Korkut Boratav, Batılı ülkeler son yılların en yüksek enflasyon oranlarını açıklarken Rusya'nın 'rublenin değerini, döviz kazançlarını ve dış dengesini koruyabildiğini' kaydetti.
Rusya'nın Ukrayna'nın doğusuna yönelik başlattığı askeri harekat beşinci ayına girmek üzere. Tüm bu süreçte Moskova, başta ABD ve İngiltere olmak üzere Batılı ülkelerin geniş kapsamlı yaptırımlarına ve özellikle ihracat ambargolarına maruz kaldı. Her ne kadar enerji ve gıda başlıkları bu çerçevenin dışında tutulmaya çalışılsa da, Rusya'nın Avrupa ülkelerine çeşitli gerekçelerle gazı kesmesi veya akışı azaltması ve Karadeniz üzerinden tahıl koridorunun bir türlü açılamaması gibi nedenlerden kaynaklı tüm dünyada enerji krizi ve gıda güvenliği tartışmaları sürmekte.
Bu süreçte öne çıkan bir diğer gelişmeyse Batılı ülkelerin art arda açıkladığı "rekor" enflasyon verileri oldu. Buna ek olarak çeşitli Avrupa ülkelerinde hayat pahalılığına ve enflasyon oranının altında kalan ücret zamlarına karşı protesto gösterileri ve grevler de dikkat çekiyor.
Dayanışma Meclisi üyesi, Marksist iktisatçı Korkut Boratav'a göre pandeminin ardından gelen ekonomideki ikinci şok dalgası Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı ekonomik yaptırımlardan kaynaklanıyor. soL'un sorularını yanıtlayan Boratav yaşananları "1980 sonrasında yaşanan ortamla benzerlikler var. İşin tuhafı, olumsuz ekonomik etkiler Rusya’dan çok Batı’da gözleniyor" sözleriyle açıkladı.
Baş aktörler: ABD ve İngiltere – 40 yıllık rekor!
İlk “rekor enflasyon” açıklaması Ukrayna’daki savaşın baş kışkırtıcısı durumunda olan ABD ve İngiltere’den geldi.
ABD Çalışma Bakanlığı verilerine göre, önce mart ayında yıllık bazda yüzde 8,5 oranında yükselen tüketici fiyat endeksi, mayıs ve haziran aylarında da aynı yükseliş eğilimini sürdürerek önce 8,6'ya ardından 9,1'e yükseldi. Bu, Aralık 1981’den beri ABD'de görülen en yüksek enflasyon oranı. Özellikle akaryakıt fiyatlarının hızla artmasıyla kendisini hissettiren hayat pahalılığı ABD Başkanı Joe Biden'ın ağır bir şekilde eleştirilmesine de sebep oluyor. Yaşananların sorumlusu olarak Rusya'yı gösteren Biden, her ne kadar alternatif enerji kaynakları aramaya devam edeceğini belirtse de bu konuda başarılı olduğu söylenemez. Geçtiğimiz gün, seçim döneminde "parya devleti" ilan ettiği Suudi Arabistan'a gitmek zorunda kalan ancak Riyad'da yaptığı görüşmelerden eli boş dönen Biden'ın, FED'in faiz artırımına gitmesi sonrası oluşan "resesyon" kaygısıyla nasıl başa çıkacağı ise merak konusu.
-----------------
https://haber.sol.org.tr/haber/suudi-arabistan-rusya-ile-anlasmalari-bozmayacak-342081
------------------
İngiltere’de de benzer bir tablo söz konusu. Mayıs ayında açıklanan verilerde yıllık enflasyon oranı yüzde 9,1 olarak açıklandı. Bu rakamın da ABD’de olduğu gibi, 1982’den beri görülen en yüksek oran olduğu aktarılıyor. Nitekim Boris Johnson'ın kendi partisi içerisinde dahi güvensizlik ortamını hafifletememesine yol açan ortamın ekonomideki bu sorunlardan kaynaklandığı düşünülüyor.
Yeşiller’in Almanya’sı – 50 yılın en yüksek oranı!
Avrupa Birliği'nin en büyük ekonomisi Almanya’da da mayıs ayında açıklanan verilere göre yıllık enflasyon yüzde 7,9 oldu.
