurul müdürlüğüne başvurulması gerektiğine karar verildi” ifadeleri yer aldı.

10- Gazeteciye 21 günde ceza isteyen yargı İBB'deki hırsızlığa 739 gündür dokunmadı (Cumhuriyet)

İBB'ye bağlı Şehir Hatları A.Ş., hurda hırsızlığı ile ilgili 4 isim hakkında 739 gün önce suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hırsızlık iddiasına ilişkin soruşturma başlattı, ancak 739 gündür iddianame hazırlanamadı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı Şehir Hatları A.Ş., hurda hırsızlığı ile ilgili 4 isim hakkında 739 gün önce suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunan isimler arasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeğeni olarak bilinen Hamit Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Hamza Yerlikaya'nın akrabası olduğu belirtilen Zeynep Yerlikaya ismi de yer alıyordu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hırsızlık iddiasına ilişkin soruşturma başlattı, ancak 739 gündür iddianame hazırlanamadı. Odatv’den Caner Taşpınar'ın haberine göre, Sedat K. savunmasında, Gemi Operasyon Saha Görevlisi olarak çalıştığını, Gemi Operasyon Müdürü Hamit Erdoğan’ın talimatı ile 3 kez hurda çıkışına refakat ettiğini, yapılan satışlardan 7 Ağustos 2019 tarihinde 10 bin 800 TL, 2 Eylül 2019 tarihinde 2 bin 740 TL, 17 Eylül 2019 tarihinde ise 8 bin 230 TL tutarında hurda çıkışı yaptığını anlattı. Edinilen bilgilere göre, hurda hırsızlığı soruşturmasında ifade veren Şüpheli B. Gültekin'in, üç defa müdürlerin bilgisi dahiline hurda gönderimi yapıldığını, elde edilen gelirin muhafaza edilmek üzere kendi şahsi hesabına yatırıldığını, talimatı Gemi Operasyon Müdürü Hamit Erdoğan’ın verdiğini ileri sürdü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Akaryakıta tarihi zam: Benzin ve motorin fiyatı rekor seviyede -T24-

Motorin ve benzine peş peşe gelen zamlar, akaryakıt fiyatlarını rekor seviyelere taşıdı. İran ve İsrail arasında artan gerilim, brent petrol...