KISA KISA GÜNDEM (21 HAZİRAN 2022)


1) Satın alma gücü AB’nin yüzde 36 altında(BİRGÜN)

Türkiye'nin, Satınalma Gücü Paritesi (SGP) değerine göre kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) endeks değeri, geçen yıl için 64 olarak tespit edildi. Böylece Türkiye, ortalaması 100 olan 27 Avrupa Birliği ülkesinin yüzde 36 altında kaldı. Türkiye İstatistik Kurumu, 2021 yılına ilişkin geçici Satınalma Gücü Paritesi (SGP) verilerini açıkladı.Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan SGP'ye göre, kişi başına GSYH endeks değerinin 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesi ortalaması 100 iken, Türkiye için 64 oldu ve AB ortalamasının yüzde 36 altında kaldı.  Karşılaştırmalarda, 27 AB üyesi ülke, 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi (İsviçre, İzlanda ve Norveç), 5 aday ülke (Türkiye, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Arnavutluk) ve 1 potansiyel aday ülke (Bosna-Hersek) kapsandı.  Karşılaştırmalarda yer alan 36 ülke arasında SGP'ye göre kişi başına GSYH endeksi en yüksek ülke 277 ile Lüksemburg, en düşük ülke ise 32 ile Arnavutluk olarak kayıtlara geçti. Kişi başına GSYH endeksinde Lüksemburg, AB ortalamasının yüzde 177 üzerinde, Arnavutluk ise yüzde 68 altında değere sahip oldu.(TÜRKİYE'NİN FİİLİ BİREYSEL TÜKETİM DÜZEYİ 71)  Kişi başına fiili bireysel tüketim düzeyi 27 Avrupa Birliği ülkesi ortalaması 100 iken Türkiye için 71 oldu ve AB ortalamasının yüzde 29 altında kaldı. Karşılaştırmalarda yer alan 36 ülke arasında kişi başına fiili bireysel tüketim değeri en yüksek ülke 146 ile Lüksemburg, en düşük ülke ise 39 ile Arnavutluk olarak kayıtlara geçti. Türkiye'nin fiili bireysel tüketime ilişkin fiyat düzeyi endeksi, 2021 yılı geçici sonuçlarına göre 35 olarak belirlendi. Bu değer, AB ülkeleri genelinde 100 euro karşılığı satın alınan aynı mal ve hizmet sepetinin Türkiye'de 35 euro karşılığı Türk Lirası ile satın alınabileceğini gösteriyor.

2) Pınar Gültekin'in katiline 'haksız tahrik' indirimi: Utanç verici karar (Dilara Şimşek-Birgün) 

Cemal Metin Avcı’nın öldürdüğü 27 yaşındaki Pınar Gültekin’in davasında karar çıktı. Katil Avcı’ya verilen ceza ‘haksız tahrik’ indirimiyle 23 yıla düşürüldü. Gültekin ailesi karara “Adalet ölmüş” sözleriyle tepki gösterirken Av. Epözdemir, “Kurgu savunmaya itibar edip haksız tahrik indirimi uyguladılar” dedi. (https://www.birgun.net/haber/pinar-gultekin-in-katiline-haksiz-tahrik-indirimi-utanc-verici-karar-392612)

3) En büyük 5 altın firmasından biri iflas etti (Cumhuriyet)

Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye altın ve kuyumculuk sektörünün en büyük 5 firmasından biri olan Karakaş Atlantis iflas etti. (https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/en-buyuk-5-altin-firmasindan-biri-iflas-etti-1949486)





4) TEDAŞ dev zararla çarpıldı: Yaklaşık 6 buçuk milyar (Cumhuriyet)

İktidarın enerji politikası TEDAŞ’ı batağa sürükledi. TEDAŞ, elektrik dağıtım işinin 21 bölgeye ayrılarak özelleştirildiği 2013 yılından bugüne toplam 6 milyar 446 milyon 583 bin TL’lik zarara imza attı. 

Elektrik dağıtım şirketleri patronlarının geçen hafta perşembe günü Ankara’da düzenlenen Sektör Değerlendirme toplantısı öncesinde kahvaltıda Enerji Bakanı ile bir araya geldiği ve elektriğe yüzde 50 zam talep ettiği öğrenildi. Toplantıda, 1 Temmuz’dan geçerli olmak üzere en az yüzde 30 zam yapılması kararı alındı.   (https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/tedas-dev-zararla-carpildi-yaklasik-6-bucuk-milyar-1949470)

5) Manevi rehber 618, psikolog sayısı 52 (Mustafa Bildircin-BİRGÜN)

KYK yurtlarında 618 manevi rehber görev yaparken görevli psikolog sayısının sadece 52’de kaldığı ortaya çıktı. Öğrencilerin yurtlardaki psikologlara en çok başvurduğu sorunların arasında ekonomi sıralandı.(https://www.birgun.net/haber/manevi-rehber-618-psikolog-sayisi-52-392593)


6) İngiltere hükümeti göçmenlere GPS takmaya karar verdi: İnsan hakları örgütlerinden tepki (BİRGÜN)

İngiltere hükümetinin göçmenlere GPS takip cihazı takılmasını öngören bir program hazırladığı açıklandı. Programa tepki gösteren İngiltere merkezli Göçmenler Konseyi'nin yöneticisi Enver Solomon, "Bu hükümetin savaştan, kan dökülmesinden ve zulümden kaçan erkek, kadın ve çocuklara suçlu muamelesi yapmaya niyetli olması dehşet verici" diye konuştu. (https://www.birgun.net/haber/ingiltere-hukumeti-gocmenlere-gps-takmaya-karar-verdi-insan-haklari-orgutlerinden-tepki-392536)

7) Atatürk Orman Çiftliği'ne emniyet binası yapma planı mahkemeden döndü (Evrensel)

Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin açtığı dava üzerine Atatürk Orman Çiftliği emniyet hizmet binası yapımı imar planları tek celsede iptal edildi.(https://www.evrensel.net/haber/464174/ataturk-orman-ciftligine-emniyet-binasi-yapma-plani-mahkemeden-dondu)



8) Kristal Flamingo’yu kazanan ‘Sen Ben Lenin’in yönetmeni Tufan Taştan: Ödülü karanlığa rağmen şarkı söyleyenlere ithaf ediyorum (Evrensel)

2. İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali ödül töreniyle sona erdi. Festivalde en iyi filme verilen Kristal Flamingo ödülünü Tufan Taştan’ın “Sen Ben Lenin”i kazandı.

2. İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezinde düzenlenen ödül gecesiyle sona erdi. Törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Dairesi Başkanı Kadir Efe Oruç ile birçok kurum temsilcisi katıldı. Festivalin sunuculuğunu Sinema ve Tiyatro Oyuncusu Şenay Gürler üstlenirken, gecenin konseri ise Nino Rota Ensemble tarafından seslendirildi. Kristal Flamingo ödülünü ise Tufan Taştan’ın “Sen Ben Lenin” filmi kazandı.   ("İZMİRLİLER FESTİVALİ SAHİPLENDİ") İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali açılış konuşmasını yapan Festival Direktörü Vecdi Sayar, festivalin müzik temalı tek festival olduğunu söyleyerek, 10 gün boyunca yorucu ama heyecan verici bir festival yaşadıklarını söyledi. Sayar, “İzmirliler bu festivali sahiplendi, sinema salonları doluydu, hatta salonların küçüklüğünden şikayet ettiler, İzmir’in artık daha büyük salonlara ihtiyacı var” dedi.("İZMİR SİNEMA PLATOSUNA KAVUŞACAK") İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise, “İzmir, çok saygın bir festivale ev sahipliği yaptı. Biz bu çıtayı yükseltmeye kararlıyız, istiyoruz ki İzmir’in her sokağı sinema ve müziğin büyüsü ile hemhal olsun. İstiyoruz İzmir sinema dünyasının merkezlerinden biri olsun. Bu sebeple sadece festivalle kalmayacağız. İzmir çok yakında hem platosu hem sinema ofisiyle sinemanın merkezi bir şehir olacak” diye konuştu.  Soyer, konuşmasının ardından emek ödüllerini Sinema Yazarı Atilla Dorsay ve Necip Sarıcı’ya takdim etti.  ("SİNEMA İNSANA DÜNYAYI ANLATIR") Gadjo Dilo, TranSylvania ve Geronimo gibi pek çok filmin yönetmeni Tony Gatlif’e ise Kültürlerarası Sanatçı Ödülü verildi. Yönetmen Galfit ödül konuşmasında, “Bebek kundakta sallanarak büyür ben de öyle büyüdüm ama gözümü maalesef çok farklı bir dünyaya açtım, o dünya bana başka şans tanımadı ve sinemacı oldum. Çünkü romandım, çingeneydim. Buraya davet edildiğimde çok mutlu oldum. Çünkü ilk filmim için de filmimi kolumun altına koyup Türkiye’ye İzmir’e gelmiştim. Dil bilmiyordum ama Türkler bana yardım ettiler. İşte ben buna büyü diyorum. Sizleri bir büyücü olarak görüyorum, sinema insana dünyayı anlatır, siz dünyayı buraya taşıyorsunuz” dedi.

(EN İYİ FİLM "SEN BEN LENİN") Festivalde en iyi film ödülünü “Sen Ben Lenin” kazandı. Yönetmenliğini Tufan Taştan’ın yaptığı filmde; Karadeniz’de bir kasabada bulunan Lenin heykeli, başbakanın katılımıyla gerçekleşecek törenden önce birisi veya birileri tarafından çalınır. Ankara’dan görevlendirilen iki polis, kayıp Lenin heykelinin peşine düşer. Barış Falay, Saygın Soysal, Melis Birkan, Serdar Orçin, Nur Sürer, Salih Kalyon, Hasibe Eren, Özgür Çevik ve Binnur Kaya’nın da aralarında olduğu kadrosuyla film, ayrıca müziklerini besteleyen Barış Diri’ye, Edip Cansever şiiri ‘Mendilimde Kan Sesleri’nden uyarladığı şarkısı ile de ödül kazandırdı. Ekip adına ödülü, Reis Çelik ve Erden Kıral’dan alan Tufan Taştan, “Öyle günlerden geçiyoruz ki hani buradan neyi ansam, kime selam söylesem ya da hangi hikayeyi anlatsam biraz eksik kalacak. O yüzden bu ödülü bugünlerde karanlığı görenlere, karanlığa rağmen şarkı söylemeye devam edenlere ithaf ediyorum” dedi. Yönetmenliğini Ferit Karol’un yaptığı ‘Kumbara’ filmi de başrollerine en iyi oyuncu ödüllerini getirdi. Oyuncular Murat Kılıç ve Gülçi̇n Kültür Şahi̇n gecede ödüllerini Erdal Kesal’ın elinden aldılar.

ÖDÜLLERİN TAM LİSTESİ

ULUSAL YARIŞMA ÖDÜLLERİ En İyi Film: Sen, Ben, Lenin (Tayfun Taştan), En İyi Yönetmen: Tayfun Pirselimoğlu Kerr (Jüri Özel), En İyi Erkek Oyuncu: Halil Babür (Beni Sevenler Listesi) ve Murat Kılıç (Kumbara) ,En İyi Kadın Oyuncu: Gülçin Kültür Şahin (Kumbara), En İyi Özgün Beste: Kerr (Nikos Kypourgos) , En İyi Özgün Film Şarkısı: Sen Ben Lenin (Ahmet Abi şarkısı ile Barış Diri) , En İyi Ses Tasarımı: Gölgeler İçinde (Greg Dombrowski) DİZİLERİN MÜZİK ÖDÜLLERİ Dijital Platform En İyi Özgün Şarkı: Blu TV/Derinlerde Saklı (Söyleyen: Sena Şener),  Ulusal Kanal En İyi Özgün Şarkı: Star TV/ Kaderimin Oyunu (Ender Gündüzlü), Ulusal Kanal En İyi Özgün Müzik Ödülü: Fox HC/Mahkum (Sertaç Özgümüş) , Dijital Platform En İyi Özgün Müzik: Netflix/Uysallar (Sertaç Özgümüş

9) Bir Aktroll'den itiraflar: Şebekenin nasıl işlediğini anlattı (SOL)

'Trollerin bazısı maaşlı, bazısı gönüllü. Tweet başına para alan da var, aylık maaş alan da var.'  Sabah ve ATV gibi yandaş basın kuruluşlarında çalışan, sonrasında AKP'li Ümraniye Belediyesi'nde görev yapan ve 8 yıl sonra işten çıkarılan Orhan Sarıkaya  adlı Aktrollnasıl Aktroll olduğunu, hangi grupla çalıştığını Aktrollerin neler yaptığını, nasıl finanse edildiklerini, Aktoller içerisindeki gruplaşmayı ve daha birçok soruyu halktv.com.tr'den Seyhan Avşar'a yanıtladı.(Öncelikle Orhan Sarıkaya kimdir? Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız?) Aslında işletme mezunuyum. Ancak gazeteciyim. Sabah grubunda, ATV’de çalıştım. Daha sonra ise otomotiv işine girdim. Ancak çok zenginken 3 ayda iflas ettim. 2010 yılında ise kayınpederim vasıtasıyla Ümraniye Belediyesi’nde taşeron olarak işe başladım. 7 yıl boyunca Ümraniye Belediyesi Ruhsat Denetim Müdürlüğünde çalıştım. Denetim hariç banko memuru ve çeşitli görevlerde bulundum. Bazı belgelere yetkimiz olmamasına rağmen imzalar dahi attık.(Peki… Aktroll olma süreciniz nasıl başladı? Tweetler atmaya ilk ne zaman başladınız?) Benim bir gazetecilik geçmişim var. Bu işi seven birisiyim. Hal böyle olunca o dönemki Ümraniye Belediyesi Başkanı Hasan Can bizi topladı. Twitter yeni ortaya çıkmaya başlamıştı. ‘Herkesin sosyal medya hesabı açmasını’ ve ‘hükümete destek vermesi gerektiğini’ belirtti. ‘Tamam’ diyerek bu işe giriştik ve çok ciddi kitlelere ulaşmaya başladık.(Sonrasında neler oldu? Nasıl ilerledi süreç?) Bir şeyleri belirleyen insan konumuna geldim. Öncelikle Twitter'da gönüldaşlık yaptığımız insanlarla irtibata geçiyoruz. Direkt mesaj (DM) yoluyla başlıyor bu süreç. Sonraki süreçlerde WhatsApp grupları kuruldu. Etkileşim görmesi gereken söylemleri paylaşmaya başladık. Böylelikle trend topicleri oluşturduk. Bu çalışmalarımıza ise Gezi’den hemen sonra başladık.(Kamuoyu Aktrolleri oldukça merak ediyor… Yapısından biraz bahseder misiniz?) Öncelikle ilk troll çalışmasını Ahmet Davutoğlu ve ekibi başlattı. Para verilen bir ekibi vardı. Başında ise Mete Ün bulunuyordu. Şu an ise 3 tane troll grubu var. Berat Albayrak’ın, Süleyman Soylu’nun ve Metin Külünk’ün grubu. Ama Külünk’ün grubu deyince şöyle bir şey algılanmasın kendisi kişileri toplayıp para dağıtan biri değil. Bunun dışında onun bir troll kitlesi var. Ufak tefek yardım ettiği kişiler vardı.(Bu troll grupları arasında bir çekişme var mıydı?) Bizler Berat Albayrak’ı hiçbir zaman sevmedik. Ne politikalarını tasvip ettik, ne de yaptıklarını. Külünk ve Soylu grubu beraber hareket ediyordu. Ancak biz ekip olarak onlardan önceyiz. Zaten Soylu darbe girişimi sonrası bakan oldu. Soylu ile Metin Külünk’ün karşı karşıya gelmesi ise Sedat Peker’e kadar dayanıyor. Külünk ile Peker’in arası iyiydi. Ne zamanki Sedat Peker isimleri ifşa etmeye başladı… Soylu, Sedat Peker’i yurtdışından almaya çalıştı. Peker’i alamadı çünkü onu koruyanlar da vardı. Hatta Soylu’nun görevden affını istediği akşam da kendisine destek verdik.(Siz Metin Külünk için tweetler atan gruptaydınız değil mi?)   Ben Külünk’ün grubunda değildim. Onu destekliyordum. O gruplara bağlı olmam için para almam gerekirdi. Zaten o hesapların hepsi bir kanaldan yönetiliyor. Belirli grupları, kişileri Metin Külünk tanıyordu. Belirli bir kitlesi vardı. Metin Külünk bu hesaplarla iletişime geçiyordu. ‘Şöyle yaparsak iyi olur’ diyerek yönlendirme yapılıyordu.(Külünk grubunda değilseniz bu kadar detayı nasıl biliyorsunuz?) İçindeyim ama dışındayım. Birebir içinde olmak için benim para almam lazım. Ancak para almadım. Gönüllü olarak şey yaptım… Benim hiçbir zaman ‘şu grubu oluşturayım başında olayım’ gibi bir derdim olmadı. Her şey kendiliğinden oldu. Ben kimseden para almadım. Ancak alanlar var. Ben 1 TL dahi Metin Külünk’ten almadım. Acımdan ölsem gidip istemem.(Peki atılacak tweetler, etiketler nasıl belirleniyordu?) Çekirdek bir kadro vardı. 8-10 kişilik bir arkadaş çevremiz vardı. Konu gündeme geldiğinde bizler trend topic’i belirliyorduk. Hepimizin güçlü takipçileri vardı.(Bu çekirdek kadro ile bir araya geliyor muydunuz?) Tabii ki. Bir araya gelip yemekler yiyip, çaylar içiyorduk. Sohbetler ediyorduk. Sosyal medya kampanyalarını konuşuyorduk. Şehir dışından gelenler dahi vardı. Sosyal medya bir iştir. Sosyal medya bir algı operasyonu ile sizi bir anda mükemmel bir insan olarak tanıtır. 2 saat sonra ise sizi yerin dibine batırır. İnsan içine çıkamazsınız. Bir algı operasyonudur.(Peki belirlenen kampanyaları daha geniş gruplara nasıl ulaştırıyordunuz?) Whatsapp grupları üzerinden. Ancak ben o gruplara girmiyordum. (Aranızdan biri mi kararı diğerlerine iletiyordu?) Evet… Oradan da diğer gruplara yayılıyordu.