Enflasyon oranının en son petrol krizinin yaşandığı 1973-1974 kış mevsiminde bu kadar yüksek ölçüldüğü belirtiliyor. Öyle ki, Yeşiller hükümeti ironik bir şekilde Rusya'ya bağımlılığı azaltma iddiasıyla kömür kullanımından, ortak ısınma alanlarından ve "daha kalın" giyinmekten söz ediyor..
Öte yandan Boris Johnson’dan sonra bu enflasyonist ortamın Şansölye Olaf Scholz'u da istifa etmeye zorlayacağı konuşuluyor. Scholz, Almanya'nın yükselen enerji fiyatları ve enflasyon konusunda tarihi bir zorlukla karşı karşıya olduğunu keşfederken, mevcut krizin birkaç ay içinde bitmeyeceğini de sözlerine ekliyor.
-----------------
https://haber.sol.org.tr/haber/scholzdan-enflasyon-aciklamasi-tarihi-bir-zorlukla-karsi-karsiyayiz-340858
-----------------
'Latin' Avrupa – 36 yıl sonra ilk kez…
Fransa, İtalya ve İspanya'da da durum farksız değil. Her üç ülkede de görülen enflasyon oranları, 1986/87'den beri en yüksek seviyeye tekabül ediyor.
Fransa Ulusal İstatistik ve Ekonomik Çalışmalar Enstitüsü'nün paylaştığı bilgiye göre, mart ayında yıllık bazda yüzde 4,5 olarak gerçekleşen enflasyon, haziran verilerine göre 6,5 seviyesine kadar çıktı.
İtalya'da yüzde 8 olarak açıklanan enflasyon, İspanya'da yüzde 10,2 seviyelerine kadar çıktı.
'Rusya rublenin değerini korudu'
Bir süre önce Gazprom'un ödemeleri ruble ile kabul edeceğini açıklamasıyla başlayan ve birkaç gün önce de Almanya'ya gaz akışının kesilebileceğini açıklamasıyla devam eden süreçte Rusya'nın enerjiyi bir "caydırıcılık unsuru" olarak kullanmasını ve Ukrayna gündemiyle başlayan gelişmelerin Batı ekonomilerine etkisini Korkut Boratav'la konuştuk.
"Korona salgınının tüm dünya ekonomilerinde yarattığı şokun ikinci bir dalgası bugünlerde yaşanıyor. Bu ikinci şok, ABD öncülüğünde Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı ekonomik yaptırımlardan kaynaklandı. İşin tuhafı, yaptırımların olumsuz ekonomik etkileri Rusya’dan çok Batı’da gözlenmektedir" değerlendirmesi yaparak sözlerine başlayan Boratav, özellikle doğalgaz ve petrol ihracatına karşı uygulanan yaptırımların tüm maliyetleri yukarı çektiğinin altını çizdi.
Boratav, "Ukrayna-Rusya kökenli hububat ve hammadde fiyatlarının da etkisiyle enflasyon hızlanmaktadır. Yaptırımlardan kısa dönemde en ağır etkilenen ülkeler, bu konuda ABD’nin kuyruğuna takılan Batı Avrupa’da yer alıyor" diye konuşarak özellikle Rusya'ya enerji ve gıda bakımından büyük ölçüde bağımlı olan ülkelere dikkat çekti.
'ABD ekonomisi küçüldü'
"1974 sonrasında OPEC’in ham petrol fiyatlarını sıçrattığı" döneme atıfta bulunarak, "Batı'da 1980 sonrasında yaşanan ortamla benzerlikler var" yorumunu yapan Boratav, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Stagflasyon, yani durgunlaşma ve küçülme ile enflasyonun bileşkesi Batı’da hortluyor mu? Enflasyon temposu yüzde 9’u aşarak son kırk yılın rekorunu kıran ABD ekonomisi 2022’nin ilk üç ayında küçüldü. Birleşik Krallık ve AB’de de öngörüler aynı doğrultudadır. Faiz artışlarında ise FED öncülük yapmakta; dolar, bu nedenle avro ile eşdeğer düzeye çıkmıştır. Öte yandan ABD, Rusya’nın rezervlerine el koyarak doların uzun vadeli itibarını tehlikeye sürüklemiştir. Toplam borçlanma oranları da zirvededir."
Boratav son olarak "Rusya ise bugüne kadar rublenin değerini, döviz kazançlarını ve dış dengesini koruyabilmiştir" ifadelerini kullandı.
DENİZ YAŞAYAN / SOL-Özel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder