1- İstanbul Havalimanı'nda fiyatlar uçuşa geçti! Hamburger fiyatlarını görenlerin dudağı uçukluyor(Yeniçağ)
Bir şişe suyun bile 10 TL'nin üzerinde satıldığı İstanbul Havalimanı'nda, bir hamburger menüsü fiyatının ise 201 TL'ye kadar ulaştığı görüldü. Geçtiğimiz Aralık ayında İstanbul Havalimanı'nı işleten İGA ile görüşen işyeri sahiplerinin, kiralar konusunda yardım talebinde bulunduğu, İGA'nın da konuyu değerlendirdiği öğrenilmişti. Aynı şekilde Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki işletmelerin de İSG'den kira indirimi talep ettiği ortaya çıkmıştı.
3-TRT 1 ekranlarında ilginç anlar: Seccadede 'şeytan' aradılar (SOL)
TRT 1 ekranlarında yayınlanan Alişan ile Hayata Gülümse programında ilginç anlar yaşandı. Prof. Dr. Ali Akpınar ile Alişan, programda ekrana yansıtılan seccade görüntülerinin içinde "şeytan" aradı. Birkaç farklı seccadedeki motiflerin şeytanı tasvir ettiğine ikna olan iki ismin yorumları izleyenleri şaşırttı. Alişan'ın programına katılan İlahiyatçı Prof. Dr. Ali Akpınar, "Bizim dinimiz canlı resim ve heykel yani hayvan ve insan resim ve heykellerine sıcak bakmamıştır. Bizden önceki milletlerde bu çok yaygın. Heykel, ressamlık bir sanat olmuştur. İslam'a göre manzara, deniz resminde sakınca yok ama hayvan ve insan gibi canlı resimlerini evlerimize asmaktan da uzak duracağız. Hele hele ibadet ettiğimiz yerlerde, halılarda olsun, seccadelerde olsun, elbiselerimizde olsun uzak duracağız. Şimdi seccadelere bunlar konuyor." ifadelerini kullandı. Ardından ekrana yansıtılan bir seccadeyi inceleyen iki isim, buradaki motifi "şeytan"a benzetti. Alişan, seccade üzerindeki motifi göstererek, "Bunu çok fazla seccadede görüyoruz ama buradan bakınca şeytan gibi. Bu baya iskelet gibi şeytan" dedi. İlahiyatçı Akpınar ise, "Böyle bir seccadede namaz kılmak caizdir ama mekruhtur. Bunlara karşı dikkatli olmamız lazım. Burada kasıt var. Müslümanlara nasıl sızabilir? Şeytan fitliyor birilerini. İnsanlar da şeytanın emrinde bunları yapıyorlar. Bunlar namazımızın sevabını azaltan şeylerdir." diye konuştu. Alişan'ın yorumu ise, "Tehlikeli seccadeler" oldu.
4-AKP otoyol geçişlerindeki cezalarla ilgili teklifi reddetti(SOL)
AKP otoyol geçişlerindeki 4 kat cezanın yarıya indirilmesi teklifini reddetti. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun Teklifi’nin Meclisteki görüşmelerinde otoyol ve köprülerden geçiş ücreti ödemeden geçenlere geçiş ücretinin 4 katı tutarında uygulanan para cezaları gündeme taşındı. Dünya'dan Canan Sakarya'nın haberine göre muhalefet partilerinin geçiş ücretinin 4 katı olan cezanın 2 katına indirilmesi için verdikleri önerge AKP milletvekilleri tarafından reddedildi. Tüketici Kanununda Değişiklik yapan yasa teklifi Meclise sunulmasının ardından hızla ilgili komisyon olan