(‘Yalan kampanyalar genel merkezden geliyordu’   Aktrollerin yalanlar üzerinden saldırdıkları kampanyaları bu çekirdek kadroda mı belirliyordunuz?) Hayır.. O kampanyalar genel merkezden geliyordu. (Peki… Türkiye’de kaç Aktroll var?) Para alan diye bakarsanız.. Bunun bir kısmına ‘televizyona çık’, bir kısmına ‘gazetede yaz’, bir kısmına ise ‘abla sen iyi yazıyorsun evinde otur yaz’ derler. Kendilerinin itiraf ettiği bir rakam var. ‘197 bin trolümüz var’ şeklinde açıklamaları var.(Bu Aktroll gruplarında hangi meslek grupları var?) Ev hanımları ağırlıklı. Ancak doktorlar dahi var. Her kesimden insan var.(‘Tweet başı 300-500 veren var’Aktrollere herhangi bir ödeme yapılıyor muydu?) Trollerin bazısı maaşlı, bazısı gönüllü. Tweet başına para alan da var, aylık maaş alan da var. Ben ayrıldığım için geçen sene duyduğum 300-500 TL veren de var. ‘Bir tane tweetimizi atar mısın’ diyor. Aylık bir asgari ücret veren de var. Özellikle ev hanımlarını bu konuda mükemmel ayarlıyorlar. Bu para bir yerden birisine geliyor ve daha sonra bu para dağıtılıyor.(Peki teknolojik destek?) Telefonu ve tableti olmayanlara bu aletler verildi.(Ödenen paralardan, teknolojik destekten bahsediyorsunuz. Bu bütçe nasıl ve nereden sağlanıyordu?) Devletten. Partilere verilen bir bütçe var. Oradan ayarlanıyordu. Ayrıca aldığınız para konusunda 60-70 bin takipçinizin olması önemli değil. Önemli olan etkileşimdir. Dahası Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın bütçesine bakın. O paranın büyüklüğünü görün. O paranın büyüklüğü bir şeyleri ifade edecektir.(Aktrollerin kullandığı hesaplar bot mu?) Benim bir kendi hesabım, bir de bot hesabım vardı. Bot olan çok hesap var. Elon Musk’ın açıklamasıyla bot hesaplara yönelik temizleme yapıldı. Ancak kaç hesabın kapatıldığına dair net rakam verilmedi.(Bugüne kadar yaptığınız en büyük kampanya neydi?) En büyük kampanya Cumhurbaşkanı Erdoğan için yaptığımız #Yedirmeyiz etiketli kampanyaydı.(Peki muhalefet partilerine yönelik nasıl kampanyalar yürüttünüz?) Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik en büyük kampanyamızı hatırlamıyorum. Ancak çok kampanya yürüttük. Canan Kaftancıoğlu’na yönelik en büyük kampanyamız ise eşinin tabağında domuzun olduğu kampanyaydı. Türkiye bir mozaik. Alevisiyle, Sünnisiyle… Türk toplumunun içerisinde nereden bakarsanız bakın yüzde 70’i bir inanç mensubu. Oruç tutmaz, namaz kılmaz, akşamları rakısını içer. Ancak domuz yemez. ‘Rakıyı içiyorum diye domuz mu yiyeceğim’ der. Bu kampanyayı biz hazırlamadık. Canan Kaftancıoğlu gollük malzeme verdi. Selahattin Demirtaş’ın ise, ‘Başkan Apo’nun heykelini’ dikeceğiz sözleri kampanyamız için yeterliydi. Ayrıca Demirtaş’tan haz almayan insanlarız. Bizden kimse ondan haz almaz. Onun için birçok kez #terörist etiketiyle yazmışızdır. Ahmet Davutoğlu’na yönelik kampanyalarımız da oldu.(‘AKP Genel Merkezi’nden capsler hazırlanır bize ulaştırılırdı’)(Türkiye seçime doğru gidiyor. Seçim öncesi Aktrollerin bir kampanya çalışması var mıydı?) Her seçim öncesi sosyal medya kampanyalarımız olurdu. AKP Genel Merkezi’nden capsler hazırlanıp ve bir şekilde bize ulaştırılıyordu. Biz de ona göre yazıyorduk. Şimdiki seçim için yapılan bir kampanya var mı bilmiyorum.(‘Kampanya bir şekilde bize ulaştırılıyordu’ diyorsunuz. Kim ulaştırıyordu?) Kuyruğunu bulmaya çalışıyorsunuz. Bu işin kuyruğu Fahrettin Altun’dur.(‘Sizin için çalışmıyor bütün gün tweet atıyordu deniliyor.’ Bankamatik memuru muydunuz?) Evet atıyordum. Doğru... Size belki komik gelecek. Hiç işimi aksatmadım. Bankamatik memuru değildim. Bankoda 3 memur oturuyorduk. Hiç bir iş yapmıyor sabahtan akşama kadar tweet atıyor diye beni şikayet ettiler. Ancak toplamda yanımdaki 2 kişinin toplamının 2 katı iş yapmışım.(Türkiye bir değişime doğru gidiyor. Sizce Aktrollerde bir kopuş vs. var mı?) Çözülme oluyor. Trollerin bir kısmı gönüllü, bir kısmı maaşlı. Maaşlarını keserseniz onlarda keser. Onun dışında da kopuşlar var. Mesela kişi yıpranmıştır. Makam, mevki ister. Onu ya tasfiye ederler ya da kendi kendisini tasfiye eder. Ancak belli başlı isimler var. Onlar değişmez.(Aktrollerin bir gün yargılanacağını düşünüyor musunuz?) İnşallah yargılanırlar. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki, “Son 6 ayda beni etiketleyen 700 binden fazla tweet atılmış. Bunların 300 binini bu maaşlı trollere ürettirmişler.” Orhan Sarıkaya: Doğru Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında, “Devleti suça alet ediyorlar” ifadelerini kullanıyor. Sarıkaya: Doğru çok doğru…

10) Ortadoğu'da ABD destekli hava savunma ittifakı kuruldu (SOL)

İsrail, İran'ın tehditlerine karşı ABD Merkez Komutanlığı'nın himayesinde bir hava savunma ittifakı oluşturulduğunu açıkladı.  İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, İsrail'in Ortadoğu'da ABD destekli bir hava savunma ittifakı inşa ettiğini ve bu ittifakın İran saldırılarını engelleyeceğini söyledi. Xinhua Haber Ajansı'nın aktardığına göre, söz konusu ittifakın Ortadoğu Hava Savunması (MEAD) olarak adlandırıldığını duyuran Gantz, "İran'ın bölgeyi roketler, seyir füzeleri ve insansız hava araçlarıyla vurma girişimlerinin ardından" bu kararı aldıklarını belirtti. Gantz, ittifakın hayata geçirilmesinde ABD Başkanı Joe Biden ile birlikte çalıştıklarını vurguladı.   Gantz'ın ittifakın amacını "ABD Merkez Komutanlığı himayesinde İsrail ile bölge ülkeleri arasındaki iş birliğini güçlendirmek" olarak tanımlaması ise dikkat çekti. İttifakın üyelerine ilişkin bir bilgi paylaşılmadı. 











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

Kuyruğunu yiyerek… + Erdoğan’ın ‘İslam ittifakı’ neden mümkün değil?+Beyaz Saray’da Pakistanlı komutan -Cumhuriyet-

Kuyruğunu yiyerek…- Ergin Yıldızoğlu- ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, “ İran nükleer silah yapmıyo r” dedi ama ABD’de bir ira...