Sanayi, Ticaret, Enerji Komisyonun gündemine alınarak kabul edildi. Yasa teklifinin görüşmeleri sırasında CHP ve İYİP ortak önerge vererek, Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun ilgili maddesine göre geçiş ücreti ödemeden giriş-çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücretinin 4 katı tutarında idari para cezası verilmesine ilişkin maddede değişikliğe gidilerek bunun 2 katına indirilmesini istediler. CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, kendilerine en fazla şikayet gelen konulardan birinin HGS’lerden geçişlerle ilgili olduğunu belirterek, “Özellikle kamyoncular, ‘Kamyonun değeri 150 bin lira, gelen ceza 300 bin lira’ diyorlar. Aynı zamanda faizleri de çok yüksek. Tüketici Kanunu görüşülürken bu konu düzenlemeli” dedi. CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak ise konuyu hem soru önergesi ile Ulaştırma Bakanlığı’na hem de CİMER’e sorduğunu ancak tatmin edici bir yanıt alamadığını belirterek, “Köprü geçişlerinde 34 lira gibi bir rakama iki ay içinde 450 lira isteniyor, aynı zamanda hiçbir ihbar yok. Bu önergenin iktidar milletvekilleri tarafından da desteklenmesi gerekiyor” diye konuştu.(Osmangazi'de icra tehditi ile bin 1500 TL tahsilat) İYİP Denizli Milletvekili Yasin Öztürk de ekonomide zor bir dönemden geçildiğini otobüsçü, kamyoncu esnafının bu cezalardan kaynaklı sıkıntı yaşadığını belirterek, “Cezasıyla birlikte araç değerinin üzerinde cezalar ortaya çıkıyor. Gerçekten tüketiciyi koruyacaksak, tüketicinin de bu konuyla ilgili sürekli mağduriyeti de söz konusuysa bir önergeyle bunu burada düzenlemeliyiz” dedi. Komisyon Başkanı Ziya Altunyaldız ise tüketici açısından gündeme taşınan sorunun önemli olduğunu belirterek, AKP Grubu ve Ulaştırma Bakanlığı’yla konuyu görüşeceğini yasa teklifi Meclis Genel Kurul gündemine gelinceye kadar bir çalışma yürüteceğini söyledi.
5-Che Guevara’nın katili Mario Teran, 80 yaşında öldü(BİRGÜN)
Küba Devrimi’nin önderlerinden Ernesto ‘Che’ Guevara’yı Bolivya’da yaralıyken infaz eden Mario Teran, 80 yaşında öldü. Teran, 2006 yılında Kübalı doktorların sayesinde katarakt körlüğünden kurtulmuştu.Bolivya dağlarında Che’yi yaralı haldeyken yakalayan askerlerin içinde yer alan Teran, infaz emrinin General Gary Prado tarafından verildiğini söylemişti. O zaman ‘çavuş’ olan Teran, Che’yi öldürmesini daha sonra, “hayatının en kötü anı” olarak tanımladı. Teran o anları şöyle anlatmıştı: “Che’yi iri, çok iri gördüm. Gözleri parlıyordu. Bana doğru geldiğini hissettim ve bakışlarını üzerime diktiğinde, başım döndü. 'Sakin ol' dedi bana, 'İyi nişan al! Adam öldüreceksin!'. Sonra kapıya doğru bir adım geri gittim, gözlerimi kapadım ve ateş ettim.” Che hakkında yazılan biyografilerde, Teran’ın ilk atışlarında hedefini ıskaladığı yazıyor.
6- Burhaniye’deki otel projesine tepki: ‘11 katlı imar izni iptal edilmeli’ (Berkay SAĞOL-BİRGÜN)
Burhaniye’de yapılması planlanan 11 katlı otel inşaatına tepkiler sürüyor. Mimarlar Odası Burhaniye Temsilciliği, 11 kata izin verilen imar planı değişikliğinin iptal edilmesini istedi. Mimarlar Odası Burhaniye Temsilciliği’nden İlkim Demirbaş, “Yapılan imar değişikliği ile kat adedi 5 kattan 11 kata çıkarılmıştır. Şehrin geleceğini etkileyecek bir değişikliğin hazırlanması aşamasında ilgili kurum ve kuruluşlardan veri, görüş ve öneriler elde edilerek gerekli analiz, etüt, araştırma ve çalışmalar yapılması gerekiyor. Ayrıca bilimsel tekniklere dayalı, ekonomik, sosyal, kültürel, tarihi, sektörel ve teknolojik araştırmalar ile sorun ve potansiyel analizleri yapılmalı” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın AR-GE Fonu’ndaki milyarlarca liraya, “Hazine’nin bütçe açığını kapatmak için” el konulduğu iddia edildi. CHP’li Emir, “Bakan sorularımıza yanıt vermiyor çünkü o da fondaki paraya el konulduğunu biliyor” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2021 yılında gerçekleştirilecek AR-GE çalışmaları için ayırdığı 4,6 milyar TL’nin 4,4 milyar TL’sinin kullanılmadığı gerekçesiyle 2022 yılına aktarıldığı açıklandı. Ancak 4,4 milyar TL’nin aslında ortada olmadığını belirten CHP Milletvekili Murat Emir, “Aktarımın kağıt üzerinde yapıldığını biliyoruz. Hazine'nin bütçe açığını kapatmak için fondaki paraya el konuldu” dedi.(https://www.birgun.net/haber/fondaki-para-buhar-oldu-380086)
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre, cari işlemler açığı ocakta geçen yılın aynı ayına kıyasla 5 milyar 336 milyon dolar artarak 7 milyar 112 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Bunun sonucunda 12 aylık cari işlemler açığı 20 milyar 223 milyon dolara yükseldi. Açıklanan cari işlemler açığı son 4 yılın zirvesi niteliğinde. 7,11 milyar dolarlık açıkla 2017 Aralık ayından bu yana en yüksek cari açık kaydedilmiş oldu.(DIŞ TİCARET AÇIĞI ETKİLİ OLDU) Bu gelişmede, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığının 6 milyar 425 milyon dolar artarak 8 milyar 333 milyon dolara çıkması etkili oldu. Geçen yılın ocak ayında 1 milyar 251 milyon dolar olan altın ve enerji hariç cari işlemler fazlası, bu yılın aynı döneminde 1 milyar 487 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, hizmetler dengesi kaynaklı net girişler 975 milyon dolar artarak 1 milyar 631 milyon dolara yükseldi. Hizmetler dengesi altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler, ocakta geçen yılın aynı dönemine göre 891 milyon dolar artışla 1 milyar 494 milyon dolara ulaştı. Birincil gelir dengesinden kaynaklanan net çıkışlar ise aynı dönemde 190 milyon dolar azalarak 360 milyon dolara geriledi. Geçen yılın ocak ayında 26 milyon dolar net giriş kaydeden ikincil gelir dengesi kaleminde, bu yılın aynı ayında 50 milyon dolar net çıkış yaşandı. Öte yandan, aralık ayına ilişkin cari işlemler açığı 3 milyar 841 milyon dolardan 3 milyar 837 milyon dolara revize edildi.
10- Savcı, Gazeteci Sedef Kabaş için jet mütalaa verdi, cezalandırılmasını istedi (Meltem AKYOL-EVRENSEL)
“Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla 49 gün önce tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş ilk kez İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Cumhurbaşkanına ve bakanlara hakaret etmediğini, eleştiride bulunduğunu söyleyen Kabaş savunmasında, "IŞİD üyesi olsam, uyuşturucu ticareti yapsam rahat rahat dolaşacaktım" dedi.(49 GÜN SONRA HAKİM KARŞISINDA) "Cumhurbaşkanına hakaret" ve iki bakana karşı "Kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret" suçlamalarıyla 12 yıl 10 aya kadar hapsi istenen Gazeteci Sedef Kabaş ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, 49 gündür tutuklu bulunan Sedef Kabaş Bakırköy Cezaevi’nden getirildi. Duruşmaya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki avukatı katıldı.(GAZETECİLER VE İZLEYİCİLER ALINMADI) Duruşma salonuna izleyici alınmazken; duruşmayı takip etmek için adliyeye gelen Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Sanatçı Melike Demirağ ile çok sayıda gazeteci ve izleyici duruşmayı salon dışında bekledi. Salonda duruşmayI CHP Milletvekili Utku Çakırözer ile İstanbul Barosu Başkanı Mahmet Durakoğlu takip etti.(EMNİYETİN CANLI BOMBA LİSTESİNDE OLSAM SERBEST OLACAKTIM) Duruşmada beyanda bulunan Sedef Kabaş sözlerine "Mevcut iktidarın bana ve bize yaşattıklarına gerçekleri söylemeye devam edeceğim. Yurtdışında aldığım eğitimlerden sonra kendi isteğiyle yurda dönmüş bir gazeteciyim" diyerek başladığını sözlerini mahkeme başkanı 'kendini anlatma' diyerek kesti. Sedef Kabaş beyanının devamında şunları söyledi: "Geçtiğimiz yıllarda başka bir konuşmam AKP'liler tarafından montajlanarak yayınlanmıştı. Konuşmamın içeriği kasıtlı bir şekilde çarpıtıldı ve kamuoyuna izletildi. Goebbels yöntemlerini eleştirdiğim konuşmam Goebbels yöntemleriyle hedef gösterilmiştir. Bu kişiler şimdi de atasözünden hakaret çıkarıp cezalandırılmamı istiyorlar. Ben bugün IŞİD üyesi olup, emniyetin canlı bomba listesinde olsaydım serbest olacaktım, uyuşturucu ticareti yapsaydım rahat rahat dolaşacaktım. Otele, devlet ihalelerine çöküp millete küfretseydim suçlu olmayacaktım" ifadelerini kullandı.(HAKARET ETMEM, EDİLMESİNİ DE ONAYLAMAM) "Cumhurbaşkanına hakaret etmedim, etmem, edilmesini de onaylamam" diyen Kabaş, devamında şunları söyledi: "İktidarı gerekirse en ağır şekilde eleştiririm ve takdir edersiniz ki bunlar ifade özgürlüğü kapsamındadır ve bir gazetecinin görevidir. Bunların hepsi eleştiri, hakaret olarak kabul edilemez. Aksi halkın haber alma hakkını gasp etmek anlamına gelir. Dünyanın hiçbir hukuk devletinde yaşanmayacakları yaşattılar bana. Yatarı belki birkaç saat olan bir suçtan bile hapis yatırdılar. 49 gün sonra sizin karşınıza çıktım. Nasıl bir suç işlemiş olabilirim ki 13 yıla yakın hapis yatmamı talep ediyorlar. Sözü ve kalemi dışında gücü olmayan bir kadına iktidarın gücünü kullanarak saldırdılar. Bunca saldırının öfkenin karşısında yüce Türk adaletine sığınıyorum" diyerek suçlamaları kabul etmediğini ve beraatını talep ettiğini söyledi. Kabaş, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını da 'suçsuzum' diyerek kabul etmedi.(AVUKAT POYRAZ: BU ÜLKEDE TAYYİP ERDOĞAN'IN TALEBİNE KARŞI DURACAK BİR HAKİM VAR MI?) Daha sonra söz alan Kabaş’ın Avukatı Uğur Poyraz, müştekilerin avukatlarının salonda bulunması nedeniyle “neden salondalar, beyanlarının alınmasını istiyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız, bu talebe, "Siz mi biliyorsunuz" şeklinde karşılık verdi. Bir diğer avukatı ise “Oldu, Cumhurbaşkanı salona mı gelsin” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın avukatları şikayetçi olduklarını söyleyerek davaya katılma talebinde bulundu. Duruşma savcısı da müştekilerin 'suçtan zarar görme' ihtimaline karşın davaya katılması talebinin kabulüne karar verilmesini istedi. Ardından Avukat Uğur Poyraz, beyanda bulunmaya başladı. Usul hukuku ile ilgili beyanlarda bulunmaya çalışan Poyraz'ın sözleri mahkeme başkanı tarafından "biz de biliyoruz" denilerek kesildi. Avukat Poyraz beyanda şunları söyledi: "Bu ülkede Tayyip Erdoğan’ın talebine karşı duracak bir hakim var mıdır? Bu kararı verecek hakimin sürülmeyi göze alması gerekir. Bu dava burada bitmeyecek." Kabaş Avukatı Kerem Altıparmak da şunları söyledi: "Cumhurbaşkanının avukatı müvekkilinin buraya gelmeyeceğini söyleyerek açıkça ayrıcalık istiyor. Zarar gören kişilerin gelip mahkeme salonunda şikayetini anlatması gerekir. Eğer Anayasayayı ve AİHS'i tanıyorsanız bu katılma taleplerini kabul edemezsiniz." Mahkeme başkanı ise Soylu ve Erdoğan'ın katılma taleplerini kabul etti. (JET MÜTALAA: SAVCI CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ) Ardından duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıklamak için söz aldı. Savcı, Kabaş’ın davaya konu sözleriyle Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı makamı ve Beştepe’yi kast ettiğini ve bu nedenle savunmasının cezadan kurtulma amacı taşıdığını iddia ederek, “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan cezalandırılmasını istedi. Savcı, Kabaş’ın İçişleri Bakanına yönelik “soyadına ihanet içinde olduğu” sözlerininden dolayı “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” kapsamında cezalandırmasını istedi. Soylu ve Erdoğan'ın avukatları ise cezaların üst sınırdan verilmesini talep etti. Duruşmaya 15 dakika ara verildi.("O VİDEOYA BAKARAK KARAR VERMENİZİ İSTİYORUM") Aranın ardından devam eden duruşmada Kabaş'ın avukatları söz aldı. Avukat Kerem Altıparmak, "Bu davada Türkiye'nin hukuk devleti olup olmadığına karar vereceksiniz. 'Konuşursan yanarsın' mesajı mı vereceksiniz? Demokrasi ve cumhuriyet konusunda, bu ülkede yurttaşlar eşit mi, siyasi iktidarı insanlar eleştirebilir mi buna karar vereceksiniz" ifadelerini kullandı. Sedef Kabaş'ın avukatı konuşurken cumhurbaşkanının Avukatı Ferah Yıldız "siyaset yapmayın. Burası siyaset meydanı değil" diye laf attı. Avukatların ardından Sedef Kabaş'a son sözleri soruldu. Kabaş, "Karar verirken o videoya bakarak karar vermenizi istiyorum" dedi.(ARADAN SONRA HÜKÜM AÇIKLANACAK) Duruşmaya yeniden ara verildi. 30 dakikalık aranın ardından hükmün açıklanması bekleniyor.(NE OLMUŞTU?) Sedef Kabaş, Tele1'de katıldığı programda, "Çok meşhur bir söz vardır, taçlanan baş akıllanır diye. Ama görüyoruz ki gerçek değil. Ya da tam tersi bir söz vardır. Büyükbaş hayvan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz, o saray ahır olur" ifadelerini kullanmıştı. Bu ifadeler gerekçe gösterilerek sosyal medyada Kabaş aleyhine kampanya başlatılmış ve Kabaş, siyasi iktidara yakın gruplar tarafından hedef gösterilmişti. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, Sedef Kabaş’ın kullandığı ifadeleri gerekçe göstererek Tele1 hakkında inceleme başlatıldığını duyurmuştu. Gazeteci Sedef Kabaş hakkında da "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçlamasıyla soruşturma başlatılmıştı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de isim vermeden Sedef Kabaş için "Hak ettiği karşılığı bulacak" açıklaması yapmıştı. "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nce 22 Ocak'ta tutuklanan Sedef Kabaş'ın tutukluluğuna 24 Ocak'ta itirazda bulunulmuş, nöbetçi İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi 25 Ocak'ta itirazı değerlendirerek reddetmişti. Kabaş'ın avukatları, tahliye isteminin yerel mahkemece reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapmış, başvurunun öncelikle görüşülmesini isteyerek, tedbir talebinde bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi ise Sedef Kabaş'ın avukatlarının, "tedbir yoluyla derhal tahliye edilmesi" talebini reddetmişti. Kabaş, AYM kararı ile ilgili, "Anayasa Mahkemesi benimle ilgili ret kararıyla aslında kendini inkar ediyor. Kendi kararlarını yok sayıyor" demişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder